14. Contemporary Istanbul’dan Radarımıza Takılanlar

Contemporary Istanbul’un kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli, fuar kapsamında geliştirilen özel projelere bu yıl yenilerinin eklendiğini belirtiyor. En dikkat çeken projeler arasında yerli koleksiyonerlerin son iki yıllık alımlarını kapsayan, küratörlüğünü Hasan Bülent Kahraman’ın üstlendiği "Recent Acquistions/Son Edinimler” sergisi yer alıyor. Yine bir ilk olarak fuarın artistik direktörü Anissa Touati tarafından düzenlenen açık hava heykel sergisi de Lütfi Kırdar Teras’ta izleyicilerini bekliyor. İki yıl önce başlatılan "Galeri Destek Programı” ile dijital sanat alanında üretim yapan sanatçıların yedinci kez bir araya geleceği Esra Özkan küratörlüğündeki “Plugin” de fuar izleyiciyileriyle buluşmaya hazırlanıyor. On dördüncü kez kapılarını aralayacak Contemporary Istanbul’un yerli ve yabancı 10 sanatçısını Artful Living olarak sizler için derledik.

Elsa Sahal

14. Contemporary Istanbul’da The Pill galeri tarafından temsil edilen Elsa Sahal, seramik disiplinindeki üretimleriyle tanınıyor. 1975 doğumlu Fransız sanatçı maskülen - feminen, temsili - soyut, erotik - iğreti gibi pek çok kavram ve ilişkiyi üretim pratiğiyle yeniden sorguluyor. Heykelleri çoğu zaman iç içe geçen erimiş, bükülmüş ya da kırılmış görünümü verilen vücudun farklı uzuvlarını yansıtıyor. Bedenin tamamından öte belirli kısımlara odaklanan Sahal, eserlerine yansıttığı uzuvları eser ismi olarak da kullanıyor. Recumbent Nudes serisinde olduğu gibi “bir göğüs”, “bir kol” ya da “bir ayak” şeklinde adlandırılan eserler, tek bir yapı üzerinden tüm bedene işaret eden, Türkçe karşılığı ile “ad aktarması” diyebileceğimiz yapıları meydana getiriyor. Böylelikle sanatçı, irdelediği kavramları somut yaklaşımlarda ters yüz ediyor. Elsa Sahal bugün Paris’te yaşıyor ve üretimlerine devam ediyor.

Ramazan Can

14. Contemporary Istanbul’a Anna Laudel temsiliyetinde katılan Ramazan Can’ın şamanizm, ritüeller, totemler, Anadolu’ya has gelenekler ve mitolojiden esinlendiği biliniyor. Sanatçı, günümüz ve geçmiş arasında kurduğu bağ ile ilkel yaşamın unutulmuş anekdotlarını izleyiciyle buluşturuyor. 1988, Manisa doğumlu Ramazan Can, Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü’nden 2011’de mezun olduktan sonra 2015 yılında Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Ana Sanat Dalı’ndan yüksek lisans derecesi alıyor. Şu an ise aynı üniversitenin Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak çalışan Ramazan Can, üretim ve yaşamına Ankara’da devam ediyor.

Shana Moulton

Bu yılki Contemporary Istanbul’da Crèvecoeur Galeri temsilinde yer alan sanatçı Shana Moulton, video ve performans disiplinlerinde üretiyor. Moulton, gülünç ve üzücü ögelerin bir araya geldiği işlerinde benliğinin bilinmezliğine uzanan bir yolculuğa çıkarak izleyicisini de aynı yola davet ediyor. Genel anlamda otobiyografik olan video ve performanslarında, melankolik ve agorafobik Cynthia adını verdiği ikinci bir kişiliği ön plana çıkarıyor. Sanatçı Cynthia’yı “İçimde, dünyadaki pek çok şey karşısında beslediğim belirsizlik ve duygusal çatışmayı anlamamı sağlayarak, biraz dışardan ve mizahi bir yöntemle onların üstesinden gelmeme yardım eden bir tür araç” olarak tanımlıyor. Moulton, masal dünyasını andıran işlerinde geniş ölçekte yer verdiği Cynthia’nın hayal alemi ile onun için yarattığı ev ortamını, New Age ve Kitsch sanat estetiğiyle bir araya getiriyor. 1976 doğumlu sanatçı, bugün New York’ta yaşıyor ve üretimlerini orada sürdürüyor.

Sercan Apaydın

1983, İzmir doğumlu Sercan Apaydın, bu yılki Contemporary Istanbul’da Versus Art Project tarafından temsil ediliyor. 2013-2015 yılları arasında üretim pratiğine Danimarka’da devam eden sanatçı, kolaj ve asamblaj tekniğinden yararlandığı resimleriyle biliniyor. Sanatçı, “varoluşsal çözümsüzlük” olarak adlandırılan kavramı, kendisini çevreleyenlerle ilişkisi üzerinden bir yerde bulunma zorunluluğu, yaşam alanları ve sınır gibi konuları irdeliyor. Son dönemlerde ürettiği yerleştirmelerinde soyut geometrik tasarımlar ile buluntu nesne, çıta ve resim malzemeleri gibi materyalleri bir araya getiren sanatçı, bendenin mekânda kapladığı varlık ile yaşamsal sürecin mekândaki ayrıntıları üzerine sorgulamalar yapıyor. Sercan Apaydın, İstanbul - Viyana arasında yaşıyor ve üretimlerini bu şehirlerde sürdürmeye devam ediyor.

Marina Pinsky

1986 doğumlu Rus sanatçı Marina Pinsky, 14. Contemporary Istanbul’da Lovaas Projects tarafından temsil ediliyor. Sanatçı üretimlerinde bir cisim, üç boyutlu bir malzeme ya da ideolojik bir dünya temsili olarak tek bir görüntüyü nasıl okuyabileceğimiz üzere sorgulamalar yapıyor. Temsiliyetin karmaşık kodlarını çözmek ve somutlaştırmak için fotoğraf tekniğinden yararlanan Pinsky, dijital ve analog teknikleri bir araya getirerek sanal ve maddesel dünya arasındaki ilişkiyi açığa çıkarıyor. Üretim pratiği, geleneksel fotoğraflarla diyalog hâlinde sergilenen heykel çalışmalarını içerirken fotoğraflanabilecek senaryo ve obje yaratımı da söz konusu pratikte yer alıyor. Çalışmalarında irdelediği konuları katmanlı bir anlatıya dönüştüren sanatçı, ideolojik ve tarihsel inançlarının kalıplaşan imaj üretiminde nasıl konumlandığını araştırıyor. Marina Pinsky, Brüksel ve Berlin’de yaşıyor ve bu şehirlerde üretmeye devam ediyor.

Koray Ariş

Bu seneki Contemporary Istanbul’da Öktem Aykut Galeri tarafından temsil edilen Koray Ariş, heykel disiplinindeki üretimleriyle tanınıyor. 1944, Adana doğumlu sanatçı, 1969 – 1971 yılları arasında devlet bursu ile gittiği Roma’da, Emilio Greco Atölyesi’nde eğitim aldıktan sonra çalışmalarına Türkiye’de devam ediyor. İlk dönem çalışmalarından başlayarak uzun yıllar figüratif heykeller üreten sanatçı son dönem işlerindeyse kendi içinde dengeye sahip soyut formlar yaratıyor. “Deri giydirme” tekniğini kullanan sanatçı çalışmalarında ahşap ve deriden yararlanıyor. Sanatçı, deri parçalarını ahşap çivilerle örgütleyerek masif hâle getirdiğini belirtirken böylelikle ana formu oluşturmaya çalıştığını ifade ediyor. İstediği şekil ve formu tam olarak verdikten sonra dıştan deri giydirme tekniğini uyguladığını söylüyor. Bu heykellerde ek yerlerini çok iyi denk getirmek gerektiğini belirten Koray Ariş, bütünün içerisinde uyumu yakalamanın çok önemli olduğunu vurguluyor.

Burçak Bingöl

1976, Görele doğumlu Burçak Bingöl 14. Contemporary Istanbul’da Zilberman Gallery - İstanbul, Berlin tarafından temsil ediliyor. Sanatçı seramik, çizim, video, fotoğraf, enstelasyon gibi farklı teknikler kullandığı üretimleriyle tanınıyor. Bingöl çalışmalarında aidiyet, kültürel miras, kimlik, dekorasyon ve yanlışlık gibi birbirinden farklı görünen kavramları, aralarındaki sınırı bulanıklaştırarak bir araya getiren bir yaklaşım benimsiyor. Sanatçı yoğun üretme biçimiyle kopyalama, iz sürme ve yeniden yapılandırma yöntemiyle süsleme ve dekorasyon kavramlarına analitik bir bakış açısı getiriyor. Soyut - temsili, reddetme - muhafaza etme kavramlarında dolaşan sanatçı, Doğu’nun ve Batı’nın sanat geleneklerini benimseyen ancak aynı zamanda yok sayan psikolojik peyzajlar üretiyor. Burçak Bingöl, bugün İstanbul’da yaşıyor ve üretimlerine burada devam ediyor.

Max Hooper Schneider

Amerikalı sanatçı Max Hooper Schneider, bu yılki fuarda High Art Galeri tarafından temsil ediliyor. Aslen biyoloji ve arazi mimarisi üzerine eğitim alan sanatçı, biyolojik sistemler ve teknolojik materyallere yönelik bilgilerini günümüzde ürettiği geniş ölçekli heykel ve enstalasyonlarında kullanıyor. Mutasyona uğrayan bitkiler ve bölgesel hayvan türlerini yansıtmak için akvaryum, teraryum ve vitrin gibi malzemeleri kullanan sanatçı, çalışmalarında iç içe geçen neon ışıklara da yer veriyor. Schneider, teatral ve sürreal bir atmosferde yapaylık ve doğallığı bir araya getiren üretim pratiğiyle biliniyor. Üretimlerindeki hazır yapım (ready-made) organik ögeler, izleyiciye ekosistemde idda edilen merkezi yer teorisini yeniden yaratmak için meydan okuyan antropojenik yıkımın ardından kendisini yeniden inşa etmeye girişen posthümanist bir dünya görüşünün izlerini çağrıştırıyor. 1982 doğumlu Max Hooper Schneider, bugün Amerika’da yaşıyor ve üretmeye devam ediyor.

Ayşe Erkmen

14. Contemporary Istanbul’da Dirimart tarafından temsil edilen Ayşe Erkmen, mekâna özgü yerleştirmeleriyle tanınıyor. 1949 doğumlu sanatçı, var olan mekânları fiziksel ve sosyal çevreden hareketle yeniden konumlandırıyor. Bu sayede söz konusu mekânlar, fiziksel ve psikolojik bağlamlarda izleyiciyle diyaloğa geçebilen, deneyimlenebilir üretimlere dönüşüyor. Geçici müdahalelerle ele aldığı mekânlara “heykelleştiren” önermeler sunan Erkmen, sergi alanına yabancı bir öge eklemekten kaçınıyor. Sanatçının gündelik mekânların, bu mekânlarda nesnelerin ve ilişkilerin yerlerini değiştirerek, bazen onları ortadan kaldırarak ve bozarak sıklıkla sanat ve yaşamı iç içe geçirmesi, alışılmamış alanlar oluşturuyor. Ayşe Erkmen, Berlin ve İstanbul arasında yaşıyor ve üretmeye devam ediyor.

Mark Dion

Amerikalı sanatçı Mark Dion, bu seneki Contemporary Istanbul’da Georg Kargl Fine Arts Galeri tarafından temsil ediliyor. 1961 doğumlu sanatçı üretim pratiğinde, dünya üzerindeki doğa, bilim ve tarih algımızı şekillendiren baskın ideolojiler ve toplumsal enstitüleri sorguluyor. Dion’a göre bir sanatçının görevi: “Baskın kültürün hiçbir ölçütüne boyun eğmeyerek, yarattığı basiret ve düzene karşı çıkabilmek”. Sanatçı, arkeolojik ve saha ekolojisine uygun toplama, sıralama ve buluntu objeleri sergileme gibi pek çok bilimsel yönteme uygun olarak nesnel (rasyonel) bilimsel yöntemlerle öznel (irrasyonel) etkiler arasındaki ayrımı sorgulayan çalışmalar yaratıyor. Dion’un göz alıcı ve çoğu zaman fantastik ögeler içeren nadire kabineleri, bir araya getirdiği obje ve numunelerin sıra dışı düzenlenişine gösterişli bir hava katıyor. Doğa bilimi hakkında kamuoyu araştırmaları yapan hayvanat bahçeleri, su altı ve doğal tarih müzeleri gibi çeşitli kuruluşlar, sanatçının üretimlerinde kendisine destek oluyor. Mark Dion, bugün New York’ta yaşıyor ve üretmeye devam ediyor.