29 KASIM, ÇARŞAMBA, 2023

“Kemal Tahir Romanın ve Romancının Gücünü Önemseyen Bir Yazar”

Mehmet Güven Avcı ile Kemal Tahir’in farklı yönlerine odaklanan metinleri bir araya getirdiği çalışması Kemal Tahir’i Okuma Kılavuzu üzerine konuştuk.

“Kemal Tahir Romanın ve Romancının Gücünü Önemseyen Bir Yazar”

Kemal Tahir, yazı ve düşün hayatı boyunca yaptığı araştırmalar, yayımladığı roman ve metinlerle kendisine başat bir yer edinmiş özel bir figür/karakter. Mehmet Güven Avcı’nın Tahir’in farklı yönlerine odaklanan metinleri derli toplu bir biçimde ele almaya çalıştığı Kemal Tahir’i Okuma Kılavuzu başlıklı bu çalışması yazarın biyografisi üzerine yapılan çalışmaları bir araya getiriyor, edebiyat, düşünce ve siyaset çevreleri üzerindeki etkisine değiniyor ve gelişmekte olan Türk sineması çevrelerinde yarattığı aksi ve bu konuda yapılan çalışmaları geniş bir çerçevede değerlendiriyor. Çalışma aynı zamanda bütünlüklü bir evren sunan Kemal Tahir romanlarına dair yeni bir sınıflandırma oluşturarak, Kemal Tahir’in düşüncesinin oluşumuna ve eserlerinin serüvenine eşlik ediyor. Kemal Tahir’i Okuma Kılavuzu, Kemal Tahir’in yaşamına, eserlerinin gelişimine, özellikle de romanlarına dair yapılan çalışmaları ve hakkındaki tartışmaları bir araya getirirken, Kemal Tahir’i ve romanlarını, Türk modernleşmesi bağlamında okuma önerisi sunuyor.

Geçtiğimiz ay yayımlanan Kemal Tahir’i Okuma Kılavuzu başlıklı çalışmanız gerek Tahir’e dair sunduğu perspektifler gerekse bir yazar olarak onun farklı yönlerini vurgulamasıyla dikkat çeken bir kitap. Öncelikle Kemal Tahir ismi sizin için nasıl bir anlam ifade ediyor? Neden Kemal Tahir için böyle bir eser kaleme almak istediniz?

Kemal Tahir edebiyatımızın en üretken ve en etkili isimlerinin başında geliyor. Kendisinin ve çevresinin de ifade ettiği gibi sürekli romanla düşünen bir isim. Diğer taraftan yaşadığımız önemli değişimlerin tanığı. Bu değişimi anlamaya çalışıyor. Tarihe yönelmesi bu çabanın sonucu. Titiz bir araştırma ile tarihsel bir süreç içerisinde izliyor değişimi. Yaşanan çatışmalara ve gerilimlere odaklanıyor. Ulaştığı sonuçları ise toplumun farklı kesimlerinden zengin bir karakter kadrosuyla, bireysel ve toplumsal düzeyde romanlarında tartışıyor. Dolayısıyla yaşadığımız toplumu ve bu coğrafyanın insanını anlamak adına bize çok önemli bir perspektif sunuyor.

Biliyorsunuz Kemal Tahir romanları Ketebe Yayınları tarafından tekrar yayımlandı. Prof. Dr. İsmail Coşkun’un yönetiminde yürütülen proje ile bu yayın sadece romanları ile sınırlı tutulmayıp, yazarın romanları dışında imzası olan diğer eserleri, yazıları, söyleşileri, mektupları “Kemal Tahir Külliyatı” olarak yayına hazırlanıyor. Diğer taraftan yine bu proje kapsamında “Kemal Tahir Kitaplığı” dizisi altında ise yazara ve romanlarına ilişkin daha önce yazılmış ancak tekrar baskısı yapılmamış metinlerin yanı sıra Kemal Tahir’e ilişkin yeni çalışmaların yayımlanması planlanıyor. Kemal Tahir’i Okuma Kılavuzu bu çalışmaların başında bazı ihtiyaçların sonucu ortaya çıktı. İlk olarak Kemal Tahir’e ilişkin geniş bir külliyat var. Romanları yazıldığı dönemde olduğu kadar sonrasında da gündemde olmuş. Bu külliyatın tasnif edilmesi ve kayıt altına alınması birinci amaç oldu. Biyografisine ilişkin kaynaklar, özel sayı dergiler, kitaplar gibi. İkinci amaç romanlarının tefrika ve yayın bilgisinin kronolojik olarak ele alınmasıydı. Üçüncüsü ise Kemal Tahir romanlarının sınıflandırılması meselesiydi. Yazarın romanları birçok isim tarafından çeşitli sınıflandırmalara tabi tutulmuş. Bu sınıflandırmaları değerlendirerek bir sınıflandırma önerisi sunmak amaçlandı. Bütün bunların sonucu bu kitap oldu. Bu arada “Kemal Tahir Kitaplığı” projesi kapsamında yayımlanan diğer kitapları da zikretmek gerekir. Kemal Tahir konusunda son dönemde en çok üreten isim olan Kurtuluş Kayalı’nın çeşitli dergilerde yayımlanmış yazıları Kemal Tahir’in Entelektüel Portresi başlığı altında toplanarak yayımlandı. Kemal Tahir’in arkadaşları ile birlikte yedi sayı olarak çıkardığı Geçit dergisi Size Paydos Bize Marş Marş adıyla, Kemal Tahir’in ilk eserleri olarak kabul edilen Nâmık Kemal İçin Diyorlar Ki ile 1936 Model Gençler ve Zavallı Peyami Safa başlıklı broşürler 1936 Model Gençler adıyla, Dost dergisinin “Devlet Ana” özel sayısı ve Devlet Ana üzerine yaptığı soruşturma Kemal Tahir ve Devlet Ana adıyla, Beş Romancı Tartışıyor ise aynı adla yeniden yayımlandı. Gerek tanıklığı gerekse tespitleri bakımından önemli bir eser olan Hulusi Dosdoğru’nun Batı Aldatmacılığı ve Putlara Karşı Kemal Tahir kitabı ise Hulusi Dosdoğru’nun değerlendirme ve tanıklığı merkeze alınarak yayımlanmak üzere.

Kemal Tahir’i Okuma Kılavuzu’nu kaleme alırken birçok farklı kaynaktan yararlandığınız eserin muhtevasından anlaşılabiliyor. Bu noktada temel başvuru kaynaklarınız, Kemal Tahir çalışmalarında özel bir yerde duran temel metinler/çalışmalar neler oldu?

Daha önce de söylediğim gibi Kemal Tahir’e ilişkin geniş bir külliyat var. Özel sayı dergiler ve yazar üzerine yapılmış değerlendirmeleri içeren kitaplar dışında gerek biyografisine ilişkin gerekse dost meclislerindeki sohbetlerine ilişkin tanıklıklar, anılar, mektuplar ve yazarla yapılan söyleşiler yararlanılan kaynaklar. Burada Tahir Alangu, Hulusi Dosdoğru, İsmet Bozdağ, Naci Çelik, İskender Özsoy ve Kurtuluş Kayalı isimlerine özel olarak değinmek gerekir.

Kemal Tahir

Kemal Tahir gerek kurgu gerekse kurgu dışı eserleriyle geçmişten günümüze Türk edebiyatını derinden etkileyen kanonik yazarlardan birisi olarak ifade edilebilir. Peki sizin için Kemal Tahir’i bu kadar özgün ve kanonik yapan nedir?

Kemal Tahir romanın ve romancının gücünü önemsiyor. Bu nedenle romanlarını çok titiz bir çalışmanın sonucunda yayımlıyor. Yapılan söyleşilerde bu konuda gerek kendisinin gerekse eşinin romanların uzun çalışmaların sonucunda ortaya çıktığını belirten ifadeleri var. Yine kendisinin belirttiği gibi bir sistem doğrultusunda yazıyor. Bu açıdan romanları bütünsel bir yapıya sahip ve bu coğrafyada yaşanan bireysel ve toplumsal değişimi anlamak, anlatmak ve tartışmak amaçlanıyor. En önemlisi ise olayları, olguları, karakterleri ve güncel sorunları tarihsel bir süreç içerisinde ele alması. Günün tartışmalarına, sorunlarına tarihe yönelerek, süreci izleyerek bakıyor. Böylece bir roman anlayışı geliştiriyor.

Kemal Tahir’den söz ederken onu birçok anlamda çevresi ile yakın dostlukları, beraber hareket ettiği entelektüeller ve yazarlarla birlikte ele almak daha doğru olur. Bu noktada Kemal Tahir’in yakın çevresine baktığınızda hangi isimler ön plana çıkar? Gerek onun edebiyatının oluşmasında gerekse yazın serüveninin gelişiminde kimlerden söz edilebilir?

Kemal Tahir’in yazın serüveni 1932 yılından itibaren arkadaşları ile çıkardığı Geçit dergisiyle başlıyor. Şiirle uğraştığı bu dönemi en iyi yansıtan metinler Ziya İlhan ile mektuplaşmaları. Sonrasında ise gazetecilik dönemi başlıyor. Gazeteler için yaptığı röportajlar dikkat çekici. Bu dönemde sol düşünce ile tanışıyor. Sarı Mustafa olarak tanınan Mustafa Börklüce, Nâzım Hikmet ve Kerim Sadi ilişkide olduğu isimler. Nâzım Hikmet ile Peyami Safa arasında süren kalem kavgasına Nâmık Kemal İçin Diyorlar ki ve 1936 Model Gençler ve Zavallı Peyami Safa isimli broşürler ile katılıyor. 1938 yılında cezaevi dönemi başlıyor. Cezaevinde iken müstear isimler ile tefrikalar yazıyor. Geçimini bu yolla sağlıyor. Bu dönemde Nâzım Hikmet ile mektuplaşmaları söz konusu. Kemal Tahir, Nâzım Hikmet’in kendisine yazdığı mektupları yayımladı. Ancak Kemal Tahir’in yazdığı mektuplara maalesef ulaşılamıyor. O dönemde edebiyat üzerine düşüncelerini, tartışmaları bu mektuplardan takip edebiliyoruz. Öyküleri ve ilk romanlarını cezaevinde yazmaya başlıyor. Notlarından birçok romanın hazırlığına da burada başladığı görülüyor. Cezaevi sonrasında bir süre müstear isimle yazmaya devam ediyor. 1955 yılında ise kendi ismiyle romanlarını yayımlamaya başlıyor. Bu dönemden sonra önemli bir şey de dost meclislerinde yapılan sohbetler. Daha çok yazarın evinde yapılan bu sohbetlerde edebiyat, akademi, siyaset, sinema gibi farklı kesimlerden isimler bulunuyor. Burada karşılıklı bir beslenme söz konusu. Akademide ATÜT tartışmalarını ya da sinemada ulusal sinema tartışmalarını buna örnek olarak verebiliriz.

Kemal Tahir’in özellikle roman türü ile ilgilenmesi ve ele aldığı meseleleri derinlemesine incelemesi şüphesiz onda tür ile içeriği birbirine bağlayan iki önemli unsur olarak değerlendirilebilir. Öte taraftan Kemal Tahir romancılığının birçok farklı hususiyetinden de söz edilebilir, zira ortada oldukça geniş bir külliyat söz konusu. Bu noktada Kemal Tahir edebiyatı bağlamında sizin özellikle üzerinde durduğunuz ve farklı bir yere koyduğunuz temel romanlar neler oldu?

Romanları titiz çalışmaların uzun araştırmaların ürünü. Ama daha önce söylediğim gibi romanın gücünü önemsiyor. Bunu Selim İleri’yle yaptığı ancak ölümünden sonra Yeni Dergi’de yayımlanan söyleşide belirtiyor. Bu söyleşide “Belgeler romancının romancılık gücüyle anlam kazanırlar,” şeklinde bir ifadesi var.

​Bu çalışmada tek tek romanları değil de romanları arasındaki bütünsel ilişki üzerinde durulan konu oldu. Kemal Tahir romanları arasında karakter, olay örgüsü, mekân ve en önemlisi düşünsel bağlamda sıkı bir ilişki var. Romanlar geniş bir tarihsel süreci birbirleri ilişkili bir biçimde içeriyor.  

Kemal Tahir romanlarının sınıflanması ve sınıflama mevzusu, sizin de özel bir başlık açtığınız, sıkça tartışılan başlıklardan bir tanesi. Kemal Tahir üzerine çalışmış bir isim olarak sizin temel tasnifiniz nasıldır? Bu bağlamda temel kriter olarak neleri ele almak gerekir?

