Çekici Bir Tamlama: Yaratıcı Yazarlık
Umberto Eco, yazarların kendileri için yalnızca, ne alacaklarını hatırlamalarına yardım eden; işi bitince de atılan alışveriş listelerini yazdıklarını söyler. Üstelik, her beş kullanıcıdan birinin şair, her yedi kullanıcıdan üçünün yazar, düşünür, teorisyen, sosyolog, psiklolg olduğu internet denilen bu gayya kuyusunda artık yalnızca gerçek yazarlar değil, herkes birileri okusun diye yazmaktadır. Herkes, neden kendi ölçüsünde bir yazar? "Belki bu dünya bizi kalabalıklaştırdığı kadar yalnızlaştırdığından. Belki, herkesin yazabileceğini fark ettiğimizden. Belki gözümüze gözümüze sokulan çok satılanlar yoluyla hem ünlü hem zengin olunabileceğini keşfettiğimizden. Ya da sadece basılı bir şeylere sahip olma fikrinden. Belki biri, ya da hiçbiri... Ama kesin olan bir şey varsa, o da yazmaya dair artan ilgi... Bu durumun izlerini, özellikle son on yılda hızla artan yaratıcı yazarlık furyasından da görmek mümkün." [1]
'Yazarlık öğrenilebilir mi?' Bu, yaratıcı yazarlık kurslarının ABD-'de 1950'li yıllardaki ilk çıkışından beri sorulan bir sorudur. Kurt Vonnegut, kendisine bu soruyu yönelten Times muhabirine şu yanıtı verir: "Yaratıcı yazarlık kursları açılmadan çok önce yaratıcı yazarlık öğretmenleri vardı, isimleri o zaman da şimdi de aynı, onlara editör denirdi."
Kendisine iyi bir editör bulacak kadar şanslı olmayanlar, çözümü kurslarda ve kitaplarda arar. Doğal sürecinde, bu durumdan yeni bir sektör doğuverir: Yaratıcı Yazarlık. Çin'den İsrail'e kadar dünyanın birçok ülkesinde, Yaratıcı Yazarlık ders olarak okutulmaktadır. Bu ülkelerde üniversiteler öncülüğünde dersler verilirken Türkiye'de iletişim fakültelerinin bazı bölümlerinin yanı sıra birkaç edebiyat fakültesinin Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde lisans düzeyinde okutulmaktadır.
Yaratıcı Yazarlık tamlamasındaki 'yaratıcı' sözcüğü, güzel sa-natlar'daki güzel sözcüğü kadar gereksizdir bir bakıma. Çünkü, kurmaca bir metin ortaya koyan yazar zaten yaratıcıdır, sanatın güzel olması gerektiği gibi... Yaratıcı sözcüğü mutlaka kullanılacaksa, dil açısından yazı yaratımı demek, daha doğru bir yaklaşımdır.
Yazı yaratımı, öncelikle insanın tıpkı karanlık bir mağaraya inercesi-ne, kendi derinliğine açılmayı, bir tür iç yolculuğu çıkmayı göze almasıdır. Yazmayı sevmesi ve anlatacak bir şeyleri olduğuna inan-masıdır. O ilk cümleyi bulmasıdır. Teknik, kurgu gibi somut sorunlar, sonradan çözümlenecektir.
Yaratıcı Yazarlık, -Creative Writing- İngilizceden çevrilmiş bir tamlamadır. Özellikle Amerika'da yazarlığın önemli bir iş alanı durumuna gelmesiyle birlikte bu tür bir eğitim, ortaya çıkmıştır. Esas olarak kurmacanın nasıl yazılacağının öğretildiği bu kurslara katılanların amacı öykü, roman, oyun ve senaryo yazmak konusundaki becerilerini geliştirmektir. Türkçeye de bu şekilde girmiştir. Gazete yazarlığı, inceleme, araştırma yazarlığı, reklam metni yazarlığı gibi edebiyat dışı alanlardan farkını belirtmek için 'yaratıcı' sıfatı kullanılmıştır.
Aslında yapılan iş, edebiyat yazarlığı eğitimidir. Ancak, buradaki edebiyat sözcüğünün, akademik anlamda edebiyat bilimini işaret eden ya da okullardaki edebiyat derslerini çağrıştıran bir işlevi yoktur.
Son zamanlarda yaratıcı sıfatı günümüz iş dünyasının popüler kavramlarından biri durumuna gelmiştir. Sözgelimi, reklam metni yazarlığı da bir tür yaratıcılık içerir. Ancak, yaratıcı yazarlığın asıl amacı, ortaya sanatsal bir yapıt çıkarmaktır. Edebiyat dışında başka bir amaca -bir ürünü sattırmak, bir kampanyayı desteklemek, bir düşünceyi yaymak- yönelik metinler üretmek değildir.
Edebiyat, öncelikle bir sanat disiplinidir. Dolayısıyla yaratıcı yazarlık eğitimi de bir sanat eğitimidir. Resim, yontu, müzik, fotoğraf gibi sanat disiplinleri nasıl öğretiliyorsa, edebiyat için de aynı yol izlenebilir. Gerçi, nasıl bir yol izleneceği, her sanat eğitiminde olduğu gibi bu alanda da eğitmenlik rolünü üstlenen kişiye göre değişir. Sözgelimi; resim öğrenmek için akademiye gidilebileceği gibi, usta ressamların atölyelerine de devam edilebilir. Edebiyat da yaratıcılık açısından diğer sanat dallarından farklı bir yerde durmaz. Dolayısıyla teknikler öğretilebilir, yaratıcılık içinse bir farkındalık yaratılabilir, katılımcıların içgörülerini nasıl artıracakları konusunda, katılımcılara yol gösterilebilir.
Yaratıcılık ayrıcalıklı bir insan grubunun tekelinde değildir. En büyük yanılgı, sanat disiplinlerinin doğuştan gelen bir yetenekle ya da vahye benzer bir esinle gerçekleştiği inancıdır. Eğitime ve çalışmaya az değer veren toplumlarda yaygın görüş budur. Oysa, herkes yazmayı öğrenebilir. Herkesin kendi yaratıcılığının farkına varması sağlanabilir. Bu tür bir atölyeye, kursa katılan birinin yazmaya gerçekten hevesli olması en önemli özelliktir. Dersleri verecek kişinin, yazarlık deneyimi kadar eğitmenlik yetenekleri de önemlidir.
Her yıl akademiden yüzlerce kişi mezun olur. Hepsi ressam, yontucu, besteci olur mu? Olmaz. Ancak, o sanat konusunda bilgili, deneyimli kişiler hâline gelirler.
Bu tür kurslar, atölyeler, benzer heyecanları taşıyan insanları bir araya getirdiği için de yararlıdır. Edebiyata, okumaya, yazmaya az değer verilen bu kültürel iklimde yalnız olmamak kişiyi olumlu yönde besler. Yazar olmaksa kişinin kendi çabasına bağlıdır. Kişi, bu tür derslerle yazma uğraşına iyi bir başlangıç yapabilir; ama kişinin edebiyatın, sanatın insanın tüm hayatına yayılan bir etkinlik, bazen cevabı ömür alan bir soru olduğunu bilerek kararlı ve sabırlı olması gerekir.
Yaratıcı yazarlık uygulamlarında, şöyle bir yanılsama da söz konusudur: Üç ay, beş ay bir derse devam edeceksiniz ve o sürenin sonunda iyi bir yazar olacaksınız. Bu mümkün değildir. Bu dersler, sadece bir beceri geliştirme kursu değildir. Bu süreçte, kimi teknikler öğretilir, birçok şey tartışılır, katılımcılar çok şey kazanır; ancak bu sadece bir başlangıçtır. Sanat uzun bir yolculuktur. Bu tür dersler, kurslar, seminerler, paneller kişiye bu uçsuz bucaksız coğrafyada yapacağı yolculuk için güven ve cesaret verir. Belki bu bilinmeyen ülkede hayatta kalabilmek için bazı teknikler sunabilir. Sonrası kişinin kendi serüvenidir. 2 [2]
Söz konusu serüvene çıkanların, şu ayrıntıları dikkate almaları gerekir:
- Yazmayı düşündüklerinin kendilerinden önce yazılmış olabileceğini akıllarından hiç çıkarmamaları ve bu nedenle kendi seslerini aramaları.
- Yazarlık eğitimin yılları gerektirdiğini, bu derslerin sadece tetikle-yici bir işlev görebileceğini hiç unutmamaları.[3]
İyi bir yazar olmak, öyküleme dilini iyi bilmekten başka şeyler de gerektirir. Sözgelimi; kendi dilinde yazılmış edebiyatın ve dünya edebiyatının gelişim sürecini bilmeyi; kendine özgü yazınsal bir anlayış -poetika- geliştirmeyi; dünya, toplum ve birey hakkında kendine özgü yaklaşmlar edinmeyi gerektirir. [4]
[1] Arman, Burcu; Yazıyayazanlar, Yaratıcı Yazarlık Nedir Ne Değildir?, Sabitfikir, S. 22, Aralık 2012.
[2] Gülsoy, Murat; ‘Yaratıcı Yazarlık Eğitimi de Bir Sanat Eğitimidir’, YaratıcıYazarlık Dosyası, E, S. 60, Mart 2004.
[3] Levi, Mario; ‘Bu Dersler Yazmak İsteyenler Sadece Bazı Anahtarlar Verebilir’, Yaratıcı Yazarlık Dosyası, E, S. 60, Mart 2004.
[4] Bolat, Salih; ‘Yaratıcı Yazarlık Derslerinin Kuram ve Uygulama Olmak Üzere İki Boyutunun Olması Gerekir’, Yaratıcı Yazarlık Dosyası, E, S. 60, Mart 2004.