Anadolu’nun Kayıp Dilleri

Aktüel Arkeoloji, okuyuculara, Anadolu'nun kayıp dillerinin hikâyesini anlatıyor.

Anadolu’nun kültürel mirası ve arkeolojik zenginliği üzerine araştırma yapan, ezber bozan keşifleri toplumun her kesimine ulaştırmayı hedefleyen Aktüel Arkeoloji’nin 36. sayısında; Anadolu’da kaybolmuş onlarca dilin hikâyesi anlatılıyor. Dergide ayrıca, uygarlıkların yazıyla tanışması, ticari ilişkilerle yazının gelişmesi gibi konular da okuyucuya aktarılıyor. Anadolu’nun Kayıp Dilleri ile gündeme tarihsel bir dokunuş gerçekleştiren dergi; Anadolu’da binlerce yıl önce kullanılan dillerin birbiriyle ilişkisini ve zamanla yok olarak nasıl ölü bir dile dönüştüğünü anlatıyor. Mısır ya da Mezopotamya’da ilk kez kullanılan yazı sisteminin; yaklaşık 2 bin yıl sonra yani günümüzden 4 bin yıl önce (MÖ 1950’lerde), Anadolu’ya (Kültepe / Kaniş) Asurlu tüccarlar aracılığıyla geldiğine değiniliyor.

İnsanoğlunun en büyük icatlarından biri olan yazının Anadolu’ya gelişi, binlerce yıllık kültürel belleğin kaybolmadan kaydedilmesini

sağladı. Kültepe’de bulunan pişmiş toprak tabletler, her şeyi kayıt altına alan büyük bir arşiv oluşturdu. Sonrasında Anadolu’nun farklı bölgelerinde yaşayan halklar kendi yazı sistemini geliştirmeye başladı. Böylece bir dil başka dillere kök saldı. Hititce, Hurrice, Urartuca, Luvice, Likce, Karca gibi çözülebilen dillerin yanı sıra; hâlâ tam olarak çözülemeyen diller, Anadolu’nun Kayıp Dilleri içerisinde büyük bir gizem oluşturmaya devam etti.

Arkeoloji, mitoloji, tarih, sanat tarihi, kültür alanlarında seçilen özel çalışmaları; güncel, sade ve özgün bir dille okuyucuya anlatmayı benimseyen Aktüel Arkeoloji, ilk kez Temmuz 2007’de okuyucularla buluştu. Yılda yaklaşık 1.000 arkeolojik kazının yapıldığı Anadolu’yu odak alan dergi, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden bir grup akademisyen, arkeolog ve gönüllü katılımcının katkılarıyla hazırlanıyor.