“Hepimizin Evi” sloganıyla yola çıkan, dinamik, düşündürücü, sorgulayan ve gençleri anlayan bir yayınevi olmayı amaçlayan Yuzu Kitap’ı genel yayın yönetmeni Merve Okçu ile konuştuk.
Yuzu Kitap yayımladığı ilk üç kitabı Dokuz, Arafta ve Senden Önce Senden Sonra ile yayıncılık hayatımıza heyecanlı bir giriş yaptı. Bu kitapların arasına henüz yolunun başındayken eklediği Snow Globe ve Gökevi Hayalet Gezileri ile beş kitaba ulaştı bile. Çoğulcu bir yaklaşım benimseyen komünite olma hedefi taşıyan Yuzu, on altı yaş ve üzeri gençleri bu komünitenin bir parçası olmaya davet ediyor. Yuzu’nun genel yayın yönetmeni Merve Okçu bu komüniteyi şöyle anlatıyor: “Hepimizin geçmişi, deneyimleri, tutundukları farklı olsa da biz bu çeşitliliğimizle varız ve dayanışmayla, yayımladığımız hikâyelerle herkese ev olacağımızı umuyoruz.” Yuzu Asya kökenli bir narenciye. Neden Yuzu’yu seçtiklerini sorduğumda da şöyle diyor Okçu: “Yuzu meyvesinin harekete geçiren gücünden esinlenerek, dinamik, enerji veren ve tadı damakta kalacak hikâyeleri okurla buluşturmak en büyük amacımız.”
Yuzu Kitap yalnızca bir yayınevi olmak istemiyor bir arada olmayı, katılımı ve paylaşımı önemsiyor. Yuzu Kitap, Yuzu Dergi ve diğer tüm iletişim kanallarına buradan ulaşabilir siz de bu komünitenin bir parçası olabilirsiniz.
Geçtiğimiz aylarda yayın hayatına başlayan Yuzu Kitap’ı var eden hikâye nedir? Nasıl bir ihtiyacı karşılamayı amaçlıyor?
Yuzu Kitap, ekibimizdeki herkesin geçmiş deneyimleri, beklentileri, arayışları, mücadelesi neticesinde ortaya çıktı. Duyguların ve yaşanmışlıkların hatta yaşanmamışlıkların, farklı hayatların, ihtimallerin, maruz kalmaların, hikâyelerin izini sürerek kendini var eden bir komünite olmak ihtiyacıyla bir yayınevine doğru evrildik. Kitaplar bizim varoluşumuzun en önemli temsilleriyse kendimizi ya da ötekini bu şekilde yansıtmalıyız diye düşündük. On altı yaş ve üzeri herkesin kendinden izler bulabileceği hatta komünitenin bir parçası olabileceği bir yayınevi Yuzu.
Bir komünite olarak tanımlıyorsunuz. Yuzu Kitap ayrıca “Hepimizin Evi” sloganı ile yola çıktı. Nedir bu sloganın içeriği ve temsil ettikleri?
Ev kavramını köklendiğimiz, bazen kaçtığımız, bazen yenisine ihtiyaç duyduğumuz ama temelde rahat hissettiğimiz, öyle hissetmek istediğimiz bir alan. Yuzu bizim evimiz ve kendimizi en rahat hissettiğimiz yer olsun istedik. Hikâyelerimizle burada var olacağız. Hepimizin geçmişi, deneyimleri, tutundukları farklı olsa da biz bu çeşitliliğimizle varız ve dayanışmayla, yayımladığımız hikâyelerle herkese ev olacağımızı umuyoruz.
Çoğulcu bir anlayış benimsediğinizi görüyorum. Bunu yayın politikanıza nasıl yansıttınız? Kataloğunuzu oluştururken hassasiyet gösterdiğiniz ilkeler, hitap edeceğiniz kitle vb. başlıklarda nasıl bir çalışma yaptınız?
Önceliğimiz her duygunun ve deneyimin sorgulanmadan kabul gördüğü hikâyelerin peşine düşmek. “Evet, bir deneyim yaşadın ve seni anlıyoruz” demek istiyoruz. Örneğin ölümle ilk defa yüzleşmiş bir gencin yas sürecinin uzun sürmesi kendini sorgulamasına sebep olabiliyor. Atlatamamış olmakla kendini suçlu hissedebiliyor ya da kaybının ardından yaşamak fikri zor gelebiliyor. Senden Önce Senden Sonra kitabı tam da bu yasın aslında ne kadar normal olduğu, sınırları nasıl zorladığıyla ve bunun aslında ne kadar insani, ne kadar olası olduğu ihtimali üzerine. Seçtiğimiz kitapların bizi yalnızlık hissinden uzaklaştırması ve yaralarımızı sarması en önemli belirleyici faktör oldu.
Benzerlerinden nasıl bir farkı olmasını istiyorsunuz Yuzu Kitap’ın?
Yuzu Kitap’ta okurlarımızla yakın temasta olmak istiyoruz. Dört ayda bir yayımlayacağımız ve ilk sayısını beş binden fazla okurla buluşturduğumuz Yuzu Dergi’ye okurlarımızın da katkıda bulunmalarını istiyoruz. İsterlerse bir şiirle, belki bir resimle, belki bir kitap yorumuyla, önerileriyle… Sonraki sayımız için bunun hazırlıklarına başladık. Diğer bir hedefimiz okurlarımızla yüz yüze ve çevrim içi buluşmalar gerçekleştirmek, kitaplar ve duygularımız üzerine konuşmak. Modernitenin bizi mahkûm ettiği yabancılaşma ve izolasyondan biraz olsun sıyrılma şansı yakalayarak dayanışmak, gençlerin duygularına ortak olabilmek istiyoruz, çünkü biz de sizdeniz ve sizi anlıyoruz demek pek çok kapıyı aralıyor.
Asya kökenli bir narenciyenin ismi olan “yuzu”dan ismini alan yayıneviniz yine bu kültürün kitapları özelinde mi yayıncılık yapacak? Bu ismi tercih etmenizdeki sebep nedir?
Yuzu’daki seçkimizde hem Asya ülkelerinden hem de Batı’dan eserler var. Kendimizi sınırlandırmadan dengeli bir politika izlemek istiyoruz. Yuzu, sınır tanımadığımız bir yer ve bize hitap eden her şeyi yayımlayabiliriz. Kore’den seçtiğimiz ilk hikâyeler bu isimde bize ilham oldu. Yuzu meyvesinin harekete geçiren gücünden esinlenerek, dinamik, enerji veren ve tadı damakta kalacak hikâyeleri okurla buluşturmak en büyük amacımız.
Çıkış kitaplarınız olarak Dokuz, Arafta ve Senden Önce Senden Sonra’yı yayımladınız. Okurla tanışmak için ilk olarak bu üçünü seçmenizde temel sebep, onları Yuzu Kitap’ta buluşturan ortak noktaları nelerdi?
Okurlarla Yuzu’nun ilk buluşmasında çeşitliliğimizi temsil eden üç eser seçtik. Arafta, Kore asıllı bir Amerikalının duygusal hikâyesini anlatan bir çizgi roman. Dokuz, Kore’de yayımlanan bol ödüllü bir eser. Senden Önce Senden Sonra ise İngiltere’de yayımlanan bol övgü toplamış bir roman. Üçünün kesişimi ise duyguları yansıtma biçimleri, sakınmadan gerçekçi bir şekilde yüzleşmeleri ele almaları.
Henüz tanışmamış olanlara da rehber olması için kitaplardan biraz daha bahseder misiniz? Okura neler vadediyor bu üç kitap?
Dokuz, bir cinayeti çözmeye çalışırken içsel dünyasına yolculuk yapan ve kendinin gizemli yönlerini keşfeden Dokuz’un sürükleyici ve fantastik öyküsü. Arafta, Kore asıllı Amerikalı çizer Deb J.J. Lee’nin otobiyografik çizgi romanı. Toplum baskısı sebebiyle aidiyet problemleri yaşayan fakat pes etmeyip bunlarla yüzleşmeyi öğrenen karakterimizin yolculuğunu okuduğumuz bu kitap, çarpıcı ve büyüleyici sahneleriyle akıllara kazınacak, içinizde tatlı bir burukluk bırakacak. Senden Önce Senden Sonra, kurgusuyla okurunu derinden etkileyecek, okuduğunuz her şeyi sonunda tepetaklak edecek dokunaklı bir roman. Alt kimlik, aidiyet gibi kavramları sorgularken edebi hazzı doruklarda yaşatan bu üç kitap okurların hafızasında kalıcı bir yere sahip olacak.
Türkiye’de gençlerin erişebildiği kitapları türler ve çeşitlilik açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir okur kitlesi yaratmak, okurun ihtiyaçlarını karşılamak açısından sektörün yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
Özellikle 16-22 yaş arası gençlere hitap eden eserlerde eski genç yetişkin edebiyat eserlerinin yerini farklı, hızlı tüketilebilir içerikler yer almış durumda. Biz bir boşluk olduğunu düşünerek bu kitle için daha realist ve kapsayıcı eserlerin peşine düştük.
Dijital çağda genç okurların kitaplarla ilişkisine dair gözlemleriniz nedir? Yuzu Kitap’ı onlara ulaştırmada hangi kanalları kullanmayı hedefliyorsunuz? Yuzu Kitap’a şu an için okurun yaklaşımı, ilgisi nasıl oldu?
Dijital çağda genç yetişkin okurlar, kitaplarla ilişkilerinde iki yönlü bir dinamik sergiliyor. Fiziksel kitaplar estetik ve koleksiyon değeriyle hâlâ çekiciliğini korurken, dijital platformlar okuma deneyimini şekillendiriyor. Özellikle sosyal medyanın etkisiyle, okuma artık bireysel bir aktivite olmaktan çıkıp topluluklarla paylaşılan bir deneyime dönüşüyor. BookTok ve Instagram gibi platformlar kitapların viral olmasını sağlayarak okuma alışkanlıklarını besliyor. Genç okurlar, kendilerini temsil eden karakterler ve güncel meseleleri ele alan hikâyeler ararken, sesli kitaplar ve e-kitaplar sayesinde okuma deneyimini kişiselleştiriyorlar. Buna rağmen, geleneksel kitapların sunduğu fiziksel bağ ve somutluk, dijitalleşen dünyada ayrı bir anlam taşıyor. Özetle, genç okurlar kitaplarla olan bağlarını çeşitlendiriyor ve kişisel, toplumsal ve dijital alanlarda bu bağı derinleştiriyor. Okurların Yuzu’yla ilk temasına gelirsek, İstanbul Tüyap Kitap Fuarı okurlarımızla buluştuğumuz ilk fuardı. Okurlarımızın gerek kitaplara gerekse ekibimize olan merakı hepimize hem heyecan verdi hem de duygusal anlar yaşattı. Sosyal medyadan aldığımız yorumlar ve mesajlar umut veriyor ve daha iyisinin peşine düşmeyi düşündürüyor. Şimdiden komünitemizin bir parçası olmak isteyen onlarca genç var. Bunlar bize doğru adımlarla ilerlediğimiz gösterdi.
Çok güzel haberler bunlar. Gelecek dönemde neler planlıyorsunuz YUZU Kitap için, okuru sizin taraftan neler beklemeli?
Yuzu’da çizgi roman ve roman türünün ardından, manga ile okurlarımızla buluşacağız. Japon yazar ve illüstratör Sakana Sakatsuki’nin büyüleyici ve dokunaklı çizimleriyle muhteşem bir okuma deneyimi Gökevi Hayalet Gezileri’ni yayımladık. Günümüzün şöhret ve lüks takıntısını merkeze alan, Açlık Oyunları ve Squid Game’in birleşimi olarak tanımlayabileceğimiz Snowglobe ise ekranda gördüklerimizin gerçekliğine ne kadar inanabileceğimizi sorgulamamızı sağlayan bir distopya.