Ukrayna doğumlu Valeria Kolos anadiliyle yazdıklarının yanında Rusça ve İngilizce şiirler de yazmakta. Son yıllarda özellikle ağırlık verdiği Türkçe şiirleri Türkiye’de çeşitli edebiyat dergilerinde yayımlanmakta. Deneme ve hikâye türlerinde yazdığı çalışmalar yine aynı dergiler aracılığıyla okurlarıyla buluşmaktadır. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (Sarıyer/İst.) bünyesinde ‘uluslararası’ statüde memur.
dertesi gün
çorabı yol yol sökülmüş artık
sis öksüren, ‘akbil’i kalmamış bu nefessiz akşamın
köprü damarlarında şırınga düğümleri gibi,
trafik kazaları.
beklemekten ağzı kurumuş minarelerin iğneleri
mor bulutları kanattı.
kalabalık arasında kurşun gibi kimsesiz meydan.
saçlarımı istediği gibi bağladı rüzgar.
sigara dumanı günleri birbirine dikti.
şu fal bakmalı nafile bekleyişler var ya –
beni bir fincan kahveye gelin etti.
brandadan elbisem olsun artık,
bileklerimde şangır şungur simitler.
bir Cuma sabahı açık çay dolsun şu Boğaz
ısınsın nihayet
dertesi gün’ü bekleyen kaygılı yüzler.
yağmur bitti
Güzelim
kirpiklerin bayrak
göbek atar gibi şutluyor dalgalar
cepleri çay ve müzikle dolu
pirinç taneleri vapurları
soruyor zaman sulara soruları
ve her camin günde beş defa
kaldırıyor bir parmak
Güzelim
yellerin pide arası ısındı
yağmur gülümsetti tabelaları
tepelerin kolyesindeki her ışık taşı
kah haber kah dizi parladı...
Tarabya
buralı ne zaman olursun, biliyor musun?
dışarı bakmadan koyu esneyen denizin
bugünkü rengini
tahmin edebildiğin zaman.
sıcak ekmek kokusuna karışmış
uzo yosunundan.
sabah uykusuna doymayıp
bir gözyaşını akıtmaya kıyamayan
kırık dişli, kısa saçı boyalı Tarabya sokaklarına,
ölüm denizinden fal bakan Sarıyer’in şırıngasından
sisler gibi bizim dilden ancak rüyalar dökülür.
unutulmam ben, bilirimdir.
sevilen unutulur.
akşam kokusu
dolunay tuşuna basılınca çıkar karaperdeye
romatizma kokan akşam
yan sokak memleket treni gibi kokuyor
bayram göründü demek
dönüş yolu yanık kokar her yönden –
ya şeytan tırnağı bilendi, ya da melek kanadı...
Noel’e doğru Mısır Çarşısı kokar
her güvenlik kontrolü
yüzünü daha ovmamış güneşin
kırmızı tuşuna basıp
baharat torbalarını film gibi
yeni ayın bükük iğnesine sarmak
imkansız