Mustafa Boğa’nın “Displaced Memories” başlıklı kişisel sergisi 13 Eylül - 19 Ekim tarihleri arasında Gülden Bostancı Galeri’de sanatseverlerle buluşacak.
“Gündelik hayata ait malzemeler geçen yüz yılın ortasından itibaren tarih yazımı açısından arşiv malzemesi değeri taşıyor. Resmî arşiv malzemelerinin yanı sıra sözlü tarih çalışmaları ve görsel kayıtlar başta olmak üzere kaynaklar çeşitlenmeye devam ediyor. Sadece imtiyazlıların değil sıradan insanların hayatlarına dair her türlü belge farklı var oluşlara tanıklık etmemizi sağlıyor. Tarih yazımındaki bu paradigma değişikliği güncel sanata da yansıyor. Gündelik hayata dair her şey arşiv malzemesi olarak kullanılırken atipik sahneler çoğu zaman görünmez kılınan öznelerin varlığını hatırlatıyor. Objektif-subjektif, gerçek-kurgu, orijinal-yapay arasında salınan görüntüler güncel sanata ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Dikotomik yaklaşımlar kırılıyor; gündelik imgeleri bir araya getiren arşivler sanatsal yaklaşımları demokratikleştiriyor.
Walter Benjamin, fotoğrafın ve sinemanın salt egemenlerin çıkarlarını yansıtan araçlar olmadığını, bu araçların aynı zamanda sıradan insanların tarihsel özneler olarak varlığını gösterme potansiyeli taşıdığını söyler. Belki de bu güdüyle Hal Foster’ın belirttiği gibi, güncel sanat alanında bir “arşiv itkisi”yle karşı karşıyayız. Foster arşiv sanatının, üretim sonrası olduğu kadar üretim öncesi olduğunu da vurgular ve sanatçıların mutlak köklerden ziyade belirsiz izlerle ilgilendiklerini, tamamlanmamış başlangıçlara ve projelere yöneldiklerini söyler. Güncel sanat içindeki bu eğilimler arşive duyulan ilgiyi artırıyor; tarihin kayıp yüzlerini gün yüzüne çıkarıyor.
Pratiğinde aile tarihinden ve doğup büyüdüğü coğrafyanın kültürel yapısından yola çıkan ve buradaki çatışmalı öğelerin kimliğinde bıraktığı izlere yer veren Mustafa Boğa, arşivi güncel sanatın ifade biçimlerine dönüştürerek etkin bir şekilde kullanıyor. Sanatçı video, performans, fotoğraf, yerleştirme, nakış gibi farklı mecralarda üretim yapıyor. Yerinden Edilmiş Hatıralar sergisinde yer alan işlerde de gördüğümüz gibi, malzemeler ve temalar izleyici ile sanatçı arasında serbest bir diyalog kurulmasına elveriyor. Fotoğrafların sahibi kim? Fotoğraftakiler kim? Hangi coğrafyada ve zamandalar? Bu sorular izleyicide merak uyandırırken görüntüler hafızamızdaki kayıtlarla kolaylıkla uyumlanıyor. Portakal örneğinde olduğu gibi, bir taraftan oldukça kişisel görünen imgeler diğer taraftan anonimleşip izleyiciyle kolaylıkla ilişkileniyor ve bakanı içine çekiyor. Böylece hikâyeler saçaklanıyor, yayılıyor, çoğalıyor ve nihayetinde kendi hikâye(leri)mizle ilişkileniyor. Zihnimizde formların sesleri yankılanıyor; ağzımızda tatları hissediyoruz: Çaydanlıkta kaynayan su sesi, neşeli bir doğum günü masasından yükselen kahkahalar, bir öpüşmeden kalan ıslaklık…”
Yıldız Öztürk
Künye:
1. Mustafa Boğa 'Dancers' Freehand Machine Embroidery, 2024 Dimensions- w85 x h48 cm
2. Mustafa Boğa 'Oliver' Freehand Machine Embroidery, 2024 Dimensions- w54 x h70 cm
3. Mustafa Boğa 'Mirror Selfie' Freehand Machine Embroidery, 2024 Dimensions- w52 x h84 cm