Kemal Tahir romanları konusunda farklı isimlerin sınıflandırmaları var. Köy romanları, kent romanları, tarihi romanlar gibi kavramlar kullanılmış. Bizim yaptığımız sınıflama daha önce belirttiğim bütünselliğe dayanıyor. Özellikle köy romanları ve kent romanları ayrımının yerine bu romanlar arasında bir ilişki olduğunu vurguluyoruz. Mekân olarak köyün ya da kentin seçilmesi söz konusu ancak bu, yaşanan değişimin farklı kesimlerdeki etkilerini ortaya koymak amacı taşıyor. Kemal Tahir yaşanan sorunların nedenini yönetim yapısında, idareci kadrolarda, aydın ve bürokratlarda kısaca devlet örgütlenmesinde görüyor. Bunu da Bir Mülkiyet Kalesi, Yorgun Savaşçı, Esir Şehrin İnsanları, Esir Şehrin Mahpusu, Kurt Kanunu, Yol Ayrımı ve Bozkırdaki Çekirdek romanlarında ele alıyor, tartışıyor. Burada gördüğü sorunun taşraya yansımasını ise Yediçınar Yaylası, Köyün Kamburu, Büyük Mal, Rahmet Yolları Kesti, Sağırdere ve Körduman romanlarında ortaya koyuyor. Böyle bir sınıflama ile 1890’dan 1945’e uzanan bir Türkiye öyküsünü okuyabiliyoruz. Bir bütün olarak romanlarında imparatorluğun dağılması, Batılılaşma, Türkiye’nin modernleşme süreci, bu süreçte yaşanan çatışma ve gerilimler, köy, ağalık, eşkıyalık, ATÜT gibi konular ele alınıyor. Örneğin ağalıkla merkezi yönetim arasında ilişki kurması söz konusu. Eşkıyalık konusunu ele alış biçimi de bu konuda bir başka örnek olarak verilebilir. 

Kemal Tahir’in romanlarını Türk modernleşmesi, Batılılaşma ve çağdaşlaşma düşüncesi etrafında ele almak geçmişten bugüne sıkça zikredilen ve çalışılan bir başlık. Öte taraftan onun bu konuda birçok orijinal görüş geliştirdiğini söylemek de mümkün. Ana planda Kemal Tahir, Türk modernleşmesine nasıl yaklaşmış, bu konuyu romanlarında nasıl ele almıştır?

Kemal Tahir romanları için Devlet Ana’yı dışarda tutarsak bozgunun ve çözülmenin romanları demek yanlış olmaz. Romanlarında modernleşme sürecimizde yaşanan çatışmalar, gerilimler, kurulamayan toplumsal düzen, bireysel ve toplumsal olarak yaşanan çözülme merkez oturmuş. Her alanda yaşanan bir çözülme var. Bir çözüm olarak yönelmiş olduğumuz, Kemal Tahir’in ifadesi ile “Batılılaşma” da bu çerçevede tartışma konusu yapılıyor. Devlet Ana ise yine Anadolu coğrafyasında yaşanan bir çözülme sürecinde Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşuna odaklanan bir roman. Burada tarihsel süreçte krizlerin nasıl aşıldığını görmek için tarihe yönelme söz konusu.

Kemal Tahir’den söz ederken salt kurgu metinlerine değil, Notlar’a ve gazete yazılarına da ayrı bir parantez açmak gerekir. Siz Kemal Tahir ismine çalışırken onun kurgu eserleriyle notları/gazete yazıları arasında ne tür paralellik veya farklılıklar gözlemlediniz?

Romanlarının hazırlığını notlarından izliyoruz. Notlar biraz da kendi içinde tartışma, sesli düşünme gibi. Burada yayımlamadığı romanlarının notları da yazarın çalışma biçimi hakkında bize önemli veriler sunuyor. Tabii ki paralelliği görüyorsunuz. Diğer taraftan roman anlayışını, Türk toplumuna bakışını, dönemin tartışmalarına ilişkin görüşlerini gazete yazılarından özellikle de yazar ile yapılan söyleşilerden takip etmek mümkün.

Kemal Tahir bugünün okuru, araştırmacısı ve entelektüelleri için bize neler söyler? Son olarak, bugünden baktığınızda Kemal Tahir’e dair nasıl bir panorama çizersiniz?

Kemal Tahir yaşadığı dönemde de sonrasında da romanları, roman anlayışı ve düşünceleri ile ilgi konusu. Bu ilgi günümüzde de devam ediyor. Kemal Tahir romancılığıyla öne çıkmış bir isim. Yaşanan sorunlar üzerinde ciddiyetle düşünen, bu anlamda romanı önemseyen, titiz çalışan, sürekli araştıran bir isim. Ancak roman anlayışı belirli bir yönteme dayanıyor. Olayları, sorunları, tartışmaları, kavramları tarihe yönelerek araştırıyor ve belirli bir süreç içerisinde değişimlerini izleyerek romanlaştırıyor. Bu çabadaki temel amaç insanımızı ve toplumumuzu tanımak. Dolayısıyla içinde yaşadığımız toplumu tanımak adına Kemal Tahir bize çok şey söylüyor.

0
4862
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage