Meşher’de sanatseverlerle buluşan “Göz Alabildiğine İstanbul” başlıklı sergi, 29 Eylül’e kadar uzatıldı.
Beş asırdan kesitler sunan “Göz Alabildiğine İstanbul” başlıklı sergide, geniş açılı İstanbul manzaralarını gösteren tablolardan gravürlere, nadir kitaplardan albümlere, panoramik fotoğraflardan Yadigâr-ı İstanbul objelerine 100'ün üzerinde eser yer alıyor. Şeyda Çetin ve Ebru Esra Satıcı’nın küratörlüğünü üstlendiği sergi, izleyicileri İstanbul’un siluetine bir uçtan bir uca bakmaya davet ediyor. Ömer Koç Koleksiyonu’nda yer alan eserlerden oluşan sergi, İstanbul’un Osmanlı payitahtı olduğu, 15. yüzyıldan 20. yüzyılın ilk çeyreğine uzanan bir zaman dilimini kapsıyor.
Sergide farklı kişilerin eserleri bir araya geliyor. Gemi kaptanından seyyahlara, askerlerden elçilere, yazar, ressam ve fotoğrafçılardan mimar ve şehir plancılarına kadar Batılılar tarafından bazen politik veya askeri bazen estetik amaçlarla üretilen eserlerde farklı teknikler öne çıkıyor. Yapıldıkları dönemin diplomatik ilişkilerine, şehrin geçirdiği dönüşümlere, çok kültürlü yapısına ve sosyal yaşamına ait izler bulunduran görüntülere yazılı kaynaklardan alıntılar eşlik ediyor. Bu alıntılar Batılı eser sahiplerinin bakış açısı ile 19. yüzyıl ve erken 20. yüzyıl Osmanlı/Türk edebiyatından sanatsal üretimler arasında bir diyalog imkânı yaratıyor. Sergi, güzelleme yapmak yerine anlatının çeşitliliğini, tasvirlerin farklılığını incelemeye davet ediyor.
Sergilenen eserler arasında; İngiliz ressam Henry Aston Barker’ın 1800 yılında Galata Kulesi’nin tepesinden çizdiği eskizlere dayanarak oluşturduğu İstanbul Panoraması, elçilik sekreteri olarak İstanbul'da bulunan Philipp Franz von Gudenus’un 1741’de İsveç Elçiliği’nin çatısından yaptığı çizime ait gravür, Joseph Schranz’ın Karadeniz’den Marmara Denizi’ne Boğaz panoraması yer alıyor. Ayrıca bilinen en eski 360 derecelik panoramik İstanbul fotoğraflarını çeken sanatçı olarak tarihe geçen James Robertson’ın Bayezid Kulesi’nden çektiği Mayıs 1854 tarihli fotoğrafın sanatçının imzasını taşıyan ithaflı albümünü de sergide izleyici karşısına çıkıyor. Sergide yer alan eserlerden en eskisi Hartmann Schedel’e ait Liber chronicarum (1493) iken, en yakın tarihli eserler arasında ise Alexandre V. Pankoff’un özgün tasarım ve resimlerini içeren albümü (1922-1924) bulunuyor.
“Göz Alabildiğine İstanbul” sergisinde, şehri bir uçtan bir uca izleme imkânı veren panoramik eserler birbirinden ilginç detaylar da barındırıyor. Yerel kıyafetler içinde esnaf, öküz arabasında giden kadınlar, şapkalarıyla ayırt edilen Batılılar, çocuklar ve şehrin dört ayaklıları, İstanbul'un siluetini tamamlayan unsurlar olarak öne çıkıyor.