Nâzım Hikmet, Prokofief, Stanislavski, Eisenstein, Landau, Botvinnik, Kropotkin, Gogol, Şostakoviç, Alexandra Kollontay, Bulgakof, Rostropoviç, Mayakovski, Çekof... (Çehov yerine Çekof daha yakın bir yazılış.)
Ortak noktaları mı? Mezarlarının aynı mezarlıkta olması.
Bir de farklı alanlarda etkili insanlar arasında yer almış olmaları: Edebiyat, müzik, tiyatro, sinema, bilim, satranç, siyaset...
Novodeviçi Mezarlığı yalnız Rus değil, dünya kültürünün önemli bir kesitine saygı ifadesi.
Zagrep'teki mezarlık harika bir estetiğe sahip. Aynı zamanda dinsel çeşitlilik açısından demokratik.
Moskova'daki bu mezarlık en az o kadar ilginç, özel.
İlk defa Rusya'dayım: Kızıl Meydan... Lenin'in cesedinin korunuş tarzı yalın, derin, etkileyici. Kremlin... Hoş tesadüf, harika bir sonbahar günü. Moskova'da kişi başına 42 metre kare park varmış. İstanbul'da ne kadar bırakıldı dersiniz?
Şimdi Novodeviçi Mezarlığı: Nâzım Hikmet'in kabri 8.bölge 29.yatay sırada. (İngilizce broşürde Khikmet Nazim şeklinde yazılı.) Üç dört kişinin taze çiçekleri kırmızı, sarı, beyaz...
Eşimle dolaşıyoruz. Sertleşen bir rüzgâr, ama güneşli.
Yanımda bir kurumdaşım beliriyor, İstanbul Şehir Tiyatrosu'ndan, sakin gülümseyerek. Haşmet Zeybek. Emeğin, sanatın özgürleşmesine emek vermenin yanı sıra hayatı bir dizi emek süreci olarak özenle dokuması onu özel kılan boyutlar arasında.
Sevgili PEN Üyeleri, dostlar, şimdi niceleri daha beliriyor:
99 yaşına varan Orhan Kemal, Sabahattin Ali, Behçet Aysan, Metin Altıok, Aziz Nesin, Mehmed Uzun, Arjen Arî, Bruno, Thales, Tuncel Kurtiz, Turgut Özakman, Leyla Erbil, Güzin Dino...
Novodeviçi Mezarlığı'nda sessiz bir buluşma serpiliyor.
Sessiz. Ama sözsüz değil. Söz bitmiş değil. Bitirmek isteyenlere rağmen.