Hara, Cansu Yıldıran’ın “Vargit Çiçekleri” başlıklı ilk kişisel sergisini 7 Eylül - 18 Aralık tarihleri arasında sanatseverlerle buluşturacak.
Cansu Yıldıran, “Vargit Çiçekleri” sergisinde 2015’te başladığı Mülksüzler serisinin farklı dönemlerinde çektiği iki yüze yakın fotoğrafı kullanıyor. Küratörlüğünü Onur Hamilton Karaoğlu ve Serkan Kaptan’ın üstlendiği sergi, sanatçı Karadeniz’in yaylaları, köyleri ve zorlu coğrafyasındaki kadınları ve doğayı merkeze alarak kimlik, aidiyet gibi kavramların olmadığı bir dünyada, bu öznelerin bir araya gelerek kurguladığı hayatta kalma biçimlerini araştırıyor. Aynı zamanda, “ev” fikri, ilişkiler, anılar ve psikolojik perspektifler yoluyla mekânda fiziksel bir boyuta dönüşüyor.
Haravan Misafir Sanatçı Programı’nın ilk katılımcısı olan Yıldıran, üç ay boyunca Hara’da kalarak bu sergi kapsamında mekâna özgü pek çok fotoğraf-heykel yerleştirmesi üretti. Hara’nın farklı katlarında fotoğraflar şekil değiştiriyor ve yeni formlar kazanıyor, böylece mekânda fotoğraf yoluyla alternatif bir anlatı ortaya çıkıyor. Sergi, geçmişi, kurmaca ve gerçekliğin kesiştiği bir bakış açısı ile yeniden düşünmeye davet ediyor.
“Bu fotoğraflar ailesinin dikili bir ağacının dahi bulunmadığı Kuşmer’de çektiği fotoğraflar, kadınların, hayvanların ve coğrafyanın ataerki ve özel mülkiyet kurumuna sırtını yaslayan mülksüzleştirme güçleriyle nasıl başa çıktığını anlatır. Yıldıran’ın gözü yaylayı huzursuz bir peyzaja; burada yaşayan insan ve insandan ibaret olmayan varlıkları da grotesk bedenlere çevirir. Kapkaranlık gecenin içerisinde patlayan flaşla bir an parlayan çehreler ve engebeli manzara içerisinde eğilip bükülerek biçimsizleşen bedenler Yıldıran’ın kişisel konar-göçer tarihine bakışımızı yönlendirir.”
Begüm Fırat Özden ve Ayça Yüksel’in sergi yazısından.
“Mülksüzler serisi için yıllar süren çaba ve fotoğrafların geçtiği dünya ile ilgili söz söyleme tutkusu, Yıldıran’ın pratiği hakkında pek çok ipucu da veriyor. Yıldıran, fotoğrafı bir kimlik talebine dönüştürüyor. Bu talebi yerine getirmek ise, başka türlü bakmak ve anlamak mümkün. Gündelik hayatın içinde görmek zorunda kaldığımız şey değil hakiki olan. Hakikat, fotoğrafın işaretlediği anda asılı kalan tanımadığımız, yabancı bir ışık, neden veya varoluş. Bu yüzden, Yıldıran’ın gördüğü dünyaya baktığımızda, kendine yer edinmek için uğraşan özneler ile karşılaşıyoruz. Kimliğini, kökeni arayan azınlıklar; evini, ailesini bulmaya çalışan kuirler; hakları uğruna mücadele eden insanlar, onlar için özenle düşünülmüş güvenli alanlarını kuruyorlar fotoğraf dilinde.”
Onur Hamilton Karaoğlu’nun sergi yazısından.