Mert Diner’in “Burada Bulacağımı Bilmiyordum Seni” başlıklı kişisel sergisi 9 Kasım’a kadar Ka’da sanatseverlerle buluşuyor.
Oğuz Karakütük’ün küratörlüğünü üstlendiği “Burada Bulacağımı Bilmiyordum Seni” sergisi, Mert Diner’in 2007-2024 yılları arasındaki üretimlerinden kapsayıcı bir seçkiyi izleyiciye sunuyor.
“İnsan ne kadar uzağa bakabilir? Ve ne kadar yakına? Bu bakışın sınırı nerede bitiyorsa Mert’in bakışı orada başlıyor sanırım. Bu duyumsamayı bakışla sınırlıyorum çünkü gözün kavrayışı sarılmak gibi değil de ayrılmak gibi daha çok. Uzun uzun herhangi bir şeyi izlediğinizi düşünün; nehrin denize döküldüğü bir yer olsun burası, sönmesini beklediğiniz bir kırmızı ışık ya da her şeyi bırakıp, sırtınızı yere yaslayıp ağaç dallarının arasından gökyüzüne bakın uzun uzun. Çok uzaklara bakarken insan kendine bakarken bulabiliyor kendini; ya da gözlerimizi kapadığımızda, kendi içimize bakmaya çalıştığımızda çok uzaklara gidiyor zihin. Mert Diner son yirmi yıldır hepimizin bakışının sınırında, bu çok uzak ve çok yakın arasındaki mesafeyi her gün resimle kat etmiş. ‘Burada Bulacağımı Bilmiyordum Seni’ tüm bu mesafeler kat edilirken karşılaşılan, göz ardı edilen, uzak durulan, içinde olmak istenen, heveslenilen, korkulan, tutunulan, kaybolunan, unutulan, hatırlanılan, öfkelenilen, cezalandırılan, üstü kapatılan ve öngörülemeyen hislerin toplamı. ‘Burada Bulacağımı Bilmiyordum Seni’ aramanın, bulmanın değil, daha çok bir karşılaşmanın büyüsünü taşıyor.
Mert Diner’in altı ayı aşan Ankara günlerindeki diğer bir karşılaşma da Aykan Alemdaroğlu ile. Uzun ve sık atölye ziyaretlerinin sonucunda olgunlaşmaya başlayan yazının Mert’in resim pratiğini anlatan kısmından heyecan verici bir alıntıyla bitirelim: ‘Mert Diner imgeye esinlendiğinde rastlantısal gelişime bırakıyor resim alanını. Yüzeyden şaşmayacak, kesin kes iki boyutta kuracak imgeyi, burada her zaman kararlı. Gözün taradığı imge alanı birbirleriyle ilişkilendirilmiş bölgelere ayrılıyor. Boşluk doluluk birbirine giriyor. Örte örte bölgeleri yeni alanların önünü, olanağını açıyor. Sile sile, kapata kapata yüzeyi, beklenmedik uzam-dokular oluşturuyor. İç içe geçmiş uzamlar çokluğunun ortasında buluyoruz kendimizi; bize uzamların türediği sonsuz kaynak, çevrelendiğimiz büyük-sınırsız gösteriliyor.’”
Oğuz Karakütük
Künye:
1. untitled (uncanny states series), 2021_52x45 cm_acrylic on canvas (tuval üzerine akrilik)
2. untitled (a glimpse of the otherside series), 2013_100x90 cm_oil on canvas (tuval üzerine yağlı boya)
3. unt.us.p3 (uncanny states series), 2022_35x31 cm_acrylic and spray on paper (kağıt üzerine akrilik ve sprey)