Wilhelm Genazino’nun ölümünden önce yayımlanan son romanı olan, insan ruhunda uzun bir gezintiye çıkaran Ne Para Ne Saat Ne Kasket, Tevfik Turan’ın Almanca aslından çevirisiyle Jaguar Kitap’tan çıktı.
Genazino yine keskin gözlemler, derin düşünceler ve kendine has bir yalnızlık öyküsü anlatıyor. Romanın kahramanı Genazino’nun tipik karakterlerinden. Anlatıcı bir sokak festivali sırasında eski karısıyla karşılaşır. Kendisi, her ne kadar yeni ilişkiler yaşamaya başlasa da eski karısına, evliliğine, dahası evliliğe dair düşüncelerden bir türlü kurtulamamıştır. Her “eş”in gelecekteki “eski”liğini içinde barındırdığını fark eden kahramanımız sadece evliliğin değil, yaşam, anne-baba, çocukluk, yaşlılık, ölüm gibi konuların da gittikçe çetrefilleştiğini görür. Halbuki bir zamanlar, yaşlandıkça tüm bunların biraz daha açıklanabilir olacağını düşünmüştür.
“Çocuklu bir anne gördüm, durdum. Ani bir şekilde uyanan bir duyguyla çocuğa annesinden, anneye ise çocuğundan dolayı gıpta ettim. Bundan başka, gençliği, güzelliği, kolyesi ve saç şeklinden dolayı da anneye gıpta ediyordum. Ayrıca, kaba saba küstahlığından ve tükürükler savurarak konuşmasından dolayı da çocuğa gıpta ediyordum. Beni şaşırtan yorgunluğum oldu; yaşlanmanın bir ödüllendirilme olduğunu tasavvur ederdim hep; ödülse bir eksiklik olamazdı, rencide edici bir şey de değildi. Oysa eksiklik ve aşağılanma her metroda açık açık yazılıydı. Her vagonda şöyle deniyordu: Yaşlılara boş yer bırakılması rica olunur. Yorgunluğuma sahip çıkabilirdim, ama cesaret edemedim.”
Bir Film tarafından bu yıl ilk kez düzenlenecek 11! Bir Film Hadisesi, yılın merakla beklenen filmlerini vizyon öncesi 2-5 Ocak 2025 tarihleri arasında İstanbul, Ankara, İzmir ve Eskişehir’de sinemaseverlerle buluşturacak.
Sinemanın farklı seslerini ve hikâyelerini keşfetme fırsatını sunan seçkide yer alan bazı filmler, yalnızca bu özel etkinlik kapsamında gösterilecek. 11! gösterimleri İstanbul’da Beyoğlu Atlas 1948, Nişantaşı City’s CineWam, Mecidiyeköy Biletinial Torun Center, Kadıköy Sineması ve Caddebostan CKM Sineması’nda, Ankara’da Kızılay Büyülü Fener ve Bahçelievler Büyülü Fener’de, İzmir’de Karaca Sineması ve İstinye Park Cine Renk ve Eskişehir’de Cinetime Özdilek’te gerçekleştirilecek.
Seçkideki filmler arasında; Nicole Kidman’ın etkileyici performansıyla Venedik Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü kazandığı ve Altın Küre adaylığı elde ettiği Babygirl, Pablo Larraín’in büyük diva Maria Callas’ın hikâyesini anlattığı, Angelica Jolie ve Haluk Bilginer’li Maria, başrolündeki Kate Winslet’a Altın Küre adaylığı getiren, ünlü fotoğraf sanatçısı Lee Miller’in gerçek hikâyesini anlatan Lee, 5 Oscar ödüllü Artist’in yönetmeni Michel Hazanavicius’un dünya prömiyerini Cannes Film Festivali'nde yapan yeni animasyonu The Most Precious of Cargoes, Cillian Murphy’in 80’ler İrlanda’sında bir aile babasını canlandırdığı Small Things Like These, Kabakçığın Hayatı’nın yönetmeni Claude Barras’ın yaratıcı animasyonu Savages, I Lost My Body’nin yönetmeni Jérémy Clapin’in izleyiciye ölümle yaşam arasında sıra dışı bir yolculuk sunan fantastik filmi Meanwhile On Earth, Michael Morpurgo’nun sevilen romanından beyazperdeye taşınan, seslendirme kadrosunda Cillian Murphy ve Ken Watanabe’nin bulunduğu animasyon Kensuke’s Kingdom, Stephen Fry ve Lena Dunham’ın bir dargın bir barışık baba-kızı canlandırdığı filmi Treasure, yönetmen Mohammad Rasoulof’un Almanya’nın Oscar adayı olan ve Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’ne layık bulunan The Seed of the Sacred Fig ve Wim Wenders’in 4K restorasyonlu versiyonuyla ilk kez ülkemiz seyircisi karşısına çıkacak başyapıtı Berlin Üzerindeki Gökyüzü yer alıyor.
