03 MAYIS, SALI, 2016

Ayrana Dair

Ayran temel olarak Türkiye’de ve daha az miktarda da çevre ülkelerde, yoğurda su katılması ile elde edilerek, soğuk olarak tüketilen bir içecektir. Peki ayranın tarihine dair ne biliyoruz?

Ayrana Dair

Ayranın M.S. 6-8. yüzyıllar arasında hüküm süren Göktürk Devleti'nde ekşiyen yoğurtların tadının hafifletilebilmesi için içine su katılarak bulunduğu görüşü yaygınlaşmışsa da son yıllarda elde edilen bulgularda ayran ve Türk'ün ayrılmaz birlikteliğini tarihin kadim dönemlerine dayandığını ortaya çıkartmıştır.

Budapeşte’deki Üzüglod Etnoloji Enstitüsü’nde çalışmalarını sürdüren ünlü Türkolog Prof. Ferenc Kerengi ve ekibi Orta Asya’da Mencüristan’ın güneyinde açılan bir kurgandaki hakan mezarının kitabesini çözümlemeyi başardılar. Kitabede:

“Kici ograş gelezde

Ter keleb kafazuga

Yayuk sovuk çeperdi

Ayrana agazuga”

Yani:

“İnsan uğraş verdiğinde

Alnından ter boşanır

Yayık serinlik olsun diye

Ağzına ayran yarattı” denmektedir.

Karbon14 yöntemi ile yapılan incelemeler kitabenin M.Ö. 250 yılına ait olduğunu göstermiştir. Prof. Kerengi: “Bu önemli buluşumuz ayranın keşfini en az 700 ile 1000 yıl geriye çekti. Tüm Türk ve Türkoloji dünyasına hayırlı olsun!” demiştir.

Kadim Türk tanrılarından Yayık ile ayranın ilişkisi bugün halen “ yayık ayranı” terimi ile yaşamaktadır. Çoğunluğun zannettiğinin hilafına “yayık” sadece yağ ve ayran yapmakta kullanılan bir araç değil, Türk Panteonunun önemli tanrılarından biridir. Yukarıdaki yazıtta olduğu gibi “Yayık” ve ayranın ilişkisini doğrulayan başka bulgular da mevcuttur. Moskova Üniversitesi Şamanizm Araştırmaları direktörü Oleg Timonov, Tuvalarla yaptığı araştırmalarına yer verdiği kitabında aşağıdaki efsaneye yer vermiştir:

“Tuva beylerinden Çepek’in oğlu Tüge savaşta ölür. Cenazeyi obaya götürmeye çalışan kafile çölde kaybolur. Susuzluktan telef olma noktasına gelen Tuvalar beylerinin oğlunu gömmeden ölmek istemezler. Son bir çabayla sert çöl toprağına bir mezar kazarlar. Göğün 16. katında, altın tahtında oturan Tanrı Ülgen bunu görüp, çok üzülür ve habercisi kızıl bulut kenarlı, gök kuşağı dizginli, solgun şimşek kamçılı habercisi beş boğazlı ak Yayık’ı Tüge’nin cenazesini kendisine getirmesi ve kalan Tuvaları kurtarması için yeryüzüne gönderir. Yayık acele ile yeryüzüne indiğinden, yanına insan içeceği olan suyu almayı unutmuştur. Ama dönerken geride kalanlara kıyamadığı için yanında taşıdığı kutsal içeceği, yani ayranı başkaları ile paylaşmamaları şartı ile Tuvalara verir. İşte bu yüzden Türkler dışında hiçbir millet ayrandan zevk alamaz, onun ferahlığının sırrına eremez.”

0
31910
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage