05 EYLÜL, PAZARTESİ, 2016

Örtük Bir Otobiyografi

Gündüz Vassaf, yeni kitabı Ne Yapabilirim? Geleceğe Kartpostal 'da kalemiyle tarihsel, kültürel ve politik bir yolculuk yaparken aynı zamanda örtük bir otobiyografisini de yazıyor. 

Örtük Bir Otobiyografi

Edebiyatımızda Mostari Bir Köprü Bekçisinin Günlüğü adlı kitabıyla başlayan tür kırılmasının bir başka örneğini de bu kitabıyla veriyor. Kitabın ilk adı Ne Yapabilirim? Bu ad tam da bizi Aydınlanma filozofu Kant'ın[i] eteklerine bırakıyor. İngiliz filozof Hume için, "beni doğmatik uykumdan uyandırdı" diyen Kant'ın sorularından biridir bu cümle. "Nitekim yıldızlı bir göğün bulutsuz bir gecedeki görünüşü bana, yalnız asil ruhların hissettiği türden bir zevk verir. Doğanın genel sessizliği ve duyuların dinginliği içerisinde, ölümsüz ruhun gizli yargı yetisi, söze dökülmez bir dili konuşur"[ii] diyerek seslenen Kant, tam da insanın o sorgulamalarıyla ahlâk ilişkisini kurmaktadır. Kant'ın meşhur dört sorusu, "Ne bilebilirim?" "Ne yapmalıyım?" "Ne umabilirim?" "İnsan nedir?" Çünkü Kant'a göre insan, özgür hareket edebilen, kendinden bir şey yapabilecek bir varlıktır. Kant, başında yıldızlı bir gök içinde ahlâk yasasını taşır. Vassaf, dogmatik uykudan uyanmanın zamanı ama atladınız mı demek istemektedir. Bir anlamda öyle...Ve bu atlamayı bir anlamda kurcalamakta, yeniden gündeme getirmekte, canlandırmakta, güncel kılmaktadır. Gündüz Vassaf, insanda iyiye doğru bir yetinin de olduğuna inanmakta ve bu "Ne Yapabilirim"? sorusuyla insanın ahlâk dünyasına seslenmekte, "dışdünya-düşünme-dil[iii] çerçevesine kendi kavramlarını kendi otobiyografik yolculuğunda ortaya koymaktadır.

Ne yapabilirim?

Dünyanın bu halinde...

Gezegenimiz diyebilsem,

Haddimizi bilseydim.

Uzayın bu uç köşesinin karanlığında,

Yarı ömrünü tamamlamış,

Kırılganlaştırdığımız gezegenimizde,

Türümüzün aymazlığı karşısında ne yapabilirim?  (Sayfa 20)

©Nazlı Erdemirel

Kitabın girişi bir halk anlatısı Kurbağa Damat ile açılır. Çünkü söz yazıdan önce gelir. Bu anlatının kahramanları hem genç kızlar hem de kurbağalardır. Rutine bağlanan hayat, neyin ne için yapıldığının sorgulanmaması, alışkanlıkların devamı ve kurbağa genç kız evliliği. Neden? Kitap bir halk anlatısı ile açılır ve bir halk anlatısı ile sonlanır? Halk anlatılarının eğitimsel işlevlerinin göz ardı edilemeyeceği kesindir. Vassaf önce söz vardı dercesine kendi otobiyografik yolculuğunda halk anlatılarının etik, psikolojik ve sosyolojik iletilerine dikkat çekmektedir. Ve bu dikkat çekişte Vassaf, felsefeyi de ekler. Bir üst disiplin olan felsefe... İnsan, Aristoteles için toplumsal bir varlıktır (politikon zoon) ya Protagoras için insan nedir? İnsan her şeyin ölçüsüdür. E. Cassirer buna bir ek getirir, onun için insan, mit, dil, sanat, tarih ve bilim gibi semboller yaratmış ve bu sembollerle dünyayı anlamaya çalışmıştır. Bu bağlamda insan, "animal symbolicum" (sembolleştiren hayvan) dur.  O zaman insan tarihsel, toplumsal ve  kültürel bir varlıktır. "Yeryüzünde sayısız çağları kucaklayan varlığı süresince, insanoğlunun çeşitli yollardan bu yana toplulaşma çabası içinde olduğu görülür. İnsanın iç yapısından doğan bu yönelmenin sonucu olarak; aile, oba, boy, klan gibi gruplar meydana gelmiştir, böylece toplum denen büyük birlik oluşmuştur".[iv] Peki, insan politika ile de bir şeyi, hiç olmayan bir şeyi başlatabilir mi? Evet, başlatabilir. Çünkü sadece ve sadece insanın yapabileceği bir şeydir bu, çünkü insan bu başlatmayı içinde taşır... İşte bu yüzden insanlığın tarihi vardır, her bir bireyle doğan yeni bir şey başlatma umudu hiç kaybolmaz.. Ve kendine her dönemde "Ne Yapabilirim?" diye sorabilir. Bu sorgulama hem çocukluğunu, hem gençliğini, hem de anı kapsar. Öyle bir an ki! Sorduğunda geçmiş olur.

21 yaşındaydım.

Babamın ölümünde çaresizliği yaşadım.

Cenazeden sonra annemle birlikte, yengemin akrabalarının

Kuşadası'ndaki Kısmet Otelin'deyiz.

Galiba ikinci gündü. Etrafta telaş. Otel misafirlerden

boşaltıldı.

Güvenlik önlemleri alındı.

Nedeni yeni gelen iki konuk.

Dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil'le

İran diktatörü Şah Rıza pehlevi. Baş başa müzakerelerde

bulunmak üzere birkaç  günlüğüne otelimize yerleştiler.

Yıl 1971.   (sayfa 21)

Gündüz Vassaf'ın diğer kitaplarına da bakacak olduğumuzda özellikle sorgulamayı, eleştirel düşünceyi yerleştiren bir üslubu vardır. Yeni çıkan kitabında bunu zirveye taşımakta, okuyucuya kendi otobiyografik yaşamının izlerinden ayrılarak kendi tarihsel, kültürel ve politik yolculuğuna çıkarmakta ve neyi, neden yaptığını sorgulamaya davet etmekte ve bu davete "Ne Yapabilirim?"i de eklemektedir. Çünkü bu soruyla "Geleceğe Kartpostallar" gönderebilirsin, bu soruyla o kartpostala eylemlerini anlatan  doğru ve güzel sözcükleri yazabilirsin, yoksa sormadan, sorgulamadan geleceğe hangi kartpostalı gönderebilirsin bu "kabuk değiştiren dünyada"?

"Ne Yapabilirim?" çaresizliği bizi uç noktalara

götürebiliyor.

Hele doyumsuz gençlik hayallerimizin peşinde,

Çaresizliklerine isyan edenlere öykündüğümüzde,

Onları kahramanlaştırdığımızda,

Ağıtlarla kurbanlığı yücelttiğimizde,

Vicdanımızın sızlaması, haddimizi bilmezliğimizi

pekiştiriyor. (sayfa 23)

©Nazlı Erdemirel

Kitabın en çarpıcı yönü 'önsöz' de gizli, "tepkilerimizde kendimizi tekrarlamadan, çaresiz çırpınışlarda tükenmeden, "ne yapabilirim" i düşünmeye, yeni bir yaşam ahlakını tartışmaya açmak istiyorum". diyerek yazar Gündüz Vassaf. Ahh "yaşam ahlakı" nasıl da birden Antik Çağa, Aristoteles'e kadar yuvarlanıveriyor insan! "Bir kırlangıçla bahar gelmez" diyen Aristoteles için etik çerçevede hayat sürmek bir kere yapılarak elde edilemez. İnsan eylemlerinin sürekliliğini taşır. Hep sorgulamadılar mı etik nedir, ahlâk nedir? Mutluluk nedir?. Sevgili Gündüz Vassaf "yaşam ahlâkı" bir anlamda kuralları da içerir, oysa siz yıllardır kurallara kaleminizle karşı gelmediniz mi? O "yaşam ahlâkı" neleri neleri içerir, sevgiyi, aşkı, dostluğu, arkadaşlığı, kardeşliği ve biraz da kuralları, başkasının hayatına saygılı olmayı... gerisini eklemek size kalmış.. yeryüzünde hiç bir ülkede bulamayacağımız ama olmasını canı gönülden istediğimiz şeyler hepsi yaşam ahlâkının içinde gizlenmiş kalmıştır. Gündüz Vassaf'ın "yeni bir yaşam ahlakı" sözleri yaşadığımız dünyada toplumlarda bireysel ve toplumsal davranış kurallarının yeniden gözden geçirilmesini içermektedir. İnsanoğlu birbirini ciddi incitmekte, acıtmakta ve hatta yaralamakta ve öldürmektedir. Bütün bunların ışığında toplumdaki inanç, norm ve değerlerin gözden geçirilmesi gerektiğini ve aynı topografyada yaşayan insanların birbirleriyle savaşarak değil barış içinde yaşamalarını talep etmektedir. Ama işte tam da bu noktada yeni yaşam ahlâkı kuralları da içerir.

Yıl 1974,

Türkiye'de memurların sendika kurma hakkı yok.

Hollanda'da askerler bile sendikalı.

Ankara Üniversitesi Mediko-Sosyal Merkezi'nde

psikoloğum.

Cebeci'deki binamızda muhasebeci, odacı, çaycı...Aylarca

devletin bizi nasıl sömürdüğü sohbetleri. Gasp edilen

memur hakları.  (sayfa 25)

Kitabın bir çarpıcı yönü de son halk anlatısında. Gene bir kurbağa anlatısı bizi kitabın son sayfalarına getirir. Süreklilik, başkaldırıyı yaşayamamak, arzuyu öldürmek başarısızlığın da temelidir. İnsanı hayata bağlayan arzudur, istektir, o her şeyi yapma gücüne sahip olan insanın bu potansiyelini aktüel hale getirmesidir. Kaç kişi getirebilir?  Geleceğe bir kartpostal göndermek istiyorsanız o da sizin elinizde.

Kıtaları aşıp, bir yıl içinde 82 ülkede, 900 küsur şehirde

patlak veren Küresel Gezi, dünya gençlik kültürü ve hareketinin devamı.

tarihimiz boyunca gençlere "öteki" diye baka gelmişiz.

Platon onlar için "Vahşi yaratıkların en zor ehlileştireni"

der. (sayfa 37)

Gündüz Vassaf'ın kaleminden sorulan soruyla Ne yapabilirim? Geleceğe Kartpostal ile siz de içinizde bulunan bu gücü nasıl yeşertebileceğinizi bir düşünün ama kendi otobiyografik yolculuğunuza çıkarak.

©Nazlı Erdemirel

İnsansız uçaklarla,

Canlı bombacılarla,

Öldürülen Sen.

Öldürülen Ben.

Öldürülen Biz.

Taraf tutarak

Barışı unuttuk. (sayfa 89)

Gündüz Vassaf

Ne Yapabilirim?  Geleceğe Kartpostallar

İletişim Yayınları, 2016, Sayfa 288

[i] Kant (1724-1804)

[ii] Manfred Geiner, Kant'ın Dünyası, Çev. Erol Özbek,İletişim, 2009, İstanbul.

[iii] Betül Çotuksöken felsefesi.
[iv]  Hümanizm, Boğos Zekiyan, İnkilap Yayınları, 2005, İstanbul.

0
8948
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage