Yekta Kopan’ın okurlarını hayatın bitmeyen bekleyişine tanık ettiği yeni öykülerinden oluşan kitabı Belki Yaz Erken Gelir, Can Yayınları’ndan çıktı.
Kopan, günümüzün meselelerine de değinen derinlikli öyküler kaleme alıyor. Kitapta yazı bekleyenler, yolun nereye çıkacağını bilmeyenler, sesi uzaktan işitilenler, dur durak bilmeden yürüyenlere dair derinlikli hikâyeler bir araya geliyor.
“Kitapçıdasın. Rafların arasında dolanıyorsun.
Bir kitap dikkatini çekiyor. Kapağında bir kadın var. Kumsalda. Devasa bir can simidi tutuyor. Deniz hafiften dalgalı. Kadının nereden gelip, nereye gittiğini anlayamıyorsun. Çocukluğun geliyor aklına. Çocukluk, kilidi kırık bir hatıra defteri.
Tam arka kapağa bakacakken biri giriyor kitapçıdan içeri. Dikkatin dağılıyor.
Annenin anlattığı masallar, babanın kahkahası eksik fıkraları eriyip gidiyor. Çocukluğun terk ediyor seni, büyüyorsun.
Öyküler, kısa öyküler, masallar diyor arka kapak yazısında. “Keşke roman olsaydı,” diye düşünüyorsun bir an. Sonra hayatın öykülerin toplamı olduğunu hatırlıyorsun. Hayat dediğin, bütün o harflerin, hecelerin, sözcüklerin buluşmasını beklemek.
Hayat dediğin, bitmeyen bir bekleyiş.
Yazarın adı siliniyor kapaktan. Kendi adını görüyorsun orada, bütün o öyküler senin artık. Kitap sadece senin duyacağın bir melodiyle şarkısını söylemeye başlıyor:
Ben bir öykü kitabıyım. İçten bir tebessümle okurunu bekleyen.”