21 MART, PERŞEMBE, 2019

En İyi 10 Yazardan Yazarlık Üzerine Tüyolar

Yeni yılda o romanı artık yazmaya başlamaya karar mı verdiniz? Öyleyse Leo Tolstoy, Muriel Spark, John Steinback ve diğer ünlü yazarların tavsiyelerine göz atın.

En İyi 10 Yazardan Yazarlık Üzerine Tüyolar

Bir Kedi Alın, Gece Uyanık Kalın, İçmeyin

Geçtiğimiz 10 yılda Helen Gordon ve ben, Samuel Johnson ve Grub Street zamanından Silicon Roundabout ve Lorrie Morrie çağına kadar uzanan sevdiğimiz bazı yazarların yazarlıkla ilgili düşüncelerini, önerilerini ve yazılarını bir araya getirdiğimiz Being a Writer adlı kitap üzerinde çalışıyorduk.

Kitap için araştırma yaparken, yaratıcı yazarlığa girişmek için dosdoğru bir yolun olmadığının kısa sürede farkına vardık ki bu insanı oldukça özgürleştiren bir düşünce. Yazabilmek için kendini sessiz bir ofiste izole etmesi gereken her romancı kadar (Jonathan Franzen), en iyi çalışabildiği yer çevredeki kahve dükkanı olan (Rivka Galchen) ya da günlük ev işleri ve çocuklar arasında bir saat yakalamaya çalışan (genç Alice Munro) başka romancılar da var.

Buna karşılık, bütün bu yaklaşımlardaki çeşitlilikle beraber çoğu yazarın bu konuda ortak fikir ve önerilere sahip olduğunu da fark ettik. Mrs. Brookfield’a yazdığı 1866 tarihli mektubunda Charles Dickens şöyle diyor: “İnsanlar (karakterler) kendileri için anlatmalı ve kendileri için oynamalılarken, siz bir çeşit fevri, nefessiz bir biçimde kendi şahsınızla anlatarak hikâyeyi sürekli aceleye getiriyorsunuz.” Kısacası, 21. yüzyılda yaratıcı yazarlık dersi almış herkesin kolayca tanıyabileceği kelimelerle ifade edersek, ANLATMA, GÖSTER!

Leo Tolstoy

Bu yüzden kitabımız oldukça sert bir pratiklikten ihtişamlı bir kendine özgülüğe kadar birçok yazarlık tavsiyesi içeriyor. Neyin yanlış gittiğini anlatan yazarlar olduğu gibi neyin iyi gittiğini anlatanlar da var. Tamamlayamadıkları taslaklar, yayıncı bulamamaları, kötü yazılmış karakterler ve dolambaçlı, yönetmesi zor olay örgüleri üzerine konuşuyorlar. İşte yazar olmayı düşleyenlerin kulak vermesi gerektiğini düşündüğümüz önerilerden bazıları:

1- Hilary Mantel - Azıcık kibir çok yardımcı olabilir

“Bir yazarın geliştirebileceği en yararlı özellik özgüven – kibirdir, eğer onu yönetebilirseniz. Kendinizi dünyaya empoze etmek için yazarsınız ve dünya hiçbir fikrinize katılma belirtileri göstermediğinde kendi becerinize inanmak zorundasınızdır.”

Hilary Mantel 

2- Leo Tolstoy ve HP Lovecraft - Sizin için en çok işe yarayan saatleri seçin

Tolstoy hemen işe başlamaya inanırdı: “Her zaman sabah yazarım. Yakın zamanda Rousseau’nun da sabah kalkıp kısa bir yürüyüş yaptıktan sonra işe giriştiğini öğrendiğimde sevindim. Sabahları insanın zihni bilhassa canlıdır. En iyi düşünceler genellikle uyandıktan sonra hâlâ yataktayken ya da yürüyüş sırasında akla gelir.”

Ya da HP Lovecraft gibi gece geç saatlere kadar uyanık kalabilirsiniz: “Gece, nesnel dünya kendi mağarasına sokulduğunda ve hayalcileri kendi başına bıraktığında, daha az büyülü ve sessiz bir saatte gelmesi imkansız olan ilham ve yetenekler ortaya çıkar. Kimse gece yazmayı denemediği sürece yazar olup olmadığını bilemez.”

3- William Faulkner - Yazmak için okuyun

“Okuyun, okuyun, her şeyi okuyun – çöp, klasik, iyi, kötü okuyun – ve nasıl yaptıklarını görün. Aynı ustalaşmaya çalışan bir marangoz çırağı gibi. Okuyun! Kavrayacaksınız. Sonra yazın. İyiyse, fark edersiniz. Değilse, camdan dışarı atın.”

William Faulkner Courtesy of Special Collections Library, UVA Library

4- Katherine Mansfield - Herhangi bir şey yazmak hiç yazmamaktan iyidir

“Geriye bakınca, hep yazdığımı görüyorum. Zırvalıklar da oldu. Ancak zırvalık ya da bir şey, herhangi bir şey, hiçbir şeyden çok daha iyidir.”

5- Ernest Hemingway – Gidişat iyiyken durun

“İyi giderken her zaman durun ve ertesi gün tekrar başlayana kadar bunun hakkında düşünmeyin. Bu şekilde bilinçaltınız sürekli onun üstünde çalışacaktır. Ancak üstünde bilinçli şekilde çalışırsanız veya kaygılanırsanız onu öldürürsünüz ve beyniniz daha başlamadan yorulur. “

Ernest Hemingway

6- John Steinbeck - Bir seferde bir sayfa olsun

“Sonunda bitireceğiniz düşüncesini kafanızdan atın. 400 sayfanın izini sürmeyin ve her gün için bir sayfa yazın. Yardımcı oluyor.”

7- Miranda July - Kötü taslaklar sizi endişelendirmesin

“Romanı yazarken daha da aptaldım. Kötü bir yazar gibi hissederdim, … her gün ofisten evime gelir ve ‘Evet, hâlâ hikâyeyi seviyorum ama keşke daha iyi yazılmış olsaydı’ derdim. O noktada bir ilk taslak yazdığımı bilmiyordum. Ve ilk taslak en zor kısımdı. Oradan itibaren nispeten kolaydı. Sanki elimde çalışabileceğim bir Play-Doh hamuru vardı ve onun üstünde çalışmayı sürdürebilirdim, bir milyon taslak yaparak, bir şeyleri kökten değiştirerek, karakterleri dâhil edip çıkararak, gizemleri çözerek: Bu niye burada? Bunu atmalı mıyım? Sonra fark ederdim, hayır, o orda çünkü o bunun kilit noktası. Bu şekilde bütün soruların izi sürülene dek inancımı canlı tutarak dedektif gibi çalışmayı seviyorum.”

Miranda July

8- F. Scott Fitzgerald - İçerek yazmayın

“Uzun bir kitabın mükemmel organizasyonunun ya da gözden geçirme zamanı geldiğinde en iyi algı ve kararların likör ile bir arada gitmediği benim için giderek netleşti. Bir şişeyle kısa bir hikâye yazılabilir ancak bir roman için bütün örgüyü aklınızda tutmanızı ve küçük performansları acımadan kurban etmenizi sağlayacak bir zihinsel hıza ihtiyacınız var. Buruktur Gece’nin “III. Bölümü”nü içkinin etkisindeyken yazmamış olmak için her şeyi verirdim.”

9- Zadie Smith - Çevrimdışı olun

“İnternete bağlı olmayan bir bilgisayarda çalışın.”

John Steinbeck at Sag Harbor, 1962 … presumably after he’d finished his daily schedule. Photograph: Rolls Press/Popperfoto/Getty Images

10- Muriel Spark* - Bir kedi alın

Eğer bir probleme, özellikle bir kağıt işi ya da yazmaya konsantre olmak istiyorsanız bir kedi edinmelisiniz. Çalıştığınız odada kedi ile yalnızken, kedi her zaman masanıza çıkacak ve masa lambanızın altına kurulacaktır. Bir lambadan gelen ışık… kediye büyük bir hoşnutluk verir. Kedi yerleşecek ve huzurlu olacaktır, bütün anlayışı aşan bir huzur. Ve masanızda otururken kedinin sakinliği yavaş yavaş sizi etkileyecektir, ki konsantrasyonunuzu engelleyen bütün heyecanlandırıcı özellikler kendilerini yatıştırıp zihninize kaybettiği hâkimiyeti geri verebilsinler. Kediyi sürekli izlemek zorunda değilsiniz. Varlığı kendi başına yeterlidir. Kedinin odaklanmanız üzerindeki etkisi olağanüstü ve çok gizemlidir.”

*(daha ziyade, A Far Cry From Kensington’daki Mrs. Hawkins karakteri.)

Bu yazı Travis Elborough'un 3 Ocak 2018 tarihinde The Guardian'da yayımlanan "Buy a cat, stay up late, don't drink: top 10 writers’ tips on writing" başlıklı yazısının çevirisidir. (https://www.theguardian.com/books/2018/jan/03/top-10-writers-tips-on-writing)

Çeviri: Beyza Cebeci 

0
41800
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage