18 OCAK, PAZARTESİ, 2021

Duygular Ayıp Değildir: Erkek Adam Ağlar

İngiliz yazar Jonty Howley’nin duyguların ifade edilmesinin önemini ve ağlamanın erkekler için utanılacak ya da bastırılacak bir duygu durumu olmadığını anlatırken kalıplaşmış toplumsal cinsiyet yargılarını da kıran kitabı Erkek Adam Ağlar üzerine bir inceleme.

Duygular Ayıp Değildir: Erkek Adam Ağlar

İngiltere’nin Sussex bölgesinin yazar ve çizer yetiştirmek için uygun bir kültürel iklime sahip olduğunu düşünmek için çok nedenimiz var. Bu nedenlere şimdi bir tane daha eklendi: Yazar ve çizer Jonty Howley. Bizim Jonty Howley’le tanışmamıza vesile olan ise 2019’da çocuk kitapları alanına şık bir giriş yapmasını sağlayan Big Boys Cry isimli kitabı. Howley’in bu ilk kitabı Hippo Kitap tarafından Aralık 2020 yılında adeta bir yılbaşı hediyesi gibi Lora Sarı çevirisiyle Erkek Adam Ağlar ismiyle basıldı.

Duygular Neye Yarar?

Başlığı çevirirken çok anlamlı bir uyarlama yapmış Hippo Kitap; bizim toprakların üç yaşına gelmiş her erkek bireyine bir miras devri gibi elden ele iletilerek hemencecik dikte ettirilen, “Erkek adam ağlamaz” komutuna takla attırıvermiş. Pek de güzel yapmış. Zira çocuğun duygusal gelişimi içerisinde, artık herkesin bildiği üzere, duyguların ifadesi çok önemli bir yere sahip. Ahir zamanların dile pelesenk olmuş ve bu yüzden de belki bir miktar içi boşalmış “empati” sözcüğünün bir akılda, ruhta nasıl var olacağını düşünüyormuş acaba, “Erkek adam ağlamaz” diyenler? Bir başkasını anlamanın öncülü elbette önce kendi duygularını tanımaktır. Üzülmenin, sevinmenin, öfkelenmenin, mutlu olmanın ne demek olduğunu bilmeyen, sürekli yüzeyde ve aynı duygu durumunda kalmaya çalışan bireyin bir başkasının hislerini, düşüncelerini ve davranışlarının ne olduğunu idrak etmesini nasıl beklenebilir? Bu düşünülmediğinden olsa gerek günlük yaşama bir espri olarak yerleşen, zamanla sosyal medya görsellerine tema olan “Beni bir sen anladın, sen de yanlış anladın” cümlesi doğmuş olabilir mi?

​Buradan tekrar “kendi duygularını tanımayan” kısmına dönelim. “Diğeri” dediğimiz insanlar önemli(!) olmasa bile insanın kendisine pek değerlidir. “Önce can, sonra canan” veciz sözü de yine topraklarımızın bereketli sosyal ilişkiler iklimini faş etmektedir. Her ebeveyn çocuğunun sevilen, başarılı, uyumlu, özdeğeri ve özgüveni yüksek bir yetişkin olma yolunda ilerlemesini ister. İşte bu niteliklerin hepsinin arkasında ise bir ana duygu olduğunu tekrar tekrar belirtmekte fayda var. Her bir birey için ayrı bir duygu demeti bu sıfatların arkasında yer alabilir. Birisi için başarı; tutku, inanç, azim iken, bir diğeri için huzur, sevgi, merhamet olabilir. İnsan öyle kaotik bir yapı ki bunun bileşkesini tam olarak hiçbir zaman kavrayamayacağımız da bir başka gerçek. İş böyleyken, duygularını tanımayan, tanısa da yaşayamayan birey bu sıfatları kendi hayat panosunun neresine, nasıl yapıştırabilir? Yapıştırsa da gün geldiğine kendi duygu demetinin aslında başka olduğunu fark ettiğinde hayatının boşa gittiğini düşünmeden nasıl durabilir? O sıfatların arkası boşsa bir fiskeyle nasıl yıkılmadan ayakta kalabilir?

Duygu Erkeklere de Pek Yakışır

​Kitabın temasına dair sorularla dolu bu ara peşrevden sonra Jonty Howley’nin kitabına dönelim. Bir çocuk kitabının konusunu anlatmak –hele de okul öncesine yönelikse- epeyi zor. Toplamda en fazla elli cümleden ibaret bir kitabı anlatmaya kalkarsanız yazarın işine karışacağınız gibi kitabın metnini de ikiye katlamış olursunuz. Böyle düşünmekle beraber bu beyhude çabayı göstermekten de kimse geri duramıyor. Kitabın kahramanı Levi okuldaki ilk günü için kapıdan çıkmak üzeredir. Okula yeni başlayan her çocuk gibi kaygıları yüksektir. Görünen o ki babasının da kaygıları yüksektir. Güvenli dünyası olan evle, bir cangıl gibi gözüken okul yolu arasındaki eşikte korkulu gözlerle duran oğluna bir babanın vereceği en kötü öğüdü verir: “Erkek adam ağlamaz.” Levi, babasının tasvir ettiği şekliyle bu duygusuz dünyaya girdiğinde ise işlerin hiç de öyle olmadığını görür, erkekler hüngür hüngür ağlayabilmektedirler.

​Şükürler olsun ki dünya Levi’nin babasının öğüdünden daha renkli, daha gerçek ve daha öğretici. Levi’yle beraber okul yolunda giderken birbirinden farklı, sevinçten, endişeden, üzüntüden, heyecandan ağlayan erkekleri gördükçe okuyanın da içi açılıyor. Şöyle oturup bir doya doya eve gelen teşekkür çiçeğine, kaybolan dolmakalemine, kargodan gelen yılbaşı hediyesi kitaplara ağlayasınız geliyor. Bu kitabı tam da bu nedenle çocuklarla beraber yetişkinler de okumalı. Duygular güzeldir, duygular ayıp değildir, duygularla tanışınca gökkuşağıyla tanışırsınız diyebilmenin güzel metinli, harika çizimli, muhteşem formatlı kitabıdır Erkek Adam Ağlar

Hippo Kitap Eliyle Jonty Howley’e Mektup

​Sevgili Jonty, oğlan çocuklarının üzerindeki duygusal baskıları ortaya seren, duygularının doğal olduğunu ve yaşanması gerektiğini gösteren bu harika kitabı yazdığın için çok teşekkür ederim. Her bir satırını coşkuyla okuduğumu bilmeni isterim. İngilizcesini okumuştum, Lora pek nefis çevirmiş kitabı, sen Türkçe bilmiyorsundur diye ben aktarmak istedim. Senden bir ricam var. Bizde biraz azarla karışık bir tembih cümlesi vardır: “Kızlar çok gülmez.” Bir sonraki kitabı yine bu harika çizimler eşliğinde bu konuya ayırırsan nasıl mutlu olurum bir bilsen. Başlık önerimi de bir yazar dostun olarak müsaadenle iletiyorum: “Kızlar Doya Doya Güler.” Her zaman muhabbetle, Şeniz.  

0
10009
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage