Kovan Ajans’ın kurucuları Beste Bal ve Gamze Erentürk ile hem ajansın Türkiye’de ve dünyada sürdürdüğü çalışmaları hem de bu yıl ilk kez düzenleyecekleri İstanbul Uluslararası Çocuk Edebiyatı Festivali’ni konuştuk.
2020 yılından bu yana illüstrasyon ve telif hakları alanında faaliyet gösteren Kovan Ajans, 20-23 Kasım tarihleri arasında çocuk edebiyatı alanında çalışan profesyonelleri ve bu alana gönül verenleri bir araya getirecekleri İstanbul Uluslararası Çocuk Edebiyatı Festivali’ni düzenleyecek. Festival ilk yılında Türkiye’deki deneyimli yayıncıları, dünyaca ünlü isimleri ağırlayacağı söyleşileriyle zengin bir içerik sunacak. Ama belirtelim ki bu festival çocuklar için değil. Festivalin uluslararası konukları Susanna Isern, Rocio Bonilla ve Julie Völk olacak. Sadece çocuk kitapları değil dijital çocuk edebiyatı yayıncılığı ve çocuk dergiciliği de festivalin konularından olacak.
Kovan Ajans’ın kurucuları Beste Bal ve Gamze Erentürk ile ajansın çocuk edebiyatı için neler yaptığını ve sayılı günler kalan festivale dair merak ettiklerimizi tüm detaylarıyla konuştuk.
2020 yılında kurduğunuz, illüstrasyon ve telif hakları alanında faaliyet gösteren Kovan Ajans’ın yolculuğunu konuşarak söyleşimize başlayalım isterim. Başladığı günden bu yana geldiği noktada uluslararası bir festival düzenleyecek kadar sağlam adımlarla ilerleyen Kovan Ajans’ın neler yaptığını, nasıl bir yapı olduğunu sizden dinleyebilir miyiz?
Gamze Erentürk: Kovan Ajans’ın temeli ve özü bir illüstrasyon ajansı olması. İllüstratör temsili her zaman önceliğimiz oldu, her ne kadar dört yıl içinde ajansa eklediğimiz farklı hizmetler olsa da illüstrasyon ajansı kimliğini ve önceliğini hiç kaybetmemeye özen gösteriyoruz. Zaman içinde bu hizmete yurt dışına yönelik Türkçe kitapların telif haklarını temsil etmeyi de ekledik. Sonra Türkiye’deki yayınevleri de bizden kitap önerileri isteyince bir iş kolu daha açılmış oldu bizim için. Bu demek değil ki talep temelli sonsuz bir büyüme içindeyiz. Sorumlu olduğumuz işleri anlamlı ve verimli bir şekilde yapabilmek en önemli amacımız. Çizer temsilinden kitap temsiline aktif bir döngünün oluştuğu bir yapımız var. Bu nedenle arada kendi değerlendirme ve öz eleştirilerimizi yaparak devam etmeye çalışıyoruz. Çalışmayan noktalar varsa onları gözden geçiyoruz.
Beste Bal: İllüstratör temsili ile telif haklarını temsil ettiğimiz bir listenin olması birbirini besleyen şeyler. Gamze’nin bahsettiği o “akış”ın bize öğrettiği en önemli şeylerden biri birbirini besleyen kolların önünü açmamızın ayaklarımızı yere sağlam basmamıza yardımcı olacağıydı. Başta illüstratörlerimizin resimlediği kitaplar olmak üzere hikâyesine güvendiğimiz eserlerden oluşan, pek de kalabalık olmamasına özen gösterdiğimiz bir kitap temsil listemiz var. İllüstratörlerimizin kendi kitap projelerini hayata geçirmeleri en büyük motivasyon kaynağımız. Henüz Türkçede yayımlanmadan Çin’de okurlarla buluşmaya hazırlanan taze bir hak satışımız var mesela. Temsil ettiğimiz illüstratörleri, yazarları, kitapları daha görünür, bilinir kılmak, yayıncılık ekosisteminde bizimle hareket eden ağın organik bir şekilde iletişimini, paylaşımını pekiştirmek bizim en büyük heyecanlarımızdan. Bu festival fikri de tam olarak böyle bir yerden çıktı aslında.
Sektörde bugün nasıl bir yere sahip, neleri etkiledi Kovan Ajans? Başlarken eksikliğini hissettiğiniz, profesyonel alanda edindiğiniz yer hakkında neler söylersiniz?
B. B.: Gamze’yle Türk edebiyatını uluslararası alanda tanıtan bir projede çalışırken tanıştık. Uzun bir süre yayıncılarımızın kurgu, kurgu dışı ve çocuk & gençlik kitaplarından oluşan kolektif telif kataloglarını uluslararası fuarlarda tanıttık ve reaksiyonlar aldık. En çok ilgi çeken kitaplar çocuk edebiyatı eserleriydi. Ve hep illüstratörlerimizin ne kadar nitelikli işler çıkardıkları konusunda övgüler alıyorduk. Bahsettiğimiz yıllar 2017-20 arası. İnanılmaz, bana dün gibi geliyor ama üzerinden ne kadar zaman geçmiş. O vakitler diyeyim, illüstratörlerimizin uluslararası müşterilerle arasında bağ kurmaları pek kolay değildi. Yapanlar elbette vardı ama pek çok cevher keşfedilmeyi bekliyordu. Bu tespitimiz bizi illüstrasyon ve özellikle çocuk edebiyatı alanında faaliyette bulunan bir ajans formülüne sevk etti. Çok doğru bir tespitmiş, gerçekten harika bir ilgi gördü ajans. Büyük ölçüde kulaktan kulağa yayılarak büyüyen bir ilgiyle, oldukça organik gelişen bir yer edindik diyebilirim.
G. E.: Kovan Ajans’ın kuruluşu koronavirüs salgınının başlangıcına denk geldi. Herkes büyük oranda evlerden çalıştı, sonra açılım olduğunda ise biz evlerimizden çalışmaya devam ettik. Dolayısıyla uzun süre izole şekilde devam ettik. İnandığımız işleri olabildiğince akışında yürütmek ve geliştirmek çabasında koştururken durup yaptıklarımızın etkileri ne dolu diye gözlemleme ve sindirme vakti olmadı diye düşünüyorum. Ve yaptığın şeye ne kadar inanıyor olursan ol, aldığın geri bildirimlerin ve reaksiyonların değeri başka çünkü bu yaptığın işlerin karşılığını bulduğunun göstergesi. Kovan Ajans daha oturmaya, bilinmeye ve yer edinmeye başladığından beri oldukça olumlu geri bildirimler alıyoruz.
Buna çok sevindim. Peki birlikte çalıştığınız profesyonellerle nasıl bir çalışma yapıyorsunuz? Kimler ajans bünyesinde yer alabilir?
G. E.: Başladığımız noktayı düşündüğümde dört yıl içinde deneyimlerle ve geri bildirimlerle geliştirdiğimiz ve yerleştirdiğimiz bir sürecimiz var. Bunu iki temel aşamaya ayırabiliriz. İlk aşama işin teknik kısmı, bu noktada bizimle çalışmak isteyen illüstratörün portfolyosunu değerlendiriyoruz. Mutlaka deneyimli olmasını beklemiyoruz ama stil ve vizyon açısından gelişeceğine inandığımız illüstratörlerle yüz yüze görüşme ayarlıyoruz. Bu noktada ikinci aşama olan illüstratörün kişiliği, kariyer planı ve hayatı gibi daha kişisel konularda onları tanımaya çalışıyoruz. Bu aşama bizim için çok önemli çünkü çalıştığımız çizerin menajerliğini üstleniyoruz. Karşılıklı güven, uyum ve anlayış sağlamak bizim için önemli. Beste ile ayrı temsil listelerimiz var, temsil listemiz bizim şahsi estetik tercihlerimiz ve bakış açımıza göre de farklılık gösterebiliyor.
B. B.: Evet, hem listelerimiz farklı hem de listelerimizde birbirinin stilini kesen yeteneklere yer vermemeye biraz özen gösteriyoruz. İllüstrasyon ajansında stilde “yedekli” çalışmak zaman zaman tercih edilebiliyor. Biri işe başlar da devam ettiremezse devreye sokup projeyi tamamlayacak başka bir ismin olması demek bu. Biz listemizdeki isimlerin biricikliğini seviyoruz. Doğru stil ve proje eşleşmesi yapmak önceliğimiz. Kitaplar için de benzer şekilde çalışıyoruz. Sırf bir kitabın hak sahibi ona her türlü yatırımı yapmaya hazır diye “haydi temsil edelim” demiyoruz. Potansiyeli bizim için çok önemli. Temsil listemizde de birbirinin türevi eserler yer almıyor. Hatta bir yazarın tüm kitapları, bir yayınevinin tüm listesi gibi “tüm”lerden kaçınıyoruz. Bir seçki demek daha doğru olabilir kataloğumuz için. Hem bize gelen başvuruları değerlendiriyoruz hem de biz kapı çalıyoruz temsil etmek için. Çok erişilebiliriz ayrıca, buna özellikle önem veriyoruz.
Çalıştığınız alanda uzun yıllardır gözlemleriniz, deneyimleriniz var. Çalışmalarınız bağlamında merak ediyorum çocuk edebiyatında Türkiye nasıl bir yerde? Bu alanı ileri götürmek için neler yapılabilir sizce, nelere ihtiyaç var?
B. B.: Sondan başlayayım yanıta, öncelikle özenli bir temsile ihtiyacı var çocuk edebiyatımızın. Türkiye’de senelerdir şahane işler başaran telif hakları alanında çalışan meslektaşlarımız var ki biz Kovan’ı kurarken içlerinden çok desteklerini aldıklarımız da oldu. Bu emeklerin üstüne bizim gibi özellikle çocuk ve genç yetişkin edebiyatı alanlarında çalışan telif ve illüstrasyon ajanslarının da eklenmesi müthiş bir zenginlik oluşturdu. Geçti gitti diyoruz ama adından bahsetmeden de olmuyor pandeminin, çünkü gerçekten çok önemli değişiklikler yarattı hayatın pek çok alanında. Yayıncılık sektöründe de çocuk edebiyatının gördüğü ilgi o dönemde ivme kazandı, şu anda çocuk içeriklerinin gördüğü ilgi ve piyasadaki payı gerçekten çok büyük. Çok yakın zamanda sevgili Miyase Sertbarut’un Yuan Huan’ın Kulübesi kitabının İtalyancası Rodari Ödülü’nü kazanarak İtalya’da yılın çocuk romanı seçildi. Vesile olan meslektaşlarımızı da yayıncılarını da gönülden kutluyoruz. İllüstratörümüz sevgili Zeynep Bihter Yıldız’ın proje kitabı Türkçeden önce İngilizcede yayımlanacak Çin’de, geçtiğimiz hafta neticelendirdik bu şahane iş birliğini de. Sadece içerik açısından değil, yayıncılarımızın nitelikli faaliyetleri de dikkatleri çekiyor, ödüllendiriliyor. Brezilya’nın en önemli edebiyat ödüllerinden Jabuti Ödülleri’nde “Yurt dışında yayımlanan Brezilya kitapları” kategorisinde Nobel Çocuk’un yayımladığı inanılmaz özenli Çocuk ve Deniz kitabı yarı finalist olan 10 yayınevi arasında yer aldı. Önemli bir farkla, listedeki tek çocuk kitabı onların kitabıydı! Her anlamda yaptığımız işlerden büyük mutluluk duyuyoruz. Bir ekosistemin parçası olduğumuz bilinciyle hareket ediyoruz, o nedenle hepimizin katkısı çok kıymetli. Bence özellikle son 5-6 yılda çocuk edebiyatımızın temsili konusunda güzel bir ivme yarattık, bunu dalga dalga büyütmek bizim elimizde. Tüm çabamız da bu yönde diyebiliriz.
Çocuk edebiyatına dair heyecan yaratan bir haberiniz var. Bu yıl ilkini gerçekleştireceğiniz İstanbul Uluslararası Çocuk Edebiyatı Festivali var. Sizi bu festivali hazırlamaya teşvik eden ne oldu? Nasıl bir sürecin sonucunda ortaya çıktı?
B. B.: Festivalin çıkış noktasının, sektör bileşenlerinin uluslararası ölçekte etkileşimini, deneyim aktarımı sağlamasını ve buradan zenginleşerek çıkmasını sağlamak olduğunu söyleyebiliriz. Gamze’yle böyle dönüm noktalarımız oluyor, Kovan’ı kurma sürecimiz de “Elimizdeki çok kıymetli uluslararası ve ulusal ağı etkili bir şekilde nasıl kullanabiliriz?” sorusunu sorup duyduğumuz heyecanla başlamıştı. Kovan’ı kurduktan sonra bu ağ genişleyerek büyüdü. Sadece profesyonellerle değil “adaylarla” da temas içinde olmaya başladık; yazar adayları, illüstratör adayları, editör adayları, çevirmen adayları diye giden bir liste. Yayıncılık sektörü, mesleki bazda dirsek temasının en az olduğu sektörlerden biri de diyebilirim bu arada. Bu boşlukta yol arayışında bize bu kadar çok temas edildiğini fark ettik. İşte bu festivalle birlikte, bizimle hareket eden, iletişim içinde olan yazarları, illüstratörleri, çevirmenleri, yayıncıları ve çok daha fazlasını bir araya getirerek yayıncılık ekosistemine katkıda bulunmayı hedefliyoruz.
G. E.: Yabancı yayıncı, yazar ve çizerleri Türkiye’de ağırlamak, muhataplarıyla bir araya getirerek bilgi ve deneyim alışverişi sağlamak her zaman aklımızda olan bir konuydu. Pandemi zamanında çevirim içi bir çocuk edebiyatı festivali ile genç yetişkin edebiyatı festivali düzenlemiştik İstanbul Goethe Institut iş birliğiyle. Bu deneyimler bize cesaret verdi elbette ama fiziki olarak böyle bir etkinlik düzenlemek bambaşka bir süreç. Böyle bir işe kalkışmak için hem bizim zihinsel ve hem deneyim olarak hazır hissetmemiz hem de şartların biraz daha olgunlaşması gerekiyordu. Bu yaz yapabileceğimizi hissedip kolları sıvadık. Ama Kovan Ajans’ın kuruluşundan itibaren tekrar tekrar gördüğümüz gibi hiçbir şey deneyimin yerini tutmuyor. Daha önce bu tür organizasyonları düzenleme komitelerinde yer aldık ama tamamen bize ait bir organizasyon düzenleme sürecinde başka hiçbir şekilde edinemeyeceğimiz deneyimler edindik.
B. B.: Evet, gerçekten öyle. Denemekten de asla çekinmiyoruz, bu yönümüzü çok seviyorum. Uluslararası konuklarımız da olacak. Kovan Ajans aracılığıyla Türkçe hakları satılan kitapların yazar ve illüstratörlerini davet ederek eserlerinin Türkçedeki ve Türkiye’deki var oluşuyla aralarındaki bağı güçlendirilmeyi hedefledik. Çok da olumlu geri dönüşler aldık gerçekten. İlki düzenlenecek bir festivale ortada hiçbir veri yokken “ben geliyorum” diyen sanatçılarımızın bizdeki yeri hep çok özel olacak. Üç konuk ağırlıyoruz bu sene, ama buradan edindiğimiz deneyim öyle bir şey ki sonraki organizasyonların ölçeği ne olursa olsun gözümüz kolay kolay korkmaz sanıyorum.
Bağları güçlendirirken nasıl bir festival içeriği bekliyor katılımcıları? Festivalin hitap ettiği kitle kimler olacak, hazırladığınız programının detaylarından biraz bahseder misiniz?
G. E.: Biz işin mutfağına odaklanmak istedik. Yani resimli kitap, sessiz kitap, dergi ya da dijital platformlar olarak çocuklara sunulana kadarki sürecin aktörlerini bir araya getirmek ve bu süreçle ilgilenenlerle buluşturmak istedik. Bu alanda kalitenin gelişmesi için alanında yetkin kişilerin düşünce ve deneyimlerini paylaşmasını önemsiyoruz.
B. B.: Çocuklar için üretilen içeriklere dair merak uyandırmak istedik. Genelde basılı kitaplar üzerinden konuşuyoruz çocuk edebiyatını ama dijital yayıncılık gittikçe önem kazanıyor. Çocuk edebiyatını farklı yönleriyle ele almanın önemini vurgulamak ve bunun görünürlüğünü sağlamak için özellikle dijital çocuk edebiyatı yayıncılığı ve çocuk dergiciliği dünyasına festival programında yer verdik. Türkiye merkezli, altı dilde yayımladığı nitelikli çocuk edebiyatı eserleriyle tanınan ve kendi içeriklerini de üreten Kidly platformu, “Dijital Çocuk Edebiyatı Yayıncılığı” oturumunda deneyimlerini paylaşacak. İki aylık periyotlarla iki dilde yayıncılık yapan Araştırmacı Çocuk Dergisi ekibi ise “Çocuk Dergiciliği Dünyası” oturumunda bir derginin oluşumunun tüm aşamalarını ve çocuk edebiyatı ekosisteminde dergiciliğin nasıl yer aldığını bizlere sunacak. “Minik Okurlar İçin Çeviri Sanatı: Kelimelerin Ötesine Geçmek” başlıklı söyleşide farklı dillerden çeviriler yapan Mehmet Erkurt ve Olcay Mağden, Sema Ateş’in moderatörlüğünde çocuklar için çeviri yapmayı farklı açılardan ele alacaklar. Ajans olarak biz de “Sanatçılar için Ajans Desteği ve Temsil” söyleşimizde bir illüstrasyon ajansının nasıl çalıştığını anlatacağız. Festival kapanış etkinliği ise Kidly plartformu, Araştırmacı Çocuk Dergisi, Nobel Çocuk ve Kovan Ajans’tan profesyonellerin katılacağı portfolyo değerlendirme oturumu olacak. Çocuk edebiyatına gönül veren hemen herkese hitap edebilecek etkinlikler düzenlemeye özen gösterdik.
Dünyadan ve Türkiye’den katılımcılar olacak. Bu katılımcılar arasında Susanna Isern, Rocio Bonilla ve Julie Völk İstanbul’da bir festivalde yer alacaklar. Bu söyleşilerde neler konuşulacak, neleri hedefliyorsunuz?
G. E.: Susanna Isern ve Rocio Bonilla Türkiye’de oldukça popüler isimler. Birçok yayınevinden kitapları var. Bana göre bu yazım ve çizim stillerinin Türk çocuk edebiyatı yayıncılığı ve okuyucularıyla uyuştuğunun bir göstergesi. Daha önce de Türkiye’ye gelmediklerinden onları davet etmek için daha iyi bir fırsat olamaz diye düşündük. Julie Völk ise bizim çok önemsediğimiz sessiz kitap alanında çok güzel işler yapıyor, sessiz kitaplar hem uluslararası alanda hem Türkiye’de yayıncıların oldukça ilgi gösterdiği bir tür olarak öne çıkıyor.
B. B.: Onlar için de katıldıkları festivallerden farklı bir formatta bu etkinlik. Bu defa sadece okurlarla değil, meslektaşları ve “müstakbel” meslektaşlarıyla da buluşmaya geliyorlar. Yazar Susanna Isern “Çocuklar İçin Yazmak”, illüstratörlerin ilgiyle takip ettiği yazar ve illüstratör Rocio Bonilla “Çocuklar için Çizmek” ve sessiz kitapların gittikçe popülerlik kazandığı günümüzde Türkçede sessiz kitaplarıyla yer alan yazar ve illüstratör Julie Völk “Sessiz Kitapların Dünyasına Yolculuk” başlıklı söyleşilerle yer alacaklar. Üç konuğun bir araya geleceği “Dünyanın Farklı Köşelerine Ulaşan Kitaplar: Çocuk Edebiyatında Sınırları Aşmak” başlıklı söyleşininse festivalin en ilgi çekici etkinliği olması öngörüyoruz.
Aslında biraz önce bahsettiniz biraz ama ilk kez fiziksel gerçekleşecek bir festival düzenlemenin deneyimi nasıl oldu sizin için? Özellikle sponsorluklar konusunda nasıl bir yol izlediniz?
G. E.: Daha önce belirttiğim gibi hiçbir şey kendi deneyiminin yerini tutmuyor. Sponsor arayışı ve yönetimi de deneyimleyerek öğrendiğimiz bir konu oldu. Zorlu ve zaman zaman sıkıntılı bir süreç oldu ama günün sonunda bu sene için elimizden gelenin en iyisini çıkardığımızı düşünüyorum. İlk festival olduğu için sunabileceğimiz sayısal verilerimiz yoktu, o nedenle ilk tercihimiz bizi ve nasıl çalıştığımızı bilen, aramızda belirli bir güven bağı olan kuruluşlara gitmek oldu. Onlar da bize güvenerek dahil oldular, kendilerine çok teşekkür ediyoruz.
B. B.: Sponsorluk gerçekten çok zorlu bir konu. Bu festivalin “bizim” olmasını çok önemsedik. O nedenle elbette belirlediğimiz eksenlere saygı gösterecek ve karşılıklı güvenle yol arkadaşlığı edebileceğimiz destekçiler bulmak bizim için çok önemliydi. Bu festivalin potansiyelini aktarabildiğimiz, iş birliğimizin etkisine dair heyecanı yansıtabildiğimiz sponsorlarla bu yolda olduğumuz için çok mutluyuz. Ana sponsorumuz Araştırmacı Çocuk Dergisi ve sponsorlarımız Kidly Platformu, Kuraldışı Çocuk ve Ramon Llull Institut kısa zamanda organize etmeye çalıştığımız bu festivali var etmemizi sağladılar. Yine desteklerini esirgemeyen Anya Yayın, Beyaz Balina Yayınları, Nobel Çocuk ve Paraşüt Kitap harika yol arkadaşlarımız oldu. Yazarlarımız her ne kadar profesyonellerle buluşmaya gelseler de imza etkinliği olmazsa olmaz dedik! İmza etkinliklerimiz için bizlerle iş birliği yapan Günışığı Kitaplığı ve Uyurgezer Kitap’a da ayrıca teşekkür ederiz. Bu arada biz profesyonellere yönelik deyip duruyoruz ama hayat sürprizlerle dolu. Susanna Isern’ün erkek kardeşi İstanbul’da bir okulda öğretmen olarak çalışıyormuş. Yazarımız özellikle o okulda kardeşinin öğrencileriyle buluşmak istediğini söyledi. Ve biz tabii ki “neden olmasın!” dedik :). Sonra bu kampüs bazında bir etkinlik oldu, derken iki ayrı kampüste iki etkinlik oldu. Olsun, önemli olan gerçekten bir fırsatla buraya gelen yazarımızı mutlu ve tatmin olmuş bir şekilde ağırlamak. Burada da Günışığı Kitaplığı’ndan harika bir destek aldık. Bu esneklik paylarımız yaptığımız her işte yer alıyor, her şeye ayrıca tat tuz da kattığına inanıyorum. Sponsorluk diyorduk, ben konuyu dağıttım! Konuşmayı çok seviyoruz sevgili Begüm, festivalde moderatörü olmayan tek oturum bizim ajans oturumu:) Son olarak mekân sponsorumuz Community Hub, Beyoğlu ve basın sponsorumuz olarak Artful Living ekibine ve sana kalpten teşekkürlerimizi de bu fırsatla dile getirmiş olayım.
Bizim için de bu ilk heyecana destek olmak büyük mutluluk. Henüz ilki için hazırlanıyorsunuz ancak yine de sormak isterim festivaliniz için nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz?
G. E.: Her sene bir öncekinden ders alarak daha iyisini yapmak istiyoruz. Bu seneden çok önemli deneyimler elde ettik bile. Festivalden sonra deneyimler, geri bildirimleri verileri vs. her şeyi masaya yatırıp seneye hazırlanmaya başlayacağız.
B. B.: “Bu yıl için elimizden gelenin en iyisini yaptık” noktası var, bu nokta festivalin bitişi değilmiş. İşte o noktada bir sonraki için şu andan itibaren bir sonraki için neler yapabilirim sorusu gündeme geliyor. Biz o soruyu da sorduk, şimdiden oldukça organik bir şekilde bir sonraki festivalin gönüllü ekibi bile şekillenmeye başladı. Biz faaliyette olduğumuz her alanı aynı zamanda bir öğrenme alanı olarak görüyoruz. Zenginliğimizin temeli burada sanırım. Öğrenmeye çok açık olduğumuz için paylaşanımız da çoğalmamız için el verenimiz de çok oluyor, çok şanslıyız bu konuda. Şimdiden bu kadar sahiplenildiğini görmek gelecek yılın planları için bizi daha da heyecanlandırıyor. Bildiğimiz en önemli şey, bir sonraki festivale “ilk fırsatta” hazırlanmaya başlayacağımız!
Son olarak İstanbul Uluslararası Çocuk Edebiyatı Festivali’ne gelecekler için neler söylersiniz?
G. E.: Umuyorum ki içerik olarak faydalı bulacakları, kendi çocuk edebiyatı yolculuklarına katkıda bulunacak, onları ileriye taşıyacak, farklı bakış açıları kazanabilecekleri etkinlikler olur. Ve tabii ki önemli yazar ve çizerlerle tanışma ve onları bizzat dinleme imkânı da cabası.
B. B.: Öncelikle festival katılımcı formu doldurmayı unutmasınlar! Bu festivali tamamen sosyal medya üzerinden, reklamsız, elden ele, kulaktan kulağa yayarak bu kadar insana ulaştırabildiğimize inanamıyorum. Bu gerçekten katılacakların heyecanını başkalarına geçirmesiyle, paylaşmasıyla oldu. Bu nedenle hepsine tek tek çok teşekkür ediyorum.
Bir takipçimiz “Hediye gibi değil mi?” diye paylaştı festivalin duyurusunu. Bu beni çok etkiledi gerçekten. Kocaman bir hediyeleşme aslında bu festival! Tüm etkinliklerimiz ücretiz bir şekilde çocuk edebiyatına gönül veren herkese açık. Biz onlara kapılarımızı açıyoruz, onlar da ilgilerini hediye ediyorlar bizlere. Ufak bir ekip kurduk ajansta illüstratörlerimizle, konuklarımızı karşılamak onlarla tanışmak için sabırsızlanıyoruz.
İstanbul Uluslararası Çocuk Edebiyatı Festivali 20-23 Kasım tarihleri arasında Community Hub, Beyoğlu’nda gerçekleşecek. Daha fazla bilgi için festivalin Instagram hesabını takip edebilirsiniz. Festival programına ve etkinlik katılım formlarına buradan ulaşabilirsiniz.