David Martirosyan’ın “Göçebe Yalnızlık” başlıklı ilk kişisel sergisi 22 Mart’a kadar Galeri 77’de sanatseverlerle buluşuyor.
David Martirosyan’ın yaşadığımız çağda var olmanın sessiz çığlıklarını gözler önüne seren 22 farklı eserini bir araya getiren “Göçebe Yalnızlık” sergisi, sanatçının 2020-2024 yılları arasında ürettiği çalışmalarına odaklanıyor. Sergi, sanatçının cesur, ritmik ve dokulu fırça darbeleriyle şekillendirdiği dışavurumcu resimsel yaklaşımını ve güçlü bir fotoğrafik nitelik taşıyan kompozisyonlarını gözler önüne seriyor.
“Teknolojik ilerlemenin eşi benzeri görülmemiş hızı, durmaksızın ve çoğu zaman çelişkili bir şekilde akan bilgi akışıyla birleştiğinde, modern bireyleri mevcut paralel gerçeklikler içinde kendilerini kaybetme riskiyle karşı karşıya bırakmıştır. İnsan, bu ezici “seçim” ve erişim lüksünün gerçek bir anlayışa ve entelektüel özgürlüğe yol açacağını varsayabilir. Ancak paradoksal bir şekilde, bunun tersi gerçekleşiyor gibi görünüyor; insanlar giderek gerçekliği sentezleme yetilerini kaybediyor.
David Martirosyan’ın eserlerinde yalnızlık duygusu kırmızı bir iplik gibi işlenir.
Sanatçı, yapıtlarını tek bir tema etrafında şekillendirmez. O, tarafsız bir gözlemci ve düşünceli bir analisttir. Herhangi bir olay veya durum, onun derin düşüncelerine yol açan bir katalizör hâline gelebilir. Aynı yoğun dikkatle, içinde bulunduğu çevreyi -yaşadığı ortamı- inceler; ister basit bir plastik sandalye, bir çocuk oyuncağı, bir manzarada beklenmedik şekilde yerleştirilmiş bir araba, isterse insan ilişkilerinin karmaşıklıkları olsun, içinde yankı uyandıran her şey onun ilgisini çeker.
Martirosyan, her şeyden önce insan varlığına ve onun özüne ilgi duyar. Bireyin kaçınılmaz varoluşsal yalnızlığı, düşüncelerinin temel konusunu oluşturur. Bu duygu, eserlerinde, hatta figürlerin doğrudan yer almadığı manzara veya natürmortlarında bile hissedilir; burada insan figürü fiziksel olarak yoktur ama varlığı her an sezilir. Sanatçının felsefe ve sanat tarihi konusunda derin bilgiye sahip olduğu açıktır; ancak bu bilgiyi kendine özgü bir entelektüel süzgeçten geçirerek, ona ait benzersiz bir görsel dil oluşturur.”