01 NİSAN, CUMA, 2022

Antagonistlere Karşı Bir “Kraliçe”

Seçil Pala’nın biyografik roman olarak kaleme aldığı ve Ahsen Gönülce’nin gerçek hayat hikâyesini anlattığı, edebiyatımızdaki ilk drag queen romanı olma niteliğine sahip Ahsen: Bir Drag Queen Romanı üzerine bir yazı.

Antagonistlere Karşı Bir “Kraliçe”

LGBTI+ hareketi günden güne daha da güçlenerek yükseliyor, muhteşem bir şey bu! Kuir edebiyat keşfedilmemiş eserlerine yıllar yılı hak ettiği o alanı açıyor ya da yeni eserlerle külliyatını güçlendiriyor; beyaz perde temsilleri kabul edemediğini şeytanlaştıran zorbalığa karşı muazzam bir yaşam enerjisi saçıyor ortalığa. Büyük yapım şirketleri LGBTI+ hikâyelerinin merkeze yerleştiği projelere –her ne kadar biraz da popüler olana ayak uydurma kaygısı taşısa da– yeşil ışık yakıyor.

Tüm bu anlatılar çok anlaşılır ve kabul edilebilir şekilde, derdi ve yarası olan anlatılar olduğu için çoğunlukla tahmin edilebilir bir şemanın içinde hapsoluyor: Normal “olmadığını” hissetme, antagonist aile ve toplum, antagonizmaya rağmen ilk dokunuşlar, kalp kırıkları ya da telafi edilemez mutluluklar, normal olmayışın aslında “normal” olduğunu fark etme... En nihayetinde özgür ya da yaralı bir öteki olarak akıp giden hayat.

​Bu anlatıların farkındalık yarattığı çok açık. Fakat insan yine de “başka türlü” bir hikâyenin var olup olmadığını merak ediyor. İşte tam da bu anda, birbirinden sıcak iki insan, Ahsen Gönülce ve Seçil Pala çıkıveriyor okurun karşısına!

Bizler “Kraliçe” Ahsen’i muhteşem drag queen performansları ve Dramaqueer/İstanbul Sanat Derneği’nin “Kırıta Kırıta” projesiyle tanıyoruz. Düşbaz’ın ocak listesinde okurlarla buluşan Ahsen: Bir Drag Queen Romanı ise Ahsen’in bir koreograf ve drag queen olma yolculuğunu Seçil Pala’nın sıcacık anlatımıyla anlatıyor okura.

Tabiri caizse “elimize doğan” Ahsen’in çocukluğundan disiplinli bir drag queen olmaya uzanan yolunda pek çok zorluk var tabii. Ailesinin dengeleri değişen zorlu tabiatı, kaybedilenler, kaybedildiği “zannedilenler”, bir daha hiçbir zaman eskisi gibi olunamayacaklar, büyüme sancıları, hülyalar, kalp kırıklıkları... Fakat Ahsen’in karşısındaki antagonist, hepimizin hayatlarındaki o antagonist. Ahsen’in dünyasında kendisinin ve başkalarının bedeniyle tanışırken her şeyi berbat eden zorbalar, hayallerini “Yapamazsın!” diyerek kestirip atanlar yok. Onun hayatında öpüşler ve hisler tüm sıcaklığıyla bir cevap bulabiliyor, arkadaşlar olması gerektiği gibi, gerçek bir sığınak hâline gelebiliyor.

​Ahsen’in hikâyesi Ankara’dan İstanbul’a uzanan bir yolculuk. Aslında hepimiz onu sahnelerdeki muhteşem performanslarıyla tanıyoruz ve bu sebeple, “başardığını” bilerek okumaya başlıyoruz bu hayat hikâyesini. Bu da hem okur olarak bize bir rahatlama imkânı sunuyor hem de Ahsen’in çok boyutlu bir “arkadaş” hâline gelebilmesini sağlıyor. Evet, o Türkiye’nin ilk drag queenlerinden, bugün pek çok drag queen’i yetiştirmiş bir hoca ve koreograf ama bu keyifli biyografi sayesinde gözlerimizin önünde bizimle beraber büyüyen, sevinen, öfkelenen, asla vazgeçmeyen ve inceliğinden ödün vermeyen bir çocuk, bir genç oluveriyor.

Oysa Ahsen’in dünyası ne bir ütopya ne de gerçeklikten elini ayağını çekmiş bir fanus. Hayır, Ahsen ne kadar evinin güvenli salonundaysa bir o kadar da henüz alışılmadığı için tekinsiz gelen otel odalarında; ne kadar ihtişamlı dekorların ve ışıkların kuşattığı sahnelerdeyse bir o kadar da şehirlerin kirli ve karakteristik dokusunu oluşturan arka sokaklarda... Ve bu temiz ve kirli kanı idame ettirebilen şehirlerde yüreğe, yapabileceklerine inanıldığı ve emek verildiği sürece her şey mümkün!

​​Biz 1973 ile 2021 yılları arasında mekik dokuyan Ahsen’i “Kraliçe Ahsen” olarak bırakıyoruz bu sıcacık anlatının sonunda. Oysa Ahsen’in muazzam disipliniyle nice drag queen’i yetiştirdiği bir öğretmenlik hayatı da var. Değişen ülke koşulları ve baskıcı aileler, öğrenciler arasındaki ilişkiler... Ahsen’in hayatının önemli bir kısmına dair bilmediğimiz ve delice merak ettiğimiz pek çok şey var hâlâ! Ayrıntı’nın ismi gibi düşbaz markasından çıkan Ahsen: Bir Drag Queen Romanı, Türkçede yazılmış ilk drag queen roman. Aynı zamanda klişe –ve ne yazık ki köklü– antagonistlere meydan okuyan, onların lüzumsuz varlığının olmadığı bir dünyada her saniyenin emekle, zarafetle doya doya yaşanabileceğinin bir temsili. Her şeyden de önemlisi, tam da bir “Kraliçe”ye yaraşır şekilde, henüz tamamı anlatılmamış, bitmemiş bir hikâye.

0
3241
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage