Barış Erdoğan’ın kitapları olan; Kış Kıyamet, Şiir Cin/ayetleri, Simurgname, Zeymuran sadece ismiyle bile bir şairin şiir dilinin en güzel özeti. Dizelerinde ve kitap isimlerinde ritim, ses, söyleyiş ve anlam birleşerek tek bir ses vücuda getirmiştir. Dört kitabında somutlaştırdığı izlekleri doğrudan doğruya insanla ilgili. İnsandan yola çıkıp yine insana döndüğünün her zaman bilincinde olan şiirler. Edebiyat öğretmenliği yapan Barış Erdoğan 1956 yılında Anamur’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Anamur’da, üniversite öğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve İstanbul Yüksek Öğretmen Okulunda tamamladı. İlk şiir çalışmalarını Sanatta Kalem’de yayımladı. Milliyet Sanat’ın genç şairlere çağrısına “Özgeçmiş” şiiriyle cevap verdi. Cumhuriyet, Aydınlık, Birgün Kitap ekleri, Varlık, Roman Kahramanları, Mühür, Kurşun Kalem, Lacivert, Hayal Bilgisi Kültür Sanat, Berfin Bahar, Kar, Çağdaş Yaşam, Esinti ve bunun gibi daha birçok dergide şiirleri ve onunla ilgili yazılarla yer aldı. 2011 de ilk şiir kitabı “kuş kıyamet” i kış kıyamet diyerek yakalar.” al koynuna kış kıyamet / dal koynuma, kuş kıyamet” dizeleri, imgeyle kesişen, çağrışımda sınır tanımayan yapıdadır. Kuş Kıyamet, “Kanatları olan şair, şiir uçurumlarını kendi yaratır” dizeleri gibi seçme şiirleri. Artshop yayıncılıktan Mart 2012’de çıkardığı ikinci şiir kitabı Şiir Cin/ayetleri ise ismiyle çok beğeni topladı. Kendimize, çevremize, başkalarına dışarıdan bakmamızı kolaylaştıran bir yolculuğa çıkardı bizi. Bir oyun seyrederiz onunla birlikte, “Şiir ya bir cin/ayet işleme / ya da bir cin/ayet çözme işiymiş” diyerek sözleriyle
söyleyicinin kimliği ve zevkini sezeriz. Mühür Kitaplığından çıkardığı üçüncü kitabı Simurgname ile mitlerde anlatıldığı gibi ömrün tekrarını yeniden ilan eder. “Simurg” efsanevi kuşu, “uçmak” kelimesi beraberinde daima “kuş” imajını, ağırlıklarından kurtulmayı, hafifliği, ferahlığı, sevinci, özgürlüğü, hızı ve hareketliliği anlatırdı. Aslında söz konusu“Simurgname” nin anlamı felsefe, şiir ve sanat aracılığıyla “insan” aramaktı. Mühür Kitaplığından Mart 2014’te çıkardığı dördüncü kitabı Zeymuran ile çiçeklerin dilini, düşünce ve duygu dünyasını farklı boyutlarıyla ele aldı. Zeymuran çiçeğinin çağrışımıyla, insanın dış gerçekliği algılarken ulaştığı olgunluk seviyesine bağlı olarak gelişmesini, insanın kendini yansıttığı dil aynasıyla, değişik görüntülerle zenginleştiğini bu kitabıyla daha çok fark ettirdi. Barış Erdoğan’ın kalemi özgürlüğün ve barışın silahıdır, tümel insanın şiirini yazar. İzlekleri değiştirmez, sadece boyutlanır. Bir ışıklandırmadır onun yaptıkları Nereyi aydınlatırsa gündeminde orası vardır. Dünyanın en yeşil devrimiydi, buluşan ellerin baharıydı dediği gezi parkını: “bizim kavgamız hain sultanla, salyası kinle akan saltanatla / topla tüfekle gelir biz üstüne varırız coşkuyla eşkin bir atla” dizelerinin yer aldığı “Zulmün Tezenesi Kırbaç: Gezi Parkı Yansımaları” adıyla Zeymuran kitabında yazdı. Her satır arası bir aşk, bir özlem bir sevinç kırıntısı, bir isyan bir direniş yansısı. Şair sadece sanatta değil, yaşamda da engel tanımaz bir özgünlük arayışına çıkıyor. Onun şiirlerinde kuşlar uçan, çiçekler açan, bir varlık olmakla birlikte, parıldayan bir görüntüyle “insan” oluyor.