Kitaplar hayal kurabilmenin, inanabilmenin, yeryüzündeki sihri görenlerden olabilmenin en güzel kapısıyken, bir kitap bazen hayatın içinde nefes almanın ta kendisiyken, tiyatrocu ve Masalcı Pempi kanalının kurucusu Pervin Bağdat çocuklara birbirinden güzel masalları taşıyor. Biz de Pervin Bağdat'la projesi ve edebiyat üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik...
Ruhumuz, bilinmeyen bir zamanın bilinmeyen bir yerinde, bu dünyada karşılaştığımızda bir yerlerden tanıyormuşuz gibi hissedeceğimiz insanlarla sözleşmeler yapar. İşte, değerli tiyatrocu ve Masalcı Pempi isimli Youtube kanalının kurucusu Pervin Bağdat da, karşılaştığınızda böyle hissedeceğiniz isimlerden. Sosyal medyayı kitap okumanın güzelliğiyle birleştiren ve çocukları pek çok değerli masalla buluşturan Pervin kalbi kocaman, ruhu sihirli bir kadın… Yakın zamanda İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’ndan çıkartılan pek çok değerli ismin arasında yer alan Pervin, yaşadığı bu sıkıntılı ve hala neden olduğunun yanıtını alamadığımız süreçte bile yüzünden gülücükleri eksilmeyen, yaşamın karşısına çıkardığı acılardan bir tutam şans yaratmayı seçenlerden. Masalcı Pempi isimli kanalıyla çocuklara birbirinden güzel masalları taşımayı ve onları bir sosyal sorumluluk projesi etrafında bir araya getirmeyi, kitap kokusunun güzelliğini onlara anlatmayı amaç edinmiş.
Tiyatro ve sinemadan tanıdığımız Pervin Bağdat, şimdi de masal anlatıcısı olarak karşımıza çıkıyor. Bunu biraz anlatabilir misin, nereden çıktı bu fikir?
Aslında çocuklar için bir şeyler yapmak istiyordum zaten ama ne yapacağıma karar verememiştim. Birgün sosyal medyayı da çok iyi kullanan oyuncu arkadaşım Anıl İlter'in teşvikiyle bir Youtube kanalı açıp, masal okumaya başladım. Zaten adıma yazılmış bir masal da vardı: Pervin ile Pinta… Yakın arkadaşım Derya Duman yazmıştı. İlk okuduğum masal bu oldu. Çok da beğenildi, ben de devamını getirmem gerektiğini düşündüm. Videomite diye bir şirketle anlaştım ve düzenli olarak masal okuyorum.
Anlattığın masallarla çocuk edebiyatına da katkıda bulunuyorsun aslında. Peki edebiyatla aran nasıl?
Sadece oyuncu olduğum için bile pek çok tiyatro eseri, roman, felsefe, psikoloji kitabı okuyorum elbette ama küçükken başlayan bir alışkanlık bu. Kendimi bildim bileli edebiyat hayatımda. Babam ben okumayı öğrendiğim anda bana yaşıma uygun yazılmış Türk ve dünya klasiklerini aldı, sabah erken saatlerde kalkar evde yürüyerek kitap okurdum. Şiir ve hikayeler yazıyordum, hatta 11-12 yaşındayken bir arkadaşımla ''esinti'' diye bir dergi çıkarmıştık (tek baskı oldu. :) Yazacak hiçbir şey bulamazsam ansiklopedi açıp ordan bir şeyler yazardım defterime. Yazmak, okumak hayatımdaydı yani hep.
Peki sana ilham veren yazarlar, kitaplar oluyor mu?
Her yazar başka bir dünya yaratıyor zihninde insanın.. Ve her yaşımda, her yeni deneyimimde algılarım dönüşüyor ve etkilendiğim yazarlar, üsluplar da değşiyor. Ama şiir her zaman hayatımdadır. Binlerce kez okuduğum şiirler vardır. Belli başlı başucu kitaplarım vardır, açar açar okurum.
Masallar hayal gücünün kurgusu olmasının yanı sıra bir bakıma inandırıcılığını da yitirmemeli diye düşünüyorum. Okuduğun masalları neye göre seçiyorsun?
Masal seçerken gerçekten dikkatli olduğumu söyleyebilirim. Önce kendi çocuğum olsaydı ona neler okurdum diye düşünüyorum. Belli başlı klasikleri bilmesini isterim elbette; Pinokyo, Kurşun Asker ya da La Fontaine Masalları gibi… Ama son zamanlarda dünya masallarını okumaya özen gösteriyorum; Macar masalı, Hint masalı, Kızılderili masalı gibi... Ve elbette kendi yazarlarımızın masallarına, hikayelerine de yer veriyorum. Daha kanala yüklenmemiş çok özel hikayeler seçtim. Takipte kalsınlar mutlaka diyorum:)
Neden ismi “Masalcı Pempi” ?
Pempi bir lakap… Ben aslen Hopalıyım. Orada herkesin takma adı vardır. Bana da ailem çocukluğumdan beri Pempi der, 35 yaşıma geldim ama hala Pempi'yim. Ben de masal kanalıma isim düşünürken bundan daha iyi bir isim bulamadım, zaten Pempi'yim neden başka bir isim buluyorum, Pempi benim çocuk yanım dedim ve Masalcı Pempi doğdu.
Pervin bir masal karakteri olsaydı, bu nasıl karakter olurdu peki?
Benim idolüm Pippi Uzunçorap'tı küçükken… Kızıl saçları, çilleriyle hayat dolu, neşeli halleriyle beni çok etkiliyordu. Çok cesur bir kızdı, annesi ölmüş, babası korsandı ve babası denizdeyken tek başına kocaman bir evde maymunu, atıyla yaşayan muzur bir kızdı… Ben yıllarca onun gibi olmak istedim. Hatta Pervin ile Pinta masalında da Pervin karakterini ressam kızıl ve çilli çizmiştir. Arkadaşım bunu bildiği için sürpriz yapmıştı ve böylece bir masal kahramanı oldum bile. Yaratıcı, yetenekli, hayalperest bir Pervin var o masalda... Ama mutlaka yaşam dolu, sevgi dolu, kocaman gülen bir masal kahramanı olmak isterdim. Gerçek hayatta da masalsı olmaya çabalıyorum.
Kanalından seni izleyenlerden nasıl yorumlar alıyorsun?
Kanalı izlemeden önce bile fikrin harika olduğu yönünde çok olumlu eleştiriler alıyorum, izledikten sonra da şimdiye kadar hep çok güzel şeyler duydum ve bu beni motive ediyor. Oyun oynamayı bilmeyen, unutan, teknolojinin içinde kaybolmuş çocuklar yetiştiriyoruz aslında. Benim amacım öncelikle kitap okumaya teşvik etmek – o yüzden masalı anlatmıyor okuyorum- masalların tatlı dünyasında şiddet içermeyen, cinsiyetçi söylemi olmayan, öğretici, güzel mesajları olan masallar seçiyorum o yüzden de çocuklar için iyi bir şey yaptığımı hissediyorum. Ayrıca kedilerimden biri çoğunlukla videolarda bulunuyor, gerçekten ben masal okumaya başladığımda yanıma gelip uyuyor ve çocuklar buna bayılıyor. Ama aslında ebeveynleri en çok etkileyen kanalın gelirinin çocuklar için kullanılacak olması bence... Bir süre sonra hedeflenen noktaya geldiğinde gelirler Çocuk Esirgeme Kurumu, LÖSEV, Eğitim Gönülleri Vakfı gibi kurumlara aktarılacak. Bunu çok özel bulduklarını söylüyor insanlar ve çocukları olmasa da abone oluyorlar bu yüzden kanala.
Uzun yıllardır tiyatro sahnesinde izliyoruz seni. Peki tiyatro tarihinde bir “unutulmaz”ın var mı? Paylaşır mısın?
2008 yılında Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nden mezun olduğumda okul beni Sicilya'ya göndermişti. Orda gündüzleri Antik Drama Enstitüsünde (INDA) eğitim aldım ve akşamları da Siracusa Antik Tiyatro'da oynuyordum. Seyirci karşısına çıktığım ilk gece, 5000 kişilik antik tiyatroda selama çıktığımızda nefesim kesilmiş, hıçkıra hıçkıra ağlamıştım heyecandan… Alkışlar beni her zaman coşkulandırıyor o günden beri.
Bu sezon yeni projelerin var mı?
Masal kanalımla ilgili yenilikler düşünüyoruz. Çocuk şarkıları ve kendin yap el işleri gibi fikirler var. Bunun dışında tek kişilik bir oyun hazırlığı içindeyim ve başka oyunlar için de görüşmelerim var. Bir yandan televizyon projelerini değerlendiriyoruz, bu arada sinema filmleri, kısa filmler var gündemde... Verimli bir yıl olmasını hayal ediyorum.
Tiyatro için tek bir mesaj vermeni istesek bu ne olur?
Tiyatro için pek çok şey söyleyebilirim ama en önemlisi bizi yalnız bırakmayın, seyircinin varlığı, oyunları izlemesi, takip etmesi çok önemli Türk tiyatrosu için. Gelin, izleyin, ruhunuzda yolculuk yapma, yüzleşme, hesaplaşma, farkına varmanın keyfini yaşayın diyorum.
Edebiyat dünyası için bir mesaj vermeni istesek bu ne olur?
Okuduğumuz zamanlar, kendimizle yalnız kalabildiğimiz özel zamanlar... Kendimize, içimize zaman ayıralım. Okuyarak, edebiyatla hafiflersiniz ama dolarsınız da dünyayla. Eksik etmeyelim kitaplarımızı çantamızdan. Okuyan, edebiyata meraklı çocuklar yetiştirelim.