Nil Ormanlı Balpınar ile “her atık çöp değildir” diyerek çıktığı sıfır atık yolculuğunu, atıksız yaşamın nasıl sürdürülebilir hâle getirilebileceğini ve deneyimlerini bir rehber hâline getirdiği kitabı Başka Bir Gezegen Yok / Atıksız Yaşamın İpuçları’nı konuştuk.
Atıksız bir yaşamın mümkün olabileceğine dair ipuçlarını “nilkiyisi” kullanıcı adıyla Instagram üzerinden paylaşan Nil Ormanlı Balpınar’ın bu paylaşımlarını kitap hâline getirdiği Başka Bir Gezegen Yok / Atıksız Yaşamın İpuçları, Genç Timaş tarafından okura sunuldu. Kendisine “atıksız yaşam”ın ne ifade ettiği, uygulanabilirliği ve sürdürülebilirliği, günümüzde plastik kullanımının durumu ve sonuçları gibi konularda merak ettiklerimizi sorduk.
İlk kitabın Başka Bir Gezegen Yok hayırlı olsun. Senin “atıksız yaşam” yolculuğun nasıl başladı?
Öncelikle çok teşekkür ederim. “Atıksız yaşam” yolculuğum iki sene önce bir file çanta almamla başladı. Daha önce de duyarsız biri değildim tabii ama yaşam biçimi olarak benimsediğimi söyleyemem. File çantayı plastik torbaların yerine kullanabildiğimi görünce bu konuda daha fazla araştırma yapmaya başladım, yolculuğum da böyle başlamış oldu.
Atıksız yaşam fikrini uygularken seni zorlayan uygulamalar oldu mu?
Olmaz mı? Kaç kompost bozdum, kaç kere evden çıkarken yanıma bez çanta/kese almayı unuttum. Bence önemli olan zorluklar karşısında pes etmemek, bu pratikleri yavaş yavaş gündelik hayatın bir parçası hâline getirmek.
“Sıfır Atık” fikri insanların gözünü neden korkutuyor?
Tamamen kelime anlamından bence. Sıfır, çok net bir rakam. “Hiç atığın olamayacak, evinde asla çöp kovası olmayacak” algısı yaratıyor. Zaten döngüsel ekonomiye geçilmedikçe de mümkün olduğuna inanmıyorum ben.
Peki, buradan yavaş yavaş Başka Bir Gezegen Yok’a gelecek olursam, kitap fikri nasıl çıktı ortaya?
Aslında benim aklımda hiç böyle bir fikir yoktu. Kendi çapımda Instagram hesabımda içerik üretiyordum. Sonra sevgili editörüm Merve Okçu bana bu teklifle geldi. Ben de hemen kabul ettim. :)
Kitapta bir ders vermekten öte insanların uygulayabilecekleri öneriler sunuyorsun. Sence ilk ve en basit olarak atıksız yaşama hangi uygulamalarla başlayabilirler?
Amacım da buydu zaten. Bir gecede bütün atıklarını azaltmanın, ekolojik yaşama geçmenin bir yolu yok. Sürdürülebilir olan bu hayat tarzını benimsemek, ben de bu yüzden rehber niteliğinde bir şeyler hazırlamak istedim.
Bence ilk adım evdeki çöp kovasını incelemek olmalı. Hiç düşünmeden neleri çöpe atıyoruz, bunların hangileri geri dönüştürülebilir, organik atık miktarı ne kadar; bunları gözlemlemek lazım. Daha sonra yavaş yavaş bunların alternatiflerine bakabiliriz. Ama en temeli ne dersen, bence termos olabilir, eğer dışarıda çok fazla su içen biriyseniz. Veya plastik diş fırçası yerine bambu fırça edinmekle başlayabilirsiniz. Ama en ama en önemlisi, plastiksiz olacağım diye lütfen evinizdeki tüm plastikleri çöpe atmayın.:)
Karton bardağın plastik bardaktan daha az zarar verdiği gibi yaygın yanlış fikirler var, bunların önüne nasıl geçebiliriz?
Bu benim de üzerine çok düşündüğüm bir konu açıkçası. Ben de yıllarca kartondur, geri dönüşür diye düşünüyordum çünkü. Biraz araştırmak lazım, biraz zihni açık tutup sorgulamak lazım.
Aslında “sıfır atık” fikrinden korkanlar için rehber bir kitap olmuş. Çünkü kolay ve uygulanabilir öneriler sunuyorsun…
Çünkü ben de öyleydim. İlk duyduğum terim “sıfır atık”tı ve gerçekten tırsmıştım. Ben o zamanlar günde kim bilir ne kadar çöp çıkarıyordum, bu insanların bir yıllık çöpleri bir kavanozu doldurmuyor. O yüzden ellerinden geldiği kadarını yapmaları için teşvik etmek istiyorum insanları. Kompost için yerin mi yok, tamam, onları sokak hayvanları için ayır mesela. Eminim ki herkesin yapabileceği, ucundan kıyısından tutabileceği bir şey vardır.
Daha sağlıklı bir yaşamın/dünyanın hep daha pahalı olduğu düşünülüyor sence de öyle mi?
Maddi açıdan bakarsanız evet, bazen öyle olabiliyor. Ama tüm bu plastiklerin, işlenmiş gıdaların vücudunuza verdiği zararları, bu birikme sonucu ortaya çıkan hastalıkları ve bunların tedavisi için ödeyeceğiniz miktarı düşündüğünüzde hayır, bence değil.
Birçok çözüm için pahalılıktan dert yakınılıyor ama bir yandan da Başka Bir Gezegen Yok ekonomik olarak tasarrufun yolunu gösteriyor.
Biraz şu açıdan bakmak lazım bence: İlla yeni bez çanta almana gerek var mı? Evde kullanmadığın bir yastık kılıfından veya tişörtten yapamaz mısın? Ya da bambu çatal olmazsa olmaz mı? Olur tabii ki, evdeki çatal kaşık bıçaklardan kendine bir set yapabilir, yanında taşıyabilirsin. Zaten atığı azaltmanın yolu tüketimi azaltmaktan geçiyor. Ne kadar az alırsan o kadar az çöp çıkarırsın. Önce bu mantığı oturtmak gerekiyor bence.
Ama illa somut örnek vermek gerekirse, mutfak için ayrı, banyo için ayrı, lavabo için ayrı, bilmem ne yüzeyler için ayrı deterjanlar kullanmak yerine Arap sabunu, karbonat ve sirke tercih edip yüklü bir miktarda tasarruf yapabilirsiniz. Parlatıcıya ve yumuşatıcıya para vermek yerine yine sirke kullanabilirsiniz. Evde kendi meyve sebzenizi yetiştirebilirsiniz. Kendi kıyafetlerinizi tamir edebilir veya dikebilirsiniz. Binlerce örnek verebilirim.
Kitaptaki çeşitli uygulamalar aynı zamanda -özellikle genç okurlara- günümüzde biraz uzaklaştığımız “paylaşma” deneyimini de öğretiyor.
Ne yazık ki biz yetişinler de bunu unuttuk. Bir kere kullanacağımız bir şeyi gidip komşumuzdan istemek yerine satın alıyoruz. Paylaşım/hediye ekonomisinin ve takasların önemi bence çok büyük, yenide hatırlayıp hayatımıza dahil etmemiz lazım.
Gezegenimizi korumak için sadece atıklardan mı vazgeçmek gerekiyor, başka neler yapılabilir?
Sadece atıklar değil tabii konu. Karbon ayak izimiz çok yüksek, iklim krizi zaten kapıda. O yüzden taşıt tercihimizden tutun da yediğimiz yiyeceklere kadar her şeyi düşünmemiz gerekiyor. Sıralamak gerekirse, et tüketimini azaltmak, kişisel araç yerine toplu taşıma tercih etmek, zorunlu olmadıkça uçak yerine diğer ulaşım yollarını tercih etmek vb.
Ayrıca bence hayvan deneyi yapmayan ve vegan markaları tercih etmek de çok önemli.
Daha az atıklı bir yaşam için birinci sınıftan başlayıp üniversiteye kadar, nitelikli ve uygulamalı dersler verilmeli mi? Ne düşünüyorsun bu konuda?
Kesinlikle katılıyorum. Zaten eğer şimdi harekete geçmezsek ilerleyen yıllarda bunlar zorunlu davranışlar hâline gelecek. O yüzden temelden oturtmak ve özellikle de çocukları bilinçlendirmek çok önemli.
Plastik poşetlerin ücretli hâle gelmesi gibi başka ürünlere de ücret gelmesi ya da teşvik edici uygulamalar planlanması faydalı olur mu sence? Mesela yurt dışında uygulanan atıklarla metro bileti almak gibi…
Plastik poşetlerin ücretli hâle gelmesiyle poşet kullanımı yüzde 75 azalmış, muazzam bir rakam bence. Yeni yıl itibariyle de depozitolu şişeler geri gelecek. Ama en önemli konu çöplerin ayrıştırılması bence. Bu konuda halkımız çok bilinçsiz. Yurt dışında eğer atıklarını doğru ayrıştırmazsan ceza yiyorsun. Bu tarz uygulamalara bile geçilebilir. Ama tabii önce atık yönetiminin doğru şekilde işlemesi lazım.
Kitabın birçok kişi için kaynak olacak. Emeğine sağlık. Peki eğitim, uygulamalar ya da çeşitli yazılı kaynaklar konusunda ülkemizde yeteri kadar içerik var mı sence?
Yavaş yavaş da olsa çoğalmaya başlıyor. “Sıfır atık yönetmeliği”nin geçmesiyle zaten hem okullarda hem de büyük şirketlerde hem eğitimler hem de aktiviteler yapılıyor. Zamanla da çoğalacağına inanıyorum.