11! Bir Film Hadisesi gösterimlerinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.
Arter, “Uzun Cumartesi” kapsamında yılın en uzun gecesinde yani 21 Aralık Cumartesi günü kapılarını sanatseverlere açacak.
Paribu’nun desteğiyle gerçekleşen “Uzun Cumartesi”de güncel sergilerin yanı sıra kütüphane ve kitabevi de 11.00-24.00 saatleri arasında açık olacak. Ömer Koç Koleksiyonu’ndan seçilen eserlerle oluşturulan, Arter’in ilk özel koleksiyon sergisi “Farz Et Ki Sen Yoksun”; Maaria Wirkkala’nın ilk kez 52. Venedik Bienali bağlamında sergilediği ve aynı yıl Arter Koleksiyonu’na dahil edilen yerleştirmesi “Karaya Çıkmak Yasaktır”; Yasemin Özcan’ın daha erken tarihli yapıtlarıyla yeni üretimlerini bir araya getiren “Islak Zemin” başlıklı sergisi ve Koray Ariş’in sanatına kapsamlı bir bakış sunan kişisel sergisi “İçinde Yaşadığımız Deri”, 21 Aralık’ta gece yarısına kadar ziyaret edilebilecek. Paribu ile “Arter’de Uzun Cumartesi” boyunca sergilere giriş ve sesli rehber kullanımı Paribu kullanıcılarına ücretsiz olacak.
“Mozaikten Bir Deniz” başlıklı atölye çalışması, 21 Aralık Cumartesi günü saat 11.00’de Arter Öğrenme Programı ekibinin yürütücülüğünde Atölye alanında gerçekleşecek. 7-11 yaş aralığındaki çocuklara yönelik atölye, katılımcıları Maaria Wirkkala’nın “Karaya Çıkmak Yasaktır” başlıklı sergisinde yer alan aynı isimli yerleştirmeden esinle, kırılganlığı yüksek bir malzeme olan camın farklı kullanımlarını keşfetmeye davet ediyor.
21 Aralık Cumartesi günü saat 14.00’te Arter’in Atölye mekânında Deniz Kulaksızoğlu yürütücülüğünde gerçekleşecek “Belleğin Bahçesinde” başlıklı atölye, Yasemin Özcan’ın “Islak Zemin” başlıklı kişisel sergisinde yer alan Her Şeyi Hatırlamak Bir Tür Deliliktir 10 adlı yapıtından yola çıkıyor.
Kütüphane Söyleşileri başlıklı konuşma serisi, ele alınan kitapların ve eserlerin ortaya çıkış serüvenlerine ve alt metinlerine odaklanırken, çeşitli okuma biçimleri yorumlanarak tartışmaya açılıyor. Kütüphane Söyleşileri serisinin Paribu ile “Arter’de Uzun Cumartesi” kapsamında gerçekleşecek dördüncüsünde Arter, yazılarında görsel sanatlara yakın durmasıyla bilinen yazar Murat Gülsoy’u konuk edecek. 21 Aralık 2024 Cumartesi akşamı saat 17.00’de Arter Kütüphanesi’nde gerçekleşecek etkinlikte Gülsoy, resim sanatını merkeze aldığı romanı Ressam Vasıf’ın Gizli Aşklar Tarihi’nden sonra bu kez yeni romanı Kıyamet Sonrası Olağan Bir Gün üzerinden sanatla ilişkisini konuşacak.
