Erkan Kolçak Köstendil’in yazıp sahneye koyduğu tek kişilik tiyatro oyunu 12 Numaralı Adam, geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa’daki temsiliyle 100. dünya şehrinde sahnelenmiş oldu.
8 sezondur dünyanın birçok yerinde sahnelenen 12 Numaralı Adam, 5 kıta, 21 ülke ve 99 şehirde toplam 200 kez izleyicilerle buluştu. Kalede kalmak, aile olmak, yalnız kalmak, çizgilerin dışına çıkmak üzerine odaklanan ve izleyicileri taraftara dönüştüren oyun, yeni yılda da sahnelenmeye devam edecek.
“Yıllarını aynı takımda geçirmiş bir kaleci ...
İki maç üst üste yediği hatalı goller nedeniyle yedek kalmış ve iki sene boyunca tekrar kaleye geçeceği günü beklemiştir. Kader onu kalesine belki de hiç top gelmeyecek bir maçta tekrar kaleye geçirir.
Bu 90 dakika onun; geçmişini, yaşadıklarını, seçimlerini ve hayatı, seyirciyle beraber sorguladığı bir doksan dakikaya dönüşecektir. Erkan Kolçak Köstendil’den kalede kalmak, aile olmak, yalnız kalmak, çizgilerin dışına çıkmak üzerine tek kişilik bir oyun.”
Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nin etkinlik mekânı BlackBox, 5 Ocak Pazar gününden itibaren sanat tarihi, resim, seramik, kent hafızası, edebiyat ve yemek kültürü gibi birbirinden farklı konulardaki seminerleri sanatseverlerle buluşturacak.
Sanat eleştirmeni ve yazar Ayşegül Sönmez’in 20. yüzyıldan her ay farklı bir on yıllık dönemin etkili sanat akımlarını ele aldığı “Ayşegül 20. Yüzyılda” etkinliği 5 Ocak Pazar günü 14.00’te Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’ndeki eserler ışığında 1940’lı yılların sanat anlayışına odaklanacak.
İstanbul’da yaşayan ve üreten, eserleriyle şehre ve insanlara ilham veren sanatçıları ve yazarları bir araya getiren Blackbox’ın yeni etkinlik dizisi “İstanbul Hafızası”nda Bahar Çuhadar her söyleşide bir konuk ile hafızalardaki İstanbul’u konuşacak. Serinin ilk konuğu oyuncu Sumru Yavrucuk olacak. Etkinlik ise 9 Ocak Perşembe günü 16.00’da gerçekleşecek.
Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nin “Tat ve Sanat: Lezzetli Resimler” sergisinden ilhamla düzenlenen “Gül İrepoğlu Anlatıyor” konferansları 11 Ocak Cumartesi günü 14.00’te tarladan ve bağdan gelen meyve sebzelerin, denizden çıkan balığın ve kaynaktan akan suyun insanlara nasıl ulaştırıldığına dair hikâyelere odaklanacak. “Pazara Gitmeye Bayılırım! Sokak Simidine de... Tuvalde Çarşı-Pazar” başlıklı konferansta, yerli ve yabancı sanatçıların pazar yerlerini, dükkânları ve sokak satıcılarını göz alıcı bir canlılıkla işlediği eserler incelenecek.
Doç. Dr. Seda Yavuz’un 19. yüzyıl Avrupa sanatında natürmortun yolculuğunu anlatacağı “Avrupa Sanatında Natürmort: Empresyonizmden Günümüze” semineri 15 Ocak Çarşamba günü 16.00’da düzenlenecek.
Sanatçıların hayatları, etkilendikleri sanat akımları, ilham kaynakları ve öne çıkan eserlerinin konu edildiği “Tanıdıkların Gözünden” etkinliğinde 25 Ocak Cumartesi günü 14.00’te Türk seramik sanatının öncülerinden Sadi Diren konuşulacak. Katılımcılar, geleneksel seramik tekniklerini modern sanat anlayışıyla birleştirerek Türk çağdaş sanatına önemli katkılarda bulunan Diren’i, önce öğrencisi olan, sonrasında uzun yıllar asistanlığını yapan Prof. Dr. Süleyman Belen’in anlatımıyla dinleme fırsatı bulacak.
Sanat tarihinde hafiyeliğe çıktığımız “Seza Sinanlar Uslu ile İz Sürüyoruz” seminerlerinin 21 Ocak Salı günü 16.00’da düzenlenecek “Pera’da Üç Fransız Ressam” başlıklı etkinliğinde Mekteb-i Sultani’nin resim öğretmeni, Beyoğlu yangınını resmeden François-Claude Hayette, Saray’ın davetiyle İstanbul’a gelen ve Köçeyan Konağı’nı resimleyen Hippolyte Dominique Berteaux ve Şişli Metamorphosis Kilisesi’nin dış cephe mozaiklerini yapan Prétextat Lecomte’un yaşamları ele alınacak.
Doç. Dr. Aslıhan Erkmen, 23 Ocak Perşembe günü 16.00’da vereceği “Minyatür Sanatında Yeme İçme Kültürü - Sözelden Görsele Lezzet ve Ziyafet: İki Osmanlı Sûrnâmesinden Yiyecek Tasvirleri” başlıklı seminerde, 16. ve 18. yüzyıllarda hazırlanan iki resimli nüshaya odaklanacak: Dönemin sözel ve görsel atmosferini günümüze taşıyan Sûrnâme-i Hümâyûn ve Sûrnâme-i Vehbî’deki tasvirler üzerinden Osmanlı yemek kültürü ve ziyafet adabı incelenecek.
Dünya klasikleri, modern klasikler ve Türk edebiyatının önemli eserlerinin gazeteci Emrah Kolukısa moderatörlüğünde, alanında uzman isimlerle birlikte konuşulduğu “Arka Kapak” etkinliğinin 30 Ocak Perşembe 16.00’da düzenlenecek bölümünde ise E.T.A. Hoffmann’ın Kum Adam isimli eseri, Doç. Dr. Şebnem Sunar ile incelenecek.
BlackBox’ta düzenlenecek etkinliklerin biletlerine Biletix üzerinden, ayrıntılı bilgiye ise buradan ulaşabilirsiniz.
Mieko Kawakami’nin okurlara kendin olmaya, aşka ve melankoliye dair unutulmaz bir hikâye anlattığı kitabı Gece Yarısı Tüm Aşıklar, Sinan Ceylan’ın çevirisiyle Doğan Kitap’tan çıktı.
Kawakami’nin uluslararası çoksatan romanı Memeler ve Yumurtalar, 2020 yılında TIME’ın en iyi 10, New York Times’ın ise en iyi 100 kitabından biri seçilmişti. Bu romanıyla da kadınların farklı seçimlerini ve bu seçimlerin sonuçlarıyla baş etme biçimlerini incelikli bir dille anlatıyor.
Fuyuko Irie, Tokyo’da yalnız yaşayan, otuzlarında bir redaktördür. Dışarıdan çalıştığı yayınevindeki meslektaşı Hijiri’den başka pek kimseyle teması yoktur. Yalnız ve tekdüze yaşamını hareketlendirmek üzere gittiği kültür merkezinde Mitsutsuka adlı bir adamla tanışır. İkisi her hafta buluşup sohbet etmeye başlarlar. Fuyuko’nun duyguları derinleştikçe, etrafına ördüğü duvarları yıkmaya doğru adım adım ilerler.
“Şiddetli bir rüzgâr esti. Kendimizi adını bilmediğim kocaman bir ağacın altında dikilip sayısız yaprağın eşzamanlı titremesini izlerken bulduk. Yakınlarda bir karga ötüyordu ve gecenin siluetleri iyice belirginleşmişti. Gecenin gölgelerinde sadece ikimiz vardık.”
John Wick filminde yer alan “Think” şarkısıyla dikkatleri üzerine çeken dream pop ikilisi Kaleida, 11 Şubat 2025’te IF Performance Hall Beşiktaş’ta müzikseverlerle buluşacak.
İngiltere ve Almanya’dan iki yetenekli müzisyen Christina Wood ve Cicely Goulder’den oluşan Kaleida, 2014 yılında yayımladığı ilk teklisi “Think” ile John Wick filminde yer alarak dünya çapında ün kazandı. Ardından çıkardıkları tekliler ve albümlerle büyük bir hayran kitlesin ulaşan grubun “99 Luftballons” şarkısına yaptığı cover da büyük ilgi gördü ve bu şarkı, Charlize Theron’un başrolünde olduğu Atomic Blonde filminde yer aldı. Dream pop'un atmosferik ve derin melodilerini, synth-pop’un modern tınılarıyla harmanlayan Kaleida, güçlü vokallerle dinleyicilerine etkileyici bir deneyim sunuyor.
11 Şubat 2025’te IF Performance Hall Beşiktaş’ta gerçekleşecek Kaleida konserinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.
Bilsart, Basim Magdy’nin “Fil, Sirkin Sahibi ve Palyaçolar” başlıklı kişisel sergisini 8 Ocak-8 Şubat tarihleri arasında sanatseverlerle buluşturacak.
Basim Magdy’nin .artSümer’de yer alan “Every Subtle Gesture Casts a Shadow on The Future” sergisi ile eş zamanlı olarak Bilsart’ta Crystal Ball ve The Dent filmleri izleyiciye sunulacak.
Crystal Ball (2013), geleceğe bir bakış atar ama gördüğü şeyin dünle aynı olduğunu keşfediyor. Magdy’nin kameralarının kırık yapısından ışık, benzersiz bir şekilde yayılıyor ve siyah-beyaz görüntülerde zamanı çökertiyor, sonsuz gri tonlarıyla her şeyin birbirine karışmasını sağlıyor. The Dent (2014) filminde ise umutsuzca umutla hipnotize olmuş, bilinmeyen bir şehir Olimpiyatlara ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Absürtlükle harmanlanmış bir ütopik vizyonu açığa çıkaran metin katmanları, her şeye rağmen harekete geçmenin değerlerini ve tehlikelerini düşünmeye davet ediyor. Kolektif inanç ve onun sürekliliğine dair melankolik bir kutlama sunuyor.
Künye:
1-2. Basim Magdy, The Dent
3-4. Basim Magdy, Crystal Ball
Yuta Takahashi’nin ölümün kabullenilişini farklı farklı anlatılarla ele aldığı Japonya’nın çok satan kitabı Chibineko Mutfağı: Kalbe Dokunan Tatlar, Serhat Temel’in çevirisiyle Athica Yayınları’ndan çıktı.
“Kaybettiğiniz Sevdiklerinizle Son Bir Kez Daha Buluşmak İster miydiniz?” alt başlığına sahip kitap ölümü olduğu gibi, hayatın bir parçası olarak kabul ediyor. Takahashi, “Sevdiklerinizi bir kez daha görebilseydiniz, onlara ne söylerdiniz?” sorusunu yöneltiyor okuruna.
“Bir kafe düşünün, size bir şans daha veren… Ölmüş sevdiklerinizle bir yemek yeme şansı sağlayan Chibineko Mutfağı kalbinize dokunacak. Kotoko, ağabeyini trajik bir kazada kaybettiğinden beri derin bir yasla boğuşmaktadır. Ancak Chibineko-tei adındaki gizemli bir restoran, ona beklenmedik bir mucize sunar: Hayatını kaybeden kardeşiyle son bir kez buluşma şansı…
Şef Kai’nin hazırladığı yemek, Kotoko’yu kaybettiği ağabeyiyle buluşturur. Deniz kıyısındaki bu sıcak mekânda, kedinin huzur verici mırıltısı eşliğinde, Kotoko’nun yalnızca bedeni değil, ruhu da doyar. Kederin ve umut dolu anıların buluştuğu bu küçük restoranda tatlar, anılarla iç içe geçer. Kaybedilenler, bir yemeğin kokusunda ve tadında bir an için geri döner.”
2009’da hayatını kaybeden dünyaca ünlü arp sanatçısı anısına düzenlenen 2. Ceren Necipoğlu İstanbul Uluslararası Arp Festivali, 14-19 Ocak 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek.
