Dedalus Kitap, 2009 yılında yapılan yazı atölyesinin çalışmalarının ışığında 2011 yılının sonunda kuruldu. İlk kitaplarını 2012 yılının baharında bastı. Daha önceki yapıtlarıyla okurun ilgisini çekmiş yazarların yanı sıra yeni Türk yazarların ilk yapıtlarına önem verdi. Bu yapıtlar görsellik ve yazınsallık açısından deneysellik taşıyan yapıtlardı.
Çeviri edebiyatla da ilgilenen Dedalus Kitap, geçtiğimiz yıl Avrupa’da üç değerli ödül alan Jan Van Mersbergen, 2011 Avrupa Edebiyat Ödül’lü Drago Jancar, önemli Macar romancı Szilard Rubin, M. A. Bulgakov’un kitaplarını bastı.
Ayrıca J. Baudelaire, Tolstoy gibi yazarların çok bilinen yazarların, Türk okuru tarafından bilinmeyen yapıtlarını değerlendirdi. 2013 yılında yayımlanacak klasikler arasında Arthur Schintzler’in Ölmek, Hebbel’in Öyküler’i, Balzac’ın Gambara, Chesterton’un Çok Şey Bilen Adam’ı bu alanda yayımlanacak kitaplardan birkaçı ve bu yapıtlar Türkçeyle ilk kez tanışacaklar.
Çağdaş Dünya Edebiyat’ında ise “yeni” ve kavramlarını önemseyen Dedalus Kitap, bu konuda genç yazarların yapıtlarına yer vermeye çalışıyor. Bu genç yazarlar ve yapıtları arasında İtalyan Edoardo Nessi’nin Storia Della Mia Gente’si, İspanyol Andres Neumann’ın El viajero del siglo’su, İspanyol La Cuida Feliz’in Elvira Navarro’su, Andrezj Bart’ın Fabryka Mucholapek’i, Alman Norbert Scheuer’in Übern Rauschen’i, Fransız Cyril Massarotto’nun Le Premier Oblié’si, Daniamarkalı Carsten Jensen’in We The Drowned’u, Macar Spiro Gyorgy Tavaszi Tarlat’ı. Hollandalı Van Diis, Hırvat Feri Lanscek ve Igor Sticks ile de yakın zamanda anlaşma sağlandı. Bu yazarların önemli bir kısmıyla anlaşma sağlandı, ya kitapları çevrilmeye başlandı ya da çevirileri tamamlandı. Bununla birlikte, J. E. Pacheco’nun bütün kurmacaları, Drago Jancar’ın The Galley Slave’i, Walter Mosley’in The Last Days of Ptolemey Grey’i editörün şu an masasında.
Kurmacanın yanı sıra, hem yazınsal kuram hem de kavramların tarihi üzerine yapıtlar listemizde. Bunlardan Anarşizm ve Ezoterizm
yayımlandı. Çok yakın zamanda da Hollandalı Anne Franksmith’in Historical Experience adlı çalışması basılacak. Ayrıca sanat kuramlarından ilk belirlenen Panofsky çalışması yayımlandı, Malevich de raflardaki yerini yakın zaman içinde alacak.
Dedalus Kitap, edebiyatta “genç” ve “yeni” olanın kalıcı olacağını düşünerek, daha önce denenmemiş olan edebiyatı değerlendirerek etkili bir katalog oluşturmaya çalışmaktadır. Bu anlamdaki amacına, “Yaşayan Avrupa” ile daha hızlı ulaşacağımızı düşünüyoruz.
Sekiz ayda 30’a ulaşarak ve 2013 yılı sonunda 50 kitaplık bir rakama çıkarak oluşmaya devam bu katalogumuz, okurunun ulaşacağı şekilde dağıtımını sağlamaktadır. Kitaplarımız D&R, Kitapsan, Remzi, İnkılap, Alkım, Mephisto, Pandora, İdefix, Kitapyurdu gibi hem elektronik hem de fiziki ortamda satışı yapılmakla birlikte diğer mağazalara da kitaplarımız ulaşmaktadır. Ulusal medyanın seçkin mecralarında (Radikal, Notos, Cumhuriyet, Yeni Şafak, Hürriyet vb) kitaplarımızın tanıtımı yapılırken, sosyal medyadaki etkisini de gün geçtikçe artırmaktadır.
***
Dedalus Kitap “Hakkımızda”da içyapısını şöyle ifade ediyor:
"Her kitap, sonsuzluğa yollanan, okur’unu arayıp bulan bir mektup. Yazılmasının üzerinden çok, çok uzun yıllar geçse bile, her kitap bugünü, yarını işaret eder. Tıpkı henüz yazılmış bir kitabın, tarihin ilk anlarıyla yaşıt olması gibi. Bu denkliğin doğrultusunda ilk kitaplarıyla okurunun karşısına çıkan Dedalus, yeni yapıtları katalogunda tutarken, okurunun ilk kez karşılaştığı ve yarına da kalacak hem Türkçe’de yazılmış, hem de Türkçe’ye çevrilmiş klasik metinlere yer veriyor. Kurmacanın doğasının zenginliklerinin yanı sıra, sosyal bilimlerin geniş alanında ve sanat üzerine üretilmiş önemli çalışmaları kapsayacak bir kütüphanemiz var. Okumanın güçlendirdiğine, edebiyatın özgürleştirdiğine inanan Dedalus Kitap okur’uyla tanışmaktan büyük mutluluk duyuyor."
Dedalus Kitap’tan bazı kitaplar
Çiçekler Kimin İçin Açıyor?
Balkanların göğe yakın yerlerinde akıp giden, puslu bir macera, Halgato’nun hayatı. Etrafında şeytanlar, çeşitli canlılar, melekler, kötülüğün sınırsızlığı, Çingeneler, uçurumun kenarında yaşayan insanlar, aşk ve cinsellik. Halgato’nun bir kemanı, bir de ailesi var: Onun ailesinden üvey kardeşlerine kadar bütün karakterlerin güçlü, kontrolsüz, büyük ve durdurulamaz arzuları yüzünden nasıl da zarara uğradığını görebiliriz. Bunların hepsi, birbirlerinin omuzlarına basarak içine doğmuş oldukları lanetlenmiş hayatlarından kaçmaya çalışan iki başarısız karakterin, Halgato ve Pišti’nin muhteşem bir hikâyesine katkıda bulunuyor. Blatnik ve Jancar ile birlikte Sloven edebiyatının en önemli romancılarından Feri Lainš?ek’in yerel unsurlarla ve evrensel bir bütünlükle donattığı bu hüzünlü anlatı, Halgato adıyla filme de alınmış. Seyredenler bilir: Çiçekler, beyaz perdede de Halgato için açmıyor.
“Lainsek’in farklı yazın türlerine eğilimlerinde başarılı olmasına rağmen eserlerinde bir sürü değişmez öğe var. Hepsinin üzerinde eserlerinde sosyal ortamdaki marjinal karakterlerinin büyüleyici yanları ve toplumun kıyılarında yaşayan genelde şehirli insanların halleri ya da psikolojik durumlarında ki marjinallikler var. Karakterleri hep psikolojik olarak yaşamın kıyısındadır, tarafını belirlemenin zor olduğu, kimliğinin belirsiz olduğu dünyada bütün sınır çizgileri mucizevi ve fantastiktir. Hayaller ve illüzyonlar bileşen öğeleridir ve genelde gerçekte olanla birbirinden ayrılamazlar.” Matej Bogataj
Üç Jeton
“Canımızı sıkılmıştı. Haziranın ortalarıydı sanıyorum. Arda, “Dergi çıkaralım.” dedi. Oturduk, fanzini tasarladık. İsminin, kaç sayı
olacağının fikirleri kimden çıktı hatırlayamıyorum. Eğleniyorduk.
Kimlerden metin alacağımızı belirledik. Bol bol çay içtik, telefonlaştık, mailleştik. Yeni arkadaşlarımız oldu. Bazı işleri birbirimize yıktık. İlk sayı heyecanıyla “Son Sayı(!)” dağıttık. Çok da güzel oldu. İstanbul dışına matbu halini pek gönderemediğimiz için bu seçkiyi düşündük.
Daha fazla okura ulaşır ümidiyle öyküler seçildi. Arda’yla ben, editör olarak ön plana çıkmış olsak da, kolektif bir ürün aslında Üç Jeton. Biz
işin koşuşturmasını üstlendiğimizden dergiyle bir anıldık. Üç Jeton adına yazarlarına, okurlarına teşekkür ediyorum. Keyifli okumalar.”
Ertuğrul Emin Akgün
Üç Jeton, “Paris Komünü Edebiyat Kolu”nun çıkardığı üç sayılık bir dergiydi. Bu kadınlar ve erkekler, barikatı terk edip zenginlerin
perdelerine öykü ve şiir yazdıkları için kurşuna dizilmişler. Allah taksiratlarını affetsin. Neyse ki yazdıklarının bir kısmı ulaşmış bize…
Ahmet Büke
Tekniğin kapıları sona kadar açık. Deneysellik hep hazırol’da. Birinci tekil şahsın etrafında gezinen benlik durumları hâkim öğe. Aklın
kritiğiyle örülü toplumsal ironi alttan alta yürüyor. Neolojik kelime dağılımlarına çokça rastlamak mümkün. Sözü çığırından çıkarmanın kumaşını giymişler sanki… Üç Jeton “yeni”nin yörüngesine bir müdahale. Çekim alanı merkeze doğru…
Veysi Erdoğan
Melek ve şeytan bakışının iç-içe geliştiği bu öykülerde çağrışım değeri yüksek olan kelimelerse açık bir kimlik probleminin izlerini taşıyor: Mevlana'dan Atay'a, Atılgan'dan Beckett'e, Sevim Burak'tan Morpheus'a, Youtube'dan öğle ezanına kadar mevcut yazılı ve görsel popülizmin içinde duruluyor. Eğer Üç Jeton görülmezse sadece
eleştirmenlerin aşırı tedbirliliği yüzünden görülmeyecektir. Çünkü Üç Jeton öncelikle onların yollarına atılmış bir muz kabuğudur…
Ömer Lekesiz