Sesi, görselliği ve hareketi tek bir formda birleştiren Oceanvs Orientalis, heavy bass odaklı, groovy tarzını 21 Aralık akşamı 22.00’de Karbon’da katılımcılarla buluşturacak. Şafak Özkütle’nin dünya müzikal mirasını yeni tarzlar ve tekniklerle harmanlayan sahne personası Oceanvs Orientalis, 2011 yılından bu yana türler arasında gezinen müziğiyle pek çok dünya turnesi gerçekleştirdi. Zıt kavramların ahengini tınılara yansıtacak performansın “warm-up”ını ise disiplinler arası projelerle dikkat çeken Karma Whiff gerçekleştirecek.
Arter’in “Uzun Cumartesi” programı hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Künye:
1-2. Farz Et Ki Sen Yoksun Küratör: Selen Ansen Sergiden görünüm Arter, 2024 Fotoğraf: Orhan Cem Çetin
3. Jackie Matisse: Uçurtma Zamanı Sergiden görünüm Küratör: Gill Eatherley Arter, 2024 Fotoğraf: flufoto (Barış Aras & Elif Çakırlar)
4. Maaria Wirkkala: Karaya Çıkmak Yasaktır Sergiden görünüm Küratör: Nilüfer Şaşmazer Arter, 2024 Fotoğraf: Orhan Cem Çetin
5. Yasemin Özcan: Islak Zemin Sergiden görünüm Küratör: Eda Berkmen Arter, 2024 Fotoğraf: flufoto (Barış Aras & Elif Çakırlar)
6. Koray Ariş: İçinde Yaşadığımız Deri Sergiden görünüm Küratör: Selen Ansen Arter, 2024 Fotoğraf: flufoto (Barış Aras & Elif Çakırlar)
Yetişkinler için kaleme aldığı kitaplarıyla tanıdığımız Caner Almaz’ın başarıya giden yolda yaşanan zorlukların, dostlukların, aile desteğinin ve azmin önemini vurguladığı ilk gençlik romanı Bulutlar Dağılırken, Genç Timaş’tan çıktı.
“Kerem, basketbol tutkusu olan genç bir öğrencidir. Hayalini kurduğu okul basketbol takımına katılmak için büyük bir heyecanla hazırlık yapar. Ancak seçmelerde başarılı olamaz. Ayrıca seçmelere katıldığında, yaşadığı gerginlik ve takım arkadaşlarının kendisiyle alay etmesi nedeniyle içinde bulutlar büyüyormuş gibi hisseder ve öz güveni de sarsılır. Eve döndüğünde ailesinin onu destekleyici yaklaşımıyla yeniden cesaret bulur ve bu sefer daha disiplinli çalışmaya karar verir.
Kerem, kendini daha da geliştirmek için bir basketbol okuluna katılır. Burada yalnızca fiziksel değil, duygusal anlamda da olgunlaşır. Bir yandan arkadaşlarıyla yaşadığı ilişkileri yeniden şekillendirirken, diğer yandan da basketbol sahasında daha güçlü bir mücadele ortaya koymayı öğrenir. Basketbol sevgisi, ailesi ve arkadaşlarından aldığı yardım ve disiplini ile Kerem hedeflerine artık daha yakındır.”
Artnivo, Concorde ve Koton iş birliği ile bu sene ilki düzenlenen Artnivo Baskı Desen Tasarım Yarışması için başvurular 20 Şubat 2025 tarihine kadar devam ediyor.
Özgün ve yenilikçi tasarım sahibi katılımcıları, tasarım projelerine teknik ve finansal katkı sağlayabilecek uzmanlarla buluşturup, iş birliklerinin kurulabileceği bir platform oluşturmayı amaçlayan Artnivo Baskı Desen Tasarım Yarışması’na tüm üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültesi’nin lisans ve lisansüstü öğrencileri kadın giysi baskı deseni tasarımlarıyla başvurabiliyor. Yarışma, katılımcılarına sektörün önde gelen firmalarında doğrudan staj yapma fırsatı sunuyor. Yarışma, yeni tasarımcıların ortaya çıkmasını ve yetiştirilmesini teşvik ederek sektörün yenilikçi ve özgün karakterinin güçlenmesine katkı sağlamayı hedefliyor.
