Özge Bahar Sunar’ın yuva ve sahiplik kavramları üzerine düşündürdüğü, doğayı sorgusuzca sahiplenmemek ve hayvanlarla paylaştığımızı hatırlamak için bir kapı araladığı öyküsü Burası Kimin Odası?, İspanyol illüstratör Albert Asensio’nun resimleriyle Redhouse Kidz (SEV Yayıncılık) tarafından yayımlandı.
Hayvanların yaşam alanlarını her gün daha da çok kapladığımız şehir düzeninde, ortak bir hayat sürdüğümüz kimi zaman unutulabiliyor. Ancak bu kitapta roller değişiyor ve bir hayvan insanın yaşam alanına yerleşiyor.
“Melisa aylar sonra evine döner ve bir sürprizle karşılaşır: Penceresi açık kalmış, içeriye bir ağacın dalları girmiştir. Küçük kız bir dalı olduğu için çok sevinir ama bu ağaçta yaşayan sincap onunla aynı fikirde değildir. O ağaç sincabın evidir ve artık Melisa’nın odası da onun evi olmuştur.
“Ama bu ev bizim,” dedim ısrarla. “Ev bizimse içindeki her şey bizimdir.”
“O halde orman da bizim,” dedi. “Orman bizimse içindeki her şey de bizimdir. Ve bu ev ormanın içinde!”
Dalı kesmek isteyen aile, sincabı ve akrabalarını iyice sinirlendirir ve kısa sürede ev, fındıklarını ve cevizlerini odalara dolduran sincapların istilasına uğrar.
“Dalı önce sahiplendiniz,” dedi sincap. “Sonra da kesmek istediniz. Sanki buna hakkınız varmış gibi!”
“Özür dilerim,” dedim. “Annem sadece bir dal diye düşünmüş olmalı. Sonuçta bu dallardan yüzlerce var.”
“Aynı şeyi ev için söyleyebiliriz. Sadece bir ev,” dedi sincap. “Sonuçta bu evden yüzlerce var!”
Her iki canlının da yaşadıkları yerlerde anıları vardır, ikisi için de yuvaları özeldir. Sonuçta kız ve sincabın atışmaları, ortak yaşam alanı bulmaları ile tatlı bir son bulur.”