Hiç durmadan çalışıyorsunuz, kendinize ayıracak birkaç dakikanız bile yok. Tembellik yapmak mı? Asla! Peki ya aylaklık? Kulağa nahoş geliyor, öyle değil mi? ABD’li gazeteci yazar ve konuşmacı Celeste Headlee, Hiçbir Şey Yapmama Sanatı adlı yeni kitabında sizden “verimlilik inancının mensupları” diye bahsediyor biliyor musunuz? Haydi şimdi bir nefes alın, duraklatma düğmenize basın ve Headlee’nin söylediklerine kulak verin.
Celeste Headlee, ödüllü bir gazeteci ve profesyonel konuşmacı. Onu “Daha İyi Konuşmanın 10 Kuralı” başlıklı TED konuşmasından tanıyor olabilirsiniz, zira o videosu dünya çapında milyonlarca kez izlendi. We Need to Talk: How to Have Conversations That Matter (Konuşmamız Gerek: Önemli Konuşmalar Nasıl Yapılır) ve Heard Mentality (Duyulan Zihniyet) kitaplarıyla adını “çok satanlar” listelerine yazdıran Headlee şimdi Hiçbir Şey Yapmama Sanatı adlı yeni kitabıyla karşımızda. “Çok Çalışmaktan, Fazla Mesaiden Nasıl Kurtulur ve Hayatın Tadını Çıkarırız” alt başlığını taşıyan eser, Türkiye’de Mervenur Vural'ın çevirisiyle Nova Kitap çatısı altında okura sunuldu.
Celeste Headlee bu kez; kendimizi mutlu etmek için durup dinlenmeden çalışmamıza rağmen neden mutluluğu bir türlü yakalayamadığımızı irdeliyor. Aşırı çalışıp sürekli tatminsizlik yaşayan ve git gide yükselen bir çıtaya ulaşma gayretinde olanları “verimlilik inancının mensupları” diye tanımlıyor Headlee.
Ona göre bu nafile çaba insanları yalnızlaştırıyor, hasta ediyor ve dahası intihara meyilli hâle getiriyor: “Çalışmaya fazla bağımlı hale geldik ve hayatımızı verandada oturmak veya komşularla sohbet etmek gibi biraz aylakça aktivite ile dengelememiz gerekiyor.”
Koşullarımız Değil, Alışkanlıklarımız...
Celeste Headlee hayatımızda büyük strese neden olan “verimlilik takıntısına” aslında koşullarımızın değil, alışkanlıklarımızın neden olduğunu savunuyor. Ve bunu yaparken de güçlü argümanlar kullanıyor; iddialarını tarih, nörobilim, sosyal bilimler ve paleontoloji alanlarında yapılmış araştırma ve incelemelerin sonuçlarıyla birlikte sunuyor.
Peki bu kitapla neyi amaçlıyor?
Hepimizi daha mutsuz, sağlıksız ve daha az üretken yapan düzeni tersine çevirmeyi...
“Boş zaman” üzerine yeni bir bakış açısına sahip olmamızı sağlamayı...
“Aylaklık” ile “tembellik” kavramlarının aynı olmadığını, aylaklığın bir ihtiyaç olduğunun anlaşılmasını...
Bazen frene basmanın mümkün olduğunu, nefes alabilmek için içeri hava girmesine izin verecek boşluklar oluşturmak gerektiğini göstermeyi...
Ayağınızı Gazdan Çekin
Hiçbir Şey Yapmama Sanatı kitabındaki temel soru ise şu: Çalışmak gerekli mi?
Celeste Headlee’ın yanıtı net: Hayır!
“Sanayileşmiş dünyada pek çok insan, işleri aracılığıyla özgüven kazanır. İşler statü sağlar. İstenmeyen ve işe yaramaz hissetmek yıkıcı olabilir. Ancak tüm bunlar, çalışmanın temel bir insan ihtiyacı olduğu anlamına mı geliyor? Sağlıklı ve yaşayabilecek durumda kalabilmek için üretken bir işe mi ihtiyacımız var? Bize yiyecek, su, barınak ve giyecek sağlansaydı, gelişmek için yine de çalışmamız gerekir miydi? Cevabım hayır.”
Headlee, çalışmanın ihtiyaçları karşılamak için kullanılabilecek bir araç olduğu, ancak kendi başına bir gereklilik olmadığı görüşünde.
Her ne kadar yazarımız biyolojik ve evrimsel olarak çalışmak için doğmadığımızı savunsa da; mevcut işimizi bırakmak birçoğumuz için kolay değil.
Zaten Headlee’nin amacı da okurlarını işsiz bırakmak değil.
Ama kulak kabartılması gereken tavsiyeleri var:
“Bir nefes alın ve duraklatma düğmesine basın.
Sizden sadece sakinleşmenizi ve rahatlamanızı, bunu yapmak için her gün kendinize zaman ayırmanızı rica ediyorum. Hedefiniz olmadan ve atacağınız adım sayısı konusunda endişelenmeden bir yürüyüşe çıkın. Dışarı çıkın.
Ayağınızı gaz pedalından çekmenin korkutucu olduğunu biliyorum ama inanın bana sürüşten çok daha fazla keyif alacaksınız.”
Hayatınızın dizginlerini yeniden elinize almanız için ilham verici bir kitap Hiçbir Şey Yapmama Sanatı.
Bir göz atmanızda fayda var...