Eda Çekil’in “Kendine Ait Bir Yatak” başlıklı kişisel sergisi 29 Nisan’a kadar BüroSarıgedik’te sanatseverlerle buluşuyor.
Eda Çekil’in “Kendine Ait Bir Yatak” sergisi mahrem ve kişisel tanımlarını tepetaklak ederek yatağı bir direniş mekânı olarak yeniden ele alıyor. Yatakta geçirilen uyanık saatler, verimsizlikle ya da boşa geçmiş vakitle etiketlenirken, Eda Çekil, Kendine Ait Bir Yatak serisinde yatakta kalmanın bir direniş biçimi olup olamayacağını soruyor, hiçbir şey yapmadan sere serpe uzanmanın özgürlüğünü savunuyor. Tüm yapılacaklar listelerini bir kenara bırakıp, sonsuz verimlilik baskısına direnmenin sessiz ama güçlü bir eylem olup olamayacağını sorguluyor.
Yatak ve yatak odası bir mücadele alanıysa sergiyi oluşturan her bir iş mücadelenin farklı bir veçhesine bakıyor. Kişisel olduğu kadar toplumsal, bazen tek başına bazen hep birlikte, bazense sadece kendimizle verilen bir mücadeleyi gözler önüne seriyor. Sanatçının yatağı “derli toplu ve uslu olma baskısına dağınık saçlarımızla hiçbir şey yapmadan öylece sere serpe uzanarak karşı koyduğumuz bir yer” olarak yeniden tanımladığı Kendine Ait Bir Yatak sergiye adını veriyor. Her biri kendi yatağında uzanmış kadınların duvardaki yanyanalığı bir kader ortaklığını düşündürse de mücadelede birleşen her yatak bir başka, kendine özgü ve biricik hikâyeyi anlatıyor.
Eda Çekil’in sanat pratiğinde sıklıkla yer bulan otobiyografik öğeler bu sergide de bazen açıkça bazen daha örtük izleyici karşısına çıkıyor. Evlilik, düğün, çeyiz göndermeleriyle yatağın en geleneksel işaretlerinden biri olan atlas kaplamalı yorgan, fotoğraf serisinde de kadının işaretine dönüşen saçlarla birlikte sergileniyor. Saçın kaynağından uzaklaştıkça cazibesini yitirmesi, giderek itici bir şeye dönüşmesinin karşısında tarağın üzerinde kalmış birkaç tel saç bir hatıra, bir kıymet. Bir leke, yaşam ve ölüm, yaralanma ve iyileşmenin nişanesi oluveriyor.
Çekil’in kendini hemen ele vermeyen işleri yatağa, yatak odasına ve yatağın çok çeşitli göndermelerine odaklanırken bu işaretlerin ne kadar hızla değişip dönüşebileceğini de ortaya koyuyor. Miskinlik ve direniş, cazibe ve iticilik, güvenlik ve tehdit. Topu topu dört metrekarelik bir alanın içinde -yatakta- bir dünya kuruluyor. “Kendine Ait Bir Yatak” yatağın ve yatak odasının coğrafyasında her izleyiciye yeni sorular soruyor, başka hatıraları geri çağırıyor.
Künye: Eda Çekil, Detay, Kendine Ait Bir Yatak, 2025, Cprint fotoğraf, 40x60cm