Resimli çocuk kitapları ile çocuğum olunca tanıştım. Daha önce kitapçıların o raflarına uğramış değildim. Şimdi ise müptelası oldum. Çocuğum büyüse de o raflarla ilişkimi kesmeye niyetim yok. Yetişkinlere önerim çocuk sahibi olmayı beklemeden biraz da o cümbüşlü raflarda takılmaları…
Çocuk dediğinin zaten içinden dans fışkırıyor. Kitapların da içinden dans fışkırınca çok güzel bir denkleşme oluyor. Bu yazıda dansı konu edinen resimli çocuk kitaplarından bahsetmek istiyorum. Bu kitaplardan bazıları daha çok bilgi verici, bazılarının ise macera yönü ya da karakterleri ağır basıyor.
Resimli çocuk kitapları, okuma yazma bilmeyen küçük çocukların erken yaşta kitap kültürü ile tanışmasını sağlıyor, onları ileride iyi birer edebiyat okuyucusu olmaları için hazırlıyor, hayal güçlerini dürtüklüyor, farklı estetik anlayışlarla tanıştırıyor, bakış açılarını genişletiyor. Dans konulu kitaplar için de tüm bunlar geçerli. Burada basedeceğim tüm kitapların görsel dili, hikaye anlatımı birbirinden farklı ve bu çeşitlilik çok zenginleştirici. Öte yandan bazı kör noktalar da yok değil. Dansla ilgili kitapların neredeyse tamamı bir kız çocuğu karakterlerini merkeze alıyor. Sanki çocuk erkek olunca içinden dans fışkırmazmış gibi… Toplumsal cinsiyet rolleri hiç sektirmeden burada da bizi buluyor. Daha büyük resme bakarsak şunu görüyoruz; opera metinleri, tiyatro metinleri, sinema senaryoları ve yetişkin edebiyatında olduğu gibi çocuk edebiyatında da genellikle erkek kahramanlar ön planda. Bu, araştırmalarla tespit edilmiş bir olgu. 20. yüzyıl boyunca feminizmin yükselişine paralel olarak oranlar biraz dengeleniyor ama ancak biraz. Üstelik sorun sadece sayıca eşitlik yakalamakla bitmiyor. Kitaplarda görünen kadın ve erkek rollerinin belli kalıplara sıkıştırılmış olmasında. Dans kitapları örneğinde görüldüğü gibi belli türlerin sadece belli bir cinsiyeti konu etmesinde. Yine de işin tatlı bir tarafı var ki o da şu; küçük çocuklarda toplumsal cinsiyet rolleri henüz iyice kök salmamış olabiliyor ve eğer ebeveynler bol kız karakterli dans kitaplarını erkek çocuklarından kaçırmazlarsa erkek çocuklar da bu kitapların keyfine varma şansını yakalayabiliyorlar.
Şimdi şu kitaplara biraz daha yakından bakalım…
Köpekler Bale Yapmaz ile başlayalım… Kızımın ve benim en favori kitaplarımızdan biri. Hikayenin merkezinde küçük bir kız çocuğu var ve okuyucu olup bitenleri onun ağzından dinliyor. Bu kızın bir köpeği var ve köpek de bale yapmak istiyor! Kızın çevresindeki tüm yetişkinler “Köpekler bale yapmaz!” diyor ancak kitabın sonunda bu köpek, üstüne bir tütü geçirip sahneye fırlıyor ve düşen balerinin yerini alıp bir güzel dans ediyor. Hikaye espirili, metin az ve öz, çevirisi de son derece akıcı. Metinlerin ve resimlerin yerleştirilmesi çok dengeli. Metindeki espiri duygusunu da yansıtmayı başaran illüstrasyonlar kimi yerde metni destekleyici kimi yerde de onu tamamlayıcı şekilde yapılmış. Köpekler Bale Yapmaz’a bayılıyorum ancak tüm kitap boyunca dans eden bir tane bile erkek görünmediğini de söylemek zorundayım.
Kıpır Kıpır ile devam edelim… Bu kitapta da merkezde yine bir kız çocuğu karakteri var ve bize hikayeyi o anlatıyor. Kız kardeşi ile birlikte dans dersleri alan Melisa kıpır kıpır bir kız. Hatta bale yapmak için biraz fazla kıpır kıpır. Balenin kuralları ile uyuşamayan Melisa kitabın sonunda bir caz dansçısı olarak okuyucuyu selamlıyor. Baleden farklı bir dans türünü işaret etmesi ile bu kitap diğerlerinden ayrılıyor. Üstelik bu kitapta dans edenler arasında zenci bir erkek çocuk da pek çok sayfada görünüyor. Anne ve babaya biçilen roller açısından da bu kitapta denge unsuru gözetilmiş. Anne, bale mayolarını seçen kızlarına mağazada eşlik edip bale dersi sonrası onlarla dondurma yerken baba da büyük gösteri öncesi kızların saçını yapıyor. Bu kitaptaki hikaye anlatımı da son derece içten, çeviri güzel, metin ve resim ilişkisi dengeli, çizimler son derece sempatik. Macerayı değil karakteri odağa alan Kıpır Kıpır, adının hakkını veren güzel bir kitap.
Cemile Dans Kursuna Gidiyor ise Cemile serisinden bir kitap ve merkezde de o, var. Hikaye okuyucuya dışarıdan bir göz tarafından anlatılıyor. Cemile serisinin diğer kitaplarında da olduğu gibi baş karakter çok gerçekçi ve doğal bir şekilde sunuluyor. Hikayede Cemile arkadaşı Selma’nın gittiği dans kursuna başlıyor ancak ayağı kırılan Selma derse gelemiyor. Önce yalnızlık ve yabancılık çeken Cemile giderek ortama alışıyor ve yeni arkadaşları ile kaynaşıyor. Cemile’nin gittiği bir dans kursu, bale değil. Sınıfta hem kızlar hem erkekler hem de farklı ırklardan çocuklar var. Çocukların üstlerinde rahat kıyafetler var. Dansedenler pek keyifli görünüyor.
Degas – Arkadaşım Edgar’a geldi sıra… Kitap, İzlenimcilik akımının kurucularından sayılan ressam, heykeltraş ve çizer Edgar Degas’ı konu ediyor. Kitabın adından da anlaşılacağı üzere Degas’ı bize bir arkadaşı anlatıyor. O, Marie. Bale dersleri alan küçük bir kız. Önceki kitapların aksine bu kitap günümüzden 100 yıl kadar önce geçiyor. Degas bale provalarını bir köşeden izleyen ve devamlı çizim yapan ihtiyar bir ressam. Marie kimi zaman Degas’ın bakışlarından rahatsız olsa da Degas provaları izlemeye ve çizmeye devam ediyor. Kitabın sonunda da Degas Marie’ye, kızın minik bir heykelini hediye ediyor. Kız karakteri bakışın nesnesi olarak sunması ve kızın hoşnutsuzluğundan kaynaklanan Degas ile aralarındaki çatışmayı üstünkörü geçmesi bende kitap ile ilgili tatminsizlik yarattı. Ayrıca, anne karakteri Marie’yi bale dersine getirip götüren, ders boyunca onu bekleyen kişi olarak sunulurken baba karakterini işyerinde, iş güç sahibi biri olarak görüyoruz. Resimler Degas’ın resimlerini andıracak şekilde çizilmiş. Hikayenin sürükleyici olduğunu da pek söyleyemeyeceğim. Dans bu kitapta ancak bir fon gibi kullanılmış. Degas ve balerin Marie’yi konu eden bir kitapla daha karşılaştım, raflarda: Degas ve Küçük Dansçı. Bu kitapta Marie’nin ve ailesinin yaşadığı maddi zorluklar vurgulanmış. Degas’ın karakteri de daha fazla derinlik kazanmış. Ancak bu kitabın da vurgusu danstan çok ressam ve onun eserleri hakkında.
Ve geldik Ayşegül serisinin bale konulu kitabına; Ayşegül Bale Yapıyor. Ayşegül serisi benim çocukluğumdan hatırladığım bir seri. O zaman da vardı. Hâlâ var. Her elime aldığımda nostaljik bir duygu veriyor bana, Ayşegül. Toplumsal cinsiyet rollerine sıkı sıkıya bağlı bir kitap bu. Daha ilk sayfadaki diyologdan ve metinden bu tavır kendini belli ediyor. Tüm kızlar cici kız. Ayşegül’ün de amacı “kusursuz bir balerin” olmak. Durumu dengelemek açısından evde dans ile ilgili tek kitabın bu olmamasının iyi olduğunu düşünüyorum. Hikaye okuyucuya dışarıdan bir göz tarafından anlatılıyor. Kitapta bol metin ve baleye dair bol bilgi var. Bu yönüyle çok işlevsel. Sürükleyici bir hikaye kurma çabası yok kitapta. Çizimler bildiğiniz Ayşegül çizimleri. Kitap boyunca, dans eden bir erkek görünmüyor sadece son sayfada, sahnedeki balerine eşlik eden bir balet var.
Arkadaşım Balerin, balerin arkadaşı sayesinde Kuğu Gölü’nün genel provasını izlemeye giden Hande’nin bir gününü konu ediyor. Hikaye Hande’nin ağzından anlatılıyor ve onunla birlikte okuyucular da balenin sahneleneceği opera binasında dolaşıp ortamı tanıyorlar. Bu kitapta da sürükleyici bir olay örgüsü ya da güçlü bir karakter yok. Ancak iyi düzenlenmiş bir sıra ile ve çocukların anlayabileceği sade bir dille bale dünyasının sahne arkası tanıtılıyor. Çeviri de gayet iyi. Metne sempatik çizimler eşlik ediyor. Metinler ve çizimler birbirini destekliyor. Kitapta balerinler çoğunlukta olsa da baletler de var. Hatta kapakta bile bir balet var. Müzisyenler ve dekor kurucular arasında ise hem kadınlar hem de erkekler görev başında görünüyor. Kitaplığımızda olduğu için sevindiğim bir kitap.
Ve son kitabımız; Soru ve Cevaplarla Dans… tamamen bilgi vermek üzere hazırlanmış bir kitap bu. Hem kapakta hem de iç sayfalarda kadınlarla birlikte dans eden erkeklere yer verilmiş. Çeşitli dans türlerini, dansçıların sahne, soyunma odası, prova mekanı gibi ortamlarını, kılık kıyafetlerini tanıtan kitap, kimi dans türlerinin tarihine dair çok kısa bilgiler de veriyor. Dünyadaki dans kültürünün çeşitliliğini çocuklara hissettirebilecek, çocukları hem bilgilendirecek hem de meraklandırıcak şekilde kurgulanmış bir kitap. Bu kitaba bir DVD’nin ya da CD’nin eşlik etmesi çok iyi olurdu. Neyse, internet ne güne duruyor…
Bu yazıda söz konusu ettiğim ve ulaşabildiğim kitapların hepsinin çeviri eserler olması da bir açıdan dikkat çekici. Elbette bir Brezilya değiliz ama ülkemizde küçük yaşta öğrencilerin devam ettiği konservatuar, dans okulu ve folklor toplulukları var. Pek çok okulun yıl sonu gösterilerinde çocuklar dans ediyor ya da halk oyunları oynuyor. Hem de onyıllardır. Onları konu edinen, burada üretilmiş, hikayesi burada geçen resimli çocuk kitapları da olmalı. Haberdar olduğum ancak ulaşamadığım iki örnek oldu. Zeynep Alpaslan’ın yazdığı Robot Ailesi ve gerçi 7 yaş üstü için ama eskice bir örnek olarak Muzaffer İzgü’nin Annenannem Dans Kraliçesi.
Şimdi sözü bir dansçıya ve bir akademisyene bırakıyorum.
Talin Büyükkürkçiyan
Yaratıcı dansı da özendiren kitaplar olursa faydalı olur
Talin Büyükkürkçiyan bir çağdaş dansçı, koreograf ve eğitmen. Koreografileri İstanbul’un yanı sıra çeşitli ülkelerde de temsil edildi. Yıllardır İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Hareket Teknikleri dersini veriyor. Bunun yanı sıra ilkokul ve okul öncesi çağındaki çocuklarla dans çalışıyor. Küçük de bir kızı var… Talin’e verdiği dersler sırasında yaptığı gözlemleri, dansı konu edinen çocuk kitapları hakkındaki düşüncelerini sordum. Bir de tabii, kendini nasıl dansçı yaptığını…
Dansın tarihi insanlık tarihi kadar eski sanırım... Biraz bahsedebilir misin?
Dil hala keşfedilmemişken, insanlar birbirleriyle hareket yoluyla iletişim kuruyorlardı. Ayrıca vurmalı aletlerle müzik yaparak kötü ruhları kovmak veya bir çocuğun doğumunu kutlamak için dans ediyorlardı. Dans insanlık tarihi kadar eski bir iletişim aracı. Günümüzdeki halini ise bale sayesinde alır. İtalyan Rönesansında ortaya çıkan bale 16. yüzyılda Fransa'ya getirilir. Ve daha stilize hareketlerle, parmak uçlarında uçar gibi dans etmeler başlar. 19. yüzyılda bu dansı beğenmeyip modernleştirmek isteyenler olur. Amerikalı Isadora Duncan, Ruth St. Denis ve Martha Graham modern dansın öncülerindendir. Modern dans zamanla gelişti ve çağdaş dansa evrildi. Çocuklar için dans kitapları ise 21. yüzyılda modern dansın da doğum yeri olan Amerika’da yazılmaya başlandı. Ben de derslerimde bu kitaplardan faydalanıyorum. Ayrıca büyükler için verdiğim çağdaş dans, farkındalık ve duyu çalışmalarını çocuklar için uyarlayarak onlara sunuyorum. Çocuklar rüzgarı, yağmuru, güneşi, çiçeğin kokusunu imgeler ve duyular yardımıyla algılayıp onların dansını yaptıklarında bedenleriyle, zihinleriyle ve duyularıyla aynı anda öğreniyorlar.
Okul öncesi çağındaki çocukların dans ile ilşkisi üzerine gözlemlerin neler acaba?
Okul öncesi çocuklar imgeleri, kavramları dansla öğrenmeye, bir kavramı hayallerinde canlandırıp sonra onu dans ederek deneyimlemeye bayılıyorlar. Elbette, yaş itibariyle bedenlerini bizim gibi kullanamıyorlar. Çocukların beden kullanımı büyükten küçüğe doğru gelişir. Örneğin önce tüm eli açıp kapıyor, yaş ilerledikçe parmakları teker teker hareket ettirebiliyorlar. Dans dersinde beden farkındalıkları, mekanda kendilerini doğru konumlandırmaları, yaratıcılıkları yani bir kavramı herkesin farklı canlandırması gibi özellikleri gelişiyor. Bu dersi hem öğrenip hem eğlendikleri, ritim duygularını geliştiren müziklerle çalıştıkları için çok seviyorlar. Yaratıcı dans, okul öncesi çocukları için olmazsa olmaz bir unsur, bence. Çünkü çocukların farklı düşünme şekilleri bu yaşta desteklenmezse ileride tekdüze düşünen ve sorunların içinden çıkamayan insanlar olabilirler. Çocuklar küçükken çok yaratıcılar, bizim fazla bir şey yapmamıza gerek yok. Bunu onlara hatırlatmamız yeterli. Yaşımızı aldıkça eğitim sistemimiz yüzünden yaratıcılıklarımız köreliyor başarı odaklı insanlar haline getiriliyoruz. Bundan sıkılıp bir çıkış yolu aradığımızdaysa yaratıcılığımızı yeniden bulmanın yollarını hatırlayamıyoruz, maalesef.
Resimli çocuk kitaplarının çocuk ve dans ilişkisine nasıl bir etkide bulunabileceğini düşünüyorsun?
Çocuk kitaplarında çoğunlukla klasik bale yüceltiliyor. Balenin alt metni bir kadının kibar, prenses gibi olması gerektiği, onun böyle şeylere layık olduğu, karşısına çıkacak ilk erkeğin de zaten prens olduğu kandırmacası. Resimli çocuk kitapları, bale harici yaratıcı dansı da gösteren, özendiren kitaplar olursa faydalı olur kanısındayım.
Senin çocukken dans ile ilişkin nasıldı? Dansı konu eden resimli kitapların var mıydı? Kendini nasıl yetiştirdin?
Çocukken dans etmeyi çok sever, sürekli parmak uçlarımda dans ederdim. Dans eden çocukları anlatan kitaplarım yoktu fakat babam ve annem ayda bir arkadaşlarıyla toplanır evde müzik yaparlardı. Babam şarkı söyler, arkadaşları piyano, darbuka, tef ve bongo çalarlardı. Ben de mutlaka dans ederdim. Baleye gitmek ister fakat sonra bacaklarım çok kaslanacak diye aslında gitmek istemediğimi düşünürdüm. Ailemin de yollayacak durumu yoktu zaten. İyi ki de gitmemişim ama dansı keşfetmem çok uzun zaman aldı. Zamanım üniversiteye hazırlanmak, istemediğim bölümlere girmek ve aslında ne istediğimi aramakla geçti. Sonunda bir “Modern Dans Dersi Verilir” ilanına rastladım, Tarlabaşı’nda dolaşırken ve içeri girdim. İsveçli Christine Brodbeck dans dersi veriyordu...
Başak Ürkmez
Resimli çocuk kitapları illüstratör ve yazarın ortak üretimi
Başak Ürkmez, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü’de çalışan bir akademisyen. Resimli çocuk kitapları ile uzun zamandır çok yakından ilgileniyor. Yaklaşık 300 kitaplık bir koleksiyonun da sahibi. Ona resimli çocuk kitaplarına duyduğu ilginin nedenini, dansı konu eden çocuk kitaplarına dair de düşündüklerini sordum.
Resimli çocuk kitaplarına ilgin nereden geliyor? Sadece profesyonel bir ilgi mi bu?
Resimli çocuk kitaplarına ilgim aşamalı olarak gerçekleşti. Çocukluğumda her zaman yanımda kitaplarım olurdu. Üniversitede animasyon öğrenimi gördüm ve daha sonra resimli çocuk kitaplarının illüstrasyonu ve tasarımına olan ilgim gelişti. Bu konuda yurtdışında çeşitli projelerde yer aldım. Londra’da çocuk kitabı projesi kapsamında üç ilkokulda çocuklar ile çeşitli öykülerin illüstasyonunu yaptık. Son dönemde “Çocuk Kitaplarında İllüstrasyon” isimli bir dersim var. “Resimli kitap” (Picture Book) diye isimlendirdiğimiz okul öncesi edebiyatı amaçlarına illüstrasyon yoluyla ulaşan bir tür. Latince “bir şeyi anlaşılır yapmak” anlamındaki lustrate kökünden türetilen illüstrasyon kelimesi, metinlerin ve düşüncelerin tanımlanması veya anlamının güçlendirilmesi amacıyla yapılan resimlemeler olarak açıklanabilir. Resimli çocuk kitaplarının görüntüsü içerikleri kadar önemlidir. Boyutları 14x15 cm ile 32x26 cm arasında değişebilmektedir. Küçük boyuttakiler bir çocuğun elleriyle kavrayabileceği bir boyda olup, çocuğun sahip olma duygusunu geliştirmek için hazırlanmıştır. Büyük boy kitaplar ise çocuğun anne/baba kucağına oturup okunacağı paylaşmayı, birlikte okumayı amaçlanarak hazırlanmıştır. 0-6 yaş grubundaki çocuklara yönelik olarak tasarlanan bu kitapları iki gruba ayırabiliriz. 0-3 yaş için hazırlananlar, çocuğun günlük yaşantısında yer alan ana kavramları aktaran kitaplardır. Bu kitaplarda kullanılan illüstrasyonların gerçekçi ve basit olması gerekir. Bu dönemdeki çocukların ilgi alanı yakın çevresi ve kendisi olduğu için, öykü ve illüstrasyonların bu özellikler dikkate alınarak tasarlanması gerekir. İkinci grupta yer alan 3-6 yaş için hazırlananlar ise, yoruma açık bir üslup ile tasarlanmış kitaplardır. Bu yaş gurubunda çocuklar yorum yapmaya ve hayal güçlerini geliştirmeye başlamıştır. Çocuk artık daha dikkatli olduğundan çizimlerin gerçek dünya ile farklılıkları, sorgulamalarını ve kavram kavgaşasını algılayabilir. İllüstrasyonlar o kitaptaki öykü ile bütünleşmeli, hatta ait olduğu öyküye yeni boyutlar kazandırmalıdır.
Oluşturduğun koleksiyondan biraz bahseder misin?
20 yıllık bir süredir resimli çocuk kitabı topluyorum yurtdışından aldığım kitaplar kolleksiyonumun büyük bölümünü oluşturuyor. Bunların dışında ülkemizde resimli çocuk kitaplarının gelişimine dair her türlü kaynağı biriktiriyorum. Resimli çocuk kitaplarının edebiyatın zengin bütünü içinde çok ilginç bir yeri var. Bu ilginçlik, bu kitapların çocuklar için hazırlanmasından kaynaklanmıyor yalnızca. Diğer tüm edebiyat alanlarından farklı olarak illüstratör ve yazarın ortak üretiminden ortaya çıkması asıl ilginç olan. Resimli çocuk kitapları yalnızca yazarının sözünü taşımıyor. Rafta yerini aldığında yazarından da ilüstratöründen de bağımsız kendi sözünü söylüyor. Üstelik kısa ve etkili konuşuyor.
Koleksiyonunda bulunan dans konulu kitaplar hakkında bilgi verir misin? Bu kitapları özel kılan nedir?
Kolleksiyonumdaki kitaplar arasında dans konulu olanları ayırmaya başlayınca bir kaç kitapla karşılaştım. Dansın öğreniminin zor ama eğlenceli bir süreç olduğunu vurgulayan kitaplar: “Giraffe's Can't Dance” yazarı Giles Andreae, illüstratör Guy Parker-Ress, bir zürafanın nasıl dans edebileceğini gösteren bir kitap, “A Dance Like Starlight: One Ballerina's Dream” yazarı Kristy Dempsey, illüstratörü Floyd Cooper, küçük bir kızın dans ve gösteriler ile olan ilişkisini anlatan bir kitap ve “Brontorina” yazarı James Howe, illüstratörü Randy Cecil, bale öğrenmeye çalışan bir dinazorun başından geçenler. Tchaikovsky’in Kuğu Gölü balesi üzerine kitaplar: “Swine Lake” yazarı James Marshall, illüstratörü Maurice Sendak, en önemli illüstratörlerden Sendak resimliyor ve “Schwanensee” illüstratör Charlotte Gastaut, Avusturya’dan kağıt kesme tekniği ile yapılmış iyi bir çözümleme. Dansı yan konu olarak barındıran kitaplar: “One Word from Sophia” yazarı Jim Averbeck, illüstratörü Yasmenn Ismail, bale elbiseleri giymeyi seven bir kızın başından geçenler ve “The Composer is Dead” yazarı Lemony Snicket, illüstratörü Carson Ellis, besteci üzerinden dans ve müziğinin çözümlemesi. Bu kitapları tekrar okurken dans konusunda çocukluk anılarım aklıma geldi ve Grafist 16 konuğumuz olan illüstratör Andrea Dezsö röportajımızda söylediklerini hatırladım. “Resimli çocuk kitapları, hepimizin çocukluğumuzda deneyimlediğimiz ama yetişkin olunca unutmuş olabileceğimiz hayret verici deneyimleri hatırlatmayı amaçlıyor.”
Notlar ve Teşekkürler
-Çocuk kitaplarını, edebi ve tasarım kriterlerinin ötesinde çocuk kültürü içerisinde ele almak da önemli. Savaşlar ve teknolojik gelişim hamleleri arasında hayata merhaba diyen 20. yüzyıl çocuğuna dair bir sergi MoMA’da 2012 yılında açılmış. Century of the Child: Growing by Design 1900-2000 adlı sergi için hazırlanan ilgi çekici web sitesini gezmek hoşunuza gidebilir.
http://www.moma.org/interactives/exhibitions/2012/centuryofthechild/
-Florida Üniversitesi’nden Janice McCabe’in 1900-2000 yılları arasında yayımlanan yaklaşık 6000 çocuk kitabı üzerinde yaptığı, toplumsal cinsiyet dengesizliklerini gözler önüne seren araştırmaya dair haberin ayrıntıları burada…
http://www.theguardian.com/books/2011/may/06/gender-imbalance-children-s-literature
-Eğitim Sen 2010 Kitap Kataloğu İlk Öğretim Çocuk Edebiyatı özenle hazırlanmış bir kaynak. Konuya özel ilgi duyanların edinmesi iyi olur.
-Başak Ürkmez’e koleksiyonundaki kaynakları benimle paylaştığı için teşekkür ederim.
Yazıda Geçen Kitapların Künyeleri
Köpekler Bale Yapmaz
Yazan: Anna Kemp
Resimleyen: Sara Ogilvie
Çeviri: Gülbin Baltacıoğlu
Pearson, 2012
Kıpır Kıpır
Yazan: Ann Bonwill
Çizen: Teresa Murfin
İngilizceden Çeviren: Tanay Burcu Ural Kopan
Marsık Kitap, 2014
Cemile Dans Kursuna Gidiyor
Yazan: Aline de Pétingy
Resimleyen: Nancy Delvaux
Türkçeye Uyarlayan: Seda Darcan Çiftçi
Kaktüs Çock
Degas - Arkadaşım Edgar
Yazan: Anna Obiols
Resimleyen: Subi
Çeviren: Berna Yılmazcan
1001 Çiçek Kitaplar, 2013
Ayşegül
Gilbert Delahaye - Marcel Marlier
Çeviren: Füsun
YKY, 2014
Arkadaşım Balerin
Ralf Butschkow
Çeviren: Ayça Sabuncuoğlu
Dünyayı Öğreniyorum Serisi
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2013
Soru ve Cevaplarla Dans
Yazan: Séverine Onfroy
Resimleyen: Cécile Lechevallier
Çeviren: Güçlü Öztürk
1001 Çiçek Kitaplar, 2014
Ayşegül Bale Yapıyor
Gilbert Delahaye - Marcel Marlier
Çeviren: Füsun Önen Pinard
YKY, 2014