22 EYLÜL, CUMA, 2023

Edebiyat Tarlasının Arazi Haritası: Harold Bloom

Harold Bloom'un Etkilenme Endişesi eserinde önerdiği teorinin pratikte nasıl işlediğini gösterirken kaleme aldığı şiir teorisiyle şiirsel etkilenmeyi ve bir şiiri nasıl okumamız gerektiğini anlattığı, şiirlerdeki imgelem döngülerinin, seleflerin şiirlerine birer tepki ve savunma olduğunu öne sürdüğü kitabı Yanlış Okuma Haritası üzerine bir yazı.

Edebiyat Tarlasının Arazi Haritası: Harold Bloom

Elliyi aşkın kitaba imza atan Amerikalı edebiyat insanı Harold Bloom, bugüne dek dilimize çevrilen pek çok eseriyle Türkiye’de de sevilen bir yazara dönüşmüş durumda. Akademik kariyeri ve özgün çalışmaları, Bloom’u çağımızın önemli edebiyat eleştirmenleri arasına taşıdı. Bloom, klasikler alanında lisans eğitimini tamamladıktan sonra, akademik kariyerinin ilk adımını Yale Üniversitesi’nde atmış. Aynı üniversitede kıdemli profesör unvanına kadar yükselmiş ve öldüğü güne dek burada eğitim vermeye devam etmiş. Harvard’da Charles Eliot Norton şiir profesörü görevini üstlenmiş; Roma ve Bologna üniversitelerinden fahri unvanlar almış. Amerikan Sanat ve Edebiyat Akademisi tarafından eleştiri alanındaki faaliyetlerinden ötürü Altın Madalya ödülüne layık bulunmuş.

Bloom, geçtiğimiz günlerde Ketebe Yayınları etiketiyle Türkçede de yayımlanan Yanlış Okuma Haritası’nda, en çok tartışılan eserlerinden Etkilenme Endişesi’nin önerdiği teorinin pratikte nasıl işlediğini gösteriyor. Kaleme aldığı şiir teorisiyle şiirsel etkilenmeyi ve bir şiiri nasıl okumamız gerektiğini anlatırken, şiirlerdeki imgelem döngülerinin, seleflerin şiirlerine birer tepki ve savunma olduğunu öne sürüyor. Milton, Wordsworth, Shelly, Keats, Tennyson, Whitman, Dickinson, Stevens, Warren, Ammons ve Ashbery gibi birçok şairin metinlerinden örneklerle, okuma eylemimizin neredeyse imkânsız, hatta yanlış bir okuma olduğunu iddia ediyor.

Kuşkusuz sanatın tüm disiplinleri belli bir geleneğin içinde yükselir. Yer yer buna başkaldıran sanatçılar/eserler çıksa bile, nihayet, her sanatsal disiplin kendi kronolojisini oluşturur ve kanonik ürünler bu tarihsel izlencede yerini alır. Peki edebiyatta, bilhassa şiirde gelenek nedir? Klasik ne demektir? Kanon geleneğe nasıl bakar? Kabul edilmiş klasiklerin kanonu nasıl oluşur ve nasıl çözülür? Bütün bu geleneksel sorular özetle basit ama diyalektik bir soruya dönüştürülebilir: Geleneği biz mi seçeriz yoksa o mu bizi seçer ve seçmek veya seçilmek bunca önemli bir şey midir? Gelenek olmadan yazmaya, öğretmeye, düşünmeye veya okumaya çalıştığımızda ne olur?

Bu soruyu “Ne mi olur? Hiçbir şey,” diye yanıtlıyor Bloom. Çünkü kimse taklit olmadan yazamaz, öğretemez, düşünemez, okuyamaz ona göre. Taklit ettiğimiz şey de başka birisinin yaptığı şeyler, yani onun yazısı, öğretimi, düşüncesi veya okumasıdır aslında. Bizim o kişinin malumatıyla olan bağımıza “gelenek” adı verilir, zira gelenek bir nesli aşan, genel olarak taşan bir etkilenme biçimidir. Bloom, eserinde “şimdiye kadar okuduğum en iyi gelenek çalışması” diye nitelendirdiği, Ernst Robert Curtius’un tam teşekküllü Avrupa Edebiyatı ve Latin Orta Çağlar eserinin bu konuda varıp varabildiği şu sonucu hatırlatıyor: Batı edebiyat geleneği “ancak” Homeros’tan Goethe’ye kadar geçen yirmi beş asır boyunca berrak bir şekilde anlaşılabilir.

​Dolayısıyla, Goethe’den sonra yaşanan iki asır boyunca neyin kanona dahil olacağını bilemeyiz, diyor Bloom. Edebiyat dünyasında da şiirin akademiden ayrılması gerektiğine dair “tutkulu sözleri” de yersiz buluyor. Özellikle Homeros ve akademinin sıkı sıkıya bağlanmasından yirmi beş bin yıl sonra böyle iddialarda bulunulması, Bloom’a saçma geliyor. Neticede Bloom, edebiyat eleştirisinde bazı keşfedilmemiş bölgeleri gezerek yeni dünyalara açılmak isteyen okuyucular için bu “arazinin” haritasını çıkarıyor. Modern metinlerin önceki metinlerle ilişkisini aydınlatarak şair ile seleflerin edebî mirasına katkı sağlıyor. Yanlış Okuma Haritası, edebiyat ve özellikle de şiir türü üzerine düşünen herkes için önemli bir metin. İyi okumalar.

0
2723
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage