Genel anlamda hayatta kalmak açısından zorlayıcı deneyimler yaşadığımız 2020’nin yayıncılar üzerindeki etkisini araştırdığımız, gelecek programlarını öğrendiğimiz dosyamızın üçüncü ve son bölümünde Konu Kitap, Küsurat Yayınları, Monokl Yayınları, Notabene Yayınları, Paraşüt Kitap, Profil Kitap, Redhouse Kidz (SEV Yayıncılık), Siren Kitap, Timaş Yayınları, Tudem Yayın Grubu, Yapı Kredi Yayınları ve Yeni İnsan Yayınevi yer aldı.
Bu yıl yayıncılarımıza sunduğumuz sorularımıza ve gelen cevaplara koronavirüsün etkisi kaçınılmaz bir şekilde bulaştı. Bu yılki soruşturmamızın çatısını şu sorular oluşturdu:
1) Koronavirüs salgınıyla geçen 2020 yılı yayıncılık dünyasını nasıl etkiledi? Bu süreçte yayınevi olarak neler deneyimlediniz?
2) Bu yıl okur en çok hangi kitaplarınızı tercih etti? Bu yılın özel şartlarını göz önünde bulundurduğunuzda daha çok hangi türe eğilim gösterildi?
3) Gelecek yayın döneminde salgının etkilerini görecek miyiz? 2021'de okurlarınızla hangi kitapları ve yazarları tanıştırmayı planlıyorsunuz?
* Liste alfabetik sıraya göre sıralanmıştır.
Konu Kitap – Editör Baran Güzel
1- Konu Kitap çok yeni bir yayınevi. İlk kitabımızı yayımlamadan önce yaklaşık bir yıl boyunca hazırlık yaptık. Ne tür kitaplar yayımlayacağımızdan, hangi çevirmenlerle çalışacağımıza, logomuzdan kapak tasarımlarına, dizgiden matbaa seçimine kadar her ayrıntı üzerinde haftalarca, aylarca çalıştık diyebilirim. İlk iki kitabımızı basıp dağıttıktan iki gün sonra karantinalar başladı ve D&R mağazaları kapandı. Yani harika bir başlangıç yaptık diyemem. Ama yine de hazırladığımız kitapları yayımlamaya devam ettik. Satış rakamlarımız da süreç göz önünde bulundurulursa bence hiç fena değil. Henüz yeni bir yayınevi olduğumuz ve fazla giderimiz olmadığı için bu süreçte orta ölçekli yayınevleri kadar etkilendiğimizi söyleyemem. Artan döviz kurundan dolayı yurt dışı teliflerinin, matbaa maliyetlerinin yükselmesi, buna karşın hedeflenen okur kitlesine ulaşılamaması biraz daha büyük bir yayınevi olsak bizi çok zor durumda bırakabilirdi. Nitekim birçok yayıncının bu zorlukla karşı karşıya kaldığını üzülerek gözlemliyorum.
2- Bizim en çok okunan kitabımız Netflix: Bu İş Asla Tutmaz oldu. (Toplamda beş kitabımız var zaten.) Netflix’in kurucu ortağı Marc Randolph tarafından dünyanın en büyük dijital platformunun kuruluş ve yükseliş serüveni, iş dünyasının çıkmazları ve basitçe söylemek gerekirse başarılı olmanın yolları anlatılıyor kitapta. Netflix’in son yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde herkesin gündeminde olması hasebiyle kitaba ilgi duyulması normal diye düşünüyorum. Onun dışında yine kurgu dışı kitabımız İnsanlar: Her Şeyin İçine Nasıl S*çtığımızın Kısa Tarihi, büyük bir coşkuyla karşılanmasa da (yeni bir yayınevi olduğumuz için) yine de rakamlar fena değil. Dünyanın başına açtığımız felaketler aşırı komik bir biçimde anlatılıyor kitapta.
Başta da dediğim gibi şimdilik yalnızca beş kitabımız olduğu için, okurun pandemide hangi türlere yöneldiğine dair bir analiz yapamıyorum. Diğer üç kitabımız (Çoban Kulübesi, Manyak Juliet ve Üç Köşeli Dünya) roman. Normalde roman satar diyorlar ama biz daha göremedik!
3- Değişime hazır olmalıyız. Bence bu süreçte yayıncıların kurtarıcısı kitap satış siteleri oldu. Birkaç yıldır kan kaybeden, okuru çekmekte zorlanmaya başlayan kitapçılar ve zincir mağazalar pandemiyle ciddi bir darbe aldı. Evde kalan okur online alışveriş alışkanlığını pekiştirdi. Kitap satış siteleri de bu süreçte eksiklerini gidermeye, okura hızlı ve sorunsuz teslimat yapmanın etkili yollarını aradı. Çoğu yayınevi kendi satış sitesini açtı. Bence online alışverişin önemini hem okurlar hem de yayınevleri daha iyi anladı bu süreçte. Pandemi bittikten sonra da bu değişimi hep birlikte göreceğiz. Geleneksel yayıncılık ciddi bir dönüşüm geçirecekmiş gibi geliyor bana. Yayınevleri, kaderlerini dağıtımcıların, kitapçıların eline bırakmak yerine işin daha çok içinde olmaya, kitaplarını okura ulaştırmak için online satış kanallarına yönelmeye başlayacak büyük oranda.
Biz 2021’de şahane çevirilere devam edeceğiz. Roman ve kurgu dışı kitaplarımızın yanına, öyküler de ekleyeceğiz. Örneğin Denis Johnson’ın Train Dreams’i Çiğdem Erkal çeviriyle, Wells Tower’ın Everything Ravaged, Everything Burned Emrah Serdan çevirisiyle çıkacak. Tüm kitapları sayıp dökmeyeyim ama, Nazi Almanya’sında Yahudi kadınların direnişi anlatan Judy Batalion’ın The Light of Day’i şimdiden beni çok heyecanlandırıyor. Konu Kitap olarak hazırız, biz yeni kitaplarımızla beraber okur ile buluşmak için sabırsızlanıyoruz. İnce ince çalışmaya devam ediyoruz. Her şeye rağmen.
Küsurat Yayınları – Genel Koordinatör Büşra H. Aksak
1-Küsurat Yayınları olarak yayıncılıkta dördüncü yılımızı sürdürüyoruz. Sektöre adım attığımız ilk zamanlarda yayıncı arkadaşlarımız “ilk 50 yıl biraz zordur,” derlerdi ve gülerdik. Elbette, her sektörde olduğu gibi yayıncılıkta da belli zorluklar mevcut, bunları bilerek ve aslında baş edebileceğinizi düşünerek adım atıyorsunuz. Fakat bu yıl, tüm bu dinamiklerin dışında pandeminin izin verdiği sınırlarla ve şartlarla çalışmayı denedik. Bu herkes için olduğu gibi bizim için de yeni bir deneyimdi, üç aylık bir dönemde evden çalışmayı sürdürüp yeni kitap yayımlamadık. Ağustos ayı itibarıyla yeni kitaplarımızı okurlarla buluşturmaya başladık ve aslında mart ayı öncesinde bildiğimiz ve alışık olduğumuz pek çok yol artık kullanılabilir değildi. Örneğin imza günleri, söyleşiler, fuarlar gibi okurlarla bire bir temas ettiğiniz alanlar artık yoktu. Üretim hızı düşse de hevesinin hiç azalmadığı bir yıldı bizim için.
2-Sanırım pandemi beraberinde bir sıkışmışlık ve duygu dünyasını anlamlandırma motivasyonunu da getirdiği için psikoloji türüne ilgi epey arttı,Terapi Odasında İyileşen İlişkiler okurun ilgi gösterdiği bir kitap oldu. Buna ek olarak, son dönemlerde dijital platformların artışıyla pek çok kitap filme ya da diziye uyarlanıyor. İşleme eserlere dönüşen kurgular da okurlarda merak uyandırıyor. Netflix orijinal yapımı Atiye’ye ilham olan “Dünyanın Uyanışı” serisinde okurdan güzel dönüşler aldık.
Kurulduğumuz günden bu yana, genç yazarların ilk kitaplarını yayımlamak gibi bir misyonumuz oldu, aslına bakarsanız bu durum kendiliğinden şekillendi. Bize ulaşan, yolumuzun keşistiği genç kalemlerin ilham veren ilk kitaplarına kayıtsız kalamadık. Bu misyon 2020 yılında da sürdü ve daha çok kurgu türünde eserleri okurlarıyla buluşturduk. Çarşamba Çikolataları, Epidemik Eros, Keşke Unutsam adlı romanlarımız yazarlarımızın ilk romanlarıydı.
3-Hepimiz 2020’nin bir an evvel bitmesini istiyoruz, fakat bu bitişin ve yeni yılın eski normale dönüşü sağlayacağı konusunda emin değilim. JBir süre daha maskeli, mesafeli, çoğunlukla online mecralarda bir araya geleceğiz gibi görünüyor ama enseyi karartmamak lazım. Aslında bu dönem bize yeni çalışma yöntemlerinin de mümkün olduğunu gösterdi. Böylece 2021 yılında da üretmeye devam edeceğiz. 2021’de çok etkin olamadığımız bir alan olan kurgu dışı türünde çalışmalarımız olacak, Küsurat için hayal ettiğimiz bir sinema kitaplığı var, bu türde eserler yayımlayacağız. Yine çok heyecanlandığımız öykü ve roman dosyaları var. Umarım 2021 hepimiz için sağlıklı ve keyifli bir yıl olur.
Monokl Yayınları – Genel Yayın Yönetmeni Volkan Çelebi
1-2020 yılında 25 ile 30 arası kitap yayımlamayı düşünürken, 16 kitap yayımlayabildik ki bu da imkânlarımızı epey bir zorlayarak gerçekleşti. Koronavirüs yayıncılığı kötü etkilerken, dijital okuma biçimleri ve online satış mecraları bakımından yeniden düşünmenin zorunluluğunu da gösterdi. Zorluklar kadar yeni imkânlar da belirdi. Tabii zorluklar terazide küçük ve butik yayıncılar için ağır bastı. Özellikle daha çok kitap basmak istediğimiz yerli edebiyatta programımız epey aksadı. 2021 yılında telafi etmeyi umuyoruz, elbette virüsün dayattığı şartlar hafifledikçe.
2-Knausgaard'ın Son'u ile Antunes'in Dünyanın Sonundaki Yer adlı kitapları epey ilgi çekti. Bu iki kitaba Philip Roth'un Amerika'ya Tuzak ile Sally Rooney'in Arkadaşlarla Sohbetler kitaplarını ekleyebiliriz. Edebiyat kitapları felsefeye kıyasla her zaman daha çok alan buluyor kendine, doğal olarak; öte yandan felsefede de çok iyi işler yaparak Jean-Luc Nancy'nin, Judith Butler'ın, Simon Critchley'in, Blanchot ile Jameson'un yeni kitaplarını bastık. Yerli edebiyat tarafında öyküde Hasibe Özdemir şimdiden adından sıklıkla söz ettiriyor, ilk kitabı olmasına rağmen; aynı zamanda Şule Toptaş'ın ilgiyle okunan ikinci romanını da yayımladık.
3-Pandeminin etkileri bir anda silinmeyecek gibi duruyor ama nisan ayından itibaren belirli bir rahatlama başlar sanıyoruz. 2021'de 2020 International Man Booker Ödüllü Marieke Rijneveld'in kitabını, Tove Ditlevsen'in üçlemesini, Jon Fosse'nin üçlemesini, Knausgaard'ın başka kitaplarını, Kobo Abe'nin, Philip Roth'un, Antunes'in yeni kitaplarını okurlarımızla buluşturacağız. Bilimkurguda da yeni kitaplarımız olacak, okurlarımızın dikkatle izlemesini öneririz. Yerli edebiyattan da güzel sürprizlerimiz olacak. Felsefe tarafında ise her zamanki gibi kült kitaplar yayımlamayı sürdüreceğiz.
Notabene Yayınları - Yayınevi Direktörü Emre Battal
1-Yayın dünyası bu süreçten çok etkilendi. Bunun iki temel gerekçesi var. Birincisi, pandemi süreciyle mart ayından itibaren tüm yayıncılar kitap basım sayılarını azalttılar, bir kısmı neredeyse tamamen durdurdu. Pandeminin başında birkaç aylık online kitap satışında hareket olsa da sonraki süreçte kitapçıların kapalı olmasından kaynaklı daha da azaldı. İkinci olarak da ekonominin kötü gitmesinden kaynaklı sürekli kur farklarının oluşması kitap maliyetlerinin çok artmasına sebep oldu. Bu da okura yansıyor. Alım gücünün düşmesi de, kitaba olan az ilginin daha da düşmesine yol açtı. Bu süreçte yayınevimiz uzaktan çalışma biçimine geçmek durumunda kaldı. Kitap basım sayılarımızda düşmeler oldu. Uzaktan çalışmak ve online toplantılar herkesle ortak deneyimlediğimiz şeylerdi.
2-Bu yıl okurlarımız felsefe, inceleme-araştırma ve çocuk kitaplarımıza ilgi gösterdiler. Bu yılın özel şartlarını göz önünde bulundurduğumuzda bizim okur kitlemiz açısından ilgi alanları pek değişmedi ancak okur bu dönemde kendini daha yormayacak kitaplara doğru yönelmiş durumda.
3-Gelecek yayın döneminde pandeminin etkilerini birçok açıdan göreceğiz. Yayın sektöründe küçük olan yayınevleri varlık-yokluk sorunuyla karşı karşıya kalacaklar. Tüm yayın planlarımız pandemi sürecine göre yeniden revize ediliyor. 2021’de okurlarımızı yine edebiyat ve inceleme-araştırma alanında yeni yazarlarla tanıştıracağız. Çocukları da yeni Anti-Kahraman ve Anti-Prensesler ile buluşturacağız.
Paraşüt Kitap – Genel Yayın YönetmenleriEda Doğançay & Özge Akkaya
1-Pandemi herkes ve her iş kolu için olduğu gibi, yayıncılık dünyasında da tuhaf bir etki yarattı. Kitap satışlarının arttığını söyleyen pek çok yayınevi oldu. Ancak pandeminin yayınevleri üzerindeki etkisini sadece satışlara bakarak anlamak pek mümkün değil. Tam tabloyu anlamak için maliyet kısmında ne olup bittiğine de bakmak gerekiyor. Hem pandemi, hem Türkiye’nin öznel ekonomik koşulları nedeniyle dövizde yaşanan artışlar, yayıncıların maliyetlerini de ciddi anlamda etkiledi. Bizim satışlarımıza gelecek olursak da, ne uzadık ne kısaldık diyebiliriz. Ama en ilginci şuydu: Mayıs ayında Victor’un Balkabakları kitabımızı çıkardık, normalinde çıkar çıkmaz bir ivme olur, o ivme eylül ayında geldi :) Yani kitap eylül ayında çıkmış gibi kabul gördü okurlarımız için.
2-Pandemi başından bu yana aslında sadece iki kitap çıkardık. Normal şartlar altında bu sayı elbette çok daha fazla olurdu. Ama sürecin belirsizliği bizim de yayıncılık takvimimizi ufak çaplı bir belirsizliğe sürükledi. Sadece iki kitap olduğu için de, ikisi de epey ilgi gördü. Buğday Derneği’nden Leyla Aslan’ın yazdığı, Mısra Karahan’ın resimlediği, Buğday Derneği’nin kurucusu Victor Ananias’tan ilhamını alan Victor’un Balkabakları, toprak, tarım ve sabır gibi konulara değindiği için çok ilgi çekti. Seiba Uluslararası Hikâye Anlatıcılığı Merkezi’nin kurucularından, masal anlatıcısı Senem Donatan Mohan’ın yazdığı, İpek Kay’ın resimlediği Neden?: Neden sorusunun peşinde masal, bilim ve oyun yolculuğu kitabımız ise şu dönemde belki de en çok masallara ihtiyaç duyduğumuz çok sevildi, tabii sevgili İpek’in büyülü resimlerinin de payı oldukça büyüktü bunda. Senem’le de, İpek’le de harika bir uyum yakaladık. O da kitaba yansıdı diye düşünüyoruz. Oldukça iyi tepkiler alıyoruz.
3-Gelecek yayın dönemi, geride bıraktığımızdan daha rahat geçecektir diye düşünüyoruz. Çünkü hem okurlar hem de yayıncılar artık sürece adapte oldu. Geçen yıl yaşadığımız o OHAL durumu yok artık üzerimizde. Dolayısıyla yeni yıldan ümitliyiz. Aralık ayının sonunda Özge’nin yeni kitabını yayımladık. Onu da yeni yılın kitapları arasında sayabiliriz. Dümtek Necmi’nin Muhteşem Hikayesi’ni Özge yazdı, Gözde Eyce resimledi. Müzikle dolu, anda olmanın önemini çok naif bir şekilde anlatan bir kitap oldu, biz çok seviyoruz, umarız okurlar da çok sever. Sırada Özge Bahar Sunar’ın yazdığı, Çağrı Odabaşı’nın resimlediği bir kitabımız var; o kitap da müzikle ilgili ama daha çok da kendin olabilmekle ilgili. Ondan sonra ise İdil Alter adlı yeni bir yazarı okurlarımızla tanıştıracağız, çizimlerini Belkıs Aksu yaptı. Sonrası için ise takvim biraz belirsiz.
Profil Kitap
1- Pandemi daha önce deneyimlemediğimiz türden engeller çıkardı karşımıza. Kimi alışkanlıklarımızı yıktı, yeni bir düzen kurmaya zorladı bizi. Sis içinde kalmış gibi tedirgin etti bazen, belirsizlikler birtakım önlemler almamıza sebep oldu. Önce sağlık elbette, ilk değişiklik ofisimizden evlerimize çekilmemizdi. Üretime devam ettik ama yıl içinde çıkarmayı planladığımız birçok kitabı da 2021’e ertelemek zorunda kaldık. Dağıtımda birtakım güçlükler yaşandı. Kitapçılarda kitaplar yapayalnız kaldı. Öte yandan zaten önemli olan dijital mecraların kıymeti daha çok anlaşıldı; ekranların ardından da olsa okurlarımızla ve birbirimizle iletişim kurmaya devam edebildik. Birçok etkinlik online olarak gerçekleştirildi ve daha bir sürü şey…
Her şeye rağmen yayıncılık sektörü bu mücadeleden neden daha güçlü çıkmasın? Güçlüklerin içinde saklı olan kolaylıkları keşfedip zaman içinde sürece daha iyi adapte olabilmeyi umuyoruz. Sınırları aşmayı, çekilen sınırların rahatsız edici teşvikiyle öğrenebiliriz.
2- 2020 karantinalarla birlikte bedenimizden ziyade ruhumuza baktığımız bir sene oldu. Evlerimizde kendimiz ve dünya üzerine daha çok düşünmeye başladık, faniliğimizle yüzleştik, anlam arayışımıza tatminkâr bir cevap bulmayı daha çok istedik ve kendimize baktıkça yaralarımızı gördük, bunları iyileştirmenin bir yolunu aradık. Kısaca evlerimizi kozalarımız olarak varsayıp dışarıya, dönüşmüş ve daha iyiye evrilmiş bir hâlde çıkmayı ümit ettik, ediyoruz.
Bu arzu ve hedefler, onları gerçekleştirmeye yardımcı olabilecek kitaplarımızın satışlarını da etkiledi. Örneğin Saadettin Acar’ın geçen sene yayımladığımız eseri Herkes İçine Baksın’a gösterilen ilgi bu yıl daha da arttı. Sebebi, yazarın satırlarından rahatlıkla anlaşılabilir: “Zihnimiz ve kalbimiz binbir parçaya bölünmüş durumda. Her tarafa yetişmeye çalışıyoruz. Yorgunuz, asabiyiz ve gerginiz… Durup dinlemeliyiz. Durup dinlenmeliyiz. Durup düşünmeliyiz. Ama bir durmalıyız önce. Durmalı ve durulmalıyız. Ve içimize doğru bir yolculuğa çıkmalıyız... Yolu bulmalı, yol olmalıyız. Ne demişti şair: ‘En uzun yoldur, insanın içi.’ Öyleyse herkes içine baksın. Zira çözüm oralarda bir yerde gizli.”
Benzer şekilde önceden yayımladığımız psikoloji ve felsefe kitapları talep edilmeye devam etti. Bunlar arasında Foucault’nun 1982 güzünde Vermont Üniversitesi’nde verdiği “Kendini Biçimlendirme Teknikleri” isimli seminerinden doğan Kendini Bilmek kitabı da var. Foucault da “Kendilik giyim kuşam, araçlar veya mülklerden oluşmaz. Bu araçlardan faydalanan bir prensipte varlığını sürdürür, bedenle değil, ruhla ilgili bir prensiptir bu. Ruhunuz konusunda kaygılanmanız gerekir, kendine eğilmenin temel faaliyeti budur,” diyerek okuru satırlarına çağırdı. Bu sene çıkan yeni kitaplar arasında ise Bekir Develi ve Hayati İnanç’ın söyleşi kitabı Fabrika Ayarı, Liz Marvin’in Sessiz Bilgeler’i ve Tuba Karacan’ın Herkes Evine Dönmek İster’i ön plana çıkıyor.
Hepimizin büyüdüğü evde aldığı ve hayatı boyunca üzerinde taşıdığı yaralar var. Tuba Karacan, yara nerede açılmışsa iyileşme de oradadır ve ne kadar uzağa gitmiş olursa olsun, günün sonunda Herkes Evine Dönmek İster,diyerek dönüş yolunu bizim için aydınlatıyor. Fabrika Ayarı anlamlı bir hayatın peşinde, umudu dirilten konuşmalarla evlerimizde yankılanıyor.
Sessiz Bilgeler ise ağaçların gizli hayatına derinden bir bakışla; sabrın öneminden birlikten doğan güce, hayatın zorluklarıyla başa çıkmaktan yaptığımız işlerde özgün ve yaratıcı olmaya dek pek çok ilham verici öneri sunuyor. Muhteşem ve detaylı illüstrasyonlarla zenginleşen bu kitap bize yangınların içinden beslenerek çıkan Banksialar gibi olmamızı öğütlüyor örneğin: Korkutucu olsa bile değişim kucaklayın!
3- Pandeminin etkilerinin 2021 yılında da devam edeceği ortada. Profil Kitapolarak yeni yılda özellikle; zor zamanlarda direncimizi artırmak, dar fiziksel alanlarımızı aşan ruhsal bir genişlik elde edebilmek için bize yardımcı olabilecek kitaplar yayımlamayı istiyoruz.
Bu bakışla seçtiklerimiz arasında değinmek istediğimiz ilk eser, “Bir kitap daha yazmak istedim, ama ölüm ve ölmek değil, yaşam ve yaşamak üzerine,” diyen Elisabeth Kübler-Ross’un David Kessler’le birlikte hazırladığı Yaşam Dersleri. Kübler; mutluluk, ümit, sabır, öfke, kayıp gibi duyguların öğrettikleri üzerinden hayatı her anıyla dolu dolu yaşayabilmemiz için pratik dersler sunuyor. Kendi doğamızı tanımamızda ve ruhlarımızın, canlarımızın iyileşmesini sağlamada bize yol gösteriyor.
İyilik hâlini inşa etmede bir başka rehber ise Katie Brindle’ın Yang Sheng’i. Bedenlerimiz kendi kendini iyileştirmek için tasarlandı, Yang Sheng’de anlatılanlar bunun farkına varmamızı ve yorgun, baskı altında, stresli, endişeli veya umutsuz hisseden insanlar olarak dengeyi yeniden nasıl kurabileceğimizi bize öğretiyor: bedenimizi, zihnimizi ve ruhumuzu besleyerek.
Hollanda'nın “hiçbir şey yapmama sanatı” Niksen’de ise Olga Mecking, meşguliyetimize nasıl ara verebileceğimizi, bilinçli bir seçim yaparak geriye yaslanmanın önemini anlatıyor; sürekli koşuşturmaya karşılık duraklamanın getireceği verimi inceliyor. Niksen bunalmış, tükenmiş veya bitkin hissedenlerin ihtiyaç duyduğu değerli bir çalışma.
Kaygı ve stresle baş etmek, esenlik ve gönül doygunluğuna erişmek için başvurulabilecek bir diğer görüş ise “ukeireru” yani Japonların kabullenme ilkesi. Psikolog Scott Haas, Why Be Happy’de kabul etme pratikleriyle yaşadıklarımızı ele alıp olayları yeniden çerçevelendirerek günlük gerilimlerimizi kontrol altına alabileceğimiz bir eylem tarzından bizi haberdar ediyor. Kendimizi doğanın bir parçası olarak görmenin, topluluk oluşturmanın, çevremize faydalı olmanın ve dünya üzerindeki kısacık zamanımızı kabullenmenin yarattığı dinginliği deneyimlememizi amaçlıyor.
Toplumsal bakış açısından bireye döndüğümüzde ise Hermann Hessebizi selamlıyor. Entdecke dich selbst! (Kendini Keşfet!) kitabıyla Hesse, gelişime açık ve benzersiz tabiatıyla insana, bireye olan inancını ortaya koyuyor. Sadece bireyin eğitilebilir olduğunu savunuyor ve anlam krizinden korunmamız için kendimizi keşfetmemiz gerektiğini anlatıyor.
Çeviri eserlerde kişisel gelişim haricinde pazarlama, popüler bilim, spor gibi alanlarda kitaplığımızı zenginleştirmeye devam ediyoruz. Pazarlama gurusu Seth Godin’in Practice’i, Colin Stuart’ın Güneş’in sırlarını açıklayan Asi Yıldız’ı ve Sam Smith’in hazırladığı Derrick Rose’un ilham veren biyografisi I'll Show You bunlara örnek… Dünya edebiyatında, nefret ve ayrımcılık suçunun keskin karanlığını şiirsel bir üslupla ele alan Johannes Anyuru’nun distopyası Annelerinin Gözyaşlarında Boğulacaklar da yeni yılda yayımlanacaklar arasında.
Bekir Develi ve Muhammed Emin Yıldırım’ın hazırladığı Herkes İçin Siyerheyecanla beklenenlerden… Fatma Barbarosoğlu, Gürsoy Uysal, Gökhan Ergür, İbrahim Paşalı, Atilla Akar ve daha nice isimden de yeni eserler gelecek… Dileriz 2021 kitaplarımız kadar güzel olur.
Redhouse Kidz (SEV Yayıncılık) - Editör Gökçe Aytuğ
1- Mart, nisan, mayıs aylarında yeni kitap basımı oldukça azaldı ve tüm dünyada yayınevlerinin yayın programlarında kaymalar oldu. Yayıncılar, pandemi döneminde okurların çoğunlukla çoksatar kitapları/yazarları ve yenileri değil, daha önceden bildikleri kitapları tercih ettiklerini açıkladılar. Biz de bahar aylarında yayımlamayı plandığımız kitapları erteleyerek ancak yazın yayımlayabildik. Türkiye’de nisan ayından sonraki kitap fuarları iptal oldu, uluslararası kitap fuarları ise online olarak gerçekleşti. Dünya genelinde ve Türkiye’de kitabevlerinin kapanmasıyla okurlar e-ticaret sitelerine yönlendi. Sektörde önem kazanan bir diğer konu da dijital yayıncılık oldu. Yayıncılar konuyla ilgili çeşitli bilgilendirme toplantılarına katıldılar. Biz de Redhouse Kidz (SEV Yayıncılık) olarak dijital yayıncılıkla ilgili çalışmalarımızı hızlandırdık. Ayrıca sosyal medya aracılığıyla okurlarımızla daha fazla etkileşime girdik. Sosyal medya hesaplarımızdan içerikler paylaştık ve paylaşmaya devam ediyoruz. Yazarlarımız kitaplarını okudu. Kitapların içinden, çocukların evde yapabilecekleri etkinlik örnekleri paylaştık. Yazarlarla canlı yayın, çocuklarla online buluşmalar gerçekleştirerek iptal olan fuar ve okul etkinliklerini telafi etmeye çalıştık.
2- İşte Benim Bir Günüm kitabımız, Redhouse Kidz’in (SEV Yayıncılık) en çok okunanları arasındaydı. Dünyanın yedi farklı yerinden yedi çocuğun bir gününü anlatan, kültürlerini tanıtan ve sonunda da hepimizin aynı gökyüzüne baktığını vurgulayan kitabımız, uzun süre evinden çıkamayan çocuklara dünyanın aslında kocaman ve renkli bir yer olduğunu hatırlattı. Bu yıl çok okunan kitaplarımızdan biri de Judith Malika Liberman'ın yazdığı, Zeynep Özatalay'ın resimlediği Önce Hayal'di. Şarkılarla zenginleşen bu kitap okurlara, masalı yazarın sesinden dinlemek gibi bir alternatif de sunuyor. Ağustos ayında yayımladığımız "Postacı Fare"serisi de çok sevildi. Küçük okurlarla birlikte sayfalardaki ayrıntılara dalıp her seferinde yepyeni bir detayın peşinden gitmek, birlikte kitap okumanın zevkine ayrı bir macera katıyor. Aytül Akal’ın çocukluğunu kaleme aldığı anı kitabı Kim Demiş Yaramazım Diye ve Uğur Altun'un resimleriyle Aydın Doğan Ulusal Çocuk Kitabı İllüstrasyonu Başarı Ödülü kazanan, uzman klinik psikolog yazar Büşra Tarçalır Erol'un yazdığı Zor Balık da bu yıl çok okunan kitaplarımızın arasındaydı.
3-Redhouse Kidz (SEV Yayıncılık) olarak yeni yıl için umutlu planlar yaptık. 2021'de yayımlamak üzere yine farklı yaş gruplarına yönelik, farklı kategorilerde kitaplar hazırlıyoruz. Akademisyen yazar Ayfer Gürdal Ünal'ın yeni çocuk romanını yayımlayacağımızın müjdesini de okurlarımızla paylaşalım. Yayınevimize İrem Almaç Yüce, Ece Zeber, Özlem Yurteri gibi yeni yazarlar da katılıyor. Dünya yazınından seçtiğimiz resimli kitapların yanı sıra, eserleri klasikleşmiş İngiliz yazar Enid Blyton'ın pek çok dile çevrilmiş olan bir serisinin üç kitabı da yayın programımızda.
Siren Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Sanem Sirer
1- Koronavirüsün yıkıcı etkisi, yaşamın her alanında derinden hissedildi. Mart ayında ilk vakanın saptanmasının ardından bir belirsizlik dönemiyle karşılaştık; bu, aynı zamanda önceliklerimizi de yeniden gözden geçirdiğimiz ve çalışma pratiklerimizi salgın şartları doğrultusunda yeniden düzenlediğimiz bir süreçti bizim için. Bağımsız bir yayınevi olmanın belki de en büyük avantajı birtakım esnekliklere sahip olmak, bu gibi durumlarda şartlara uyum sağlama konusunda hızlı davranabilmek; öngörülerimiz doğrultusunda gerekli önlemleri aldık ve yeni bir düzen oturttuk. Bu dönemde internetteki satış kanallarımızı geliştirdik, web sitemizi yeniden düzenledik ve kitabevleriyle dayanışmamızdan ödün vermeksizin kitaplarımızı evlerinde izole olan okurlarımıza tanıtmanın, göstermenin yeni yollarını araştırdık. Ben bir süredir Kitap, Kaşık ve Diğer Gerekli Şeyler adlı podcast’imde editörler ve yayın yönetmenleriyle kitaplardan ve onları kitaplara yönelten süreçlerden bahsediyordum; bu sene podcast yayınları biraz aksasa da Jonathan Safran Foer’i konuk etmiş olmaktan gurur duyuyorum; bu, okurlarımızı da heyecanlandıran bir olaydı, zamanımızın böyle etkin ve özgün bir yazarının sesini duymak ve duyurmak, kelimelerine kulak vermek güzeldi. Geçtiğimiz aylarda Etgar Keret’in yazdığı, Avi Pardo’nun çevirdiği iki güzel Keret öyküsü Kalben ve Sezin Akbaşoğulları tarafından seslendirildi ve BantMag’da yayımlandı, bunlar da birer heyecan kaynağı oldu bizim için. Kıraathane’nin Kitap Şenliği kapsamında çevirmenlerimiz Begüm Kovulmaz ve Dilek Başak ile yaptığımız sohbetlerle Yoko Tawada ile gerçekleştirdiğimiz söyleşi, evde olmanın yarattığı yalıtılmışlık hissiyle başa çıkmamızı kolaylaştıran ve okurlarımıza yeni pencereler açmayı amaçlayan girişimlerdi. Bu gibi etkinliklerimiz sürecek, zira bu dönemde, evlerimizden daha az dışarı çıktığımız bu günlerde edebiyatın yardımıyla çoğalmaya, edebiyattan güç ve ilham almaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
2-Bu yıl, kitabevlerinin geri planda kaldığı ve internet satışlarının büyüdüğü bir yıl oldu. Okur tercihleri de bir süredir devam eden bir eğilimin devamına işaret ediyor ve modern klasiklere yönelimin sürdüğünü gösteriyor… Biz, kendi okuruyla yol alan ve tek tek kitaplardansa çizgisiyle benimsediğimiz yazarların yazın evrenlerini kapsayacak şekilde yayıncılık yapan bir oluşumuz; bu sene bizim için Valeria Luiselli’nin, Etgar Keret’in, Shirley Jackson’ın kitaplarına olan ilginin büyüdüğü bir sene oldu. Hep ilgi gören Jack Kerouac, Henry Miller gibi devlerin metinlerine, ayrıca Jonathan Safran Foer gibi, Colson Whitehead gibi çağdaş edebiyata şimdiden damgasını vurmuş yazarların kitaplarına talep yüksekti. Pandemi dönemine adım atmadan hemen önce yayımladığımız, Yoko Tawada imzalı distopik roman Tokyo’nun Son Çocukları, özellikle kapanma günlerine dair çağrışımlarıyla dönemin ruhuyla örtüştü ve okurların gözdesi oldu; bu süreçte tek bir kitaptan bahsedeceksek o, kapılarını dünyaya kapatmış bir Japonya manzarası çizen ve ekolojik bir felaketin ardından yaşamı yeniden inşa etmeye çalışan bir ortamı bugüne dair tüyler ürperten birtakım öngörüler eşliğinde betimleyen Tokyo’nun Son Çocukları olacaktır.
3-Pandeminin etkilerini uzun bir süre boyunca göreceğiz, aksine inanmak mümkün değil. Kolektif bilincimiz bir savaş cephesinden günbegün haber alıyormuşuz gibi geçen bu günlerin, vaka ve hasta sayılarının, ölüm istatistiklerinin, otoritelere güvensizliğin ve yaşamın kırılganlığıyla yalnızlığına topluca şahit olmanın yarattığı sarsıntıdan sonra daha farklı hassasiyetler geliştirecek – ki bu da, önemsediğimiz şeyleri yeniden değerlendirdiğimiz, yaşamlarımızın anlamı/anlamsızlığıyla yeniden yüzleştiğimiz zeminleri örmememize imkân tanıyacaktır… Krizi fırsat olarak görmüyorum ama ABD’deki ırkçılık karşıtı gösterilerden tutun ülkemizdeki MeToo hareketine varana değin birtakım değişim, dönüşüm hamlelerinin bu sürecin de etkisiyle geliştiğini düşünüyorum. Anlam kaygısı ve arayışı, sorgulama ve ister istemez kaos ile yüklü bir gelecek uzanıyor önümüzde. Sorunlarla dolu bir dünyada çekilen varlık sancıları ve anormal şartlar altında normalin inşasının dayatılmaz sürecinin açacağı yaralar, kendini edebiyatta da gösterecek. Geleceğe bakışın değil geçmişe dönüşlerin, nostaljinin ön planda olacağını varsayıyorum.
Salgın sürecinde dünyanın en büyük yayınevi oluşumlarından biri olan Simon and Schuster, rakibi Penguin Random House tarafından satın alındı; Amazon’u kurarak kitap satışı yapan sitesiyle ticarete atılan bir işadamı, bugün uzayda koloni kurma çalışmaları içerisinde… Krizler içindeki dünyanın geleceği nasıl karanlıksa, yayıncılık manzarası da bu dev ve devleşen aktörlerin hamleleriyle tehditkar bir hâl alıyor, sektörün bağımsız, renkli, özgün aktörlerini tehdit ediyor. Her geçen gün nefes alınacak alanlarını yitirerek dev bir AVM’ye dönen dünyada bu adımlar çok da şaşırtıcı olmasa da, bağımsız yayıncıların ve kitabevlerinin rolü çeşitliliğin muhafazası her zamankinden daha önemli şimdi. Taze nefeslere, zengin zeminlere, özgün ve bağımsız alanlara her zamankinden daha çok ihtiyacımız var, bunlara sahip çıkmamız şart.
2021 yayın programımızda yer alan kitapların arasında pek çok sağlam metin yer alıyor. Bunlardan beni en çok heyecanlandıranı, Dilek Başak çevirisiyle yayımlayacağımız Vigdis Hjorth romanı Miras.Miras, oto-kurmacanın ne denli güçlü olabileceğini gösteren, kişiselle kurgusalı kaynaştırma ve sunma biçimiyle okuruna derin bir sarsıntı yaşatan bir metin, yazarın güçlü sesi de baş döndürücü bir nitelik taşıyor. Laurent Binet’nin Barthes’ı öldürdüğü felsefi polisiyesi Dilin Yedinci İşlevi (çeviren: Melis Oflas), Lucia Berlin’in muhteşem öykülerini bir araya getiren Temizlikçi Kadınlar için El Kitabı (çev: Aylin Ülçer) Valeria Luiselli’den Bana Sonunu Söyle (çeviren: Seda Ersavcı), ne zamandır yayına hazırladığımız Solnit, Wallace ve Kerouac metinleri bizleri heyecanlandıran diğerleri… Don DeLillo’nun iki yeni romanı, Muriel Spark, Herta Müller, David Grossman metinleri okurlarıyla buluşacak yeni senede. Sürprizler de var ama sağlıkla diyelim öncelikle.
Timaş Yayınları Çeviri Edebiyat Editörü Ayşe Tuba Ayman
1-2020'nin yayıncılık adına tek güzel tarafı, insanların kitaplarla olan ilişkisini güçlendirmek adına gerekli şartları sağlaması oldu sanırım. Dalgalı döviz kuru ve Türk lirasının değer kaybı, maliyetlerinin çoğu kur bazlı ilerleyen yayıncılık sektörünü ekonomik anlamda olumsuz etkiledi elbette. Sektör paydaşlarımızdan bağımsız kitapevlerinin pandemi sürecinde aldığı ekonomik hasar da olumsuz etkilerden biriydi. İster istemez dünya yayıncılığı geneline olduğu gibi yayın programımızda revizeler yapmak durumunda kaldık. Geldiğimiz noktada "yeni normal" dediğimiz bu sistem gerçek anlamda hayatta kalmanın yanı sıra maddi/manevi hayata tutunmak için de yeni yolların peşine düşmek durumundayız. Hepimiz için ilham, motivasyon ve elbette koleksiyona eklenecek yeni kitaplar anlamına gelen sektörel yurt dışı fuarları online gerçekleşti. Hayatımızın bir kısmını Zoom toplantılarında geçiren canlılara dönüştük. Kitap fuarlarını yerine koyamadık belki ama okurlarımızla yazarlarımızı bir araya getirdiğimiz canlı yayınlara olanak sağlayan SizBiz Tv uygulamamızı hayata geçirdik. Ve bu süreçte öğrendik ki okurun hayatında kitapların her zaman yeri var, dünyanın neredeyse sonuna gelmiş olsak bile. Yeter ki yayıncı doğru kitabı seçip en iyi şekilde okuruna ulaştırabilsin.
2- Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kurgu dışı kitapların yükselişi tam gaz devam ederken pandemi şartları ve kırılan gerçeklik algımız dümeni biraz daha kurgu kitaplardan yana çevirdi aslında. İnsanlar bu süreçte "duyup da okuyamadıkları"nın peşine düştüler. Bunun içinde klasikler de var, çok satanlar da, yakın zamanda yıldızı parlamışlar da. Ayrıca bir tür olarak zamanın ruhuyla paralel distopyaların yükselişini göz ardı etmek mümkün değil. Bu yıl en çok satan başlıklarımız arasında Olga Tokarczuk'tan Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde, Nazan Bekiroğlu'ndan Nar Ağacı ve Adem Güneş'ten Bırak ve Rahatla var ki bu ilk üç büyük ölçüde satış trendini özetliyor.
3-Biz ne kadar ümidimizi korumaya çalışsak da gidişata bakarsak 2021'in muhteşem bir yıl olacağını söylemek hâlâ biraz güç. Ama her şeye rağmen "yeni normal"imizi çok iyi kitaplarla taçlandırmaya devam edeceğiz elbette. Jokha Alharti'den 2019 Booker International'ı kazanan Dolunay Kadınları, Selja Ahava'dan Gökten Düşen Şeyler, 2020 Booker International finalistlerinden Gölge Kral, Nobel Edebiyat Ödüllü Olga Tokarczuk'tan yeni bir roman Son Hikâyeler, hakları çok kısa sürede 31 ülkeye satılan bir İsveç şahanesi Hayatta Kalanlar, Garson'un yazarı Matias Faldbakken yeni romanı Biz Beş Kişiyiz bu yılın güzellikleri arasında yerlerini alacak. Nazan Bekiroğlu'ndan da bizi çok heyecanlandıran yeni bir roman geliyor. Psikoloji ve popüler bilim kitaplıklarımız büyürken sosyal bilimler tarafında da Renata Salecl ve Besim F. Dellaloğlu gibi isimlerle koleksiyonumuzu genişleteceğiz.
Tudem Yayın Grubu Telif Eserler Yayın Koordinatörü Hülya Dayan
1-2020 yılı, yaşamın her alanında olduğu gibi yayıncılık dünyasında da benzersiz deneyimler yaşattı hepimize. Okurlarımızla ve aracı kurumlarla yüz yüze bağlantılarımız sınırlandı. Yaratıcı ekiplerin geleneksel, birlikte çalışma yöntemleri değişmek durumunda kaldı. Lojistik, ekonomik mücadeleler de cabası. Ancak bu mücadelelerin bize kazandırdığı çok şey oldu. Öncelikle, geleneksel düşünme ve üretim biçimlerimizde ne gibi yeniliklere gidebileceğimiz üzerine daha berrak ve akılcı bir biçimde kafa yorar olduk. Değişim rüzgârını, kültür ve eğitim yayınlarının yelkenine nasıl doldurabileceğimizi yeniden tasarlar olduk. Resim sanatında, edebiyat sanatında, müzik sanatında, sinema sanatında, mühendislik sanatında (her türlü sanat ve zanaat alanıyla çoğaltabiliriz bu listeyi) nasıl ki belirli çerçeveler, belirli sınırlar dahilinde üretim yapmak sanatçının yaratıcı hamlelerini tetikliyorsa, biz de yayıncı olarak yeni sınırlar dahilinde ihtiyaç duyacağımız yeni manevra yeteneklerimizi test etme fırsatını yakaladık. Bu değişim döneminde, kültür ve eğitim yayıncısı olarak sorumluluklarımızı, görevlerimizi yeniden tartar ve taze bir ruhla, yenilenmiş katma değerler üretmenin yaratıcı yollarına düşer olduk.
2- Bu yıl okurlarımız, Tudem Edebiyat Yayınları koleksiyonumuzun çerçevesinden bakarsak, öncelikle en güvendiği, bildiği yazarların romanlarını takip etmekten geri durmadı. John Boyne’un Çizgili Pijamalı Çocuk, Andy Muligan’ın Çöplük, Miyase Sertbarut’un Sisin Sakladıkları, Aytül Akal’ın Süper Gazeteciler 1, Michael Morpurgo’nun Savaş Atı isimli eserleri, en çok tercih edilenler arasındaydı.
Bu yılın özel şartlarıyla tetiklenen tercihler arasında, çocukların tüm eğitim ve boş zaman faaliyetlerinin eve sığması zorunluluğundan kaynaklanan etkinlik ihtiyacını karşılayan “Küçük Yıldızlar İlk Okuma Kitaplığı” serisini sayabiliriz. Aynı şekilde, küçük okurlara hem rahatça okuyabilecekleri hem de umutlu, sempatik hikâyeleriyle ilham kaynağı olan “SEN DE OKU” koleksiyonu ilgi gördü. Evde tek başına okuma ve bunu zevkle yapma olanağı sunduğu için bu eserlerin ilgi odağı olduğunu düşünüyoruz.
Özetle, bu yıl okurlarımızın, öncelikle güvendikleri yazarlara eğilim gösterdiklerini; ardından da, etkinlik ihtiyaçlarını karşılayan, sokakta yaşayabilecekleri maceraları sayfalara taşıyan, heyecan hissini yaşatan, umut tazeleyen ve güldüren, yalnızlığın burukluğunu azaltan eserleri tercih ettiklerini söyleyebiliriz.
3-Gelecek yayın döneminde pandeminin etkilerini görmeye yayıncılık dünyası olarak hep birlikte devam edeceğiz. Okurlarımızın, düşünme biçimlerinden tutun da iletişim kurma yöntemlerine, beslenme alışkanlıklarından tutun da uyuma, çalışma, eğitim alma düzenlerine kadar yaşamlarının her alanı bir değişimden geçiyor. Bu değişim sürecinde bilgi edinme, kültürel gıdaya erişim, eğlence ve vakit geçirme biçimleri de evrimleşiyor. Tüm bu süreçlerden yayıncılık sektörü kaçınılmaz olarak etkilendi ve etkilenmeye devam edecek. Hem olumlu hem de olumsuz yönde. Kitabın; derli toplu, odaklı, güvenilir referanslarca desteklenmiş bir bilgi kaynağı; estetik, derinlikli, uzun ömürlü bir eğlence kaynağı; dil, düşünce ve duygu dünyasını zenginleştiren bir sanat pınarı olma niteliklerini okurlarımıza ve okur adaylarımıza ne kadar anlatabilirsek, sesimizi duyurmayı ne kadar başarabilirsek, olumlu yöne dönme olasılığımız artacak. Bilgi, sanat, eğlence üçgeninde yayıncılığın birçok ev içi rakibi var. Bu rakiplerden ayrılan yönlerimizi ve kitapların biricikliğini gözler önüne seremezsek, olumsuz yöne dönme riski de biz yayıncıları bir dönemeçte bekliyor olacak.
2021 yılında Tudem Edebiyat Yayınları olarak, farklı okuma gruplarının ihtiyaçlarına yönelik geniş bir yelpazede eser üretmeyi ve sunmayı planladık. Öncelikle, okuma güçlüğü çeken ve okumaya isteksiz minikler için içeriği ve biçimi özel olarak tasarlanan ve 24 eserle ikinci yılını kutlayan “SEN DE OKU” koleksiyonumuz, hem çağdaş eserler hem de klasikler kategorisinde her ay meyve vermeye devam edecek. Klasikler kategorisinde Oz Büyücüsü, Peter Pan, Denizler Altında Yirmi Bin Fersah gibi büyülü eserler, Mavisel Yener, Hanzade Servi ve Ümit Mutlu’nun yeniden anlatımlarıyla okurla buluşacak. Aynı koleksiyonun çağdaş eserler kulvarında, çocuk edebiyatı alanında liyakat madalyasına değer görülen, eserleri 40 dile çevrilen ve milyonlarca satan yazar Eoin Colfer’ın Saçımla Derdim Var, Küçük Hekim, Geceden Kaçış kitapları okurları selamlayacak. Yine bu koleksiyon dahilinde, 2020 yılında müjdelediğimiz, titiz ve uzun bir çalışmanın sonucu olan, Stefani ve Treysi Terziyan’ın uzmanlıkları ve deneyimleriyle şekillenen Okuma Güçlüğü 1 - Ses Farkındalığı isimli başvuru eseri, okumaya yeni başlayan veyahut okuma güçlüğü çeken her çocuğun, onlara bu eşsiz ve engebeli serüvende yoldaşlık eden tüm öğretmenlerin, ebeveynlerin, özel eğitim görevlilerinin başucu kitabı olacak.
Çağdaş Türk çocuk edebiyatı koleksiyonumuzda, okur sayısı günbegün artan, her yeni kitabıyla okurunu şaşırtan, düşündüren, aynı anda hem hüzünlendirip hem güldüren yazar Hanzade Servi’nin Kumsal’ın Çizgili Dünyası ve eğlenceli serisi "Su Günlükleri"nin ikinci kitabı Ben Kıskanç mıyım? yerlerini alacak. Koray Avcı Çakman’ın bir kitabın hayat bulma macerasını kurmaca bir eser dahilinde anlatacağı projesi yayına hazırlanacak. Beyza Akyüz’ün masalcı kimliğinden süzülen çağdaş masalları 9 yaş ve üzeri tüm yaşlar için büyülü bir dünyanın kapılarını aralayacak. Pelin Güneş’in bir kendini arayış hikâyesini sözcüklere döken ilk gençlik romanı da raflarda olacak.
Çağdaş çeviri çocuk edebiyatı alanında ise; Üç Çocuk, Bir Öğretmen ve Unutulmaz Bir Gün adlı epik eseriyle her yaştan ve ilgi alanından okurumuzu kucaklayan John David Anderson’ın yine aynı edebiyat gücüyle kaleme alınmış eseri Tuhaflıklar Ailesi Yollarda editör mutfağında hazırlık aşamasında. Savaş Atı adlı eserleriyle, sadece tutkun okurlarla değil, sinema ve tiyatro izleyicileriyle de buluşan Michael Morpurgo’nun, anatopraklarından edilen insanların yürek burkan yolculuklarını ve yeni yuvalarında yaşadıklarını anlattığı, dayanışmayı ve çokkültürlü birlikte yaşama sanatını dillendirdiği eseri Gölge de 2021’de okurumuza sunulacak.
Yapı Kredi Yayınları
1- Salgın nedeniyle çok sayıda kitabevi uzun süre kapalı kaldı. Şu an kitabevleri açık olsa da, insanlar sosyal hayata eskisi kadar çok karışmıyor. Bu nedenle de fiziksel satışlarda eskiye oranla bir düşüş gözlemliyoruz. Bunun yanında çevrim içi satış kanallarından yapılan satışlarda ise bir artış olduğunu söyleyebiliriz. Okurla bir araya gelmeyi her zaman önemseyen bir sektörüz. Bunu da fuarlar, imza günleri gibi çeşitli etkinliklerle gerçekleştiriyorduk. Ancak maalesef uzun bir süre fuar ya da imza günlerinde bir araya gelmemiz zor görünüyor. Yazar ve kitap tanıtımı için biz de herkes gibi sosyal medyaya ağırlık verdik, okurlarımızla tamamen dijital mecralar üzerinden ilişki kurduk. Artık etkinliklerimizi sadece çevrim içi yapıyoruz. Sosyal medyada ve dijital kanallarda birbirinden farklı çok sayıda etkinlik gerçekleştiriyoruz. Pandemi öncesinde yapılan farklı alanlardaki birçok etkinliğimizi çevrim içi ortamlarda paylaştık, çocuklar ve yetişkinler için canlı sergi turları, atölye çalışmaları gerçekleştirdik. Son olarak 15 Aralık’ta “Kulis: Bir Tiyatro Belleği, Hagop Ayvaz”sergimizi açtık. Serginin sanal turunu da önümüzdeki haftalarda internet sitemize koyacağız.
2- Okurunun azaldığı düşünülen öykü türüne bu yıl da son birkaç yıldır olduğu gibi ilginin arttığını görüyoruz. Öykü kitaplarımız sürekli tekrar baskı yapıyor. Edebiyata olan ilgi devam ederken, özellikle 3-8 yaş arasına yönelik çocuk kitaplarımız ve gençlik kitaplarına yönelik ilgi de arttı. Her yaştan okurun beğenerek okuduğu “Harry Potter” dizisi de bunlardan biri. Ayrıca Modern Klasikler dizimizden yayımlanan kitapların son dönem satışlarında önemli artışlar oldu. Bu dizide önceliğimiz daha çok farklı ülke edebiyatlarından yazarların iyi yazılmış eserlerini okurla buluşturmak. “Çok satanlar” listesinde olmayan bu eserlerin okur nezdinde bu kadar ilgiyle karşılanması bizi son dönemde hem şaşırttı hem de çok sevindirdi. Bunun dışında Sabahattin Ali, Nâzım Hikmet, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Ahmet Ümit, Füruzan, Tezer Özlü, Turgut Uyar, Edip Cansever, Tomris Uyar gibi bütün eserlerini yayımladığımız edebiyatımızın en önemli kalemlerinin kitapları, pandemi dönemi de dahil olmak üzere okur tarafından her daim artan bir ilgiyle karşılanıyor.
3- Gelecekte okura farklı sesli kitaplar sunan platformlarda hareketlilik yaşanacağı öngörülüyor. Ayrıca hem e-kitap hem sesli kitap için sunulan abonelik modellerinin de klasik kitap satın alma davranışında değişikliklere yol açmasını bekliyoruz. Bunun ne tür değişiklikler olacağını önümüzdeki 3-5 yıl içinde göreceğiz. Ancak pandemiyle birlikte kitap satın alma davranışındaki bilinen tavsiye kanallarının büyük ölçüde kırılacağı, bunun yerini dijital kanallarda sunulan içerik seçkisinin ve dijital pazarlama faaliyetlerinin alacağı bir gelecek olacağını söyleyebiliriz.
2021 yılında iki önemli Türk yazarımızın kitabını yayımlayacağız. Biri Orhan Pamuk’un dört yıl aradan sonra okuyucuyla buluşacak olan Veba Geceleri isimli eseri. Orhan Pamuk’un Veba Geceleri’nin pandemi ile ilgili yaşadığımız sorunlarla paralellik gösteren hikâyesi nedeniyle okurun ilgisini özellikle çekeceğini düşünüyoruz. Diğeri ise Ahmet Ümit’in Kayıp Tanrılar Ülkesi isimli yeni romanı. Ahmet Ümit, merakla beklenen yeni romanında Pergamon-Berlin arasında geçen iki bin yıllık geçmişe uzanan bir hikâyeyi anlatıyor. Bu iki önemli roman dışında Maalouf’un 2012 yılından bu yana yazdığı ilk romanı Empedokles’in Dostları’nı 2021’in ilk aylarında, Kazuo Ishiguro’nun Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldıktan sonra yazdığı ve Türkçe adı henüz belli olmayan ilk romanı olan Klara and the Sun’ıda Mart 2021 tarihinde yurt dışında yayımlanmasından hemen sonra yayımlayacağız. Bunlar dışında Javier Marias ve Paul Ingendaay’den futbol sevgisiyle ilgili bir kitabı ve ülkemizde çok sevilen İskandinav yazarlardan Dag Solstad ve Erlend Loe’nun da kitaplarını okurla 2021’de buluşturacağız.
Yeni İnsan Yayınevi - Genel Yayın Yönetmeni Aytaç Tolga Timur
1- Salgın hiç kimsenin aklına gelmemiş ve hatırası çok eskilerde, neredeyse yaşayan hiç kimsenin dağarcığında olmayan korkunç bir trajedi. Hâl böyle olunca herkes gibi bizler de nasıl tepki vereceğimizi, yeni koşullara nasıl adapte olacağımızı bilmekte kararsız kaldık. Bunu herkes biliyor. Okurun kitap ile olan ilişkisine gelince, işte orada haberler iyi. Geç saatlerde işten yorgun argın eve dönen ve kendi kişisel geçmişinde kitapla bağını hiç koparmamış geniş bir kitle, bol bol okumaya fırsat buldu. Kitabın internetten kolayca ve tereddütsüz siparişi de bu süreci kolaylaştırdı. Okurlar gibi yazarlar da arttı ve okumaya yazmaya düşkün bizim gibilerin tamamının yüzü güldü.
2- Yeni İnsan Yayınevi, bağımsız bir yayın kuruluşu. Bu nedenle kitap seçiminde odaklandığımız nokta, sevdiğimiz kitapları yayımlamak. Sanıyorum kitap seçimindeki bu tutkumuz, bizim özel okurlarımızı da etkiliyor. Kaldı ki yayınevimizin müdavimi olan okurlar, bizimle kişisel listelerini paylaşıp, bir nevi kitap da sipariş ediyorlar. Biz bu ilişki ve etkileşim biçiminden çok memnunuz. Geride bıraktığımız yıl, bizim için özel ve sıra dışı olay bir kaç yıldır ağırlık verdiğimiz edebiyat serimizin gördüğü ilgiydi. Galiba evde geçen uzun saatler, hayal gücünü tükettikçe edebiyata alan açıldı. Bizi şaşırtan ise çocuk kitaplarının beklediğimiz kadar ilgi görmemesiydi. Bunun nedenlerini biz de konuşmaya ve düşünmeye devam ediyoruz.
3- Her yılın kitaplarını bir sene önceden kararlaştırıp yayın planı oluşturma gibi bir alışkanlığımız var. Daha şimdiden 2021 kitaplarının çoğunu belirledik ya da alanlarını kararlaştırdık. Okurlarımıza zaten alıştıkları başlıklarda kitaplar önermeye devam ederken, birkaç yeni alanda daha eserler hazırlıyoruz. Ekolojinin sağlık ayağını çok ihmal ettiğimizin farkındayız, 2021'de üç tane bu yönde kitabımız hazırlanıyor. Ülkemizde çok sevilen Mancuso'nun Bitki Zekası kitabının devamı sayılabilecek Bitki Devrimi kitabını senenin hemen başında yayımlayacağız. Carlo Petrini'nin Biyoçeşitlilik kitabı da öncelikle başlıklarımızdan biri. Avusturyalı meşhur Permakültürcü Sepp Holzer de hazırladığımız bir diğer önemli kitap. Çocuk kitaplarına yine büyüleyici çizimleri olan Canım Kuzenim, arkadaşlık üzerine Mavi Çizgili Fil önde gelen kitaplarımız olacak. Edebiyat gezintimiz İran, Arap, Finlandiya, Kanada, Macaristan başta olmak üzere, çevre ülkelerin kitaplarıyla süslenecek. Eğitim serimizde en iddialı kitabımız salgınla da alakalı olan Okulsuz Eğitim kitabımız olacak.
Zaman ayırıp soruşturmamıza katılan yayıncılık profesyonellerine çok teşekkür ederiz.
Yayıncılık Dünyasında 2020 Mercek Altında -I-
Yayıncılık Dünyasında 2020 Mercek Altında -II-
Başlıktaki illüstrasyon Nathalie Lees'e aittir.