2. Ceren Necipoğlu İstanbul Uluslararası Arp Festivali, farklı yaş kategorilerindeki arp ve oda müziği yarışmaları, ustalık sınıfları, söyleşiler ve atölyelerin yanı sıra Sioned Williams, Ece Yavaş ve Florence Sitruk, Giedra Julija Tutkute ve Trio Granados, Şirin Pancaroğlu ve Anne-Sophie Bertrand ile Arpanatolia’nın konserlerine ev sahipliği yapacak. Festivalin, İstanbul İngiltere Başkonsolosluğu’ndaki özel açılış daveti ve Pera Müzesi’ndeki Ceren Necipoğlu Doğum Günü Özel Konseri haricindeki tüm etkinlikleri, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenecek.
Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarı öğretim görevlisi ve Arp Sanat Dalı Başkanı, dünyaca ünlü arp sanatçısı ve pedagog Ceren Necipoğlu, Brezilya’nın Rio de Janerio şehrinde verdiği konserden dönerken, 1 Haziran 2009’da Air France Havayolları’na ait uçağın Atlas Okyanusu’na düşmesi sonucu yaşamını yitirdi. Sanatçının anısına, ablası Ayşe İmre Tüylü’nün önderliğinde düzenlenen Ceren Necipoğlu İstanbul Uluslararası Arp Festivali, ilk kez Ocak 2020 yılında gerçekleşti. Festival, ömrünü arp sanatına adayan Necipoğlu’nun “paylaşarak öğrenme” misyonunu yaygınlaştırmayı, katılan tüm gençlerin yeni ufuklar keşfetmesine yardımcı olmayı ve Türkiye’de arp sanatının gelişimine katkı sağlamayı amaçlıyor.
2. Ceren Necipoğlu İstanbul Uluslararası Arp Festivali, solo arp yarışmalarının jüri başkanı, BBC Senfoni Orkestrası’nın 28 yıllık emekli baş arpisti, uluslararası arp sanatçısı ve Londra Kraliyet Müzik Akademisi Onursal Araştırma Üyesi Sioned Williams’ın 14 Ocak Salı akşamı İstanbul İngiltere Başkonsolosluğu’nda düzenlenen özel davette vereceği konserle başlayacak. Ceren Necipoğlu’nun öğrencisi Ece Yavaş ve dünyaca ünlü arp sanatçısı Florence Sitruk’un, müzikseverleri arp tarihini şekillendiren derin hikâyeler ve eşsiz yeteneklerle buluşturacağı özel bir repertuvar seslendirecekleri konser, 15 Ocak Çarşamba akşamı saat 19.00’da AKM Çok Amaçlı Salon’da gerçekleşecek. 17 Ocak Perşembe akşamı 19.00’da aynı salonda gerçekleşecek Gençlik Konseri’nde, ilk festivalde Young Hope kategori birincisi olan Giedra Julija Tutkuté ve Oda Müziği kategorisi birincisi Trio Granados’u temsilen grubun piyanisti Kalle Peura, kendi müzikal yolculuklarını yansıtan özenle seçilmiş eserler seslendirecekler. Türkiye’nin önde gelen arp sanatçılarından Şirin Pancaroğlu ve Frankfurt Radyo Senfoni Orkestrası baş arpisti Anne-Sophie Bertrand’ın özenle seçilmiş bir repertuvar sunacağı duygu yüklü Ceren Necipoğlu Doğum Günü Özel Konseri ise 18 Ocak Cumartesi saat 20.00’de Pera Müzesi’nde düzenlenecek. 2. Ceren Necipoğlu İstanbul Uluslararası Arp Festivali, 19 Ocak Pazar akşamı saat 20.00’de AKM Tiyatro Salonu’nda düzenlenecek ödül töreni ve kapanış konseriyle sona erecek. Solo Arp Yarışmaları ve Oda Müziği Yarışması’nın kazananlarının ödüllerini alacağı gecede Çağatay Akyol (arp), Ferhat Erdem (kaval-ney-sipsi-cura) ve Cemal Özkızıltaş (otantik perküsyon) Arpanatolia projesi kapsamında sahne alacak.
2. Ceren Necipoğlu İstanbul Uluslararası Arp Festivali hakkında ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Ferda Art Platform, baskı sanatını tarihsel ve çağdaş bir perspektifle ele alan “Print” başlıklı sergiyi 4 Ocak 2025 tarihine kadar sanatseverlerle buluşturuyor.
“Print”, uluslararası galeriler ve sanat kurumlarıyla yapılan iş birlikleri sayesinde, geçmişin ikonik eserleri ile çağdaş sanatçıların yenilikçi çalışmaları arasında diyalog kuran bir seçkiyi izleyicilere sunuyor. Sergi, baskı sanatının modern dünyadaki yerini yeniden değerlendirirken, bu medyanın bir üretim aracından öte, bağımsız bir sanatsal ifade biçimi olduğunu vurguluyor. Sergide; Fahrelnissa Zeid, Joan Miró, Roy Lichtenstein, Hakkı Anlı, Hüseyin Aksoy, Güneş Terkol, Eda Şarman, Ebru Uygun, Seydi Murat Koç, Georg Baselitz, Per Kirkeby, Austin Eddy, Daniel Richter, Aslı Çavuşoğlu, Fevzi Tüfekçi, Ömer Uluç, Gülsün Karamustafa, Gert & Uwe Tobias yer alıyor.
Künye: Georg Baselitz, Winterschlaf VI, 2014 Çizgi gravür, şeker kaldırma aquatint | Line etching, sugar lift aquatint, 69 x 82 cm, 10 Edisyon // Edition of 10
Susan Sontag’ın deneysel kurgu alanındaki ilk çalışması olan derinlikli anti-romanı İyiliksever, Duygu Şahin’in çevirisiyle Can Yayınları’ndan çıktı.
İlk kez 1963’te yayımlanan ve Sontag’ı dünyaya duyuran bu eser, eğlenceli olmasının yanı sıra rahatsız edici ve derinlikli bir kitap. İyiliksever, zengin ve hoşgörülü babası tarafından desteklenen, alışıldık insani hırslardan yoksun Hippolyte adlı genç bir adamın rüyalarını yorumlamak için hayatını kullanışını konu alıyor. Üniversitenin üçüncü sınıfında yazdığı bir makale sayesinde arzuladığı entelektüel çevreyle tanışma fırsatı bulan Hippolyte, zamanının çoğunu, birçok incelikli konuşmacının uğrak yeri olan Frau Anders’in salonunda geçirir. Çok geçmeden üniversite eğitimini yarıda bırakır. Daha sonraları bir dizi rahatsız edici rüya görmeye başlar ve bir karar verir: Bundan böyle hayatını yorumlamak için rüyalarını kullanmak yerine, rüyalarını yorumlamak için hayatını kullanacaktır.
“Henüz mutlulukla uzlaşamıyorum. Şiddetli bir ironi gırtlağımı sıkıyor. Düşlerimi ele geçiriyor. Beni korkunç, faydasız eylemlere itiyor. Kendimi fazla ciddiye almama neden oluyor ve rüyalarımdaki suç ortakları ile akıl hocaları dışında, başka birini ciddiye almamı engelleyerek son buluyor.”
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, klasik müziğin güncel yorumcularını konuk ettiği Pera Klasikleri serisi kapsamında 11 Ocak Cumartesi 19.30’da gerçekleşecek yılın ilk konserinde Seikilos Quartet’i konuk edecek.
Müzik tarihinin en eski eserlerinden biri olan “Seikilos’un Şarkısı”ndan ilham alarak kurulan ve I. kemanda Sevil Ulucan Weinstein, II. kemanda Rüzgâr Turgay, viyolada Beste Tıknaz Modiri ile viyolonselde Yılmaz Bişer’den oluşan Seikilos Quartet; konserde Haydn’dan Ravel’e, J. Strauss’tan Puccini’ye kadar uzanan geniş bir repertuvarı dinleyicilerle buluşturacak.
Pera Müzesi Oryantalist Resim Koleksiyonu’ndan bir seçkinin yer aldığı “Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar” sergisinin yer aldığı salonda 11 Ocak Cumartesi 19.30’da gerçekleşecek konser, dinleyenlere hem sanatsal hem de atmosferik bir müzikal yolculuk vadediyor. Konserin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.