20 Şubat 2025 tarihine kadar devam edecek başvuru sürecinin ardından jüri değerlendirmesi 24 Şubat 2025’te gerçekleşecek. Sonuçlar ise 1 Mart 2025’te duyurulacak, ardından ödül töreninin 10 Mart 2025 haftasında gerçekleştirilmesi planlanıyor.
Yarışmaya başvurular katılımcı ad soyadı, öğrenci belgesi, telefon numarası, adres bilgileri ve desen adı bilgileri ile birlikte art@artnivo.com adresine e-mail yolu ile yapılacak. Detaylı bilgi ve şartlara buradan ulaşabilirsiniz.
Jüri Üyeleri:
Şebnem Alp Alkın - Artnivo.com kurucusu
Prof. Nesrin Türkmen - Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Bölümü Başkan Yardımcısı
Dr. Kami Emirhan - Yeditepe üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü Başkan Yardımcısı
Riella D. Baruh Yakar - Tekstil/Desen Tasarımcısı
Ozanay Erşaylan Çankaya - Koton Tasarım Müdürü
Şule Ağdere - Att Concorde Tasarım Müdürü
Ödüller:
Birincilik ödülü: 10.000 TL/Att Concorde Yaz Dönemi Staj + 10 gün konaklama olanağı
İkincilik ödülü: 5.000 TL/Koton Yaz Dönemi Staj
Üçüncülük ödülü: Att Concorde Yaz Dönemi Staj + 10 gün konaklama olanağı
Cansu Baydar’ın yazıp yönettiği Neredeyse Kesinlikle Yanlış, bu yıl 23 Ocak-5 Şubat 2025 tarihleri arasında ABD’nin Utah eyaletinde düzenlenecek Sundance Film Festivali’ne seçildi.
Cansu Baydar’ın kısa filmi Neredeyse Kesinlikle Yanlış, festivalin resmi kısa film programında yarışacak ve festivalde Kuzey Amerika prömiyerini yapacak. 4,909’u ABD, 6,244’ü ise uluslararası olmak üzere toplam 11.153 kısa filmin başvurduğu festivale bu yıl, beş kategoriye 28 ülkeden toplam 57 film seçildi. Neredeyse Kesinlikle Yanlış, 12 kısa filmin yer aldığı uluslararası bölümde ise, Türkiye’den yarışacak tek film oldu.
Neredeyse Kesinlikle Yanlış, aynı zamanda 8-29 Ocak 2025 tarihlerinde 37.si gerçekleştirilecek Premiers Plan - Angers Film Festivali’nde izleyicilerle buluşacak. Film, festivalin uluslararası kısa film yarışmasında jüri karşısına çıkacak. Dünya prömiyerini 81. Venedik Film Festivali’nin Orizzonti (Ufuklar) bölümünde yapan Neredeyse Kesinlikle Yanlış, Türkiye prömiyerini yaptığı Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kısa Film seçildi, Bakü Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Kısa Film Ödülü’nü, İzmir Kısa Film Festivali’nde de ulusal yarışmada En İyi Kurmaca Film Ödülü’nü kazandı.
Cansu Baydar’ın ilk kısa filmi olan Neredeyse Kesinlikle Yanlış, Suriye’deki savaştan kaçarak İstanbul’a göçen Hanna ile küçük kardeşi Nader’in hikâyesini anlatıyor. Dolapdere’de bir kuaför salonunda tırnak tasarımı yaparak geçimini sağlayan ve Almanya’ya yerleşme hayalleri kuran Hanna’nın genç bir kadın olarak kimliğini ve arzularını yaşamak ile küçük kardeşinin ihtiyaçları arasında denge kurma çabasını anlatan film, zorla yerinden edilme ile daha iyi bir yaşam arayışının kesiştiği bir gökyüzü tasvir ediyor.
Hanna rolünde Suriye asıllı Lübnanlı oyuncu Rahaf Armanazi’nin, Nader rolünde ise İsa Karataş’ın yer aldığı filmde, Büşra Albayrak, Ferhat Akgün, Ubey Gül ve Dante rol alıyor. Görüntü yönetmenliğini Barış Özbiçer’in üstlendiği filmin sanat yönetmenliğini Görkem Canbolat, kurgusunu Doruk Kaya ile Çisem Baydar yaptı. Filmin posterinde Önder Sakıp Dündar’ın, fragmanında ise Fırat Terzioğlu’nun imzası bulunuyor. Yapımcılığını Sinan Yusufoğlu, Ceyda Yüceer, İzlem Genç, Ulaş Tuna Astepe ve Ali Farkhonde’nin üstlendiği filmin dünya satışı ve festival dağıtımını ise İtalya merkezli Lights On yürütüyor.
