Tek bir yere olmayan, özgürlüğün ve kendi hayatlarını yaşayabilmenin her şeyden daha önemli olduğuna inanan gezginlerin hikâyelerine tanıklık edeceğimiz Evsiz – Bir göçebe kadar özgür, isimli kitap üzerine bir inceleme...
Hepimiz masabaşı işlerimizden sıkıldığımız günlerde her şeyi bırakıp gitme hayalleri kurmuşuzdur. Yalnızca bir sırt çantası dolusu eşya ile yola çıkıp bir daha gündelik yaşamın rutini içine girmeme düşleri görmüşüzdür. Peki, bunu başaran az sayıda insanın yaşamlarını nasıl sürdürdüğünü hiç düşündünüz mü? İşlerini bırakıp, evlerini dağıtıp bir sırt çantasıyla yola çıkan insanların kim olduğunu, nasıl seyahat ettiklerini, bu seyahati nasıl finanse ettiklerini, yaşamlarını değiştirmeye nasıl karar verdiklerini, eski yaşantılarına dönmeyi düşünüp düşünmediklerini merak ettiniz mi?
İşte bunları düşünen ve merak edenler için hazırlanmış bir kitaptan söz etmek istiyorum sizlere. Kendileri de “dünya gezginleri”ne dâhil olan Paivi Kannisto ve Santeri Kannisto tarafından yazılan Evsiz – Bir göçebe kadar özgür, Beyaz Baykuş Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı. İyi para kazandıkları işlerinden ve her türlü konfora sahip oldukları evlerinden vazgeçip yollara düşen bu iki gezgin, hayatlarından kesitlere tanık olduğumuz diğer gezginleri ancak temas ettikleri kişiler aracılığıyla bulabildiklerini anlatıyorlar öncelikle. Çünkü “dünya gezginleri”ne internetten ya da başka birtakım topluluklar aracılığıyla ulaşmanın bir yolu yok. Dünya gezginlerini; ‘servet edinmek veya geçim derdinden öte seyahat etmek için seyahat eden kişiler’ olarak niteleyen araştırmacılarımız giriştikleri bu zorlu işin hakkını veren bir çalışma ortaya koymuşlar.
Seyahatleri boyunca tanıştıkları 30 dünya gezgininin hikâyelerini bizlerle paylaşan Kannisto çifti kendi seyahat süreçlerine de tanık olmamıza olanak sağlıyorlar. Dünya gezginleri olarak adlandırdıkları kişilerin yolculukları boyunca neler yaşadıklarını anlatmanın yanı sıra, gündelik hayatımızda biz yerleşik hayat sürenlerin alışveriş, banyo ya da yemek gibi alışkanlıklarına karşılık gezginlerin yaşamındaki zorlukları da gösteriyorlar. Fakat gezginlerin hiçbiri bunları zorluk olarak görmüyor, yalnızca deneyimledikleri her yeni şeyin tadını çıkarmaya bakıyorlar. Bu bakımdan aslında çok fazla özenilecek bir yaşam onlarınki…
Gezginlerin yaşamındaki bana göre en özenilecek yan günümüzde iyiden iyiye vahşileşen bu tüketim toplumunun dişlilerinin arasından çıkabilmiş olmaları. Hayatlarında daha iyi bir araba, büyük bir ev ya da son moda giysiler almak gibi kaygıları olmayan insanlardan söz ediyoruz, sizce de imrenilecek bir durum değil mi? En başta vazgeçtikleri şey modern hayatın konforu belki de… Fakat vazgeçtiklerinin yanında her yeni günün getirdiği yeni bir macerayı yaşıyorlar ve bu konfordan daha önemli olsa gerek…
Evsiz, yollarda kendilerini evlerinde gibi hisseden insanların yaşamlarına tanıklık edebileceğiniz bir kitap. Tanıklığın yanı sıra içinizde yeniden başlamak ve yollara düşmek isteğini uyandıracak, günlük yaşamın koşturmacası içinde düşünmeye dahi fırsat bulamadığınız özgürlük, bağlılık ya da aitlik gibi kavramları sorgulamanıza yol açacak bir anlatı… Tek bir yere ait olmayan bu kişilerin yaşamında hepimiz için alınacak dersler var.
Fotoğraf: Brendan Lynch ve Stefan Pezzei