Sanat tarihçisi ve Gustave Courbet uzmanı Thomas Schlesser’in sanat üzerine düşünmeyi merkeze aldığı ve cömertlik, birey olmak, melankoli, yas, hayal kırıklığı gibi temaları sanat tarihine iz bırakmış eserler ve sanatçılar üzerinden masaya yatırdığı Mona’nın Gözleri, Işıtan Tual Şekercigil’in çevirisiyle Timaş Yayınları’ndan çıktı.
Mona’nın Gözleri; görme yetisini kaybetmek üzere olan on yaşındaki bir çocuğun gözünden sanat tarihinin önemli 52 eserini keşfetmeye ve üzerine yeniden düşünmeye davet ediyor.
10 yaşında zeki bir çocuk olan Mona, görme yetisini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bunun üzerine dedesi, bu süreçte torununun yanında olmak için sanat eserlerini incelemek üzere onu Paris'teki en büyük üç müzeye (Louvre, Orsay, Pompidou) götürmeye karar verir. Bir yandan Mona'nın günlük yaşamına, okuldaki arkadaşlarıyla ve ailesiyle ilişkilerine tanık olurken diğer yandan büyük sanat eserlerini keşfediş sürecini okuruz. Dede-torun her bölümde Dégas'dan Van Gogh'a, Goya'dan Marina Abramovic'e kadar geniş bir ölçekte pek çok sanatçının eserleri üzerine sohbet ederler.