Çocuk edebiyatını ne kadar takip etmek istersek isteyelim yetişkin edebiyatının yoğunluğu içerisinde yeterince takip edemiyor çoğu zaman habersiz kalıyoruz. Onun için çocukların en sevdiği yaz mevsimi de yaklaşıyorken çocuk edebiyatı üzerine eserler üreten yayıncılarla çocuk edebiyatı ve geleceğe dair planları üzerine konuştuk.
1- Çocuk okurların küçük yaşta kitaplara ısınması ve sıkı bir okur olarak devam edebilmeleri için kitap seçkilerinizde nelere dikkat ediyorsunuz?
2- Çocukların kitapları daha çok fuarlarda tanıma fırsatı bulduğunu düşünüyorum. Fuarlar onlar için gezme ve inceleme fırsatı bir nevi. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
3- Yetişkin kitlenin büyük oranda olmasından kaynaklı çocuk edebiyatı hep ikinci planda duruyor, güzel eserler çıkıyor olmasına rağmen haberdar olmak zor oluyor. Siz buna önlem olarak nasıl çalışmalar yapıyorsunuz?
4- Çocuklar için kapaklar ayrı bir önem taşıyor, ilk dikkat ettikleri belki de kapaklar oluyor. Siz kapaklar konusunda nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz?
5- Yılda yaklaşık olarak kaç kitap basıyorsunuz ve son yıllarda çocuk okurların dikkatini çeken ilk üç kitabınız hangileri oldu?
6- Yaz için yayınevi takviminizde çocuklara dair nasıl planlar var? Etkinlik, yeni kitaplar vs.
Demet Uyar - Elma yayınevi
1- Çocuk kitapları, içindeyken biraz neşelenip oradan oraya koşturduğumuz, incelikleri hatırladığımız, zarif ve içten şeylerle buluşmayı arzu ettiğimiz alternatif, tatlı bir dünya bizim için. Bu renkli eve kapanıp inzivaya çekilmek, çocukların içtenliğiyle sarmaş dolaş olmak çocuklar kadar bize de iyi geliyor. Dolayısıyla parmağını minik okurlara doğru sallayan, üstten üstten konuşan, ideal karakterler ve hayattan kopuk anlatılar tasarlayan hatta çocuk kitabı okumayıp çocuk kitabı yazan yetişkinleri içeri almamayı tercih ediyoruz. Biz yetişkinler olarak bir kitaptan ne bekliyorsak çocuklar da aynı beklentiler içinde oluyor, bunun bilincinde olarak ilerlemeye özen gösteriyoruz. Özgünlük, iyi bir kurgu, evrensel temalar, sabahtan akşama kadar dinlemekten sıkılmayacağımız bir anlatıcı, merak uyandıran ayrıntılar, yaratıcılık, neşe, bazen keder, gizem, çocukluk günlerinin masum telaşları vb. şeyleri kucaklayan metinlerin izini sürüyoruz.
2- Elbette. Fuarlar onlar için gizemli bir çeşit labirent. O daracık, minik sokaklarda çok eğleniyorlar, tek tek tüm kitaplara dokunuyorlar. Taburesiyle gezen, sırası geldiğinde onu standımıza yanaştırıp bir güzel üzerine çıkarak kitaplarımızı inceleyen bir minikle bile tanışmıştık (selam sana güzellik). Standın çocuğu çağıran albenili bir yapıya sahip olması, kitapları anlatan stant görevlilerinin o kısacık karşılaşma anında çocuğun zevkine uygun öneriler sunabilmesi de önemli. Tabii bir de yetişkin faktörü var. Aslında çocukları yalnız bırakıp seçimlerini kendilerinin yapmalarını sağlamak daha iyi sonuçlar getirebilir. Yetişkinlerin kendi beğenilerini çocuklara dayatması kitap okuma alışkanlığı dediğimiz sevimli bey amcanın işini bir parça zorlaştırıyor. Onu kaşlarını çatmış halde görmeyi hiç istemiyoruz, hep gülsün.
3- Aslında son dönemde sosyal medyadaki kimi hesapların da yardımıyla güzel kitaplarla selamlaşabiliyoruz her gün, bir hareketlilik söz konusu. Tanıtılan kitaplar ağırlıklı olarak kısa, resimli öyküler olarak şekillense de en azından bir kısmının kalabalık içinde yitip gitmesine engel olunabiliyor böylelikle. Yine de bağımsız kitapevlerinin yokluğu ön plana çıkacak kitapların çeşitliliğini etkiliyor elbette. Biz okullarla yürüttüğümüz projeler, yazar etkinlikleri ve stant çalışmalarımız aracılığıyla kitaplarımızın bilinirliğini artırma yönünde çaba gösteriyoruz.
4- Sözünü ettiğiniz gibi kapak çok önemli. Kapağı, kitabın davetini kabul ettiklerinde onları nelerin beklediğine dair bir ön gösterim olarak düşünebiliriz, bu nedenle kapak içeriğe dair fikir veren özellikte olmalı. Estetik görünümüyle çocuğu sanatla buluşturmalı bir yandan da. Biz çizer dostlarımızla kitaba ilişkin merak uyandıran bir tema belirlemeye çalışıyor ve tüm aşamaları titizlikle yürütüyoruz. Bu noktada çocukların fikrini almayı önemsiyoruz, kimi zaman bu doğrultuda revizeler yapabiliyoruz. Kitabın Mutfağı isimli projemiz dahilinde çocuklardan sürekli geribildirim alma şansımız oluyor, kitaplarımız yayımlanmadan önce okuyup görüş bildiriyorlar, hepsini dikkate alıyoruz. Bazen kendi kapaklarını hazırlıyor, bize başlık önerileri sunuyorlar. Yine Müzecik adını verdiğimiz mütevazı, minik çocuk edebiyatı müzemizde yaptığımız etkinliklerle bir araya geliyoruz. Oradaki buluşmalar da okurların beklentisini anlamamızda çok yardımcı oluyor bize.
5- Sayı değişkenlik gösteriyor ancak yılda ortalama on iki çocuk kitabı çıkardığımızı söyleyebiliriz, markamız dışında yayıma hazırladığımız proje bazlı çalışmalar da oluyor. Son yıllarda çocukların görünce dikkatle incelediği üç kitabımız renkli kapaklarıyla Pezzettino, Labirent ve Resimli Hayal Ansiklopedisi.
6- Müzecik’te kitabın yayın yolculuğunu, bir yayınevinde işlerin nasıl ilerlediğini çocuklara anlatmaya, drama etkinliklerine, yazar buluşmalarına devam edeceğiz. Sırtımdaki Okyanus isimli, bir kaplumbağanın hayatı, iyiliği, sınırları, özgürlüğü sorguladığı kitabımız okurlarıyla buluşacak. Yine sanatçı duyarlılığıyla hazırlanmış çeviri çalışmalarımız olacak. Bunun dışında yaz ayları bizim için görece sessiz geçer, yeni yayın dönemine hazırlık yapılan günlerdir. O günlerin tadını çıkararak ilerlemeyi umuyoruz.
Mehmet Erkurt – Can Çocuk Yayınları
1- Galiba tam da kendi edebiyat okurluğumuzdan yola çıkıyoruz. Can Çocuk Yayınları’ndaki seçimlerimizde ve önerilerimizde, bizzat çocuk kitabı okurları olarak kitaptan aldığımız keyif belirleyici oluyor. Bu keyfi, farklı öykü, tür ve temalarda arayıp, çeşitlilik içeren bir yayın programı oluşturmaya çalışıyoruz. Bunu bu şekilde yapmayı amaçladığımızda, çocuk kitaplarını eğitim malzemesi gibi gören, çocuğun okurluğunu bir zorunluluğa çeviren ve onun adına seçimlerde bulunan üstenci görüşe karşı, edebiyatın ve kitap okumanın bir haz ve estetik konusu olduğunu daha kolay hatırlatabiliyoruz. Kitap seçim süreçlerinde edebiyat algısına, çocuğa bakışına ve sağduyusuna güvendiğimiz okur ve editörlerle çalışıyoruz. Özellikle de “çocuğa görelik”in ne olduğundan çok ne olmadığı üzerine düşünüyoruz. Bir öykü dahi anlatmayan, “çocuğun kafasını karıştırmamak” gibi temelsiz bir anlayışla konu çeşitliliği sergilemekten geri duran, karakter derinliği ve gerçekliği ortaya koymayan, basmakalıp anlatımları yalnızca öğretmenin ya da ebeveynin takdirine sunarak okuru yok sayabileceğini düşünen metinlere karşı gardımızı yüksek tutuyoruz. Yazarlarımızla birlikte yürüttüğümüz editoryal çalışmalarda da bu eleştirel bakışı ve paylaşımı kararlılıkla sürdürmemiz gerekiyor. Çocuğun kitap okuma zevkini sürekli kılmak istiyorsak, onun henüz sosyal beklenti ve kaygılarla körelmemiş algılarına, hazza, estetiğe hitap eden bir anlatım ve görsellik kalitesiyle erişmek zorundayız.
2- Fuarlar, her ne kadar perakendenin ve pazar kurallarının biçimlediği bir harekete ve tempoya sahipse de, çocukların kitaplarla ve yazarlarla buluşmasını sağlıyor. Sürekli okuma listeleri ve ödevleri altında daralan çocukların hem kitaplara özgürce bakıp dokunmaları, hem de yayınevleriyle karşılaşmaları için bir fırsat sunuyor –fuarın iç trafiği, temposu ve kısıtlı zamanı el verdiğince, elbette. Yaşıtlarının kitaba yönelimlerini gördükçe, belki gündelik hayatlarında kolay kolay konu etmedikleri kitapları, kısa süreliğine de olsa ortak bir paylaşım ve keyif nesnesi olarak deneyimliyorlar. Okur-yazar söyleşilerinde, okudukları kitabın yazarıyla bir araya geldiklerinde, metnin onlara düşündürdüğünden çok daha farklı bir yazar portresiyle karşılaşabiliyor, eser ve yaratıcısı arasındaki o son derece şaşırtıcı olabilen farkı da gözlemleyebiliyorlar. Fuarları, özellikle de kültür merkezlerine uzak mahallelerdeki çocukların kitaba ve edebiyat etkinliklerine erişimleri açısından değerli buluyoruz. Başta lojistik ve olmak üzere çocuklar için elverişli hale getirildikçe ve kültürel organizasyonlarda çeşitliliğe gidildikçe, fuarların, kitaba yakınlaşma anlamında çocuklara sağladığı yarar artacaktır.
