30 OCAK, SALI, 2024

“Shakespeare’in Ophelia’sını Sil Baştan Düşünmeye Başladım”

Cem Akaş ile Shakespeare’in klasik eseri Hamlet’in içinden çıkardığı Ophelia’yı kendi hikâyesini yazan, düşünen, hisseden bir kadın olarak yeniden yarattığı ve hikâyesini anlattığı kitabı Ofelya üzerine konuştuk.

“Shakespeare’in Ophelia’sını Sil Baştan Düşünmeye Başladım”

Öncelikle Ophelia’yı özgür bıraktığınız için teşekkür ederek başlamak istiyorum bu söyleşiye :). Ve ilk sorumu da bunun üzerine soracağım. Ophelia’yı özgür bırakmak ne zamandan beri aklınızın bir köşesindeydi?

Zaman içinde şekillenen bir fikir oldu diyebilirim. Her şey Ophelia’nın intihar sahnesiyle başladı sanıyorum. Hamlet’te Ophelia alelacele öldürülür Shakespeare tarafından, bunu da yazar bize sahnede göstermez. Kraliçe Gertrude, Ophelia’nın derede boğularak ölmüş olduğunu, intihar ettiğini aktarır. Öyle ayrıntılar verir ki bir görgü tanığının olması gerekir bunları bilebilmek için, oysa öyle bir görgü tanığı yoktur, zaten olsaydı müdahale etmiş olması gerekir, ayrı bir hikâye çıkar oradan, Shakespeare’inse bu hikâyeyle uğraşacak hâli kalmamıştır, oyunun büyük finaline geçmek üzeredir. Bu intihar biçimine ikna olmadıktan sonra intiharın kendisine de ikna olmadığımı fark ettim – neden kendisini öldürsündü ki, Hamlet buna değer miydi? Bu kritik bir soru oldu benim için, Shakespeare’in Ophelia’sını sil baştan düşünmeye başladım, oyunda ona tanınan imkânları sorguladım, başka ne olabilirdi diye düşünmeye başladım. Böylece Ophelia’nın Ofelya’ya dönüşüm süreci başlamış oldu.

Fraktal yapıyı ustaca kullandığınızı söylemek gerek. Peki Ophelia’nın özgürleşme macerasında neden bu yapıyı kullanmayı tercih ettiniz? Sonuçta kusursuz bir geometri ama bir yandan da sizi kısıtladığı söylenemez mi?

Fraktal yapı Ofelya fikrinden çok daha önce kafamda olan bir fikirdi fakat yapı-içerik uyumu konusunda biraz takıntılı olduğum için bu yapıyı uygun olacak, onu gerektirecek bir “içerik” bulmaya çalışıyordum, birkaç denemem de oldu ama başarısızlıkla sonuçlandı. Ofelya karakteri kafamda büyüdükçe gördüm ki hem olaylara aktif bir biçimde katılmayı seviyor hem de kendi yapıp söyledikleri hakkında, başkalarının da yapıp söyledikleri hakkında uzun uzun düşünüyor, tartıyor. Bir yanda aksiyon-reaksiyon var, bir taraftaysa duygu-düşünce. Bu ikili yapı bana bir grafiğin x-y eksenlerini düşündürdü; geometriye bu şekilde yaklaştığım anda da fraktal geometri ışığı yandı. Bu iki eksen üzerinde tanımlanacak, giderek kısalan bölümlerden oluşacak bir metin Ofelya’ya çok yakışırdı.

​Dediğiniz gibi bu bir kısıt; kurallarına uymak da zor oldu. İlk bölümlerde (daha uzun oldukları için) rahatça yapabildiğim “dönem dili” taklidini (bol metafor, karmaşık cümle yapısı vs.) 50 sözcüklük bölümlerde (ki kitabın neredeyse yarısı demek) yapamadım, anlatacaklarımı çok ekonomik bir biçimde ifade etmem gerekiyordu, süs için yerim yoktu.

Hamlet’i bu kadar (bu tabiri ne kadar benimsediğinizi bilmiyorum) “toksik” bir erkek olarak mı görüyordunuz, yoksa Hamlet’i Ophelia’yı özgür bırakabilmek için problemli bir erkek hâline mi getirdiniz?

Hamlet bence Shakespeare’in oyununda da sorunlu bir karakter; kısmen deliyi oynadığı için, kısmen de bu deli-akıllı ayrımı bir süre sonra bulanıklaştığı için. Kadınlardan korkar ve onları eni konu aşağılar Hamlet, süslenmelerine laf eder, erkeklerle ilişkilerine laf eder, namus ve şereflerine laf eder, eder de eder. Yeri gelir “love bombing” yapar, yeri gelir “gaslighting”, “ghosting”, “sexting”. Öte yandan mesela Horatio’ya toz kondurmaz, över ve över. Bu da benim için başka bir “alan” açtı romanda.

Ofelya’nın mücadelesi yalnızca erkek egemen sistemle mi?

Değil elbette. Örneğin Kraliçe Gertrude çok güçlü bir kadın ama onunla da mücadele etmesi gerekiyor; iki kız arkadaşı Ofelya’yı çok seviyor ama bazı şeyleri onlar da kabul edemiyor, onlarla da mücadele ediyor. Belki de Ofelya’nın derdi dönemiyle diyeceğim ama onun dertlerinin önemli bir kısmı günümüzde bile kadınların gerçeği.

Görsel sanatlarda da hünerli olduğunuzu biliyoruz; değişmeyen, hülyalı Ophelia imgesini de. Sizin Ofelya’nız görsel sanatlarda nasıl karşılık bulurdu?

Akıllı, biraz bilmiş, biraz küskün bir Ofelya hayal ediyorum. Belki şöyle biri:

Hamlet için aklımızda hep bir soru var: Deli mi yoksa numara mı yapıyor? Sizin metninizde bu soruyu Ofelya için yöneltmemiz doğru olur mu?

Kesinlikle. Zaten Hamlet’te de Ophelia’nın yer yer deli numarası yaptığından şüpheleneceğimiz yerler var. Bu Ofelya’nın hayatta kalma stratejilerinden biri, çünkü saraydaki varlığı çok güvencesiz – kralın danışmanı olan babası Hamlet tarafından öldürülmüş, Hamlet’in ona olan aşkı gündemden düşmüş, Ofelya’nın sarayda hamisi kalmamış durumda. Oradan kurtulana kadar durumunu idare etmeye çalışıyor.

Ofelya’nın gerçek aşkı Johann’la kavuşamaması erkek yazarların pek sevdiği bir “cezalandırma” mı? Ofelya’nın arka arkaya yaşadığı talihsizlikler bir tür yoldan çıkma bedeli mi yoksa sadece şanssızlık mı?

Bu bir trajedi! Romanı yazmaya karar verdiğimde olay örgüsünün, özellikle de Hamlet oyununa paralel giden kısmının, özgün versiyonun ana akışına bağlı kalması gerektiğini düşündüm; bambaşka bir şey yazılabilir elbette ama Shakespeare’in adımlarını takip etmek bana daha cazip geldi. Öyle olunca da bazı seçenekler ortadan kayboluyor mecburen; Ofelya’nın gerçek aşkı bulup mutlu mesut Wittenberg’de kocasıyla yaşaması mesela.

Sizden kadınların ya da kıyıda köşede kalmış karakterlerin kurtulduğu metinler görecek miyiz? Aklıma bir türlü kendi hikâyesini derli toplu anlatamayan Tristram Shandy geliyor ama :).

Ben tam tersini düşünüyorum aslında – genelde güçlü kadınlar oluyor benim karakterlerim. 7 mesela Hakan’ın romanı gibi görünür ama Yağmur’un romanıdır, Hakan’ı ezer geçer. Sincaplı Gece’nin Emine’si, Zamanın En Kısa Hali’nin adsız baş karakteri, Olgunluk Çağı Üçlemesi’ndeki kadın karakterler hep böyledir. Y’deki kadınlar o kadar güçlüdür ki kendilerine erkeksiz bir dünya kurmuşlardır. 19’un kadın baş karakteri sayılabilecek T de güçlüdür ve ancak peygamber gücüne sahip birisi karşısında pes eder.

0
3866
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage