Bir fotoğrafın hikâyesi olur, anısı olur, peki şiiri olur mu? Jehan Barbur'un objektifinden kalemine dökülenler...
Sıkılmadı zayiat kamyonu aynı yolu tepmekten
Gitmeyeceğim buradan, buradan gitmeyeceğim
Kalmayacağım da…
Kararlı cümleler kurdurtmayın bana
Hele de, otuz altımdan sonra
Adamın belinde zor duruyor pantolon
Gözleri, konumlandıkları yere göre
Yani bir sağa bir sola bakıyor;
Etraf büyüyor odaksızlığın hürriyetine
Parmağında, ipe bağladığı sigara; ne diye?
Saat öğlen on iki
Etraf çiğ; alnımızı kesen aydınlık…
Sartre okuyoruz arabada,
Daha da artsın bulantısı
Hiç öpüşmemiş ağızlarımızda
Kaçıncı kez geliyoruz buralara?
Dağ, aynı dağ
Göçeceğim gün de burada duracak, inadı inat;
Varlığı say ki, sonsuz ağ(h)
Benle gelse benimle olan, her gidişimde
Ve ben de bağlansam hepsine,
Göğün mavisi bir iple
Dudağındaki kavise benzer yola girildiğinde,
Paçalarını kıvırıyor öd kokulu adam
Kara sular akıyor belinden
Kusura bakmasın zira
Yanındaki benim inceden
Gitmeyeceğim buradan, buradan gitmeyeceğim
Kalmayacağım da…
Duracağım arazlı gönlüm ‘ben’ dedikçe
Ağır geldikçe ölüm, yol alacağım
Bu istemelere, yenidir bedenim
Beni zora eğme!
Bileklerime iliklediğim, safran gömleğin kollarından
Sakladıklarım çıkıyor, yerleşiyor yere
Radyodaki kadın devrik söylüyor şarkıyı
Bir sızı gibi dökülüyor son cümle
“Korktuğun kadar razısın”
Rızam alınmıyor demek
Ben besliyorum ırzımı, başkasını belleye belleye
Tersten bakıyoruz yüzüneyerin
“İçe çek beni, dışında gibiyim”
Yakada leke, kıyıda kabuk
Hâsıl; yine de bir şeyim
Bulut misal,
Sigara dumanıdır bir devin?
Ey sevdiceğim!
Ben artık devlerin devinmediği
Bükülmüş bir ülkeyim
-asker mektubu bu;
Görülüyor illâ!
Buradakiler okusa da anlamaz ya…
Sen anla,
Her zikri, ipe dizdiğim-
Çerçevelerin ayakları kesik
Pencerem olur, başıbozuk dağ evimin
Paslattım dolabı
Bana mısın demiyor
Seninim
Senin…
Demem o ki;
Yollama esvap filan
Sen esvaplarını al
Gel, zamanı arttırmadan
‘Gel’ dediğim
Devlerin devinmediği ülkenin
En ücrasıdır, ey sevebildiğim!
Kullanılan diğer görseller: Olya Aire ve Bettina Güber