Sinemanın önemli isimlerinden Uğur Yücel'in yazdığı öyküler Can Yayınları'nın yayımladığı "Yağmur Kesiği" adlı kitapla okura sunuldu.
Kuzguncuk’ta doğup büyüyen Uğur Yücel’in tamamen bu ruhu taşıyan öyküleri, İstanbul’daki bir balıkçı kasabasında geçmekte. Öyküler her biri farklı dinden ve kültürden sayısız karakteri bağrına basıyor. Yahudiler, Ermeniler, Rumlar, Türkler ve her meslekten, her cinsten insan… Hepsi benzer biçimde acı çekiyor, âşık oluyor, yaşamak arzusuyla yoğrulup bükülüyor ve ölümle imtihanları her seferinde yürek burkuyor.
Yağmur Kesiği , Uğur Yücel
Öykü, 152 sayfa, Can Yayınları, Ocak 2013
Tadımlık:
“Bedros, ana kızı başbaşa bırakıp güneş batışını yakaladı hayalinde köprüaltında. Minarelerin kubbelerin ardı, mor kırmızı bulutlara boyanmıştı. Bir “yakalı” kondu masasına. Bedros bardağı yarılayacak şekilde döktü gırtlağına birayı. Bıyıklarını yalayıp şapırdandı. Sonra bir daha hiç konuşmayacakmış gibi kaskatı kuruldu sandalyesine. Görüntüye Sula’nın kızı girdi. İkisinin de yüzünü göremiyoruz. Ense tüyleri ürperdi Bedros’un bir kadın soluğu hissetti. Mazi usullacak söylendi Bedros’un saçlarına kısık ilaçlı bir sesle, “Ben seni çok hayal ettim biliyor musun?”
İkisi de öyle oldukları gibi kaldılar. Güneş gömüldü başka yarımkürelere.
Hayali bitti Bedros’un...”