06 OCAK, CUMA, 2023

Van Gogh’un Göz Bağının Büyüsü

Yazar ve sanat tarihçisi Costantino D’Orazio’nun, Vincent Van Gogh’un düşleminin ve sanatsal üretiminin içine girmeyi denediği, sanat yaşamındaki gizlerin peşine düştüğü çalışması Vincent Van Gogh’un Gizemi üzerine bir yazı.

Van Gogh’un Göz Bağının Büyüsü

Sanat piyasasının uzun yıllar görmezden geldiği Van Gogh, ölümünden yüz yıl sonra büyük uluslararası yatırımcıların sanat piyasasına yönelik temel finansal spekülasyon hedeflerinden biri hâline geldi. Bu yatırımcılar, özellikle son otuz yılda daha önce hiç görülmemiş rakamlar ortaya koyarak açık arttırmaları manipüle ettiler. Bugün Van Gogh ile ilgili en merak edilen soru şu: Günümüzde eserleri rekor rakamlara satılan bir sanatçı, nasıl olup da hayatı boyunca resimlerini satacak hayranlar ve koleksiyoncular bulmayı hiç başaramamıştı?

Vincent Van Gogh’un Gizemi, ünlü ressamın sanat yaşamındaki gizlerin peşine düşen oldukça ilginç bir çalışma. Yazar Costantino D’Orazio aynı zamanda bir sanat tarihçisi. Roma’nın tarihî mekânlarındaki antik ve çağdaş sanat sergileri aracılığıyla, Roma şehrini ve sanatçılarını anlatıp keşfediyor. Hâlâ çeşitli gazetelerde sanat yazıları yazıyor ve televizyonlardaki sanat programlarına uzman konuk olarak katkıda bulunuyor. Geçtiğimiz senenin son aylarında Ketebe Yayınları’nın “Sanat” kitaplığı serisine dahil olan Vincent Van Gogh’un Gizemi adlı bu ilginç çalışması, ünlü ressamın ardında bıraktığı gizem perdesini aralama iddiasında.

Aslıdan, Vincent Van Gogh’un Gizemi, sanatçının düşleminin ve sanatsal üretiminin içine girmeyi deneyen ne ilk ne de son metin. Bu metnin önemi, sanatçının kendisiyle birebir aynı adı taşıyan yeğeni tarafından kaleme alınmış olan gezi yazısından yola çıkılarak oluşturulmasında. Küçük Vincent, 1949’da bir yolculuğa çıkıyor ve amcasının gittiği başlıca yerleri ziyaret ediyor. 1880’li yılların başından itibaren, Van Gogh’un yaşamının geçtiği şehirleri dolaşıyor; sanatçıyı tanımış olup hayatta kalan az sayıdaki kişiyle buluşuyor; onlara amcasına dair sorular soruyor. Okur da böylece “yeğen” Vincent Van Gogh’un bakış açısı aracılığıyla, amcası Vincent Van Gogh’un son ve en üretken dönemini izleme fırsatı buluyor.

​Eseri okudukça öğreniyoruz ki -sıklıkla bizi inandırmaya çalıştıklarının aksine- Vincent, yalnız yaşayan, kendini stüdyosuna kapatıp tamamen resme adamış, dışlanmış ve herkesten uzak, buğday tarlalarına dalmış ve ormanlar arasında kaybolmuş biri değil. Tam tersine, Van Gogh ilişkilere, görüş alışverişlerine ve ortak çalışmalara susamış bir sanatçı. Sanatın kolektif bir mesele olduğuna o kadar inanmış ki merkezi Arles olan bir sanatçılar ticari başarısı, “anlaşılmamış dâhi” mitine yol açmış ve bu, ölümünden sonra ona birliği kurmayı bile tasarlamış. Ancak Vincent’in yetersiz gösterilen ilginin temel gerekçesi sayılmış.

Vincent van Gogh - Starry Night

Oysa Van Gogh, art arda tablolar üretmeden önce, meslekle ilgili ulaşabildiği tüm bilgileri ve püf noktalarını aç bir öğrenci gibi incelemiş bir ressam. Zamanının büyük bir bölümünü, çizimler ve tuvaller üzerinde gözlerini ve parmaklarını mahvetmekle geçirmiş, büyük ustaların resimlerini kopya etmiş, en geleneksel teknikleri öğrenmiş; bu sonuncusunu yaparken, hemen tatmin edici sonuçlar elde edememe sıkıntısına düşmüş ve düş kırıklığına göğüs germek zorunda kalmış bir sanatçı.

​Neticede, “Van Gogh’un tablolarını adadığı ‘gelecek kuşaklar’ biziz,” diyor D’Orazio. Sanatçı o muhteşem eserleriyle aslında bize sesleniyor. Peki 21. yüzyılın okuru, entelektüeli ve sanat izleyicisi onun gözbağlarının büyüsüne kendini bırakmaya hazır mı? Van Gogh’un hayatıyla önyargısız bir şekilde yüzleşebilecek miyiz sahi? Eğer cevabınız evetse, bu eser Van Gogh’un gizemini çözmenin çok önemli bir anahtarı olarak önünüzde duruyor.

0
9381
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage