22 TEMMUZ, PAZARTESİ, 2024

Etkin Klinik Görüşme Yöntemleri

Klinik psikologlar Rita Sommers-Flanagan ve John Sommers Flanagan’ın bireyle çalışan farklı meslek dallarındaki profesyonellerin sıklıkla uyguladıkları klinik görüşmeyle ilgili kapsamlı bir çalışma sunan Klinik Görüşme üzerine bir yazı.

Etkin Klinik Görüşme Yöntemleri

Klinik psikologlar Rita Sommers-Flanagan ve John Sommers Flanagan, “sanat ve bilim dalı” diye tanımladığı klinik görüşmenin bir ders, mutat bir işlem veya sıradan bir iş olmadığını anlatmak için hem kendi yaşamlarından örnekler sunduğu hem de diyaloglarla akıcı hâle getirdiği ve bilgilerin arka arkaya sıralandığı bir ansiklopedi cildi olmaktan uzaklaştırdığı Klinik Görüşme başlıklı çalışmasıyla uzmanlara ve konunun meraklılarına sesleniyor.

“Psikolojik Değerlendirme Esasları” alt başlığıyla yayımladıkları incelemede yazarlar, kuramsal açıklamalar ve vakalarla güncel tartışmaları ve literatürü de hatırlatıyor okurlara.

Arkadaşlıktan Farklı Bir İlişki 

Rita ve John Sommers-Flanagan, Klinik Görüşme’yi kaleme alırken danışanlarla danışmanın yetkin bir görüşme yapabilme koşullarını sıralayıp bu yolda her iki tarafın da öğrenmeyi merkeze yerleştirmesini amaçlıyor. Dahası, herhangi bir yönlendirme bulunmadan eğitim ve deneyimin önemini vurguluyorlar. Bu nedenle farklı kuramları olabildiğince geniş bir yelpazede sunuyorlar okura. Danışanların çeşitli sorunlarına, kültürel geçmişlerine, önyargıları ve yaşanmışlıklarına, kendilerini ifade etme biçimlerine odaklanmak gerektiğini anımsatırken konunun özüne dair bir not düşüyorlar: “Klinik görüşme, normal sosyal etkileşimin sistematik bakımından değiştirilmiş bir şeklidir. Görüşmeci ve danışan arasındaki ilişki, her ne kadar arkadaşlık üzerine kurulmuş görünse de arkadaşlıktan oldukça farklıdır. Klinik görüşmelerin iki önemli işlevi vardır: Danışanı değerlendirmek ve ona yardımcı olmak.”

Yazarların üzerinde durduğu bir başka konu, klinik görüşmenin, danışanın izleme ve dinlemesiyle şekillendiği. Dolayısıyla görüşmecinin, danışanın anlattığı konulara yoğunlaşmasına dair teknikleri örnekler üzerinden açıklıyorlar. Bunun bir sonraki aşaması ise danışanın sorunu belirlemesini kolaylaştıran ya da zorlaştıran ve klinik görüşmenin seyrini belirleyen soru. Ardından klinik görüşmenin omurgasına dikkat çekiyor yazarlar: Giriş, gelişme, kapanış ve sonlandırma silsilesi…

Rita ve John Sommers-Flanagan, klinik görüşmenin danışanın geçmişi, ailesi, çocukluğu, okul ve arkadaş ilişkilerini çözümleme hâline gelebileceğinden görüşmecinin, alacağı bilgiler konusunda seçici ve esnek olması gerektiğini, bu nedenle ilk görüşmenin hayli önemli olduğunu hatırlatıyor.

​Rita ve John Sommers-Flanagan, klinik görüşmeye örnek verirken intihara eğilimli danışanları gündeme getiriyor: “İntihara eğilimli danışanlarla çalışırken etkin dinleme stratejileriyle birlikte olumlu ilişki ve terapötik ilişki kurmak da önemlidir. Destekleyici dinleme kritik önem taşır. İntihara eğilimli danışanlar intihar düşüncelerini ve isteklerini daha önce hiç kimseyle paylaşmamış olabilir. Onların acılarını ve ıstıraplarını anladığınızı bilmelerine izin verin fakat umutlu olmak için iyi nedenler olduğunu da görmeye başlamalarına yardım edin; depresyondaki ya da intihara eğilimli pek çok danışan gelişme gösterir ve yeniden hayatın yaşamaya değer olduğunu hissetmeye başlar. İntiharın olası bir seçim olup olmadığı hakkında tartışmaktan uzak durun. Onun yerine, intiharın pek çok seçim arasından sadece biri olduğuna vurgu yaparak danışanın kişisel seçimleriyle ilgili bakış açısını genişletmeye odaklanın. Danışanın intiharın ciddi ve kalıcı etkileri olan bir karar olduğunu ve önce diğer tüm seçeneklerin keşfedilebileceğini anlamasına yardım edin. Danışanı, güçlendiren yaşam faaliyetlerine yeniden katmaya çalışın.”

Direnci Etkili Bir Şekilde Yönetmek

Rita ve John Sommers-Flanagan, Klinik Görüşme’de ikili bir yapı kurmuş: Danışan-uzman, tanı-tedavi ve dinleme-anlatma şeklinde gelişen bu yapı içerisinde problem ve analiz, teşhis ve tedavinin planı ve sonuçlandırılmasıyla ilgili bilgiler veriyor yazarlar.

Öte yandan, özel gruplarla görüşmeler ve geliştirilen dirençlerle ilgili kimi notları da var yazarların: “Görüşmecilerin, direnci etkili bir şekilde yönetmek için çeşitli genel ve özel teknikleri vardır. Bu teknikler arasında kuramlar üstü model, güdüsel görüşme, çözüm odaklı girişimler, yoğunlaştırılmış yansıtmalar, duygusal doğrulama, radikal kabul, özgün geribildirim ve beraber hareket etme yer alır. Genel olarak, bu stratejileri ve teknikleri kullanarak klinik görüşmeciler terapiye zorlanmış veya isteksiz danışanlarla daha etkili çalışma şansına sahip olabilir. Klinik görüşmecilerin yüzleşmek zorunda kaldığı diğer bir alansa tehlike ve şiddet potansiyelini değerlendirmedir. Araştırmaların risk faktörü sistemin şiddeti yordamada daha doğru olduğunu göstermesine karşın ne yazık ki gerçek yaşamda görüşmelerde durum farklı olabilmektedir. Sonuç olarak klinisyenler, şiddet veya tehlike potansiyeli olan danışanlar hakkında karar verirken araştırma temelli bilgiyle kendi klinik sezgilerini ve duyarlılıklarının birleşimini kullanmak zorundadır.”

Yazarlar çocuklarla, ergenlerle, ailelerle ve çiftlerle gerçekleştirilen klinik görüşmelerde izlenen ve izlenmesi gereken yöntemleri sıralıyor. Bunlara bir örnek ise şöyle: “Çiftlerle ve ailelerle klinik görüşmenin giriş aşaması gizliliği, seanslara kimin katılacağına dair açıklığı ve terapist tarzı ile yönelimine ilişkin temel eğitimi içermelidir. Giriş cümlesi danışanları daha fazla yönlendirmeye yardımcı olur ve herkesin sesinin dahil edilmesine ilişkin normları tanıtır. Görüşmenin gelişme aşaması en çok kuramsal yönelimden ve sunulan sorundan etkilenir. Bu bölüm, bu tür yönelimlerin örneklerinden bahsetmiş ve terapötik yönelim ne olursa olsun bahsedilmesi önemli olan içerik alanlarını da kapsamına almıştır. Kapanışı yönetmek hem bilgi yönünden hem de duygusal yönden önemlidir; birey kapanışlarından genellikle anlamlı olarak daha fazla zaman gerektirir. Bu tür görüşmede yer alan insanların sayısı nedeniyle sonlandırmanın da karışık süreçleri vardır.”

​Rita ve John Sommers-Flanagan, klinisyenin kültürel farklılıklardan bilişsel çeşitliliğe, yaş ve mesleki farklılıklara dek pek çok danışana göre şekillenen klinik görüşme aşamalarını ve değerlendirme faslını, bilimsel açıdan ve örneklerle destekleyerek anlatıyor çalışmada. Dolayısıyla etkin görüşme için stratejileri ve kuramları anımsatıyor ikili.

Klinik Görüşme, Rita Sommers-Flanagan ve John Sommers-Flanagan, Çeviren: Gülçin Akbaş ve Leman Korkmaz, Minotor Kitap, 768 s. 

0
1993
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage