Sanat hukuku avukatı Pınar Sönmez’in ilk telif davasından başlayarak sanatın birçok dalındaki telif davalarını sanat hukuku ilkeleri ve fikri haklara ilişkin yasalar ışığında anlattığı kitabı Aşk, Yaratıcılık ve Yasa üzerine bir yazı.
Sanatı seviyor, ona yüksek bir değer veriyor hatta bazen sanatın yaratıcısı olabiliyoruz. Fakat sanat hukuku ile ilgili ne biliyoruz? Özellikle bir eserin yaratıcısıysak! Peki, “Bu benim eserim” demeniz için fikri haklar kanununda nelerin yasa ve sizin yasal haklarınızı kapsadığını biliyor musunuz? Pınar Sönmez Aşk, Yaratıcılık ve Yasa kitabında sanat hukukunun bilmemiz gereken tüm ayrıntılarını bizlerle paylaşıyor. Biz de kitabın ayrıntılı incelemesini bir yazı ile sizlerle paylaşıyoruz. Buyurun lütfen.
Sanat hukuku diye bir şey duydunuz mu? Ya da bu konu ile ilgili bilgi amaçlı olsa dahi bir habere rastladınız mı? En basitinden ama asla basit olmayan “telif hakkı” mevzuu mesela! Ne olduğu veya bu konuda yasaların nasıl işlediği konusunda bilgi sahibi misiniz? Bir yazarsanız yazdığınız her kelimenin, müzisyenseniz yazdığınız her notanın, ressamsanız en ufacık fırça darbenizin, oyuncuysanız sahnede olduğunuz her anın bir karşılığı olması gerektiği çağımızda, günümüzde tartışılmaz olan bir gerçek ile ilgili tam bilgi sahibi değilim desem… Geçmişi 1884 yılına kadar dayanan fakat hâlâ tartıştığımız ve hâlâ bu konudaki haklarımızı tam olarak bilmediğimiz gerçeğiyle yüz yüze gelmek adına bu kitap incelemesinde konumuz sanat hukuku olacak.
Aşk, Yaratıcık ve Yasa kitabı Oscar Wilde örneği ile başlıyor. Oscar Wilde’ın Napoleon Sarony tarafından çekilen fotoğrafı, 1884 yılında emsal bir kararla dünyada ilk kez telif hakkının yasaya bağlanmasını sağlar. Sarony’nin söz konusu fotoğrafın rızası dışında Burrow-Giles Lithographic Company tarafından baskı yoluyla çoğaltılması ve piyasaya sürülmesi nedeniyle uğradığı zararın karşılanması için şirkete açtığı davayı kazanması, sanat hukuku konusunda dünyada yepyeni bir dönemi başlatır. Bu çok değerli kitabın yazarı hukukçu, sanat hukuku avukatı Pınar Sönmez yüzyıl önce alınan emsal karar örneği üzerine “Bu bize neyi gösteriyor?” sorusunu soruyor ve lafı hiç uzatmaksızın yaratıcılık, hakkaniyet ve sanat adına evrensel olan şu cevabı veriyor: “Gün geliyor sizin prensiplerinizle çıkılan yol daha sonra ilgililerce de genel kabul görüyor; yasaların değişimine dek giden bir bakış açısına kavuşuyor. Evet hakkaniyet temelinde gösterilen hak arama iradesi geleceği değiştirebilir.” İşte bu dava sayesinde fikir ve sanat eserleri hukuku buluşmasının hikâyesi başlamış olur!
Victor Hugo, 1878 yılında Uluslararası Paris Sergisi’nin başkanlığını yürütür. Edebiyat Kongresi’nin de yapıldığı bu sergide eser sahipleri birliklerinin üye olabileceği bir kuruluş oluşturulması kararlaştırılır ve bu karar üzerine 1895 yılında ALAI (International Literary and Artistic Association) yani Uluslararası Edebiyat ve Sanat Birliği kurulur. Victor Hugo birliğe başkan seçilir. Birliğin çabaları sonuç verir ve İsviçre Hükümeti’nin çağrısı sonucu Bern’de toplanılan uluslararası konferansta edebiyat ve sanat eserlerinin korunmasına ilişkin temel uluslararası belge kabul edilir. Bern Sözleşmesi’nin ilk maddesinde eser ve eser sahiplerinin korunmasının devletin görevi olduğu yazılıdır. Türkiye’nin de taraf olduğu Bern Sözleşmesi iç hukuka uyarlanır. Böylece, Fikri ve Sanat Eserleri Kanunu 1951’de Türkiye’de de yürürlüğe girer.
Sanatın hukukla olan ilişkisinde tüm bunları biliyor muyuz? Konu ile direkt alakası olanlar dışında, hayır! Fakat sadece konuyla alakalı olmayarak, hukukun ne kadar değerli olduğu, sahip olunan haklarımız konusunda birincil önem taşıyor. Kitapta tam 27 bölüm var. 27 bölüm boyunca hiçbir ayrıntı es geçilmeksizin yazılmış. Aşk, Yaratıcılık ve Yasa kitabını bir edebiyatsever, okur ve yazar olarak tavsiye ederken -mutlaka edinmeniz amacıyla da elbet- 27 bölümü madde madde yazacağım:
-Yaratıcılık ve Hakkaniyet
-Ruhun Gerçekleri, Manevi Haklar
-Yasal Koruma Konusu Olan Eser Nedir? Ne Eser Değildir?
-Görsel Sanatlar Açısından Sözleşmeler ve Önleyici Hukukun Kıymeti
-Esinlenme, İktibas ve İntihal: Sanat Eserinde Aşk, Yaratıcılık ve Suç
-İşlenme Eser: Yaratıcılık, Umutlu Duruş ve Hukuka Sarılış
-Adın Belirtilmesi Hakkı: Kimlik, Özgünlük ve Özgürlük
-Kanuni Pay ve Takip Hakkı: Değerde Hızlı Yükseliş ve Hakkaniyet
-Sanat Eserinde Sahtecilik: Suç ve Detay
-Müzeler ve Hukuk: İmgesel Kullanım ve İlhamda Buluşma
-Fikri Haklar Açısından Kültür Politikaları: Birikim ve Etkileşim.
-Sanat Eserleri ve Vergi: Hakikat ve Perspektif
-Müzayedeler ve Hukuk: Hakikat, Değer ve Güven
-Tasarım ve Hukuk: İlkeler ve İncelikler
-Marka Hukuku ve Sanat: Değerler ve Simgeler
-Marka, Tasarım, Görsel Sanatlar Ufku: Louboutin Kararı ve Yves Klein Mavisi
-Fotoğraf ve Hukuk: Işığın Öyküsünde Haklar ve Yansımalar
-Mimarlık ve Hukuk 1: Uygarlığın Yapıtaşında Adımlar ve Mimarın Hakları
-Mimarlık ve Hukuk 2: Aydınlatma Gücü ve İnsanların Mutluluğu
-Sinema ve Hukuk: Görsel Hikaye Tutkusu ve Hakların Özü
-Fikri Haklar Açısından Sanat Metninde Çeviri, Dilin İncelikleri ve Çevirmen Hakları
-Esere İlişkin Hak İhlallerinde Hukuki Yollar - Emek ve Hak Arama İradesi
-Duvarların Dili ve Hukuk: Graffiti/Sokak Sanatı ve Dinamikler
-Uzlaşma Kültürü ve Sokak Sanatı Davasında Mutabakat
-Banksy ve Hukukun Sanatlaşması
-Jeff Koons, Sipariş Eserde Kopan Fırtına ve Mükemmellik
-Yapay Zeka ve Sanat İlişkisinde Hukuki Gerçekler
İlk defa bir kitap incelemesiyle ilgili kitabın bölümlerini detaya girmeksizin madde madde yazdım. Bu bölüm başlıklarını okuduğunuzda nasıl önemli bilgiler edineceğinizi biraz da olsa düşünmeniz ve bu bilgiler sayesinde hukuki olarak hangi haklara sahip olduğunuzu öğrenmeniz için. Bir de tabii yukarıda da belirttiğim ve tekrar altını çizmek adına bölümlerin içeriğine tam olarak vakıf olmanız açısından kitabı almaya sizleri teşvik etmek için böyle bir yola başvurdum naçizane. Fakat yine de (dayanamayarak elbet) merakları cezbetmek açısından cımbızla çekmem gerekirse bilmemiz gereken önemli detayların başında yasal koruma konusu olan eser nedir ve ne eser değildir sorusuna verilecek cevap ile esinlenme, iktibas (Bir eserde yer alan bazı kısımların başka bir eserde kullanılması) ve intihal (Başkasının eserini kendisininmiş gibi gösterme) çerçevesinde sanat eserinde aşk, yaratıcılık ve suç kavramlarının neye tezahür ettiği. Öncelikle şunu öğreniyoruz: “Ancak belli bir netice, form veya şekle bürünmüş fikirler, Fikir ve Sanat Hukuku alanında bir değer ifade eder. Bu nedenle çok karşılaştığımız “Harika bir fikrim vardı, başkası çaldı” denildiğinde ilk cümlemiz şu oluyor: Türk Hukuku’nda fikir değil, eser korunur. FSEK 1/B-a maddesine göre ise eser, sahibinin hususiyetini taşıyan, ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar ve sinema eserleri türlerinden birisi içine giren her nevi fikir ve sanat mahsulüdür.”
Dönem ne olursa olsun asırlardır dilimizden düşürmediğimiz bir kelime fikri haklar, eserler ve bunları koruma söz konusu olduğunda yeniden karşımıza çıkıyor: Emek. Emek ilkesinin varlığı hep hatırlatılmalı diyor Pınar Sönmez. Çünkü haksızlığın olduğu yerde vicdanın da olmayacağının altını çizen Sönmez evrensel olabilecek bir tespitte bulunuyor. “Umut hukukla var ve anlamlı.”
“Sinemadan görsel sanatlara, mimarlıktan edebiyata tüm sanat dallarında veya estetik disiplinlerde süreklilik, etkileşim ve kalıcılık vurgusunun hukuki sonucu , hakların korunmasıdır.” diyerek kitap boyunca çok değerli bilgiler veren Pınar Sönmez’e ne kadar teşekkür etsek az. Aşk, Yaratıcılık ve Yasa yaratıcı olmayıp, eser üretmeyen, sadece sanatsever kişiler için bile kaynak değerinde bir kitap. Varın ötesini, yani sahip olduğumuz hakları siz düşünün. Alıp okumanız dileğiyle.
Tasarımda kullanılan eserler:
Jeff Koons - String of Puppies
Banksy
Kristen Visbal - Fearless Girl