Pilot Galeri, Hamra Abbas’ın yeni eserlerinden oluşan “Garden Reimagined” başlıklı kişisel sergisini 19 Aralık 2024 - 1 Şubat 2025 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşturacak.
Hamra Abbas’ın “Garden Reimagined” sergisi izleyicilere, bahçe fikrini hem tarihsel hem de kişisel hafızanın bir mekânı olarak yeniden düşünen bir dizi mermer kakma eser sunuyor. Yerinden edilme, kimlik ve zamanın akıp gidişi temalarını irdeleyen katmanlı ve hayal kurduran eserleriyle tanınan Abbas, hem tarihi hem de çağdaş kaynaklardan ilham alarak titiz bir zanaat yaklaşımı kullanıyor. Sergi, bahçeyi kişisel bir deneyimin metaforu hem güzelliğin hem de kırılganlığın, büyümenin ve çürümenin bir alanı olarak düşünmeye davet ediyor. Lapis lazuli, serpantin, yeşim taşı gibi taşlarla titizlikle yaratılan eserler, izleyicileri tarih, hafıza ve doğanın karşılıklı etkileşimiyle ilgilenmeye davet ederek bir merak ve tefekkür duygusu uyandırıyor.
Berlin ve Boston da dahil olmak üzere ikamet ettiği pek çok şehirden ilham alan sanatçı, uzun yıllar boyunca kolay taşınabilir kâğıt, video veya performans gibi geçici ve hafif/taşınması kolay medyumları kullandı. Sanatçı, 2015 yılında ülkesi Pakistan’a döndükten sonra köklü bir değişim geçirdi. Mermer kakma (pietra dura) tekniğiyle ilgilenmeye başladı ve evine ve kültürel mirasına aidiyet hissi uyandıran, geçiciliğin kalıcılığa dönüştüğü önemli bir ifade biçimini benimsedi. Yarı değerli lapis lazuli kullanımı, Abbas'ın yaratım sürecinin önemli bir parçası. Geçtiğimiz yıl sanatçı, lapis lazuli ultra-marin pigmentini üretmek için 14. yüzyıldan kalma bir İtalyan tekniği öğrendi. Bu teknikle ürettiği pigmenti kullanarak hazırladığı Porters 1 adlı çalışması, sergi kapsamında izleyici karşısına çıkacak. Abbas, sanatsal pratiği boyunca ötekileştirilmiş insanların portrelerini yaratmaya devam ediyor.
Künye:
1. Hamra Abbas Garden 3 2024
2-3. Hamra Abbas Flower Studies 2024
Deniz Yüce Başarır’ın kadın yazarlarla sohbetlerinden oluşan podcast serisi “Elim Kalem de Tutar Kadeh de”nin yeni bölümünde konuğu ödüllü çağdaş yazarlarımızdan Gaye Boralıoğlu oldu.
Mey|Diageo’nun destekleriyle hazırlanan, Başarır’ın kadın yazarlarımızı tatlı bir edebiyat muhabbeti için masasında ağırladığı seriyi dinlerken Türkiye’deki kadınların kalemlerinin sesi kadar, kahkaha, topuk ve kadeh sesleri de duyuluyor.
“Elim Kalem de Tutar Kadeh de”nin yeni bölüm konuğu Gaye Boralıoğlu. Yazarın dünyasına öyküler ve romanları aracılığıyla derinlemesine dalan bölümde, hayatımıza dair birçok konuda gündeme geliyor. Kadın meselesini dert edinmiş biri olduğunu söyleyen yazar “Kadın olarak dünyada hele de bu memlekette bulunmanın ne demek olduğunu iyi bilen birisiyim. Dolayısıyla bu benim için önemli bir mesele. Aynı zamanda da bütün dramatik durumlar için, yani anlatmaya kalktığımız hikâyeler için, sağlam bir hat oluşturuyor,” diyor. Usta yönetmen Atıf Yılmaz ile bir dönem çalıştığından da bahseden Boralıoğlu “Biliyorsunuz, Atıf Yılmaz’a kadar hep erkek karakterler üzerine kurulmuştur filmler. Atıf Yılmaz ilk defa bunu tersine çevirmiştir, daha çok kadın karakterler üzerinden kurulan filmler yapmıştır. O dönemde bana, ‘gerçek drama kişisi bu memlekette kadındır, niye bugüne kadar yönetmenler bunu fark etmedi, anlamıyorum,’ demişti. Çok haklıydı, çünkü zaten kadın olmak kendi başına, varoluşu itibarıyla bir çelişki içeriyor. Çelişki de dramanın temel yapısını oluşturuyor,” diye anlatıyor.
