İki sokak kedisinin ev yaşantısını anlatan Üzüm ve Diğer Şeyler Facebook hesabı, şimdilerde aynı isimli kitabıyla konuşuluyor. Üçüncü haftasında üçüncü baskısını yapan kitabın yazarı Yaşar M. Taşkale ile bir araya geldik, Üzüm ile Ryuk’un nasıl bu kadar “ünlü” olduğunu konuştuk.
Sevgili Yaşar Taşkale, siz kimsiniz, Üzüm kim, Ryuk kim?
1978'de İstanbul'da doğdum. Tüm öğrenim hayatım burada geçti. Üniversitede felsefe okudum ancak müzisyenlik, kitapçılık ve bar işletmeciliği gibi çok farklı işlerde çalıştım. Son sekiz yıldır da yazılım danışmanlığı yapıyorum. Üzüm ve Ryuk'a gelirsek onların ikisi de sokak kedisi. Üzümle karşılaşmamız biraz trajik ve tesadüf eseri oldu. Onu dört buçuk yıl önce, çalıştığım şirketin otoparkındaki çöpte buldum. Çöp konteynerinden çok tiz bir yavru kedi sesi geliyordu gidip baktığımda simsiyah bir şey gördüm. Sanırım kan ve makina yağına bulanmış. Kuyruğu kopma noktasına gelmiş, oldukça ağır yaralı görünüyordu. Oradakilere sorduğumda üç gün önce kardeşiyle birlikte bir makinaya sıkıştığını söylediler. Kardeşi oracıkta ölmüş, onu da ölecek düşüncesiyle çöpe bırakmışlar ve üç gündür de çöpteymiş. Veterinere götürdüm, ameliyat edildi ve yaklaşık 10 gün kadar yoğun bakımda bekletildi. Sonrasında gayet sağlıklı bir şekilde çıktı. Ryuk'la Üzüm'den önce bir erkek kedim vardı ve Üzüm'le birlikte yaklaşık altı ay kadar birlikte yaşadılar. Sonrasında onu ani bir şekilde kaybettik. Üzüm onu çok sever, yanından hiç ayrılmazdı. Ölünce çok üzüldü tabii. Tüyleri neredeyse tamamen döküldü ve çok zayıfladı. Yine o sıralarda evimize zaman zaman yavru kediler gelip giderdi. Üzüm'ün en sevdiği şeydi bu. Hepsini yalar, sarılır, üzerlerine yatardı. Ryuk'u da bu sebepten sahiplendim. O da bir sokak kedisi ve oldukça travmatik bir geçmişi var. Henüz bir aylıkken sokakta bir köpek kalçasını ısırmış ve o da kaçarken bir otomobilin altında kalmış. Sağ arka bacağında platin olduğundan sıçrayamıyor ve o bacağını bükemediğinden düz bir şekilde uzatıyor.
Peki diğer şeyler...
Diğer şeyler aslında Ryuk değil bunu baştan söylemeliyim. Sayfanın ismi Üzüm ve Diğer Şeyler olunca birçok kişi Ryuk'un da diğer şeylerden olduğunu düşünerek ona haksızlık yapıldığını dile getiriyor. Halbuki Ryuk henüz yokken sayfanın ismi bu şekildeydi ve "diğer şeyler" aslında Üzüm'lü diyaloglar haricinde yazdığım kısa öykü veya deneme gibi şeyleri ifade ediyordu. Bunların içinde bir akrabalar serisi, tuhaf/komik öyküler ve buna benzer şeyler bulunuyor.
Kedi sevginiz, onlarla muhabbetiniz ne zaman, nasıl başladı?
Kedileri çocukluğumdan beri çok severim. Küçükken mahallemizde bir akrabamızın küçük bir ayakkabı tamir dükkanı vardı, ilk olarak orada yavru bir kedi beslemeye başladığımı hatırlıyorum. İsmi Mestan'dı. Ben de yedi-sekiz yaş civarında olmalıyım. Ancak kendi evim olana kadar evde kedi bakmamıştım ve kendi evim olunca evi bir kediyle paylaşmak hep aklımdaydı diyebilirim.
Peki ilk diyalogunuz nasıl gerçekleşti?
Aslında herkes gibi ben de sosyal medyada kedilerin dilinden yazılan monologları okur eğlenirdim. Üzüm'den önce evdeki kedimi kaybettiğimde çok üzülmüştüm ve kendi kendime "keşke onunla daha fazla konuşsaydım" dedim. Muhtemelen o üzüntüyü bir daha yaşamamak adına karşılıklı konuşmaya ve o motivasyonla yazmaya başlamış olabilirim.
Tabii birer yaşam felsefeleri de var Üzüm ve Ryuk'un...
Kendi mizaçları dışında zaman içinde yazdıkça belirginleşen karakterleri oldu onların da. Üzüm nispeten daha ağırbaşlı ve akıllı bir kediyken Ryuk daha çocuksu ve talepkar. Bu gerçekte de böyle olduğundan diyaloglara da o şekilde yansıtmaya çalışıyorum. Yine bu doğrultuda hem güncel olaylara karşı hem de ileriye dönük olarak kendilerine has bakış açıları var. Bunlar tabii yine bütün kedilerin bizlere hissettirdiği hayata karşı bakışlarıyla da çoğu zaman örtüşüyor.
Şiveleri de ilginç, hangi yöremizin meyveleri bunlar?
Başlarda Üzüm daha çocuksu bir telaffuzla konuşurken zamanla karakterinin de oturmasıyla daha düzgün bir dil kullanır oldu. Ryuk ise özellikle öfkelendiği ve heyecanlandığı zamanlarda Trakya şivesiyle konuşuyor. Bu, benim insanlarda da gözlemlediğim bir şey. Aslen Trakyalı değilim ancak bu şiveyi sevdiğimden diyaloglarda kullanmak hoşuma gidiyor.
Meşhur olduklarını biliyorlar mı, kitaba birlikte bakıyor musunuz, ne diyorlar?
İster istemez bu durumun onlara da etkileri oluyor. Tanışmak için gelen kişiler de, onlara hediye gönderen kişiler de oluyor. Tabii şu bir gerçek, tavırlarında hiçbir şekilde değişiklik olmuyor. Bu anlamda ben de kendime onları örnek alıyorum diyebilirim.
Üzim Feng ve Ryuk Shui üstatlardan ve şiirlerinden de söz eder misiniz biraz?
Onlara sadece kısa diyaloglar değil kimi zaman tarihi kurgu karakterler üzerinden kısa öyküler de yazıyorum. Daha önce yine iki gitar virtüözü olarak kısa bir öyküleri vardı. Yine dört-beş öykülük Üzüm & Ryuk dedektiflik bürosu maceraları da vardı. Bunları devam ettirmeyi düşünüyorum. Üzim Feng ve Ryuk Shui de bu öykülerden bir tanesi. Onların karakterleri üzerinden uzakdoğulu iki bilgeyi anlatıyor. Tabii alışık olduğumuz bilge prototipinden biraz uzak. Hem ağırbaşlı hem de yüce gönüllü değiller aslında ama o saflıklarını yine koruyorlar. Şiirleri de yine bu doğrultuda bilgelikten uzak bir aşık atışması şeklinde oluyor.
Diyaloglar nasıl oluşuyor, nasıl geliştiriyorsunuz, ben de kedilerimiz Safo ve Cano ile böyle diyaloglar kurmak için ne yapmalıyım?
Diyalogları genelde daha önce çekmiş olduğum fotoğraflara bakarken oluşturuyorum. Kimi zaman epey uzunca baktığım oluyor. Resimde tam olarak ne diyor veya ne demek istiyor olabilir diye anlamaya çalışıyorum. Aklımdan cümleler geçerken komik yahut duygusal bir şey yakalarsam onun devamını getiriyorum. Yani önceden kurduğum bir diyalog algoritması üzerinden değil de fotoğrafın uyandırdığı his ve benim o anki ruh halimin birleşimi üzerinden şekilleniyor. Tam da bu sebepten sizin de benzer diyalogları kurabilmeniz için aslında bir formül yok. Dolayısıyla bir yandan oldukça basit, ancak diğer yandan amacınız başkalarını da gülümsetmekse zor da bir iş.
Yeni diyaloglar var mı, bize bir diyalog örneği verir misiniz?
Hemen hemen bütün diyalogları yayınlamadan 10 dakika kadar önce yazdığım için şimdi bir şey söyleyemiyorum. Ancak sürprizden sayılır mı bilmiyorum ama yine evde kendi imkanlarımızla, içinde Üzüm ve Ryuk'un olduğu bir şarkı ve video klip hazırlıyorum. Tamamen amatör bir şey tabii. Bugüne kadar sadece fotoğraf karelerinden biliniyorlardı ve bu ilk videoları olacak.