3- Çocuk kitapları yayımlayan yayınevlerinin sayısı günden güne artıyor. Hem sadece çocuklar için kitaplar yayımlayan yayınevleri kuruluyor, hem de bazı yayınevleri yayın programlarına çocuk kitaplarını da katıyor. Nicelikte ciddi bir artış olduğunu söyleyebiliriz. Çocuk kitaplarının, getirisi yüksek bir pazar olarak algılanması, yayınevlerinin ya da alt markaların çoğalmasını sağlamakla kalmıyor, yeni yazarları ya da edebiyatta uzun süredir var olan isimleri de çocuk kitapları yazmaya itiyor. Bu nicelik artışında, öykülerin ve kitapların niteliğinde ne durumda olduğumuzu elbette bambaşka bir başlık altında konuşmalıyız. Ama bugün, on-on beş yıl önceki “çocuk edebiyatının ciddiye alınmaması” meselesini daha farklı ele almamız gerekiyor. Elbette konu görünürlük olduğunda, mesele basına ve medyaya geliyor. O alanda durumun hiç de parlak olmadığını, basındaki çalışma arkadaşlarımızın nasıl baskılar altında mağdur edildiğini biliyoruz. Siyasi bağlamın tek tipleştirmeye dönük talepleri ve basını sürekli sansürlerle yıpratması hem ifade alanlarını daraltıyor, hem de konuların önceliğini değiştiriyor. Siyasi ve ekonomik çalkantılar kuşkusuz önce kültür haberciliğini ve kültür eklerini vuruyor. Bu da, kendine her zaman zar zor yer bulan çocuk edebiyatını en başta etkiliyor. Bugün tüm zorluklara karşın çalışmalarını kararlılıkla sürdüren kitap eklerinde ve dergilerde ilanlarımızla var olmanın yanında, internet gazeteciliğinde, bloglarda (ya da sevdiğim tabiriyle, blogosferde) ve sosyal medyada yer almak için özellikle çalışıyoruz. Kendi sosyal medya hesaplarımızın yanında, kitlelerin dikkatini çocuk kitaplarına çeken isimlerle düzenli iletişim halindeyiz.
4- Can Çocuk Yayınları, çocuk kitapları yayıncılığında gerek seçtiği eserler, gerekse de kapaklarıyla, görece daha klasik bir çizgide yer aldı. Kapakları da bu algıyı destekleyen bir tasarıma sahip. Yeni kitaplarla bu çizgiden biraz çıkmaya, farklı tasarımlarla yayınevinden çok yazarı ve eseri öne çıkarmaya başladık. Hatta bloglardan bununla ilgili güzel yorumlar aldık. Özellikle “Kepler62” dizimiz için.
5- Bu yıl otuz altı kitap yayımlıyoruz. Bunlardan “ilk üç”ünü seçmem inanın çok zor. Can Çocuk Yayınları’nın birlikte çalışmaktan büyük keyif duyduğum yazarları var. Ama size en son hazırladığımız birkaç kitaptan, heyecanımızın tazeliğiyle söz edebilirim. Bunlardan ilki, Sarah Weeks’in her yaşa hitap edecek dokunaklı romanı Annemin Kelimeleri. Edebiyatımızın duyarlı seslerinden Şebnem İşigüzel’in Can Çocuk’taki ilk kitabı Bir Puding Hikâyesi, bu yılın başında okurlarla buluşmuştu. İzlanda’da mülteci haklarını savunmak için öncü çalışmalarıyla bilinen Bryndís Björgvinsdóttir’in Savaşı Bitiren Sinek adlı öyküsü ile Buzdolabının Üstündeki Kız, Nimrod Çıldırışları gibi kitaplarıyla tanıdığımız Etgar Keret’in Uzun Yeleli Kediçocuk’u, Mahir Ünsal Eriş’in çevirisiyle yayımlandı. Az önce sözünü ettiğim “Kepler62”, ilk kitabı Davetiye’yle güzel tepkiler toplamaya başladı bile.
