20 TEMMUZ, SALI, 2021

Kaygıyla Barışma Rehberi

Kaygılardan, panik ataklardan, sosyal fobiden mustarip kişiler için uygulaması kolay bir rehber niteliği taşıyan terapist Anna Williamson ile klinik psikolog Dr. Reetta Newell’in katkılarıyla hazırlanan Kaygıyla Başa Çıkmak kitabı üzerine bir yazı.

Kaygıyla Barışma Rehberi

21. yüzyılı tek bir kelimeyle anlatmak isteseler "kaygı (anksiyete)" sözcüğünü seçmek çok da tuhaf olmaz. Yediden yetmişe, tüm nesillerde ve kültürlerdeki insanların çoğu kaygı içinde yaşıyor. Peki kaygı içinde yaşamak ne demek? Bunun kişiden kişiye değişen birçok anlamı olabilir ancak genelleyecek olursak, kişiyi güçsüzleştiren ve sınırlayan bir ruh hâli olduğunu söyleyebiliriz.

Doğduğumuz andan itibaren tâbi olduğumuz, başkaları tarafından belirlenmiş bir yapılacaklar listesi ile yaşıyoruz. Bu liste, "normal"ler kıstas alınarak hazırlanmış ve onların belirlediği normalin dışında kaldığımızda el birliğiyle bizde bir sorun olduğuna inandırılıyoruz. O sorunu bulamadıkça ya da normalleşemedikçe hayat deneyimimizde ve ilişkilerimizde olumsuz değişimler olmaya başlıyor. Travmalar birikiyor, birikiyor ve kocaman, içinden nasıl çıkacağımızı bilmediğimiz bir kaygı dağına dönüşüyor. 

Kaygıyla Başa Çıkmak: Anksiyete ve Panik Atakta Bilişsel Davranışçı Terapi, E. Gülşen Yüksel'in çevirisiyle geçtiğimiz aylarda Timaş Yayınları’ndan okurla buluştu. Yazar Anna Williamson, genç yaşında kariyerinde hızla ilerlemiş, başarılı ve takip edenlerin hayran olduğu bir TV programcısıyken bir gün, hiç de beklemediği bir anda panik atak geçiriyor ve hayatı, o andan sonra eskisi gibi olmuyor. O kriz anı onun için uzun bir iyileşme ve kendini bulma serüvenine dönüşüyor.

Dokuz bölümden oluşan kitabın her bölümünde konuyla ilgili farklı bir parçaya değinilmiş. İlk bölüm, kaygı ile tanışmış herkesin içten içe kendini yiyip bitirdiği bir soruyla açılıyor: "Bana n'oluyor yahu?" Güçsüz görünme korkusu, yardım istemeyi bilmemek, yanlış anlaşılma korkusu gibi birçok meseleler sebebiyle kaygıdan kaynaklanan birçok zorluğu tek başına göğüslemeye çalışıyoruz. Durumumuzu ve hislerimizi başkalarıyla paylaşamadıkça daha da kendi içimize çekiliyoruz, sosyal ilişkilerimizde sorunlar baş göstermeye başlıyor ve sonra, “Sanki tüm dünya üzerime geliyor!” diye isyan etmeye başlıyoruz. Bunun delirmek olmadığını anlayabilmek ve kendimize yardım edebilmek için neler hissettiğimizi ve içinde bulunduğumuz duygusal iklimi başkalarıyla paylaşmaya ihtiyacımız var. 

Burada bir önemli nokta daha var ki, o da kaygının kaynağını ve bunun aslında benliğimizi korumaya dair bir tepki olduğunu anlamak. Eğer kaygıyı bir an önce silkelenip hayatımızdan uzaklaştırmaya çalıştığımız bir düşmana dönüştürürsek bu, muhtemelen kaygıyı daha da derinleştirmekten başka bir şeye hizmet etmez. Çünkü dışarıda ya da içeride bir düşman olduğu hissi, bizi bilinçli olarak ya da farkında olmadan daima tetikte olmamıza, kendimizi korumak zorunda hissetmemize ve güvensizliğimizi beslememize neden olur.

Kaygıyla Başa Çıkmak kitabının güçlü iki yönü var. İlki, kitabın yazarı bir dönem ciddi anlamda kaygı bozukluğu yaşamış ve bu büyük meseleyi çözmeyi başarmış biri olması. Deneyimi sayesinde kaygı bozukluğunu dışarıdan değil, meselenin tam göbeğinden anlatıyor ve bunu herkes tarafından kolaylıkla anlaşılabilir bir dilde yapıyor. Kitabın güçlü ikinci yönüyse Yazar Williamson'un anlattıklarına dair klinik psikolog Dr. Reetta Newell'in yorumları ve önerileri. Bu iki parçanın bir araya gelmesiyle kitap, kaygı bozukluğu yaşayan kişilerin durumlarını daha iyi anlama, kendilerini iyi gelecek yollar deneme ya da terapiye ihtiyaçları olduğunu anlama noktasında okura destek sunuyor. Benzeri bir dönemden geçiyorsanız bu kitabı size yoldaşlık etmesini diliyorum.

0
8240
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage