Ahmed Fatih Andı’nın 16. yüzyılda Osmanlı ve İspanyol imparatorlukları arasındaki ideolojik, askeri ve siyasi çatışmayı, tesis edilen sosyal türlerin ve iki devletin benimsediği ben imajlarının nasıl inşa edildiğini incelediği çalışması Bir Dünya Savaşının İnşası üzerine bir yazı.
20. yüzyıl, savaş kavramını dönüştüren iki büyük “dünya savaşı” gördü. Maddi ve fikrî olarak önceki savaşlardan farklı olan bu iki dünya savaşı, devletin ve toplumun nasıl yönetileceğine dair doktrinlerden motivasyonunu almıştı. Bu yönüyle önceki yüzyıllardaki savaşlardan farklılardı. Her tarihi olay benzersiz bir fenomendir ancak aynı zamanda da bu benzersizliğin bir sınırı vardır; insan faaliyetleri ile tarihsel olaylar arasındaki ayrımların sınırlarından dolayı. Tarih disiplini kısmen nomotetik ve ideolojiktir. Dolayısıyla, erken modern dünyanın siyasi tarihi ile modern dünyanın siyasi tarihi arasında kopuşların yanı sıra düzenlilikler ve süreklilikler de vardır.
İki büyük “dünya savaşı”na da tanık olan tarihçi Fernand Braudel, 16. yüzyılda Akdeniz'de yaşanan Osmanlı-İspanyol çatışmasını iki büyük gücü barındırması açısından bir “dünya savaşı” olarak tanımlar. 16. yüzyılda yaşanan bu Osmanlı-İspanyol çatışması savaş tarihine birçok yeniliği getirdi. Teknoloji hızla ilerliyor, ateşli silahların kullanımı yaygınlaşıyor ve savaş giderek daha ölümcül hâle geliyordu. Piyade gücünün artması ve kürekli gemilerin kullanılmaya başlanmasıyla insan gücüne olan ihtiyaç arttıkça, savaş meydanındaki asker sayısı da artmıştı. Enflasyonist bir dönemde gerçekleşen bu çatışmalar gerek savaş alanındaki insan sayısı artması gerekse kullanılan silahlar ve ağır zırhlardan dolayı savaşın maliyeti daha da arttı. Ayrıca Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’ndaki savaşın yayılma etkisini Osmanlı-İspanyol çatışmasında da görmekteyiz. 16. yüzyılda yaşanan bu çatışma Kuzey Afrika sınırlarına kadar sıçramıştır.
Ahmed Fatih Andı’nın kaleme aldığı Bir Dünya Savaşının İnşası adlı çalışma 16. yüzyılda Osmanlı- İspanyol mücadelelerini inceliyor. Andı, bu çalışmasının amacını Osmanlı ile İspanyol imparatorlukları arasındaki ideolojik, askeri ve siyasi çatışmayı anlamaya çalışmak; bu dönemde oluşturulan sosyal kalıpların ve iki devletin kendi imajlarının nasıl oluştuğunu fikri yönden incelemek olduğunu söylüyor. Alanında Türkçe yapılmış az sayıdaki çalışmadan biri olan bu çalışma, Alexander Wendt'in inşacı (konstrüktivist) uluslararası ilişkiler kuramına dayanmakta. Metin yapısal temeli nedeniyle dil merkezli, sözcük merkezli ve yapısökümcüden çok yeniden kurmacı ve söz merkezli. Bu çalışma, bir sosyal teori okulu ve uluslararası ilişkiler teorisi olarak inşacılığa dayanmakta, ancak sonuçta bir siyasi tarih metnidir ve tarihçiliğin belirli kategorileri içinde değerlendirilebilir.
Uluslararası ilişkiler-tarih ilişkisi, erken modern Akdeniz dünyası, Hispanik dünya, tarih metodolojisi ve inşacı teori konuları üzerine çalışmalar yürüten Ahmed Fatih Andı’nın erken modern bir dünya savaşının sosyal olarak nasıl inşa edildiğini ele aldığı Bir Dünya Savaşının İnşası adlı kitabı Ketebe Yayınları etiketiyle yayımlandı. Tarihe, tarih felsefesine ve uluslararası ilişkilere ilgi duyan herkes için özenle hazırlanmış bir eser. Ayrıca yazar, bu metni daha anlaşılır kılmak için metnin sonuna Alexander Wendt'in teorisi tarafından önerilen yeni kavramlar da dâhil olmak üzere birçok kavramı içeren bir sözlük eklemiş. İyi okumalar…