kuzey ışıkları
Her şey yolunda
Her şey yuvarlanan toplar
Her şey paldır küldür.
Sana bakınca yaşlandığını görüyorum
Tam orada değilsin,
Aslında yaşlandığından değil.
Sana bakınca,
Sana bir aynanın arkasından bakıyorum
Yuvarlanan bir topun
Son konumunu alması gibi
Yerli yerindesin.
Bir keresinde
Dünyanın sonu
O kadar yakınlardaydı ki
Yerin birkaç santim üstündeydik
Birkaç huzursuz ruhun
Kuzey ışıklarına karıştığına
Ben bizzat şahidim.
yazın dokunduğu
Gün doğunca güneş vuruyor odaya
Dünyanın yarıdan fazlası gök,
Sonra balıklar var.
Aklının ucundan geçmeyen güzel sokaklar
Uzak ama harita gösteriyor.
Mavi çerçeveli geniş kapıları vardır evlerin,
Pencerelerinin önünde çiçekler ve yuvarlak sokak taşları.
İster istemez güneş vuruyor odaya
Dünyanın yarıdan fazlası gök,
Kalkınca kafanı yedinci katına vuracaksın gibi.
gemi iskeleti
Işık geçirmeyen
Koyu gölgeli
Deniz
Kıpırtısız derinlikte
Gün görse un ufak
Olacak
Gemi iskeletini saklar.
Ki bu hayalet
Sonsuza
Çoğalan zamanda
Pek çok sefer
Kabaran beyaz köpüklerin
Dalgaların içinde
Ahenkle devinmenin
Rüyasını görmüştür.
Yeryüzü bilmeyen
Derin deniz kabuklularının
Şarkısı
Bunu söyler ona.
Tekrar etmek gerekirse
Onlar yeryüzünü bilmez:
Bu çelimsiz iskeletin
Esas geldiği yeri.