Serap Deliorman, çocuk ve gençlik yazını alanında yorumladığı illüstrasyon, desen, resim, vinyet, kapak tasarımı vb. ürünleriyle tanınmış bir çizer. Bunun yanında reklam ajansları ve kimi dergilere de ürün veren Deliorman’la sanat anlayışı, tekniği ve ürünlerini yaratış süreçlerindeki çalışmaları üzerine yazarımız Erol büyükmeriç söyleşti...
Sevgili Serap, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Çizgi Bölümü mezunusun. Çocuk ve gençlik kitaplarını resimleme uğraşın nasıl başladı?
Çizim serüvenim Güzel Sanatlar Lisesiyle başladı. Çocuk ve gençlik yazını alanında pek çok kitap resimlemiş olan çok değerli öğretmenim Nuran Balcı Özekçin, lise yıllarımda bir ödev konusu olarak hikâye yazıp resimlememizi istemişti. İşte o dönem çok sevmiştim bu işi. Üniversiteden mezun olunca biraz araştırdım ve kimi denemeler yaptım. Uçanbalık Yayınevi portfolyomla ilgilendi ve bana ilk işimi verdi. Böylelikle ilk kitabımın heyecanıyla bu günlere geldim.
Ürünlerindeki naif fırça dokunuşlarınla daha ilk başta imzanı belli ediyorsun. Kitaplarını resimleme biçemini sanat anlayışın bağlamında açımlar mısın?
Çocukta/gençte estetik algıyı oluşturma, besleme, geliştirme önceliğimdir. Yazarın metinde oluşturmak istediği algı katmanlarını destekleyecek katkıyı da sağlamalıyım. Yeni teknikler denemek, okumak, alanımla ilgili dünyadaki gelişmeleri takip etmek edimleri, üretebilmem için yol haritamdadırlar. Çocuk kitabı resimlemek beni yoğun gündemden kurtarıp mutlu eden bir süreç. Birçok bakımdan yaşamımın tamamını kaplıyor artık. Yaşadıklarım da mutlaka çizimlerime yansıyor elimde olmadan…
Çalışacağın metin, yazarın düşünceleri, okur ve yarattığın ürün arasındaki ortak serüveninde neler yaşarsın?
Benim için resimlemenin en güzel yanı, çalışacağım metnin edebi bağlamda beni heyecanlandırmasıdır ilkin. Bende çizme isteği yaratan daha bu ilk okumada, karakter ve mekânlar imgelemimde canlanmaya başlar. Bu arada eskiz denemeleri yaparım bir yandan da. Sonraki okumalarda fırçamla metindeki sözcükler arasına gizlenmiş imgeleri katmanlaştırarak ortaya çıkarmaya çalışırım. Bu yönelimimi okuruma da bulaştırabilmenin arayışları içinde keyifli bir keşif yolculuğuna çıkarım. Bu süreçte metin hep benimle birlikte gezer. Zamanı dolduğunda imgelemimde kitabın bitmiş hali canlanır. Yine bir dolu eskizlerle birlikte çizim en mükemmel duruma gelinceye kadar sürer.
Ürünlerini yaratırken çocuk ve genç pedagojisi, yazar ile uyumlu örtüşme, kendi özgünlüğünü koruma gibi konularda özgürlük alanın nereye kadar?
Bu konuda hemen her çizerin son derece özgür bırakıldığını düşünüyorum. Çocukların hayal gücüne yer bırakacak şekilde hikâyeyi zenginleştirecek ufak tefek yaratıcı öğe kullanmayı çok severim. Örneğin metinde hiç olmayan bir yan karakter ve dünyasını ya da bir imgeyi resimlemek gibi.
Resimlemede kullandığın tekniklerden biraz söz eder misin?
Her yeni metinde yeni teknik ve tarzlar deneyerek kendimi tekrarlamaktan kaçınmak isterim. Genelde kâğıt üzerine karışık teknik kullanıyorum. Suluboya, akrilik boya, kuru boya, kolaj tekniği... Doğal ki kâğıdın kalitesi de çok önemli…
Konuyu biraz açıp resimlemede, ilgilenenler için önemli gördüğün birkaç önemli özelliği dile getirebilir miyiz?
Metnin sayfada yer alan paragrafında birkaç farklı mekân ve konudan söz edilebilir. Metnin güçlü, hareketli kısmını resme yansıtmak gerek. Bu durumda sahneyi de devinen bir biçimde tasarlamak anlatımı güçlendirir. Metni en iyi anlatacak teknik ve biçem imgelem süreçlerimde oluşur aslında. Benim için işin en zor kısmı bu aşamadır. Sonrasındaki çabam kitabın kafamdaki bitmiş halini –ona en yakın olacak şekilde- kağıda geçirmek olur. Resimleyeceğim kitap eğer çok küçük yaş grubuna yönelik olacaksa, sade çizimleri, hemen ayırt edilebilen nesnelerden oluşmuş basit kompozisyonları ve bol renk tercih ederim. Bunlar, kendime özgü biçemde olmasını istediğim, resmi metinle bütünleştiren özelliklerdir. Kitabın nasıl bir tarzı olması gerektiğine karar verirken yaş grubunu ve metnin iç sesini göz önüne alarak yaptığım çalışmalardan bir örnek olarak aşağıdakini verebilirim.
Metne uygun karakterler ve sahneler kafamda belirginleşmişse ve kullanmak istediğim tekniğe de karar vermişsem eskiz aşamasına geçerim. Sahneleri metnin boyutlarına ya da anlam oluşturan birimsel yapısına göre sayfalara aktarırım. Bu aşamada çalışmaların boşa gitmemesi için birkaç noktaya dikkat ederim. Örneğin kitabın basılacak boyutlarını bildiğimizden çalışmaların boyutlarını bu ölçüleri göz önünde bulundurarak belirlerim. Eskiz aşamasına da bir örnek vermekle yetineyim:
Sanatınız bağlamında gelecekle ilgili tasarılarınızı bizimle paylaşır mısın sevgili Serap?
Daha yaratıcı çalışmalar yapabilmek adına uzun gezilere çıkmak hayalim var. Uzak Doğu ve Latin Amerika’yı karış karış gezmek isterdim. Uluslararası kitap fuarlarını keza… Bunun yanı sıra kişisel sergi açmak ve kendi kurguladığım farklı bir kitap ortaya çıkarmak gelecek planlarım arasında.