6- 3-11 Haziran tarihleri arasında düzenlenen 9. Kadıköy Kitap Günleri’nde, Haydarpaşa Garı’nda olacağız. Yaz kitaplarımıza, edebiyatta 30. yılını kutlayan Sevim Ak’ın beklenen yeni romanı Melo ile başladık. Ondan kısa bir süre önce de, yine Sevim Ak'ın ilk kitabı Uçurtmam Bulut Şimdi'nin 30. yıla özel baskısını yapmış, Behiç Ak'ın renkli desenleriyle yayımlamıştık. Bu iki kitabı, her çocuğun kendi yetenekleri ve ilgi alanlarıyla farklı ve biricik olduğuna vurgu yapan, Martine Murray’nin yazdığı Molly, Pim ve Milyonlarca Yıldız izliyor. Yazın en eğlenceli sürprizlerinden biri, Jesse Goossens’in keyifli deneylerle dolu kitabı Kola Fıskiyeleri ve Sıçrayan Boya Bombaları. Göknil Genç, yeni romanı Çok Evin Yok Kedisi’nde, bir kediyle kesişen hayatlara dair keyifli bir öykü anlatıyor. Özellikle Roald Dahl'ın kitaplarına yaptığı illüstrasyonlarıyla tanıdığımız usta sanatçı Quentin Blake'in yazıp resimlediği, yapamadıklarımızdansa yapabildiklerimize odaklandığımızda dünyanın daha iyi, daha yaşanılası bir yer olduğunu vurgulayan Beşimiz, yazın keyifli seçeneklerinden biri olacak. “Kepler62” dizisinin ikinci kitabında, serüven kaldığı yerden devam edecek. Ve yaz, güze doğru diğer sürprizlerle sürecek…
Müren Beykan – Günışığı Kitaplığı
1- Günışığı Kitaplığı’nın kitaplarında her yaş için ortak olan nokta, yayınevini kurduğumuz 1996 yılından bu yana her zaman metnin edebiyat niteliği oldu. Çocuk ve gençlik kitaplarımızın, yaratıcı yazarların ve illüstratörlerin eseri olmasını önemsiyoruz. Dolayısıyla, özgün kurgu, Türkçenin nitelikli kullanımı ve akıcı anlatım kitaplarımızın temel özelliği. Çocuk okurun kitaba tutunmasının püf noktası olan“çocuğa görelik” ilkesi ise olmazsa olmazımız. İşte burada, çocuk kitaplarında uzmanlaşan bir editör devreye giriyor. Kitabın hitap ettiği yaş grubunun, okuma gereksinimine, anlam ve duygu ihtiyacına, resimlemesinden çevirisine ve yazma sürecine kadar nasıl bir dil istediğine, pek çok ayrıntıda çocuğu iyi anlayan bir editör ve ekibi gerekiyor. Çocuklar ve gençler için yaratıcı, merak uyandırıcı, etkileyici, sürükleyici metinler düşünmek de, bunları kitaplaştırmak da oldukça zordur. Okuma hevesi yaratan, anlattığı hikâyeyle farklı yaşların anlam evrenini genişletebilen, okuruna kendi yaşam felsefesini oluşturmada sağlam bir temel sunan kitaplar yazmak kadar, bunları çocukların ilgisini çekecek biçimlerde kitaplaştırmak da vazgeçilmez amacımız. Bu anlamda, 21 yıldır çok değerli bir koleksiyon oluşturduğumuzu, sadece hedef yaş grubunu değil, her yaştan okuru edebiyat şemsiyesi altında buluşturduğumuzu, ortak bir edebiyat keyfi yaratabildiğimizi düşünüyoruz.
2- Çocuklar da, gençler de kitap fuarlarına çok farklı beklentilerle geliyor. Kimisi kitap dolu salonları gezmeyi, onca çok çeşitte yayınevini, kitabı bir arada görmeyi, kimisi harçlığıyla en fazla kitabı alabilmeyi, kimisi de tabii ki yazarlarla kısacık olsun tanışmayı umuyor. Hepsi de, onları bir düş yolculuğuna sokabilen ya da içlerindeki çok özel bir duyguya dokunabilen o öyküyü/romanı kimin yarattığını, o kitaptaki “süper” dünyayı kimin hayal ettiğini, o etkileyici kahramana kimin hayat verdiğini“görmek” istiyor. Bunlar fuarlarda hepimiz için olduğu gibi, çocuklar için de yazarlarla buluşma hevesi yaratıyor kuşkusuz. Heyecan ve merak uyandıran başlıca kişi, “yazar”. Son yıllarda kitap imzalatmak sevdası alıp başını gitti. Bazen bunalttığı paylaşılsa da, çocuğun aslında sıradan görünen, “gerçek” bir insanla –yazarla– kısacık buluşma anı, onun ileriki yaşamını küçücük olsun etkileyecek muhtemel bir büyüye neden olabilir ki, hiç yabana atılmamalı.
Burada küçük bir hatırlatmaya da ihtiyaç duyuyorum: Fuarların sadece okurların daha hesaplı satın alabilecekleri kitaplarla ve kitaplarını imzalatıp fotoğraf çektirebilecekleri yazarlarla buluşma yerleri olduğunu düşünmeyelim. Yazarların da kendi okurlarının gözüne bakması olanağını sunuyorlar. Yetişkin edebiyatında bunu umursamayan yazarlar vardır mutlaka, ancak çocuk edebiyatında yazar çocuktan alabildiğine beslenir ve onun elini sıkmak, kitabının üstüne birlikte eğilip, öyküden söz etmek, koca koca yazarlar için de ciddi biçimde kıymetlidir.
3- Çocuk edebiyatının “bebek işi” olduğunu sananlar, küçümseyenler var, haklısınız. Bu nedenle de, özellikle medyada da, edebiyat çevrelerinde de sözü edilmiyor ya da ancak okul tatillerinde akla gelirse geliyor. Oysa, ben ısrar ediyorum: Çocuk edebiyatı sadece çocuklar için değildir. Büyük küçük hepimizin birlikte okuduğu en zorlu edebiyat alanıdır. Elbette sözcük seçiminden kurguya kadar pek çok ayrıntı çocuk yaş gruplarına göre ayarlandığı için yetişkine edebiyat tatmini veremeyebilir, ancak bu kitaplarla edebiyat yolumuza çıkarız ve onların zihnimizdeki izi bizi yaşam boyu terk etmez. Yabana atılamayacak bir etkidir bu! Çocuğa ve gence hazırladığımız her kitap için, doğal olarak yetişkine de sesleniyoruz, onları da okumaya davet ediyoruz. Kitaplarımızı öncelikle web sitemizde, sonra sosyal medyada ve yazılı basında duyuruyor, kitap fuarlarında, okul ve kütüphane etkinliklerinde de tanıtımlar yapıyor, yazar ve kitaplarıyla buluşmalar düzenliyoruz. Aileler ve eğitimciler, çocukların okuyacağı kitapları kendileri seçmek eğilimindeler. Onlara, çocukların da, okumak isteyeceği kitabı, tıpkı yetişkinler gibi, kendisinin seçmesinin önemini, bunun olumlu sonuçlarını anlatıyoruz. Öte yandan, ülke genelinde de okuma kültürümüzün ve yayıncılığımızın gelişmesi için sektörü bir araya getirdiğimiz yıllık yayıncılık konferansımız (Zeynep Cemali Edebiyat Günü) ve özellikle öğretmenleri, kütüphanecileri ve eğitim yöneticilerini bir araya getirdiğimiz yıllık seminerimiz (Eğitimde Edebiyat Semineri) var. Bu büyük buluşmaların içerikleri de 3 yılda 8 sayıya ulaşan elektronik dergimiz Keçi’de okura sunuluyor. Tüm bu çabayı, Günışığı Kitaplığı’nın çocuk edebiyatına olduğu kadar, ülkemiz edebiyatına da armağanı sayıyoruz.
4- Çocuklar için hazırlanan kitapların kapak ve iç tasarımları özel öneme sahip. Bu eskiden de böyleydi, ama yeterince sanatçı, tasarımcı yetişmemişti. Görselliğin her şey olduğu günümüzde ise, sıçrama yaşandı. Hâlâ da, üniversitelerin ilgili dallarında yetişenlerin, çocuk edebiyatı alanında daha etkin olmasını bekliyoruz elbette. Kapak, her kitap için vitrin değerinde. Hele çocuk kitabında, aklı bir karış havada, görsel radarları sonsuzca açık bir okuru cezbedebilmek maharet istiyor. Üstelik, günümüzün renk ve biçim beğenilerini izlemek, çocuğun estetik algısını geliştirecek öncülükte, nitelikli üsluplar geliştirmek gerekiyor. Dünya çapında illüstratörlerimiz var, ancak sadece desen çizen değil, tasarım alanında da kendini sonsuzca geliştirecek gençlere ihtiyaç hâlâ büyük. Özellikle kapak, hem kitabın ruhunu anlatacak, merak uyandıracak, hem de içeriğe dair ipucundan öteye geçmeyecek; zor denklem. İllüstratörlerimizin zor denklemleri çözmede ustalaşmaları için, yayınevindeki kitap çalışmaları önemli atölyeler yaratıyor.
5- Son yıllarda yayımladığımız her yeni kitabın 1-2 ay içinde tekrar baskı yapması gereği doğdu, bugün de böyle devam ediyor. İlk üç kitap belirtebilmek Günışığı Kitaplığı için neredeyse olanaksız. Yılda ortalama 30 yeni kitap ve 500’e yakın tekrar baskı yapıyoruz. Yayınevimizde tekrar baskılar, yeni kitap titizliğiyle denetlenir. Yalnızca künye sayfasının yenilenmesiyle yetinilmez, güncellenmesi gereken ayrıntılar, özellikle yazarın/illüstratörün yaşamöyküsü ve arka kapak metni de mutlaka gözden geçirilir. Son yıllarda tekrar baskı adetleriyle de sıradışı satış rakamlarına ulaşan pek çok kitabımız var. Başı çekenler, Vladimir Tumanov’un ülke çapında ünlü Kraliçeyi Kurtarmak ve Haritada Kaybolmak (çev. Mine Kazmaoğlu, res. Sadi Güran) adlı kitaplarıyla Mine Soysal’ın Eyvah Kitap!’ı, Behiç Ak’ın Güneşi Bile Tamir Eden Adam’ı. Bu kitaplar, yüz binlerce çocuğa ulaştılar.
6- Öncelik elbette yeni yeni kitapların hazırlanmasında. Yaz aylarında çocuklara özel bir koleksiyon sunuyoruz. Çağdaş çocuk edebiyatımızın dikkati çeken yazarlarından Gökçe Ateş Aytuğ, Maya’nın Ağacı adlı yeni romanında sıcacık bir mahalle hikâyesi anlatıyor. Başarılı genç illüstratör Gökçe İrten, bir “sessiz kitap”la küçüklerin kalbini fethedecek: Kim Bu Gelen? yetişkinlerin de ilgisini çekecek, özgün bir kitap. Çağdaş öykücülüğümüzün önemli yazarlarından Leyla Ruhan Okyay, Hayal Kız ve Leylek Havada adlı kitaplarından sonra bu yaz da çocukların karşısına Bulut Delisi ile çıkmaya hazırlanıyor. Romanın desenlerini, sevilen illüstratör Merve Atılgan çalıştı. Bir başka sürpriz de, yeni bir Çıtır Çıtır Felsefe kitabının daha yaz aylarında raflara çıkacak olması: Anlaşmak ve Anlaşamamak.
Ayasofya Konuştu ve Sırlar Yolu adlı romanlarıyla sevilen Füsun Çetinel ise, bu kez ilk gençlik çağındakilerin dilinden yazdı: Duvarda 3 Hafta. Yaz aylarında düzenlenen yurtdışı çalışma kamplarına katılanlar varsa, bu romanı ayrı sevecekler mutlaka.
Yeni kitapların dışında, Günışığı Kitaplığı yazı çok önemli iki hazırlığı da kucaklıyor. İlki; bütün kitaplarımızın ve etkinliklerimizin yer aldığı Güz 2017 Kataloğu –ki 2018 ilk aylarına kadar yeni kitaplarımızı da geniş biçimde tanıtıyor olacak. Pek çok yazarımızın ve sürpriz isimlerin yaz aylarında çocuklar, gençler için sonlandıracakları yeni kitaplar bu katalogda geniş yer alacak. İkinci önemli hazılık da; 6, 7 ve 8. sınıflar arasında gelenekselleşen Zeynep Cemali Öykü Yarışması’nın 2017 sonuçları için seçici kurul çalışmaları ve sonuçların belirlenmesi. Yanı sıra, 2018 yarışmasının da ilan hazırlıkları.Yani, “sıcak” aylar bizi bekliyor.
