Ebru Ojen’in hayatı değiştirmek isterken bir anda kendilerini beklenmedik olayların içinde bulanların hikâyesini anlattığı romanı Belgrad Kanon, İletişim Yayınları’ndan çıktı.
Romanda; yolları Türkiye’den Belgrad’a düşmek zorunda kalmış siyasi mülteci kahramanların yaşamlarının sadece yirmi dört saatlik dilimine şahitlik ediyor okur. Bu kahramanlar var olma mücadelesi verirken, aynı zamanda geçmişin hem politik düşleriyle hem de insanlarıyla bir hesaplaşmaya girişiyorlar.
“İki yöne bakan bir yüz görüyorum. Ölümün, gökkuşağını andıran renkleriyle, yaşamın tekdüze, neredeyse gri renklerinin arasında kalmış bir yüz. Bu benim yüzüm mü? Yüzümün bir yan anlamı var mı? Zihnimde beliren görüntülerden manzaralar kuruyorum. Şafağa uyanmış bitkilerin arasında; kum dalgalarının, dolinlerin arasında; dumanların, sümbül köklerinin arasında bir gezginim. Zihnimdeki kelimeler, müzikli renk öbekleri halinde sokaklara yayılıyor. Geleceği hayal ediyorum, geçmişin çile dolu göğsüne uzanmışken üstelik. Sorular gölüne yüzükoyun yatıyorum. Ovaları aşıp yürüyorum yalınayak. Turnaların, kekliklerin kanadına değen o ülkeyi arıyorum; benden aşırı, göğsüme yakın...”