Sinematek/Sinema Evi, Mayıs - Haziran ayları boyunca “İranlı Kadınlar Konuşuyor” seçkisini ve “Buradayız Ayaktayız” sergisini izleyicilerle buluşturuyor.
Kadın ve na-binary sinemacılar tarafından çekilmiş dört uzun metraj belgesel ve altı kısa metraj filmden oluşan “İranlı Kadınlar Konuşuyor” seçkisine aynı zamanda Saliha Yavuz’un küratörlüğünü üstlendiği “Buradayız Ayaktayız” başlıklı sergi eşlik ediyor.
“Buradayız Ayaktayız” sergisinde, İran’daki İslam Devrimi’nin ardından Tahran’da gerçekleşen büyük kadın yürüyüşünden fotoğraflar; dünyanın farklı yerlerindeki direniş gösterilerinde farklı coğrafya, kültür ve dinlerden insanların bir araya gelerek bütünler oluşturduğu Bahar Samadi’nin Assembly video enstalasyonu; Ata Kam’ın 2013’teki Gezi Parkı protestoları sırasında çektiği Here and Now fotoğrafı; görsel hafızamızda yer etmiş, dünyanın farklı yerlerindeki protestolardan sahnelere yer verdiği cyanotype resimleri ile Yeşim Paktin’in “Mavi Çiçekler” ve “Direniş” serileri; anonim bir sanatçının Çöküş başlıklı resmi; Pegah Derakhshan Rokni’nin The Wind Will Blow Our Hair Away deseni ile, Fulya Çetin ve Can Ünlü’nün İran’daki protestolara selam ettikleri “Salınan” serisi yer alıyor. Sergi, İran’ın tarihi boyunca ve özellikle bugün her yerde yaşanan hak ve özgürlük taleplerini dile getirme, direnme ve sesini duyurma ihtiyacı duyan bir direnişi yansıtıyor. “Buradayız Ayaktayız” sergisi 25 Haziran’a kadar Sinematek/Sinema Evi sergi salonunda ziyaret edilebilir.
“İranlı Kadınlar Konuşuyor” seçkisi ile İran Çantası (Irani Bag), Ne Cüretle Bunu İstersin (How Dare You Have Such a Rubbish Wish), Bir Ailenin Röntgeni (Radiograph of a Family), İranlı Kadınların Kurtuluş Hareketi: Milat (Le mouvement de libération des femmes iraniennes: année zéro), Sessiz Çoğunluk Konuşuyor (The Silent Majority Speaks), Tehlike Altında Yaşama Sanatı (The Art of Living in Danger) ve Kuşaklararası Aktarımlar (Inter-generational Transmissions) filmleri gösterilecek. Program kapsamında ayrıca Ne Cüretle Bunu İstersin filminin yönetmeni Mania Akbari gösterime katılmak ve İran’daki halk hareketiyle ilgili son gelişmelere dair görüşlerini paylaşmak üzere Sinematek/Sinema Evi’ne konuk olacak.
İran’da 1979’da İslam devrimi ile yeni bir yaşam biçimi dayatılmasının ardından sokağa çıkan halk, 1981’de dönemin cumhurbaşkanının görevden alınmasını takiben çeşitli şehirlerde protesto eylemleri gerçekleştirdi. 2003’teki öğrenci ayaklanmaları, 2009-2010 İran seçim protestoları, 2011-2012’de bütün ülkede eş zamanlı gerçekleşen eylemler, 2017-2018’de genel grev ve suya dair protestolar ve ardından temel hak ve özgürlüklere dair eylemler düzenlendi. 2017’de Vida Movahedi, Tahran’ın en işlek caddelerinden birinde beyaz başörtüsünü sopaya geçirerek bayrak gibi salladığı bir eylem gerçekleştirdi. Geçtiğimiz yıl 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin başörtüsünü uygun şekilde takmadığı gerekçesiyle gözaltına alınmasının ardından polis tarafından öldürüldüğü iddiası da İran halkını sokaklara döktü. Ölümlere, tutuklanmalara, idamlara karşın İran halkı, Eylül 2022’den bu yana direnişine devam ediyor. Sadece İran’da değil dünyanın her yerinde halklar insani, ekonomik, politik, yaşamsal haklarına dair taleplerini dile getiriyor ve çoğunlukla başı kadınlar çekiyor. Feminizmin diri tuttuğu kaslar, eylemlerin kadın hareketi ile ilişkisini güçlendiriyor.
“İranlı Kadınlar Konuşuyor” seçkisi hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.