Sinema tarihimiz, her dönemin kendi karakterini yarattığı eşsiz filmlerle dolu. Bu filmler aynı zamanda toplumsal hafızamızı da diri tutan kayıtlar. Burak Acar’ın hazırladığı Türk Sinemasında 100 Unutulmaz Karakter üzerine bir inceleme.
Sinemanın karanlık bir odadaki beyazperdede akıp giden görüntülerden daha fazlası olduğu elbette inkar edilemez. Bir filmi izlemenin ötesinde, onu okumak için yaratıldığı toplumdan ve dönemin şartlarından ayrı düşünmek mümkün değil. Türk sineması da başlangıcından bugüne toplumun, siyasal ve kültürel süreçlerinin bir aynası oldu, olmaya da devam ediyor. Pek çoğu için birer sosyolojik analiz demek daha doğru olabilir. Zaten sanat doğası gereği üretimlerinde içinde yaşadığı koşullardan yüzyıllardır doğrudan ya da dolaylı olarak etkilendi.
Sinema yazarı Burak Acar’ın hazırladığı ve Esra Ertan’la editörlüğünü yaptığı, Fil’m Hafızası’nın Edebi Şeyler yayınevi ile işbirliği sonucu ortaya çıkan Türk Sinemasında 100 Unutulmaz Karakter isimli kitap da sinemamızın yüzyılı aşkın geçmişini geniş bir perspektifle gözler önüne seren bir eser. Yapısı itibarıyla çok geniş bir aralığın ele alınması ve yazar kadrosunun çeşitliliği eserin çok sesli yapısını ortaya koyuyor. Yazarlar arasında Fil’m Hafızası yazarlarının yanı sıra; Yekta Kopan, Haydar Ergülen, Mine Söğüt, Cem Altınsaray, Fırat Yücel, küçük İskender gibi 45 farklı isim yer alıyor. Kitapta ayrıca daha önce görülmemiş yüz fotoğraf da arşivlerden çıkarılıp okuyucuya sunuluyor.
Çevremize dönüp “Sinemada en unutulmaz karakter kimdir?” diye sorsak, herkesin cevabı farklı olacaktır elbette. Hatta kimi zaman onca filmden birçok karakter aklımızda kalırken sıralamasını yapmamız zor olabiliyor. Hatta çoğu zaman bir oyuncunun onlarca filminden de aklımızda kalan, birbirinden farklı canlandırdığı karakter var. Bana sorulsa aklıma ilk olarak geçtiğimiz aylarda yitirdiğimiz Tarık Akan gelir. Akan, kimi zaman Hababam’ın çapkın ve yakışıklı Damat Ferit’i, kimi zaman sinemanın başarılı dram filmlerinden biri olan Canım Kardeşim’in Murat’ı, kimi zaman da tüm dünyada yankı uyandıran ve Altın Palmiye kazanan Yol’un Seyit Ali’si oldu. Burak Acar da bu zorlu seçimi, 100 kişi ile sınırlı tuttuğu listeyi oldukça ince eleyip sık dokuyor. 1934’ten 2014’e bir film seçkisi yapan Acar, karakterlerin bir kısmına hem Fil’m Hafızası ekibi hem de Esra Ertan’la karar verdiğini söylüyor.*
“Peki kitabın sayfalarında bizi kimler bekliyor?” derseniz de Bizim Aile’den Yaşar Usta, Yılanların Öcü’nden Irazca, Uçurtmayı Vurmasınlar’dan Barış, Almanya Acı Vatan’dan Güldane, Tabutta Rövaşata’dan Mahsun Süpertitiz ve Sivas’tan Aslan gibi sinemanın farklı dönemlerinden 100 farklı karakter yer alıyor.
Filmlerin karakterler üzerinden çözümlendiği kitapta film okuması açısından farklı bir yol gösteriliyor. Seçilen 100 karakter, filmler çerçevesinde farklı disiplinlerden gelen yazarlar tarafından 45 farklı bakış açısıyla sunuluyor. Buna kitabın içindeki yazılardan, Hakan Bıçakcı’nın kaleme aldığı “Naciye”nin Gördüğü “Serap” başlıklı yazısından bir kısım örnek olarak gösterilebilir. Bıçakcı, bu yazıda Atıf Yılmaz’ın yönetmenliğini yaptığı Aaahh Belinda! (1986) filminde Müjde Ar’ın canlandırdığı Serap / Naciye karakteri hakkında yazısına şöyle başlıyor:
“Naciye’nin eşi dostu elbirliğiyle zavallı kadının içine şeytan gibi giren Serap’ı söküp çıkarmaya uğraşır. Naciye’nin evliliğinin kurtulması için Serap’ın ölmesi gerekir. Bu aynı zamanda, Serap’ın da kurtulup kendi hayatına dönebilmesi için gereken formüldür. Serap / Naciye deliliğin sınırlarında dolaşırken, izleyici de bu psikolojik sarsıntıya ve sosyolojik deneye tanık olur."
Her biri bu toplumun yarattığı karakter ve her biri sinemamızın yetenekli yönetmenleri ve senaristlerinin eseri. Bazıları defalarca izlediğimiz, bazılarıysa izlemek için peşine düşeceğimiz onlarca filmin yer aldığı, sinemamıza emek veren herkese saygı niteliğinde, arşiv niteliğinde bir çalışma.
* Burak Acar’ın Güliz Arslan’la 21 Ekim 2016 tarihli Hürriyet Kelebek’te yer alan röportajından.