Dünyaca ünlü İngiliz yazar David Walliams’ın her çocuğun en büyük korkulu rüyası olan on “berbat” öğretmenin eğlenceli hikâyesini anlattığı kitabı Dünyanın En Berbat Öğretmenleri adlı kitabı üzerine bir yazı.
David Walliams’ın Dünyanın En Kötü Öğretmenleri adlı eseri, genç okurları mizah ve yaratıcılıkla cezbeden eğlenceli ve kahkaha dolu bir derleme sunuyor. Bu kitap, sadece komik olduğu için değil, aynı zamanda okula dair yeni ve ilginç bir perspektif sunduğundan çocuklar için başlı başına eşsiz bir deneyim. Çocuklar, öğretmenlerin abartılı tasvirleriyle şaşıp kalırken okul hayatının tuhaflıklarını da gülerek karşılayabilecekler.
Dünyanın En Kötü Öğretmenleri, Walliams’ın benzersiz ve son derece eğlenceli karakterler yaratma yeteneğini bir kez daha kanıtlayan bir kitap olmuş. Kitapta yer alan her öğretmenin kendine özgü kişiliği ve tuhaflıkları var. Bu durum sadece harika komedi sahneleri yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda çocukların kendi okullarındaki bazen korkutucu olan öğretmen figürlerinin komik yanlarını görmelerine de olanak tanıyor. Öğretmenlerin çeşitliliği, kitabın baştan sona taze ve ilgi çekici kalmasını sağlayarak her okur için zevk alabileceği bir şeyler sunuyor.
Tony Ross’un canlı illüstrasyonlarının, Walliams’ın eksantrik karakterlerini hayata geçirmede önemli rol oynadığı da göz ardı edilemez bir gerçek. Bu illüstrasyonlar sadece metne eşlik eden görseller değil, aynı zamanda hikâye anlatımının ayrılmaz bir parçası. Ross’un çizimleri, karakterlerin mizahını ve absürtlüğünü artırarak öğretmenleri daha da unutulmaz kılıyor. Bu görseller, okuma deneyimlerini zenginleştiren ve hikâyelerdeki olayların tasvirine yardımcı olan eğlenceli eşlikçiler olurken, bazen de sayfaların başrolleri oluyor. Şüphesiz bu illüstrasyonların amacı sadece süsleme değil, genç okurların hayal güçlerini harekete geçirerek kitabı daha etkileşimli ve erişilebilir kılmak.
Kitap boyunca Walliams, mizah ve hiciv kullanarak eğitim sistemi hakkında ince yorumlar da yapmaktan geri durmuyor diyebiliriz. Oldukça uçuk öğretmenler yaratan yazar, eğitim sistemine ait evrensel sorunları çocuklar için anlaşılır ve eğlenceli bir şekilde yansıtmaya çalışmış. Örneğin, Bay Fobi’nin çocuklara karşı korku hissetmesi ya da Bayan İfrit’in hijyen takıntısı, öğretmen-öğrenci ilişkilerinin önemi veya okullarda disiplin ile özgürlük arasındaki denge gibi daha ciddi konular hakkında düşünmeye teşvik edebilecek cinsten. Buna başka bir örnek olarak da kitabın ilk hikâyesinde Doktor Dehşet karakteri ile, bilim öğretmenlerinin önemini ve bilimsel merakın nasıl teşvik edilmesi gerektiğini ele alınır. Doktor Dehşet, öğrenciler üzerinde tehlikeli deneyler yaparak bilim aşkını korkutucu hâle getirir. Bu hikâye, aslında öğretmenlerin öğrencileri teşvik etme ve bilimsel keşfi eğlenceli ve güvenli bir şekilde öğretme sorumluluğuna sahip olduğunu vurgular. Bay “Muhteşem” İrikıyım karakteri ise bir beden eğitimi öğretmeni olarak öğrencilerine karşı adil olmayan ve keyfi davranışlar sergiler. Öğrencilere aşırı egzersizler yaptırırken kendisi hiçbir şey yapmaz ve bu da öğrencilerde büyük bir hayal kırıklığı yaratır. Bu hikâye, öğretmenlerin adaletli ve eşitlikçi olmalarının önemini vurgular. Öğrenciler, adil olmayan bir öğretmenin sınıfta nasıl bir huzursuzluk yaratabileceğini görerek adaletin değerini anlarlar. Bayan Kibir karakteri ise kibirli ve kendini beğenmiş bir drama öğretmenidir. Öğrencilerin yeteneklerini hiçe sayarak sürekli kendi başarısıyla övünür. Bu hikâye, öğretmenlerin alçakgönüllü ve destekleyici olmaları gerektiğini vurgular. Öğrenciler, Bayan Çetinceviz’in davranışları karşısında gerçek bir liderin nasıl olması gerektiğini öğrenirler.
Uzun lafın kısası, bu kitaptaki abartılı ancak komik betimlemeler, kahkaha yoluyla çocukları, kendi okul deneyimleri hakkında eleştirel düşünmeye itebilir. Ki bu da daha derin bir anlayış geliştirmelerine, empati kurmalarına ve “örnek insan” olarak görmeye meyilli oldukları öğretmenlerinin de hataları olduğunu anlamalarına ve böylece eleştirel düşünmeye başlamalarına yol açacaktır şüphesiz.
Sonuç olarak, Can Çocuk ile ve İpek Şoran’ın çevirisiyle elimize ulaşan bu kitap, öğrencilik dünyasına farklı bir bakış getiriyor. Mizah, canlı karakterler ve okul yaşamı üzerine iç görülü yorumların harmanlanması, onu yalnızca eğlenceli bir kaçış değil, aynı zamanda düşündürücü bir okuma hâline getiriyor. David Walliams, Tony Ross’un illüstrasyonlarıyla birlikte, görsel olarak büyüleyici olduğu kadar eğlenceli bir kitap yaratmış. Tüm bu yönleriyle Dünyanın En Kötü Öğretmenleri genç okurlar için mutlaka okunması gereken bir kitap.