İstanbul’un kendisi için önemine değinen Boralıoğlu “İstanbul benim için her şey demek. Bütün edebiyatımın temeli, hayatın da biçimlendiği yer demek. Bütün o karmaşa, kaos, aynı zamanda olağanüstü güzellik, benzersizlik iyisiyle, kötüsüyle… Büyük sesler, küçük sesler, onların hepsinin bir arada bulunuşu… Bana büyüleyici geliyor,” diyor ve ekliyor “…Bütün taarruza rağmen, işgal hareketlerine rağmen yine de kendi kimliğini korumayı başaran bir büyücü aslında.”
“Elim Kalem de Tutar Kadeh de” serisinin bölümlerine Spotify, Apple Podcasts ve CastBox olmak üzere podcast dinlenebilen tüm kanallardan ulaşılabiliyor. İkinci sezondan itibaren sohbetlerin video kayıtları da Deniz Yüce Başarır’ın YouTube kanalında izlenebilir.
Fotoğraf: Başar Başarır
Kreşendo’nun UNESCO Kültürel Çeşitlilik Uluslararası Fonu (IFCD) destekli “Müzikte Eşitlik” Projesi kapsamında düzenlediği Yuvarlak Masa Toplantıları, 17 Aralık 2024’te Diyarbakır’da, 7 Ocak 2025’te İzmir’de, 14 Ocak 2025’te Ankara’da ve 21 Ocak 2025’te ise İstanbul’da gerçekleşecek.
“Müzikte Eşitlik Projesi” kapsamında Ankara, Diyarbakır, İstanbul ve İzmir’de düzenlenecek Yuvarlak Masa Toplantıları, müzik sektörünün farklı paydaşlarını bir araya getirerek daha adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir sektör için çözüm yolları arıyor. Müzik sektörünün dinamiklerini anlamak ve çözüm yolları geliştirmek için bir platform sunan Yuvarlak Masa Toplantıları Espas yürütücülüğünde, 17 Aralık 2024’te Diyarbakır’da, 7 Ocak 2025’te İzmir’de, 14 Ocak 2025’te Ankara’da ve 21 Ocak 2025’te İstanbul’da gerçekleşecek. Müzisyen, DJ, stüdyo çalışanı, ses-ışık-sahne teknikeri, müzikli mekân işletmecisi, prodüktör, menajer, booking agent veya konser organizatörü gibi müzik sektörünün farklı alanlarında çalışan profesyoneller bu toplantılara katılabilecek. Kreşendo, toplantılara katılmak isteyenler için bir Açık Çağrı yayımladı. Değerlendirme sonucunda seçilecek kişiler, Yuvarlak Masa Toplantıları’na davet edilecek. Ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
“Müzikte Eşitlik” Müzik Endüstrisi Anketi, müzisyenlerden teknikerlere, prodüktörlerden organizatörlere ve menajerlerden sektörün diğer tüm paydaşlarına kadar geniş bir katılımla gerçekleştirilecek. Anket, sanatçıların tanımı ve statüsü, sosyal güvenlik, iş koşulları, kültürel çeşitlilik, sanatsal özgürlük, sektör paydaşlarının etki alanları ve karşılaşılan engelleri analiz ederek müzisyenlerin dünyasını daha iyi anlamayı hedefliyor. Katılımcıların anonim olarak dolduracağı bu kapsamlı anketin sonuçları, kültür politikalarının şekillenmesine rehberlik ederken sektör için güçlü bir iletişim ağı oluşturulmasını da teşvik edecek.
“Müzikte Eşitlik” Projesi, müzik sektörünün mevcut durumunu ve karşılaşılan zorlukları analiz ederek sürdürülebilir kültür politikaları geliştirmek üzere kapsamlı bir araştırma yürütüyor. Temmuz ayından beri süren araştırmanın raporunu Başkent Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Osman Özarslan kaleme alıyor. Projenin lansmanı, müzisyenler ile müzik profesyonellerini birebir görüşmelerle buluşturan “Speed Dating” oturumuyla 6 Kasım’da Hollanda Konsolosluğu’nda gerçekleşti. UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Kültürel İfadelerin Çeşitliliği İhtisas Komitesi Başkanı Özlem Ece ile Londra’daki The Wire Magazine ve Berlin’deki Electronic Beats gibi dergilerde çalışmış olan ve Intonal Festival yapımcısı Lisa Blanning’in açılış konuşmalarını gerçekleştirdiği lansmanda, Merve Eryürük, Bülent Forta ve Metin Uzelli “Müzik Sektöründe Yaratıcılığın Yeni Biçimleri” başlıklı panelde yer aldılar. Ankara, Diyarbakır, İstanbul, İzmir’de gerçekleşecek Yuvarlak Masa Toplantıları’nın ardından müzisyenlerin ve müzik profesyonellerinin gelişimine destek sağlayacak konuşma ve eğitimler organize edilecek.
Fotoğraf: İnan Aytaç
Trendyol Sanat, birçok disiplinden bağımsız sanatçının yüzlerce işini özel bir seçkiyle sanatseverlere sunuyor.
Trendyol’un sanatı geniş kitlelere ulaştırmak ve herkes için ulaşılabilir kılmak amacıyla hayata geçirdiği Trendyol Sanat, 150’den fazla sanatçıya ve yaklaşık 1000 esere ev sahipliği yapıyor. Resimden, dijital baskıya, fotoğraftan baskı ve gravüre kadar pek çok farklı kategoride eserlerin yer aldığı platform, her zevke ve her bütçeye hitap ediyor.
Türkiye’de çağdaş sanatın önde gelen isimlerinden Sarp Kerem Yavuz’un büyük ilgi gören çalışması Topkapı’nın Kedileri, Trendyol Sanat’ın yılbaşı seçkisinde öne çıkıyor. Topkapı Sarayı’nın da bulunduğu tarihi Fatih semtindeki sokak kedilerinden esinlenen seri, sanatçının denetimindeki yapay zekanın yorumuyla üretilen 10 adet portreden oluşuyor. İstanbul’un tarihi dokusunu ve kedilerin sokaklardaki özgün karakterlerini sanatsal bir perspektifle buluşturan kartpostal formundaki bu eserlerin her biri, aynı zamanda birer hatıra objesi niteliği taşıyor. Trendyol’a özel 50 adet limitli edisyon üretilen Topkapı’nın Kedileri, 20 x 25 cm ebatlarındaki ciltli kutularda, sanatçının imzasını taşıyan sertifika ile gönderiliyor.
Trendyol Sanat’ın yılbaşı hediye seçenekleri arasında, tasarım oyuncaklardan oluşan Toykontakt seçkisi de yer alıyor. Bu özel koleksiyon, yaratıcı tasarımlarıyla hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap eden benzersiz hediyeler sunuyor. Oyuncağı sanata dönüştüren Toykontakt seçkisi ve limitli edisyon illüstrasyonlar, özgün tasarımlarıyla dikkat çekiyor.
Çağdaş sanatın farklı disiplinlerini aynı çatı altında buluşturan platformda, geleneksel Türk sanatları teknikleriyle üretilen işler de yer alıyor. Dijital çizimler, kolajlar ve farklı tekniklerle üretilen özgün eserlerin yanı sıra çini heykeller, dikiş tekniğiyle üretilen tablolar ve ebru sanatının göz alıcı örnekleri bulunuyor. Trendyol Sanat’ta dönemsel iş birlikleri ile tematik seçkiler de yer alıyor.
Trendyol Sanat, sadece hediyelerinizi anlamlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda genç sanatçıların görünürlüğünü artırarak onların yaratıcı dünyalarını desteklemenizi sağlıyor.
Trendyol Sanat’a, Trendyol mobil uygulaması ve internet sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.