Önder Yetişen - Tefrika Yayınları
1- Yayınevi olarak hazırladığımız çocuk kitaplarında uzun vadede de olsa olumlu değişimler gerçekleştirebilecek kitaplar seçmeye çalışıyoruz. Bir çocuğun önceliği bize göre edebiyat değil. Çocuklar oyun oynamalı. Aslında amaç çok okumayı sağlamak değil de hayal kurma kabiliyetini geliştirmeye çalışmak olmalı. Türkiye’de çok genç bir kitlenin ne bulursa okuduğu bir dönemdeyiz. Yayınevlerinin kitap hazırlarken çocukları değil de ebeveynlerini etkilemeye çalışması her zaman doğru bir tercih olmayabilir. Anne veya babasının kötü kitaplar tercih etmesi çocuğun suçu olmamalı. Çocuk Edebiyatı Dizisi’nin bir amacı var; 5-7 yaş aralığı gibi zihnin oldukça parlak olduğu bir dönemde önemli yazar ve şairlerin birer hikâye kahramanı olarak da olsa çocukların hayatında yer edinmelerini sağlamak. Umudumuz küçükken bu diziyle tanışabilmiş çocukların büyüdüklerinde okudukları bu hikâyelerin kahramanlarının gerçekte yazmış oldukları kitaplara yönelmelerini sağlamak. Edebiyatın herkesin üzerinde iyileştirici bir gücünün olduğunu biliyoruz ve bunu sağlamaya çalışıyoruz.
2- Çocuklar kitap fuarlarına çoğunlukla okulların organizasyonuyla getiriliyor. Böyle bir durumda onların güvenliğini de sağlamakla yükümlü olan öğretmenlerin tedirginliği sebebiyle çocukların kitaplarla rahat bir şekilde ilgilenebildiklerini düşünmüyoruz. Maalesef bu konu için bir çözüm önerimiz de yok. Sadece şunu söyleyebiliriz; çocukları ikişerli sıraya sokup yayınevleri çalışanlarına el sallayarak fuarın bir tarafından diğer tarafına yürütmek, çocukları fuara götürmek sayılmamalı.
3- Çocuk kitaplarının apayrı uzmanlık gerektiren bir alan olduğunu kabul etmek gerek. Bu konuda yurt içinde ve yurt dışında muazzam kitaplar yayımlayan yayınevleri bulunmakta. Aynı şekilde iyi kitabın ne olduğunu bilen ve seçme niteliğine sahip ebeveynler de bulunmakta. Şayet hazırladığınız kitap gerçekten iyi bir amaca hizmet ediyorsa bir şekilde okuyucusuna ulaşacağına inanıyoruz. Çocuk kelimesi çok hassas ve pazarlama tekniklerine kurban edilemeyecek kadar önemli bizce. Bu nedenle iyi bir şey üretmek ve insanlara ulaşmasını sağlamaya çalışmak için bu konuda istikrar sağlamak gerek.
4- Yayımladığımız çocuk kitaplarının tamamının kapak ve iç sayfa çizimlerini Akif Kaynar’a teslim ediyoruz. Sonuçlar çoğunlukla büyümüş olduğumuz için bizi üzecek kadar iyi çıkıyor. Akif’e buradan selam etmiş olalım.
5/6- Hâlihazırda yayımlamış olduğumuz Çocuk Edebiyatı Dizisi 12 kitaba ulaştı ama henüz seriyi tamamlamadık. Sürprizli bir seri olmasını istiyoruz...
Görsel: Maria Svarbova