Şimdiye kadar 25 dile çevrilen ve sayısız baskı yapan Benim Sözlerimle Dünya, Alice Calaprice'ın seçtiği Einstein alıntılarından oluşuyor. Kitapta büyük dâhinin kendisi, ailesi, hayatının yanı sıra müzik, barış, din bilim, matematik gibi farklı alanlar hakkındaki düşünceleri yer alıyor.
Geldikleri dünya ile gittikleri dünya arasında fark yaratan insanlar olmasaydı? İyi ki o insanlar var (olmuşlar), iyi ki dünyada hala farklı düşüncelerle karşılaşabiliyoruz. Pasifist Gandhi'den aktivist Che Guevera'ya kadar barışın, kurtuluşun bayrakları olmuş ve canlarını dünya barışı için, ülkelerinin kurtuluşu için ölüme yatırmış bu kahramanlar aslında 'büyük insanlık' ülküsünün büyük insanları.
Albert Einstein. Evet o dünyaya 'nanik' yapan, hepimize dil çıkaran adam. Dünyayı bir oyun bahçesi olarak görenlerden, oyun için gelenlerden. Oyunu seven bu çocuklar büyüyünce de, oyun oynayarak büyüdükleri için dünyaya teşekkür etmeyi unutmuyorlar tabii. Böyle keşifler, buluşlar, devrimler, yenilikler filan yapıp gidiyorlar.
Tanrım bize daha çok oyun seven çocuk gönder ya da söyle şu büyüklere, büyüklenenlere, dünyayı geniş bir bahçe yapsınlar ki çocuklar dünyaya geldiklerine pişman olmasınlar!
Einstein kimdir desek ve bu hususta üç beş kelam da etsek ayıplayan olur mu acaba? 1921'de Nobel Fizik Ödülü'ne layık görülen, 1933'te Nazizmin yükselmesiyle Almanya'yı terk edip Amerika'ya yerleşen, özel görelilik ve genel görelilik kuramlarıyla Newton mekaniğinin egemen olduğu uzay anlayışını değiştiren bir devrimci. E=MC2 formulüyle ünlenen Einstein, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e de 1933'de bir mektup yazarak Almanya'da Nazilerin bilim insanlarına baskı yaptığını belirtir ve bu insanların Türkiye'deki üniversitelere kabulünü rica eder. Böylece yüzlerce bilim insanı ülkemize gelerek çalışmaya başlar.
Einstein da pek çok dahi gibi renkli, şakacı, çocuksu bir kimliğe sahiptir, öte yandan kadınlara olan düşkünlüğü ve çapkınlığıyla da bilinir. Alice Calaprice'ın seçtiği Einstein alıntılarından oluşan Benim Sözlerimle Dünya'da, Einstein'ın kendisi, ailesi, yaşlılık, Amerika, ölüm, Almanlar, yaşam, müzik, barış, din, Tanrı, bilim, matematik hakkındaki çeşitli düşünceleri yer alıyor. Tahmin edeceğiniz gibi hemen tüm aforizmalarda dahinin zekasının yanı sıra, düşüncedeki keskinliği ve sağlamlığı da hemen göze çarpıyor.
Einstein der ki:
Kendisi hakkında yazdıkları hiç kuşkusuz kendisine duyduğu büyük güvenle ilgili. Nasıl mı? “Şöhretle birlikte ben de gittikçe daha çok aptallaşıyorum; bu da şüphesiz oldukça yaygın bir olgu” cümlesini kaç kişi kurar kendisi için? Bir de şu soruya bakalım: “Neden beni hiç kimse anlamazken herkes seviyor?” Ölmek üzereyken söylediği cümledeyse, sanki dünyaya görevli yollanmış birinin işini hakkıyla yapmış olmasının huzuru var: “Buradaki görevimi bitirdim.” Yaşlandıkça daha da tatlanıyor sözleri: “Son yıllarımdan memnunum. Hem mizah duygumu korudum hem de ne kendimi ne de karşımdakini ciddiye aldım.” Yeni vatanı Amerika hakkında yazdıklarıysa tam da ondan beklenecek türden: “Çenemi kapatıp olan biten her şeyi içime atma konusundaki yeteneksizliğim yüzünden bu yeni vatanımda da fırlama bir çocuk oluverdim.”
Yaşam hakkında söylediği şu cümle unutulmaz bir derstir: “Yalnızca başkaları için yaşanmış bir hayat yaşanmaya değerdir.” Kaç kişi söyleyebilir ve yapabilir bunu? Besteciler hakkında ilginç yorumlar ve tabii tercihler yapar: “Beethoven dinlerken rahatsız hissediyorum. Bence o fazla kişisel ve hatta neredeyse çıplak. Onun yerine bana Bach ve daha fazla Bach verin.” Alçakgönüllüdür: “Hiç gençlere öğretmenlik yapma şansım olmadı. Çok yazık. Aslında lisede öğretmen olmayı isterdim.” Sözünü sakınmaz, Freud'a yazdığı bir mektupta şöyle der: “Konu ben olduğumda neden mutluluğu vurguluyorsunuz? Bir sürü insanın ve şüphesiz ki insanlığın sinirine dokunan sizi benim derimin ötesine nüfuz etme fırsatını hiç yakalayamadınız.” Çorap giymeyi bırakması hakkında: “Gençken başparmağın çorapta sürekli delik açıp durduğunu fark ettim. O yüzden çorap giymeyi bıraktım.”
Einstein'in 'karaladığı' şiirciklerden biri sevgilisi Ethel içindir: “Havva'nın bir kızını/Kara kalbine kim almışsa/Sessizce geçen güne üzülür/Ona şöyle bir bakamadığında”.
Benim Sözlerimle Dünya
Çev: Ozan Karakaş, Alfa Yayınları, Şubat 2016